Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/379 E. 2021/30 K. 18.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/379
KARAR NO:2021/30

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:24/06/2019
KARAR TARİHİ:18/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket müşterisi olan … Hastanesi Genel Sekreterliği’ne … isimli şahsın 06/06/2017 tarihinde evrak gönderdiğini, ilgili evrak içeriğiyle …. Başkanlığına … isimli şahsın seçildiği, kendisine imza yetkisinin verilmiş olduğu ve şirketi temsil ettiğinden bahisle vekaletnameler düzenlendiği, şirketi … Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne kendi adına tescil ettiğinin öğrenildiğini, davacı şirket yetkilisi …’un ilgili müşterinin gelen evrak üzerine bildirimde bulunması sonucu yapılmış olan işlemi 06/06/2017 tarihinde öğrendiğini, … Noterliğinden alındığı öne sürülmüş olan 05/05/2017 tarih ve … sayı ile onaylı genel kurul ve aynı noterliğin 12/05/2017 tarih 16086 sayı ile onaylı yönetim kurulu kararının gerçeği aykırı olarak düzenlendiğini, ayrıca Genel Kurul’da hazır bulunanlar listesinde şirket yetkilisi olarak görülen …’un imzasının da taklit edildiğini, … 15.Noterliğinin böyle bir işlem yapmadıklarını belirttiğini, … 25.Noterliğinde düzenlenmiş olduğu iddia edilen imza sirkülerinin de sahte olduğunu, işbu noterliğinde böyle bir işlem yapmadıklarını belirttiğini, …’nin şirketi ilgili olduğu … Belediyesi … 7 Bölge Müdürlüğü … … 223 bölge kurumlara yazı yazdığını ve şirket adına ödeme talep ettiğini, davacı şirketin Ticaret Sicil Müdürlüğüne başvurarak … tarafından verilmiş olan evrakların sahte olduğunu yapılan tescil işlemlerinin iptal edilmesini talep ettiğini, fakat ilgili kurumun işlemi iptal edemeyeceklerini, kesinleşmiş mahkeme kararı getirmelerini istediğini, geçen süreçte davacı şirketin zararının katlandığını ve iflasın eşiğine gelindiğini, ….Asliye Ticaret Mahkemesinde … esas sayılı dosya ile tespit davası açtıklarını, 22/02/2018 tarihli kararla davanın kabul edildiğini, …’nin ortaklığına ilişkin karar ve tutanakların sahteliğinin ve …’un davacı şirkette ortaklığının devam ettiğinin tespitine hükmedildiğini, ilgili memur hakkında görevi kötüye kullanma suçu nedeniyle … C.Başsavcılığının 2018/3927 sayılı iddianame kabul edilmiş olup ….Asliye Ceza Mahkemesinde … esas sayılı davanın halen görüldüğünü, ticaret sicil müdür yardımcısı …’in belge kontrolü ve imza karşılaştırması yapmadan kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı olarak sahte belgelerle şirketin tescil işlemini gerçekleştirdiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL maddi tazminat isteminin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davada husumet yöneltilmesi gerekenin davacı değil, davanın konusunu teşkil eden ve kusursuz bir şekilde aslına birebir benzeyen evrakı hazırlayan ve bundan faydalanan gerçek kişi olduğunu, dava dilekçesinde iddia edilen sözde doğmuş maddi zararlar ile davalının eylemleri arasında herhangi bir nedensellik bağı bulunmadığını, işbu davanın hiçbir suretle kusur yahut ihmale dayalı hukuka aykırı bir eylemi bulunmayan davalıya yöneltilmemesi gerektiğinden davanın husumet yokluğundan reddedilmesini talep ettiklerini, dilekçesi ekinde sunulan ve davacısı …, davalısı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü olan….ATM.nin … esas, … karar sayılı dosyasının 08/11/2017 tarihli gerekçeli kararı ile de sabit olduğu üzere …’nun huzurdaki davaya konu edilen evrakın sahteliğine ilişkin bir mahkeme kararı olmaksızın kayıtlarını düzeltme yetkisi bulunmadığını, davalının davaya konu edilen evraka ilişkin tescil işlemlerini ilgili mevzuata harfiyen uygun şekilde gerçekleştirdiğini, gerekli inceleme ve araştırma yükümlülüğünü eksiksiz şekilde yerine getirdiğini, 6102 Sayılı TTK.nun 32.madesinin 1.fıkrası uyarınca davalının tescil için başvurusu yapılan evraklarda kanuni şartların var olup olmadığını inceleme yükümlülüğü bulunduğunu, davalının incelediği evrakların yasal şartları taşıdığını tespit ederse tescil kararı verebildiğini, Ticaret Sicil Yönetmeliğinin 34.maddesinin inceleme yükümlülüğü başlığını taşıyan maddesinde de müdür ve müdür yardımcılarının tescil için aranan şartların var olup olmadığını incelerken hangi hususlara dikkat etmesi gerektiğinin düzenlendiğini, yönetmelikten de anlaşılacağı üzere … nezdinde çalışmakta olan müdür ve müdür yardımcılarının tescil başvurusu için sunulan evraklarda bulunan imza ve noter kaşesini inceleme yükümlülüğü ve hatta yetkisi bulunmadığını, davacı tarafın huzurdaki davaya konu edilen maddi tazminat talebine dayanak olarak gösterdiği hususları hiçbir suretle ispat edemediğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; ticaret sicilinin hukuka aykırı tutulmasından kaynaklanan tazminat davasıdır.
….ATM.nin … esas sayılı dosyası, ….Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası gönderilmiştir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden davacı şirketin tüm ticaret sicil kayıtları, davacı tarafın 17/05/2017 tarih ve … sayılı tescil işleminin iptal edilmesi için yaptığı başvuru ve başvurunun reddine dair evrak getirtilmiştir.
Dosya mali müşavir ve nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetine tevdi olunmuş, düzenlenen 15/06/2020 tarihli raporda; davalı … nezdinde faaliyet gösteren … Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından 06.06.2017 tarihinde davacılardan …. Tic. A. Ş. nin yönetim kurulu başkanlığına … isimli şahsın seçildiği ve şirketi temsil ve ilzama yetkili olduğuna dair tescilin tamamen sahte evraka dayalı olarak yapılmış olduğu, davacı şirketin imza yetkilisinin dava dışı … olduğuna dair usulsüz tescil işlemi ile davacı şirketin gerçek yasal temsilcilerinin uzun süre firma adına işlem yapamamaları, özellikle şirketin hakediş bedellerini tahsil edememesi, kredi borçlarını ödeyememesi, mevcut ihaleleri tamamlayamaması, kredilerinin geri çağrılması ve gecikme cezalarına muhatap olması gibi mali sonuçlar arasında uygun illiyet bağının bulunduğu, takdiri tamamen mahkemeye ait olmak üzere, davalı …’nun, nezdinde faaliyet gösteren … Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün usulsüz tescil işlemiyle oluşan davacı şirketin zararlarından, TTK.m.25/2 gereğince kusursuz sorumlu tutulabileceği, varsa kusur durumunun olası rücu davasında değerlendirilebileceği, davacıların uğradıkları zararları izah etmelerine karşılık birçoğunu belgelemedikleri, sadece … tarafından hizmetin aksamasına dayalı kesilen cezanın belgelenebildiği, bu ceza tutarının 103.139,16 TL olduğu, davacının, dilekçelerinde izah ettiği diğer kayıpları hakkında dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre bir hesaplama yapılmasının mümkün olmadığı, bunların ancak belgelenmesi veya ilgili kurumlardan celp edilecek evraklar ile teyit edilmesi halinde hesaplama yapılabileceği belirtilmiştir.
HMK 31, 119-1/ğ maddesi uyarınca davacı vekiline talep sonucunu açıklaması, maddi zarar istemlerini somutlaştırması ve ıslah dilekçesini sunması için iki haftalık kesin süre verilmiştir.
Davacı vekili 26/10/2020 tarihli dilekçesi ile, davacı firmanın maddi durumu zorlaştığından kirasını bile ödeyemediğini, işyerinden de çoğu evrakı alamadığını, bu nedenle sadece bilirkişi raporundaki zararı yani davacıya kesilen ceza 103.139,16 TL belirtildiğinden dava değerini bu miktar üzerinden ıslah ettiklerini beyan etmiş, ıslah harcını yatırmıştır.
Davalı vekili 19/10/2020 tarihli dilekçesi ile, 15/06/2020 tarihli bilirkişi raporu ile TTK.m 25/2 gereğince ticaret sicilin tutulmasından doğan bütün zararlardan devlet ile ilgili oda müteselsilen sorumlu olduğu tespit edildiğinden HMK.nun 62.maddesi kapsamında davanın … ihbar olunmasını talep ettiklerini, …nın davalı odanın yanında fer’i müdahil olarak tahkikat aşamasında olan davaya katılmasını talep etmiştir.
Dava …’na ihbar olunmuş, ihbar olunan vekili cevap dilekçesinde; bir an için İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün işlemine binaen bir zarar doğduğu iddia edilse dahi, bu zarar ilişkin olarak tazminat davası açma hakkının doğrudan herhangi bir zarara uğramayan şirket ortağının değil, tüzel kişiliğin olduğunu, bu nedenle davacı şirket ortağının şirketin uğradığı iddia olunan maddi bir zarardan dolayı husumet ehliyeti bulunmamakla olup davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, …ATM.nin … esas sayılı ilamı ile … şirket ortaklığına ilişkin karar ve tutanakların sahteliğinin tespitine ve …’un şirket ortaklığının devam ettiğinin tespitine dair kurulan hüküm karşısında eldeki davada husumetin hukuka aykırılığı tespit edilen işlemleri gerçekleştiren kişiye yöneltilmesi gerekirken … Ticaret Odası aleyhine husumet yöneltilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, öte yandan tescil işlemine dayanak oluşturan 05/05/2017 tarihli ve … sayılı yönetim kurulu kararının ve 05/05/2017 tarihli genel kurul toplantı tutanağının noter tarafından onaylandığı, dolayısı ile ticaret sicili personelinin noter tarafından onaylandığı düşünülen söz konusu belgelere güvenerek tescil işlemini gerçekleştirdiğini, 1512 sayılı noterlik kanunu gereğince işlem güvenliği açısından imza incelemesinin noter tarafından yapılması gerektiği ve noter tarafından onaylanan işlemin aksi ispat edilinceye kadar geçerli olduğunun açık olduğunu, noter tasdikli kararlardaki imzaların sahte olduğunun tespitinin ancak bilirkişi incelemesi aracılığı ile yargı organlarınca yapılabilecek nitelikte olduğunu, kanunda yetki verilen haller ve yargı kararları dışında ticaret sicil müdürlüklerinin ticaret sicili kayıtlarında resen değişiklik yapma yetkisi bulunmadığını, şirket tarafından … Ticaret Sicili Müdürlüğüne hitaben yazılan dilekçe ile söz konusu noter onaylı belgelerin gerçeğe aykırı olduğu ve bu işlemler ile ilgili olarak C.Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu belirtilerek tescil işleminin iptalinin yapılmasının talep edildiğini, müdürlük tarafından 11/07/2017 tarihinde sicil işlemlerinin yapılamayacağına ilişkin sistem üzerinden gerekli açıklama yapılarak firma kısıtlaması koyulduğunu, şirketin tek ortağı …’un mahkemece verilen tespit kararına istinaden bu hususta ayrı bir icrai karar alması ve bunun tescilini müdürlükten talep edebilmesi imkan dahilinde iken oda aleyhine dava açarak tazminat talep etmesinin dürüstlük ilkesi ile bağdaşmadığını, bu nedenlerle işbu maddi tazminat davasında müdahilliklerine ve öncelikle husumet yönünden davanın reddine karar verilmesini, bu yöndeki itirazlarının kabul görmemesi halinde ise davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz 18/01/2021 tarihli celse ara kararı ile ihbar olunan vekilinin müdahale talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas, … karar sayılı, 22/02/2018 tarihli kararı ile 06/06/2017 tarihinde dava dışı …’nin … nezdinde işlem yapmak için gönderdiği davacı şirketin yönetim kurulu üyeliğine seçildiğine ilişkin genel kurul kararı ile kendisine imza yetkisi verildiğine ilişkin yönetim kurulu kararı ve bunların noterden tasdikine ilişkin belgelerin sahteliğine, …’un davacı şirket ortaklığının devam ettiğinin tespitine karar verilmiş, söz konusu karar İstanbul BAM 12.Hukuk Dairesinin 11/09/2018 tarihli ilamı ile kesinleşmiştir.
Tescil başvurusunda bulunan kişinin ilgililer arasında olup olmadığının ve tescili istenen hususun gerçeği tam olarak yansıtıp yansıtmadığının araştırılması hususu sicil müdürünün veya yardımcısının yükümlülüğündedir. Davacı şirket ile herhangi bir ilgisi olmayan dava dışı …’nin tamamen sahte belgelere dayalı olarak davacı şirketin yönetim kurulu başkanı ve imza yetkilisi olarak tescil edilmesi işlemi ile davacı şirketin zararı arasında uygun illiyet bağının bulunduğu, davacı şirket zararından davalının TTK.25/2 gereğince kusursuz sorumlu olacağı değerlendirilmekle birlikte davacı şirketin bu tescilin iptaline kadar geçen süre içinde şirketin temsil ve ilzam edilememesinden kaynaklı olarak … ve diğer ihalelerden hak edişlerini tahsil edemediği, bu nedenle ücretleri ve tahakkuk eden vergileri ödeyemediği, ihaleler için verilen teminat mektuplarının nakde tahvil edildiği ve … tarafından takibe geçildiği, iptal edilen ihaleler nedeniyle gelir kaybının olduğu beyan edilmiş ise de işbu zararlarını belgeleyememiştir.
Dosya kapsamına sadece … tarafından hizmetin aksamasına dayalı 31/10/2018 tarihinde 103.139,36 TL ceza kesildiğinin kanıtı olarak evrak sunulmuş ise de, kesilen bu cezanın … tarafından sahte evraka dayalı tescil yapılmasından kaynaklandığı ve ödemenin davacı şirketçe yapıldığı hususunda dosyaya herhangi somut bir bilgi ve belge sunulamamıştır. Bu nedenlerle iddia edilen zarar kalemleri yönünden ispat edilemeyen davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30 TL karar harcının peşin olarak alınan 44,40 TL + ıslah ile yatırılan 1.744,00 TL olmak üzere toplam 1.788,40 TL’den mahsubu ile fazla alınan1.729,10 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince; 13.748,22 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
7-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.18/01/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır