Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/358 E. 2021/1008 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/358 Esas
KARAR NO :2021/1008

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:11/10/2018
KARAR TARİHİ:22/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacı ile davalı arasında akdedilen 01/05/2014 tarihli vinç kiralama sözleşmeleri çerçevesinde, davalı şirketin … Konstriksiyon işlerinde çalışmak üzere sözleşmelerde bahsi geçen vinçlerin, sözleşmede kararlaştırılan ücret ve şartlarda kiralanması konusunda anlaşmaya varıldığını, davalının işbu sözleşmeden doğan kiralama ilişkisi çerçevesinde 23/07/2014 tarihi ile 30/04/2015 tarihleri arasında düzenlenen faturalardan doğma borcunun bakiye 156.428,39USDsin ödemediğini, davalı borçlunun davacı şirketin tüm taleplerine rağmen, kiralama sözleşmelerinin bu sözleşmelere dayalı olarak tanzim edilen faturalardan doğma bakiye borcunu ödememesi üzerine, davalı şirket aleyhine … 4.İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden takip tarihi itibari ile 156.428,39USD asıl alacak, 56.314,22USD yıllık %12 vade farkı, 23.464,25USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 236.206,86USD alacağın icradan sonra asıl alacağa işleyecek %12 vade farkı ve işlemiş vade farkı alacağı ile asıl alacağa işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden TL karşılığının tahsili talebiyle icra takibi yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalı şirket ile davacı arasında akdedilen sözleşmelerin Asgari Kiralama Süreleri, Ücretler, Fatura, Ödeme zamanı başlıklı 5.maddesinin 5.4 fıkrasın bakıldığında “…Müşteri fatura tarihinden itibaren en geç 30 gün içinde ödemeyi Sarılar’a yapacaktır” dendiğini, sözleşmenin aynı maddesinin 5.7.fıkrasında ise “zamanında yapılmayan ödemeler için yabancı paralı borçlara yıllık %12 oranında vade farkı hesaplanır” hükmünün yer aldığını, sözleşmenin 5.4.maddesinde faturaya bağlanan kira alacağının ödeme tarihinin hüküm altına alınarak, 5.7.maddesinde sözleşmede kararlaştırılan tarihte ödemenin yapılmaması halinde %12 oranında vade farkı hesaplanacağının hüküm altına alındığını, davacı şirketin proje sorumlusu … ile davalı şirketin mali işler müdürü … arasında yapılan e posta yazışmalarında davalı şirketin davacıya bakiye 156.428,39USD borcu olduğunu kabul ettiğini, taraflar arasında yapılan yazışmalardan en son 25 Nisan 2018 tarihli e posta mesajında borcun bir kaç gün içerisinde ödeneceğini beyan eden davalı şirketin, davacıya icra takibine konu edilen faturalardan dolayı borçlu olduğunu ve ödemediğini bildiği halde haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini, itirazın kötü niyetli olduğunu beyanla, haksız itirazın iptaline, icra takibinin devamına ve borçlunun %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, kira sözleşmesini ve altındaki imzayı inkar ettiklerini, davalı şirketin yetkilisinin … Kul olduğunu, bahsi geçen sözleşmenin şirket yetkilisi … Kul tarafından imzalanmadığını, sözleşmenin altında adı geçen şirketin … … İnş Taah Tic ve San Ltd Şti olmadığını, şirket kaşesinin üzerindeki isim ve imzanın … Kul’a veya imza yetkilisi olan herhangi birisine ait olmadığını, davalı şirket yetkilisi … Kul’un imzasını taşımayan belgelerin geçerliliğinin olmadığını, davalının işbu sözleşmenin tarafı olmadığı gibi sözleşmenin geçerli bir sözleşme olmadığını, gerek imza gerekse de imzasız evraklar içeren geçersiz sözleşmenin davacı tarafın haksız ve kötü niyetli olduğunun göstergesi olduğunu, davacının faturaya davalı şirketin adını yazmadığı gibi varlığını iddia ettiği sözleşmenin altındaki ibarenin bile aynısını yazmadığını, davacı tarafın iddialarını ve sözleşmenin geçerliliğini kesinlikle kabul etmemekle beraber, sözleşmenin geçerli bir sözleşme olsaydı dahi imzası sözleşmenin mücbir sebep maddelerinin şartlarının gerçekleştiğinin açık olduğunu, belirtilen tarihlerde … Hükümeti ile … Bölgesel Kürt yönetimi arasında savaş çıktığının herkesçe bilindiğini, bahsi geçen zaman zarfında bölgedeki ticari faaliyetlerin hepsinin doğal olarak durduğunu, davacı tarafın varlığını iddia ettiği sözleşmenin içerisinde düzenlenen mücbir sebeplerin varlığının sabit olduğu görülmekte iken davalı şirketten alacak talebinde bulunmasının kötü niyetli olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
….Sulh Hukuk Mahkemesinin… esas … karar sayılı 04/04/2019 tarihli görevsizlik kararı üzerine dosya mahkememize tevzi edilmiş, taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, sözleşmeler, faturalar, imza sirküleri, ticaret sicil gazetesi, ticaret sicil kayıtları, SGK kayıtları, iş yeri bilgileri, çalışan sayısı bilgisi, işe giriş çıkış detaylı çalışan listesi, fotoğraflar, muavin defter, görüş yazısı, bilgilendirme yazıları, davcı şirketin hesap dönemlerine ilişkin kayıt bilgileri, makbuzlar , gümrük beyannameleri, avans ödemelerinin tercümeleri, ihtarname, ticari defter ve kayıtlar celp olunmuştur.
….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı … İth İhr AŞ tarafından borçlu … … İnş Taah Tic ve San Ltd Şti aleyhine 156.428,39USD asıl alacak, 56.314,22TL işlemiş yıllık %12 vade farkı, 23.464,25USD işlemiş yıllık %5 faiz olmak üzere toplam 236.206,86USD üzerinden takip başlatıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Davalı şirket yetkilisi dinlenmiş olup, “Tarafıma gösterilen 01/05/2014 tarihli …Nak. İth. İhr. Ltd. Şti … Şubesi ile … Kul Kons. … … isimli şirket arasında düzenlenen Vinç Kiralama Sözleşmesi altındaki … … İnş. Taah. San. Ltd. Şti kaşesi altındaki imza bana ait değildir, şirketimde o tarihte de benden başka imza yetkilisi yoktur, sözleşme ve kaşe üzerindeki … isimli şahsi da tanımam ben yada şirketim davacı şirket ile stadyum inşaatı montaj inşaatı ile ilgili herhangi bir sözleşme de yapmış değilim, … benim şirketimde çalışmaktadır, kendisi genel koordinatör olarak çalışmaktadır, … tarafından davacıya atıldığı iddia edilen mail yazışmalarından haberim yoktur, … bu şekilde niçin mail attı onu da bilemiyorum, … isimli şahsı da tanımam, www.bahadırkul.com adresi bizim şirket mailimiz ve adresimizdir, bizim şirket mailimizden davacıya ne şekilde böyle mailler gönderildi bilmiyorum” şeklinde beyanda bulunmuş olup, aynı oturumda imza ve yazı örnekleri alınmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak dosya talimat yolu ile inceleme yapılarak rapor tanzimi için bilirkişiye gönderilmiş, bilirkişi Yüksek Mali Müşavir … tarafından tanzim olunan 31/08/2020 tarihli bilirkişi raporunda; davacı ile davalı şirket “… … ve San Ltd Şti” arasında herhangi bir ticari ilişkinin tespit edilemediğinden davacının, davalı şirketten herhangi bir alacağının olmadığını, davacının davalı tarafa vinç kiralama hizmeti sunduğuna dair taraflarca her sayfası kaşe ve imza altına alınmış herhangi bir sözleşmenin bulunmadığını, sözleşme aslının görülmediğini, davacının …-… bölgesinde davalı şirkete vermiş olduğu vinç kiralama hizmetine dair düzenlenen faturaların teslim alındığına dair fatura üzerinde herhangi bir teslim alan/teslim eden kısımlarının imzalı olmadığını, faturaların davalı şirket adına değil, davalı şirketin imza yetkilisi adına düzenlendiğini, davacının düzenlemiş olduğu faturaların 2014 ve 2015 yılında ilgili dönemlerde vergi dairesine beyan edilmesi gerektiğini, ancak belgeler sunulmadığından beyan edilip/edilmediğinin tespitinin yapılamadığını, faturaların davalı şirket adına düzenlenmediğinden beyanın da yapılmayacağını, ancak mahkemece gerek duyulması halinde davalı şirketin vergi dairesinden Ba-Bs beyannamelerinin talep edilebileceğini, cari hesap dökümlerine göre davalı şirkete veya davalı şirket yetkilisi adına ödenen 450.000USD’nin kim tarafından nasıl ve ne amaçla ödendiğinin tespiti ve davalıya verilen vinç kiralama hizmetinin ispatı halinde taraflar arasında borç/alacak yönünden illiyet bağının kurulabileceğini, dava dosyasındaki e-mail yazışmalarının doğruluğunun teknik değerlendirme gerektiğinden delil olup olmayacağının takdirinin mahkemeye ait olduğunu, davacının davalı şirket aleyhine başlattığı icra takibinde asıl alacağın 156.428,39USD olduğunu, sözleşmenin geçerliliği tartışmalı olduğundan ve bu yönde davacının düzenlemiş olduğu vade farkı faturası da bulunmadığından kabule şayan bulunmadığını, ayrıca temerrüt açısından da icra takibinden önce temerrüt şartlarının oluşmadığını, işlemiş faizin de kabule şayan bulunmadığını, dosyadaki verilere göre davalı ile davacı arasında ticari bir ilişkinin tespit edilemediğini belirtmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, rapora karşı beyanlar dosyaya ibraz edilmiş, itirazlar doğrultusunda dosya talimat yolu ile yeniden inceleme yapılarak rapor tanzimi için bilirkişi Mali Müşavir …’ye tevdi edilmiş, tanzim olunan 28/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda; davacı şirketin öncelikli … Şubesi bulunup bulunmadığı ile ilgili 262 Kuruluş ve Örgütlenme Giderleri Hesabının geçmiş yıl dökümü alındığını, bu döküme göre, davacı şirketin tarafından 2010 yılı Ekim ayında 262 Kuruluş ve Örgütlenme Giderleri Hesabı altında 262.01.001 numaralı hesapta 3.233,78TL tutarında şube kuruluş harcaması yapıldığının görüldüğünü, bu hesaptan davacı şirketin … Şubesini 2010 yılında açmış olduğunun anlaşıldığını, bu kayıtların dosya içerisinde sunulmuş olan 03/11/2020 tarih … yevmiye numaralı … 7.Noterliğince tasdik edilmiş şirket kuruluşu için 4.300USD harcama belgesi ile uyumlu görüldüğünü, Türkiye’de mukim bir şirketin, yurt dışında üstlenmiş olduğu bir işi, projeyi o ülkede kuracağı iş yeri (Şube ) üzerinden yürütürse bu şubeden elde edeceği kazan(veya zarar) bu şirketin beyan edeceği Türkiye kurum kazancının bir unsuru olduğunu, tam mükellefiyet gereği Türkiye’de mukim şirketin yurt dışında kurduğu şube aracılığıyla elde ettiği gelirini de kurum kazancına dahil ederek beyan edeceğini, şubelerin ticari faaliyetleri çerçevesinde düzenledikleri yasal belgelerin, Türkiye’de düzenlenmesi zorunlu olan beyanname ve bildirimeler konu edilmesinin yasal olarak mümkün olmadığını, şubenin kazanç ve kayıplarının netice hesaplarının Türkiye’de takip edilmesinin gerekli muhasebe kayıtlarının yapılmasının ve genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmesi gerektiği olduğunu, davalı tarafından davacı firmaya 2014 ve 2015 yıllarında yapılan toplam 450.000USD tutarlı ödemelerin davacının kayıtlarında yer aldığını, davacı şirketin Şubeler cari hesabının çalıştırılmış olması nedeniyle doğrudan davacı şirket hesaplarına dayalı olarak bakiye alacak tutarının tespit edilmesi mümkün olmadığını, ancak davalı şirket tarafından yapılan ödemelerin dosya içerisinde bulunan sözleşme ve yazışmalardan yanlar arasında ticari ilişkinin bulunduğunun anlaşılmakta olup, davacı şirketin incelenen kayıtlarının da bulun doğruladığını, taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde düzenlenen faturaların davalı tarafa tebliğ edildiğini ve yapılan ödemelerin de dikkate alınarak faturalara ilişkin bir itiraz ileri sürülmediği anlaşıldığından faturaların kesinleştiğinin mütalaa edildiğini, buna göre, taraflar arasındaki ticari ilişkinin vinç kiralama hizmetinden kaynaklandığını, bu ticari ilişkinin taraflar arasında … Şubesi üzerinden gerçekleştirilen bir ticari ilişki olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davacının 2014 ve 2015 yıllarında davalı tarafa 606.403,39USD tutarlı fatura düzenlendiğini, bu faturalara istinaden davalı firmadan 450.000,00USD tutarlı tahsilat yapıldığını, davacının davalıdan alacaklı olduğunu, sonuç itibariyle davacının davalıdan kalan asıl alacak bakiye tutarının 156.403,39USD olarak tespit edildiğini belirtmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, rapora karşı beyan ve itirazlar doğrultusunda dosya bilirkişi SMMM …’a tevdi edilmiş, tanzim olunan 20/09/2021 tarihli raporda; davacının ticari defterlerine göre davacı yanın takip tarihi 20/07/2018 tarihi itibariyle davalı adına düzenlemiş olduğu faturalardan kaynaklı 156.403,39USD bakiye alacaklı olduğunu, davalı tarafından söz konusu dava ile ilgili somut belgeler sunulmadığından dolayı, davalı tarafın davacı taraf arasında herhangi bir ticari ilişkinin tespit edilemediğini, yine davalı tarafın borcu/alacağı konusunda tespit edilemediğini, alacağın cari hesaba dayanması nedeniyle borçluyu temerrüde düşürücü bir ihtar bulunmadığından davacının takipten önce işlemiş faizde bulunamayacağını, ancak mahkemece davacı tarafın taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 5.4.mad uyarınca faiz talep edebileceği hasıl olursa talep edebileceği faiz tutarının 23.464,25USD olduğunu, taraflar arasında bir ticari ilişkinin bulunduğu, bu ticari ilişkinin Vinç kiralama hizmetinden kaynaklandığı ve bu ticari ilişkinin taraflar arasında … Şubesi üzerinden gerçekleştirilen bir ticari ilişki olduğu kanaatinin hasıl olması halinde davacı tarafın davalıdan 156.403,39USD asıl alacak, 56.314,22USD işlemiş faiz vade farkı, 23.464,25USD tutarında talep edebileceğini, taraflar arasında ticari ilişkinin mahkemece kabul edilmemesi durumunda davacı tarafın davalıdan alacaklı olmayacağını belirtmiştir.
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan davalıya verilen vinç kiralama hizmetinden ödenmeyen faturalara ilişkin başlatılan icra takibine davalının itirazının iptali davasıdır.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının savunmaları, tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacı şirket ile davalı şirketin … Şubesi arasında akdedilen operatör vinç kiralama sözleşmesi uyarınca kira bedellerinin tahsili amacıyla davalı hakkında başlatılan icra takibine davalının yapmış olduğu itiraz noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
Türkiye’de mukim bir şirketin, yurt dışında üstlenmiş olduğu bir işi, projeyi o ülkede kuracağı iş yeri (şube) üzerinden yürütürse bu şubeden elde edeceği kazan (veya zarar) bu şirketin beyan edeceği Türkiye kurum kazancının bir unsuru olduğu, tam mükellefiyet gereği Türkiye’de mukim şirketin yurt dışında kurduğu şube aracılığıyla elde ettiği gelirini de kurum kazancına dahil ederek beyan edeceği, şubelerin ticari faaliyetleri çerçevesinde düzenledikleri yasal belgelerin, Türkiye’de düzenlenmesi zorunlu olan beyanname ve bildirimlere konu edilmesinin yasal olarak mümkün olmadığı, şubenin kazanç ve kayıplarının, netice hesaplarının Türkiye’de takip edilmesi, gerekli muhasebe kayıtlarının yapılması ve genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmesi gerekli olup, buna göre, dosyaya yansıyan beyanlar da dikkat alınarak davacı şirketin 2014 ve 2015 yıllarında yasal defterlerinde çalıştırdığı 393.01.001 numaralı … Şube muavin hesap dökümlerinin bilirkişi tarafından incelendiği, bu hesap dökümlerinde davacı şirketin … Şubesinden gönderilen paralar ve yapılan harcamalar ile 601 Yurt Dışı Satış hesabının izlendiği, davalı tarafından davacı firmaya 2014 ve 2015 yıllarında yapılan toplam 450.000USD tutarlı ödemelerin davacının kayıtlarında yer aldığı, ayrıca kiralama konusu yapılan makinelerin gümrük çıkış beyannameleri ile yurt dışına gönderildiği ve gümrük giriş beyannameleri ile makinelerin geri getirildiği, makinelerin … Şubede çalışma sürelerini gösterir imza föyleri ve dosyaya sunulan tüm belgeler birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında … Şubesi üzerinden gerçekleştirilen ticari ilişki olduğu, işbu ticari ilişki çerçevesinde düzenlenen faturaların davalı tarafa tebliğ edildiği ve yapılan ödemeler de dikkate alınarak faturalara ilişkin bir itiraz ileri sürülmediği, bu doğrultuda faturaların kesinleştiği tespit edilmiş olup, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu tanzim olunan ve mahkememizce de kabul gören bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davacının 2014 ve 2015 yıllarında davalı tarafa 606.403,39USD tutarlı fatura düzenlendiği, bu faturalara istinaden davalıdan 450.000,00USD tutarlı tahsilat yapıldığı, davalı şirketin internet sitesinde yer alan görseller ve haberlerde davacı tarafından davaya konu edilen … Stadının kendileri tarafından yapıldığının belirtildiği, davalı şirketin … Stadyumun Projesi için davacı şirkete yapılan ödemelere ilişkin ödeme makbuzlarında davalı şirketin … Şubesinin muhasebecisinin imzalarının bulunduğu, yine davalı şirkette genel koordinatör olarak çalışan (ve daha sonra şirket genel müdürü olan) … ile davacı şirket çalışanları arasında yer alan mail yazışmalarına göre davacı şirket ile … Stadının inşası için yapılan anlaşmanın davalı şirketin … Şubesi ile yapıldığının kabul edildiği, ödeme için şirketin … Şubesi yetkilileri ile irtibata geçilmesi gerektiğini, bakiyenin … terörü yüzünden … makamlarının hak ediş ödemelerini yapamamalarından kaynaklandığı ileri sürülmüş olup, bu mail yazışmaları dahi tek başına davacı şirket ile davalı şirketin … Şubesi arasında akdedilen sözleşme ile davalı şirkete hizmet verildiği, eser sözleşmesi karşılığı üstlenilen edimlerin davacı tarafından yerine getirildiği, nitekim davalı şirketin internet sitesinde … Stadı inşaatının kendileri tarafından yapıldığının kabul ve iddia edildiği, davalı şirket genel koordinatörü ve genel müdürü olan … ile davacı şirket çalışanları arasında yapılan mail yazışmalarına göre de davacı şirketin söz konusu hizmeti verdiği ve davacının davalıdan 156.428,39 USD asıl alacak, 56.314,22 USD vade farkı olmak üzere toplam 212.742,61 USD alacaklı bulunduğu, davacının işbu alacağın tahsili için başlattığı icra takibine davalının itirazın da kısmen haksız olduğu anlaşılmakla, davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile, davalı tarafından …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın 156.428,39 USD asıl alacak, 56.314,22 USD vade farkı olmak üzere toplam 212.742,61 USD üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına, takibe takip tarihinden itibaren asıl alacak miktarı olan 156.428,39 USD üzerinden 3095 sayılı yasanın 4a maddesi uyarınca kamu bankalarının USD cinsine uyguladığı en yüksek 1 yıllık vadeli mevduat faiz oranları uyarınca faiz işletilmesine, vade farkına yada faize faiz yürütülmemesine, klan kısımlar yönünden davanın reddine, ayrıca alacak belirlenebilir olduğundan İİK 67/2. Maddesi uyarınca hükmedilen asıl alacak tutarı olan 156.428,39 USD’nin takip tarihindeki değeri olan 758.461,81 TL üzerinden hesaplanmak üzere %20 oranında ki miktara tekabül eden 151.692,36 TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine, bunun davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, davalı tarafından …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın 156.428,39 USD asıl alacak, 56.314,22 USD vade farkı olmak üzere toplam 212.742,61 USD üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına, takibe takip tarihinden itibaren asıl alacak miktarı olan 156.428,39 USD üzerinden 3095 sayılı yasanın 4a maddesi uyarınca kamu bankalarının USD cinsine uyguladığı en yüksek 1 yıllık vadeli mevduat faiz oranları uyarınca faiz işletilmesine, vade farkına yada faize faiz yürütülmemesine,
2-Kalan kısımlar yönünden davanın REDDİNE,
3-İİK 67/2. Maddesi uyarınca hükmedilen asıl alacak tutarı olan 156.428,39 USD’nin takip tarihindeki değeri olan 758.461,81 TL üzerinden hesaplanmak üzere %20 oranında ki miktara tekabül eden 151.692,36 TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine, bunun davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Reddedilen kısım üzerinden kötü niyet tazminatı şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatı isteminin REDDİNE,
5-)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 86.904,03TL nispi karar harcından peşin alınan 18.407,35TLden mahsubu ile bakiye 68.496,68TLnin davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
6-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 77.327,03TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 17.280,04TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak vekil ile temsil edilen davalıya verilmesine,
😎 Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti, tebligat tezkere giderleri olmak üzere toplam 2.173,50TL yargılama giderinin kabul ve red oranına (%90) göre hesaplanan 1.956,15TL sının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Ayrıca davacı tarafından bu dava nedeniyle yatırılan 18.407,35TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-)Davalı tarafından yapılan 1.500,00TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul ve red oranına göre (%10) hesaplanan 150,00TLsinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-)Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/12/2021
Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI