Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/331 E. 2020/770 K. 09.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2019/331 Esas
KARAR NO:2020/770

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:25/05/2001
KARAR TARİHİ:09/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde; davalılardan … ve … imza yetkilisi olarak, davalı …’ın yetkili müdürün kayın biraderi olarak ve diğer davalı … … Ltd. Şti.’nin bu kişiler ile işbirliği içinde olmak üzere murazaa yoluyla davacıyı zarara uğrattıklarını, bu yolla haksız kazanç temin ettiklerini, davacı adına imza yetkisi bulunan davalılardan … ile …’in bila tarihli sözleşme ile 200.000 USD bedelle … Tv kanalında birkaç dakikalık haber ve tanıtım servisi verilmek suretiyle abartılı ve fahiş bir bedelle anlaşma yaptıkları, bu bedelle ödediklerinin açıkça kayıtlardan anlaşıldığını, davacının …’un ayrılmasından sonra şirket içinde incelemeler başlattığını, … TV kanalı Türkiye temsilci … şirketinin sahibinin verdiği bilgiye göre, ralli çekimleri, canlı yayın vs. Hizmetler karşılığında şirketine toplam 15.000 USD veya 17.000 USD ödeme yapıldığını, davalı … ile müvekkili arasında yapılan sözleşmedeki tüm hizmetlerin 17.000 USD ye yaptırıldığını, ancak aynı hizmetin davacıya 200.000 USD’ye satıldığını, böylece birlikte murazaa yoluyla davacının zarara uğratıldığını, davalının da objektif iyiniyet kuralı içerisinde kar edebileceğini, bu nedenle davacının 150.000 USD zarara uğradığını, …’e ödenen 200.000 USD’nin hangi amaçla, hangi kuruluşa, ne zaman ve ne kadar ödeme yaptığını gösterir belgenin sunulmadığı, 200.000USD olarak satılmasının veya satın alınmasının iyiniyet kuralları içinde değerlendirilemeyeceğini, ahlaka ve adaba aykırı olarak düzenlenen her sözleşme şartının geçersiz bir hüküm olarak kalacağını, … ile … arasında yapılan bu yüksek meblağlı anlaşmalardan … Kurulunun bilgisinin bulunmadığını, yönetim kurulunun onayının alınmadığını, bu hususta davalılardan …’in yazılı beyanında aynen “… … anlaşmalarda ve özelikle … Şirketine ve dolayısıyla şirketin sahibi …’ye 2000 ve 2001 yılları için ve her yıl için 200.000 USD olmak üzere toplam 400.000 USD ödeme yapılmıştır. Hizmetlerin bir yıllık süreye yayılmasına rağmen, anılan meblağların kısa vadelerde kapatılması sözleşmelerde öngörülmüştü. … bey, … şirketinin ön finansman ihtiyacı nedeniyle böyle bir sözleşme yapıldığını ifade etmişti… Müdür maaşının yetersiz olduğunu, halen sürdürmekte olduğu sosyal yaşamını idame ettirmenin bu ücretle mümkün olmadığını ifade etmiştir (Ek 5).” dendiğini, iddia ederek, davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak üzere 150.000 USD nin 01/01/2001 tarihinden itibaren 1 yıllık mevduata uygulanan faiz oranında davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine murazaanın meni ile bila tarihli Ek 1’de sunulan sözleşmenin 9.maddesinin bu şekilde uyarlanması ile murazaanın giderilmesine, yargılama giderleriyle ücreti vekaletin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalılardan … … Ltd. Şti., … vekilince verilen 14/06/2001 tarihli davaya cevap dilekçelerinde, Dava dilekçesindeki murazaa teriminin hukukta kullanılan bir temir olmadığından, pek çok yerde kullanılması nedeniyle konunun açıklatılmasını talep ettiklerini, murazaanın meni talebinin de açıklama gerektirdiğini, davalı şirket ile davacı arasında hukuk kurallarına uygun ve karşılıklı edimleri havi bir sözleşme yapıldığını, sözleşme gereklerinin iki tarafça da yerine getirildiğini, hesap mutabakatının sağlandığı ve ifa edildiğini, karşılıklı olarak alacak ve borçların sona erdiğini, sözleşmenin hizmet ve tanıtım amaçlı bir sözleşme belgelendirmek şeklinde bir yükümlülüğü bulunmadığını, sözleşme gereği edimlerini yerine getirdiğini ve serbest iradeler ile karşılıklı belirlenen bedelini aldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
Davalılardan … … vekili tarafından 18/09/2011 tarihli davaya cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde kullanılan murazaa deyiminin izahı ve davacı tarafın hukuki nedenlerine açıklık getirilmesi gerektiğini, davalının dava dilekçesinde bahsi geçen davacı … ile … … Ltd. Şti. arasında akdedilen sözleşmenin tarafı olmadığı, anılan “sözleşmenin karşılıklı edimlerin ifasıyla sona erdiğini, bu halde sözleşmenin objektif kazanç miktarı ile miktarının saptanması, sözleşmenin 9.maddesine uyarlanması” şeklinde bir istem türünün tazminat olarak nitelendirilen bir davanın ikame edilmesinin mümkün olmadığı, davalıya isnat edilmeye çalışılan somut dayanaktan yoksun sadece diğer davalı …’un kayın biraderi olması şeklindeki bir gerekçeye dayalı taleplerin kabul edilemeyeceğini, davalının şirketin pazarlama bölümünde görevli olduğunu, dava dilekçesinde ifade edilen maddi vakıalarla alakası olmadığı, kendisine izafe edilebilecek hiçbir sorumluluğun söz konusu olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
Davalı … vekilleri 18/09/2001 tarihli cevap dilekçesinde, dava dilekçesinde kullanılan murazaa deyiminin izahı ve davacı tarafın hukuki nedenlerine açıklık getirilmesi gerektiğini, davalının dava dilekçesinde bahsi geçen davacı … ile … … Ltd. Şti. arasında akdedilen sözleşmenin 9.maddesine uyarlanması” şeklinde bir istem türünün tazminat olarak nitelendirilen bir davanın ikame edilmesinin mümkün olmadığını, davalının 1996 yılı Temmuz ayında … A.Ş. Şirketlerinden … A.Ş.’de … Otomobillerinden sorumlu müdür olarak görev yaptığını, kendisinin başarılı icraatı nedeniyle aynı gruba ait … otomobilleri ithalatçısı olan davacı …Ş.’ye 1998 yılı Temmuz ayında Genel Müdür olarak atandığını, o dönemde ciddi zarar sorunları olan şirketi (bir trilyon altı yüz kırkbeş milyar TL) 1999 yılında 400 Milyar TL ve 2000 yılında ise dört trilyon kara ulaştırdığını, şirketin 1997 yılındaki 12 Milyon USD’lik cirosunun 2000 yılında 90 Milyon USD’ye çıkardığını, …’un başarılı genel müdürlüğü sayesinde Fransız … firması tarafından takdirler gördüğünü ve 76 ülke arasında … … A.Ş.’nin ödül aldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini cevaben beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
….Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı kararı ile, şirketin genel kurulunda davalı genel müdürün ibra edildiği, bu nedenle davalı … ile ilgili sorumluluğu gerektirecek bir hususun bulunmadığı, diğer davalıların zarara sebebiyet verdiklerinin davacı tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karr verildiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2007/3690 esas 2008/5378 karar sayılı 21/04/2008 tarihli kararı ile “…HUMKnun 39 ve 40.maddeleri gereğince davacı vekiline, genel kurul kararı alma ve denetçilerden alacağı vekaletnameyi ibraz etmek üzere süre verilerek, ibrazı halinde işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece, açıklanan hususlar dikkate alınmaksızın davanın görülüp sonuçlandırılması doğru değildir…” gerekçesiyle bozularak gelmiş ve ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sırasına kaydı yapılmış ve mahkemece 18/10/2011 tarihinde 2011/38 karar karar sayılı kararı ile, davacının davasının reddine karar verilmiş, davacı tarafın temyizi üzerine dosya Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 20/05/2013 tarihli 2012/12057 esas 2013/10349 karar sayılı ilamı ile; “. . .somut olay için alınan bilirkişi raporu, bu anlamda bir açıklık ve ayrıntının varlığı hususunda yeterli değildir. Bu itibarla, yukarıdaki açıklamalara ilişkin olarak ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile karar verilmiş olması doğru görülmemiş hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuş, davacı tarafın karar düzeltme istemi üzerine dosya yeniden Yargıtay’a gönderilmiş olup, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2013/17970 esas 2014/862 karar sayılı ilamı ile;”. ..hem bilirkişi raporları hemde mahkeme gerekçesinde soyut olarak bu davalılar hakkındaki davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, Dairemizin 20.05.2013 gün ve 2012/2057-2013/10349 sayılı bozma kararına ilaveten kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair karar düzeltme itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle karar düzeltme itirazlarının kabulüne karar verilerek, dosya mahkememize tevzi olunmuş ve mahkememizin 2014/1152 esas sırasına kaydı yapılmış, mahkememizce yapılan yargılama sonucunda 2014/1152 esas 2017/197 karar sayılı 15/02/2017 tarihli karar ile, davalılar …, … ve … … yönünden davanın kabulüne, diğer davalılar hakkında daha önce mahkememizce verilen hüküm Yargıtay tarafından onandığından ve fakat UYAP sistemine bu iki davalıda, davalı olarak girildiğinden ve usulen bu davalılar yönünden de bir karar oluşturulması gerektiğinden bu davalılar yönünden daha önce mahkememizce kurulan hüküm Yargıtay tarafından onanıp kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığın karar verilmiştir. Mahkememizin kararı davalılar …, … ve … vekilleri tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2017/285 esas 2019/1896 karar sayılı 07/03/2019 tarihli ilamı ile;
“1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davalı … vekilinin temyiz dilekçesinde yer verilen ve ekinde ibraz edilen Yargıtay ilamlarının taraflar arasındaki dava konusu sözleşmeye dayalı uyuşmazlıkla ilgisinin bulunmadığının anlaşılmasına, davalılar …, … ve … … hakkında hizmet sebebiyle emniyeti suistimal suçu nedeniyle yapılan yargılama sonucunda ceza mahkemesince tüm sanıkların üzerlerine atılı suçları işlediklerine dair cezalandırılmalarını gerektirecek nitelikte kesin, yeterli ve inandırıcı somut delil elde edilemediğinden beraatlerine karar verilmiş bulunmasına, bu gerekçeyle verilen beraat hükmünün hukuk hakimini bağlamayacak olmasına göre, davalılar …, … ve … … vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, davacı şirketin genel müdürü, mali ve idari işlerden sorumlu genel müdürü ve pazarlama müdürü ile bunlarla birlikte hareket ettiği iddia edilen üçüncü şirket ve bu şirketin yöneticisi aleyhine açılan davacı şirketin uğradığı zararının tazmini istemine ilişkin olup, davalılar …, … ve …’ın 17.000 USD ye yayınlanacak bir reklamı diğer davalı şirket ve davalı …’yle birlikte hareket ederek, yapılan sözleşme uyarınca 200.000 USD’ye yayınlattıkları, dolayısıyla davacı şirketi zarara uğrattıkları gerekçesiyle davalılar …, … ve … … aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı … genel müdür, … ise mali ve idari işlerden sorumlu genel müdür olarak davalı şirket ile yapılan dava konusu sözleşmeyi davacı şirket adına imzalamışlardır. İcracı müdür olmakla bu davalıların sorumlulukları yönünden dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 342. maddesine dayanılmaktadır. Bununla birlikte adı geçen davalılar, davacı şirket genel kurullarında verilen ibra kararları nedeniyle sorumluluklarının bulunmadıklarını savunmuşlardır. Şirket yönetiminin zarara yol açan işlem ve eylemleri genel kurulda tüm açıklıkla ve ayrıntılarıyla açıklanıp irdelenmişse yapılan ibra gerçek anlamda borçtan kurtarma ve aklama niteliği taşır. Bu şekilde bir ibranın varlığı halinde ise zarara neden olsalar dahi sorumlular aleyhine sorumluluk davası açılamaz. Somut uyuşmazlıkta davacı taraf gerçekte 15.000 USD bedelle yapılması mümkün olan işin 200.000 USD bedelle yaptırıldığı ve şirketin bu şekilde zarara uğratıldığını ileri sürdüğünden genel kurulda yapılan ibranın aklanma sonucunu doğurabilmesi için davada ileri sürülen ayrıntının faaliyet raporunda tartışılması ve buna rağmen ibra kararı alınmış olması gerekir. Bu nedenle, faaliyet raporunun incelenerek dava konusu davalı şirketle yapılan sözleşme ve sözleşme bedelinin yazılı bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, ibranın geçerliliğinin değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususa ilişkin bozma ilamı gereği yerine getirilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş hükmün bu nedenle davalılar … ve … yararına bozulması gerekmiştir.
3-Ayrıca, davalı … davacı şirkette pazarlama müdürü olarak görev alsa da dava konusu sözleşmeyi imzalamadığını bildirmiş olup imza yetkisi olmayan adı geçen davalının yapılan sözleşmeyi icra edeceği düşünülse bile davacı şirketi ne surette zarar uğrattığı ve neden sorumlu olduğu karar gerekçesinde açıklanmamıştır. Bilirkişi raporunda davacı şirketin pazarlama departmanı sorumlusu olan …’ın şirketin pazar payını artırmaya dönük reklam ve tanıtım çalışmalarından ve bunun gerçek maliyetinden bihaber olmasının hayatın olağan akışına ve mantık kurallarına aykırı düşeceğine göre davalı …’ı da diğer iki davalı ile birlikte sorumlu saymak gerektiği bildirilmiş olup adı geçen davalıya yüklenen şirketi zarara uğratan eylem ve işlemlerinin olup olmadığı yönünde bir değerlendirme yapılmadan karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davalı … yararına bozulması gerekmiştir.
4-Kabule göre de, dava konusu sözleşme hükümleri nazara alınarak belirlenen şart ve yükümlülükler çerçevesinde, benzer organizasyon ve reklam sözleşmelerine göre karşılaştırması da yapılarak sözleşme bedelinin olması gerekenden fahiş olup olmadığının tespiti, böylece sözleşme şartlarına istinaden belirlenecek bedel ile sözleşmede yer alan bedel arasında fark bulunup bulunmadığının ve davacı şirketin zararının tespiti gerekirken, dava dışı şirketçe ibraz edilen fatura ve beyanlara dayalı yazılı şekilde karar verilmesi de doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. ” gerekçesiyle bozularak gelmekle, mahkememizin 2019/331 esas numarasını almıştır.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, dosya Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, bilirkişiler Nitelikli Hesaplama Uzmanı Dr …, SMMM … ve Radyo TV Reklam Halkla İlişkiler Uzmanı… tarafından tanzim olunan 14/07/2020 tarihli bilirkişi raporunda; dosyada taraflarca imzalanmış bir sözleşmenin mevcut olduğunu, Yargıtay kararının 2.maddesi kapsamında yapılan incelemelerde; dava konusu sözleşmenin davacı şirketin 2000 ve 2001 yılları faaliyet raporlarında irdelenmediğini, şirketin bu sözleşme kapsamında zarara uğratıldığına dair herhangi bir hususa yer verilmediğini, şirket bilançoları ve kar/zararlarının da herhangi bir şerh olmadan genel kurullarda oybirliği ile ibra edildiğini, davacı şirketin sadece 2001 yılı 31/05/2002 tarihinde yapılan 2001 yılı olağan genel kurul toplantısının 10.maddesinde şirketin eski genel müdürü davalı …, … ve …’ın haklarında, şirketi zarara uğrattıkları iç denetim uzmanlarının raporlarından anlaşılması, bazı bayilerle işbirliği içinde zarara uğrattıklarının anlaşılmış olması nedeniyle, haklarında tazminat davaları açılmasının benimsenmesine karar verildiğinin anlaşıldığını bu hususunda mahkemenin takdirinde olduğunu, Yargıtay Kararının 3.maddesi kapsamında yapılan incelemede, bir pazarlama sorumlusunun veya müdürünün sorumlulukları arasında piyasa araştırması yapmanın yada yaptırmanın, en uygun fiyat teklifi veren firma ile çalışmanın ve reklam piyasasını yakından takip etmenin yer aldığını, Yargıtay Kararının 4.maddesi kapsamında yapılan incelemelerde, sektörde dava konusu ve benzeri işler için belirlenmiş kesin ücret tarifelerinin mevcut olmadığını, dolayısıyla firmaların kendilerince belirledikleri ücretler üzerinden hizmet verdikleri ve bu ücretlerin hizmet alan firmanın büyüklüğüne, bilinirliğine, verilecek hizmetlere göre değişkenlik gösterdiğini, yapılan işin mahiyeti, içeriği, kalitesi, süresi, sayısı, hangi firma için yapıldığı, nerede/nerelerde yayınlanacağı, kaç kez yayınlanacağı gibi pek çok kritere göre de işin maliyetinin belirlenebileceğini, davalılardan … tarafından davacı firmaya sponsorluk hizmetinin de verilmiş olduğunun dosyaya sunulmuş olan ve davacı tarafından itiraz edilmemiş faturalardan anlaşıldığını, sektörde bu ve benzeri işler için prodüksiyon, danışmanlık ve/veya aracılık hizmeti veren firmaların genellikle %25-30 kar payı uygulandığını, verilmiş olan kapsamlı hizmetler ve projelerin de dünya çapında rağbet gören projeler oldukları da düşünüldüğünde bu bütçenin de piyasa şartlarına göre uygun olabileceğini, dava dışı … TV Türkiye temsilcisi …’ın sahibi olduğu … ile davalılardan … araında imzalanmış sözleşmenin dava dosyasında yer almadığını, dolayısıyla tarafların sadece … 2000 projesi için mi yoksa ifadede bahsi geçen tüm hizmetler için mi anlaştığının tespit edilemediğini, verildiği iddia edilen hizmetlerin görsel delilerinin dosyada mevcut olmadığını, ancak davacı tarafından gönderilmiş bir ihtarname ve/veya ayıplı hizmet bildirimi olmadığından yola çıkılarak tüm hizmetlerin verildiği kanaatinin oluştuğunu, davacı şirketin 2000 ve 2001 yılları faaliyet raporlarında dava konusu sözleşmenin ve bedelinin davacı şirketi zarara uğrattığı hususunun irdelenmediğini, aksine yapılan reklamlar neticesinde 2000 yılında şirketin satışlarını %152,5 oranında arttırdığının belirtildiğini, davacı tarafından sözleşme ile verildiği iddia edilen tüm hizmetlere yönelik görsel delillerin dosyada yer almamasından dolayı davalılar tarafından hizmetin eksiksiz ve düzgün verilip verilmediğinin ispata muhtaç olduğunu, dava dışı … firması sahibinin verdiği ifadeye göre ralli yarışlarının canlı yayınlanması karşılığında 17.000USD alındığının beyan edildiğini, imzalanmış bir sözleşme olmadığını, Dalman produksiyonun davalılardan …’e nasıl ve ne kadarlık bir hizmet verdiğinin tam olarak tespit edilemediğini, dava dışı … tarafından kesilen faturanını sadece … projesinin çekimleri için kesildiğinin görüldüğünü, bu durumda 6 farklı yarış için de bu bedelin hesaplanması gerektiğini, diğer taraftan ifadede 7 ralli yarışından bahsedildiğini, dava dışı firmanın ifadede yer alan hizmetler karşılığı 17.000USD alması durumunda da bu bedelin, verilmiş olan hizmetleri tamamı çerçevesinde piyasa standartlarının altında kaldığını, piyasada sabit, belli başlı bir ücret tarifesinin olmadığının, ücretlerin firmadan firmaya, yayın kuruluşundan yayın kuruluşuna, yapılacak işten yapılacak işe göre görecelilik gösterdiğini, … TV tarafından davalılardan … adına kesilmiş faturada verilmiş olan hizmetin sadece … 2000 projesinin çekimleri olarak göründüğünü, faturaya göre sadece tek bir iş (… 2000) projesi için KDV dahil 20.000USD alınmış olduğunu, bu belgenin yayıncı kuruluş olan … TV’den alındığını, dolayısıyla emsal kabul edilebileceğini, bu bağlamda geri kalan 6 ralli ve etaplarının (…’ın ifadesinde toplam 7 ralliden bahsedildiğini) çekim, kurgu ve yayın bedelleri bütçesi de ve hizmeti veren …’in kar payı (%25-30 sektörde uygulanan bir oran)’da hesaba katıldığında yaklaşık 180.000-185.000USD bütçenin ortaya çıkabileceğini, verilmiş olan kapsamlı hizmetler ve projelerin de dünya çapında rağmen gören projeler olduklarının da düşünüldüğünde bu bütçenin de piyasa şartlarına uygun olabileceğini belirtmişlerdir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, rapora karşı beyan ve itirazlar dosyaya ibraz edilmiştir.
Yapılan yargılama, Yargıtay bozma ilamları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirket ile davalı … Ltd Şti arasında 2000 takvim yılı içinde … 2000 projesi kapsamında düzenlenen yarışların organizasyonunun yapılması, organizasyonunda hem ralli için ayrı ayrı tespit edilecek rakamların ve … organizasyon ekibinin ulaşım ve catering hizmetleri 2…. yetkilisinin karadan ulaşım ve 2…. yetkilisinin havadan ulaşımı, konaklama ve catering hizmetlerinin yapılması, yarışların … kanalından yayınlanması, … konsepti masraflarının … tarafından karşılanmak üzere dizayn ve imalatı gibi hizmetler için sözleşme imzalanmıştır. Davacı tarafça söz konusu organizasyonların yerine getirilmediği yada edimlerin eksik ifa edildiğine ilişkin herhangi bir iddia ileri sürülmemiştir. Sadece … kanalı temsilcisi …’ın ifadesinde “…Türkiye’de yapılan 7 rallinin çekimleri, bu çekimlerin her yarış sonrası montajının yapılması ve bu montajlı kasetlerin 15 ad kopyalanarak TV kanallarına haber amaçlı olarak dağıtılması, 2 yarışta canlı yayın aracı ile yayın yapılması ve genel olarak yarışacak olan otomobillerin hazırlanması, bakım ve tamirleri fabrika çekilmesi yapıldı. Tüm bu hizmetler için şuanda hatırladığım kadarıyla 15.000USD veya 17.000USD tutarında şirketimize … tarafından ödeme yapıldı. Anılan meblağ tenzilatlı olarak, 1 veya 2 defada T.İş Bankası bulunan (… ŞB) … nolu şirket hesabımıza o tarihteki kur üzerinden kesilen TL faturaya istinaden ödemeler yapıldığı, bu ödeme ve transferlerle ilgili belgeler ile sözleşmenin bir kopyasını bugün şirketinize elden teslim edeceğim” beyanına dayalı olarak 15.000-17.000USD’ye yaptırılabilecek bir yayının şirket yetkilileri tarafından …’e 200.000USD yaptırıldığı iddiasında bulunmuşlardır.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2017/285 Esas 2019/1896 sayılı bozma ilamında belirtilen bozma sebepleri doğrultusunda, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen ve mahkememizce kabul göre bilirkişi raporuna göre;
Bozma ilamında 2 nolu bentte gösterilen şirket yetkililerinin ibrası hususunun değerlendirilmesinde davacı şirketin 2000 ve 2001 yılı olağan genel kurulunda davaya konu olan sözleşmenin genel kurullarda açıkça irdelenmediği, şirketin bu sözleşme kapsamında zarara uğratıldığına ilişkin herhangi bir hususa yer verilmediği, şirket bilançoları kar ve zararlarının da herhangi bir şer olmadan genel kurulda oy birliği ile kabul edildiği, bu kapsamda genel kurulda yapılan ibranın aklanma sonucunu doğurmayacağı değerlendirilmiş ve bu kapsamda davacı şirketin davalılara sorumluluk davası açabileceği değerlendirilmiştir. Bozma ilamında 3 nolu bent ile ilgili yaptırılan ve mahkememizce de kabul edilen görüşe göre davalı …’ın pazarlama müdürü olduğu her ne kadar sözleşmede imzası olmasa da sözleşmeyi icra eden konumunda olduğu, pazarlama müdürünün sorumlulukları arasında piyasa araştırması yapması, en uygun fiyatı teklifi veren firma ile çalışmanın ve reklam piyasasını yakından takip etmesi gerektiği, bu husus gözetildiğinde bu davalıya karşı da davacının teorik olarak sorumluluk davası açabileceği değerlendirilmiştir. Bozma ilamında 4 nolu bent olarak yer alan sözleşme hükümleri nazara alınarak belirlenen şart ve yükümlülükler çerçevesinde benzer organizasyon ve reklam sözleşmelerine göre karşılaştırma yapılması ve bedelin fahiş olup olmadığının tespiti noktasında yapılan incelemede ise;
Yargıtay Kararının 2.Maddesi kapsamında yapılan incelemelerde; Dava konusu sözleşmenin davacı şirketin 2000 ve 2001 yılları faaliyet raporlarında irdelenmediği, şirketin bu sözleşme kapsamında zarara uğratıldığına dair herhangi bir hususa yer verilmediği, şirket bilançoları ve kar/zararlarının da herhangi bir şerh olmadan genel kurullarda oy birliği ile ibra edildiği, davacı şirketin sadece 2001 yılı 31/05/2002 tarihinde yapılan 2001 yılı olağan genel kurul toplantısının 10.maddesinde şirketin eski genel müdürü davalı …, … ve …’ın haklarında, şirketi zarara uğrattıkları iç denetim uzmanlarının raporlarından anlaşılması, bazı bayilerle işbirliği içinde zarara uğrattıklarının anlaşılmış olması nedeniyle, haklarında tazminat davaları açılmasının benimsenmesine karar verildiği,
Yargıtay Kararının 3.Maddesi kapsamında yapılan incelemelerde; bir pazarlama sorumlusunun veya müdürünün sorumlulukları arasında piyasa araştırması yapmanın yada yaptırmanın, en uygun fiyat teklifi veren firma il çalışmanın ve reklam piyasasını yakından takip etmenin yer aldığı,
Yargıtay Kararının 4.Maddesi kapsamında yapılan incelemelerde; sektörde dava konusu ve benzeri işler için belirlenmiş kesin ücret tarifelerinin mevcut olmadığı, dolayısıyla firmaların kendilerince belirledikleri ücretler üzerinden hizmet verdikleri ve bu ücretlerin hizmet alan firmanın büyüklüğüne, bilinirliğine, verilecek hizmetlere göre değişkenlik gösterdiği, yapışan işlerin mahiyeti, içeriği, kalitesi, süresi, sayısı, hangi firma için yapıldığı, nerede/nerelerde yayınlanacağı, kaz kez yayınlanacağı gibi pek çok kritere göre de işin mahiyetinin belirlenebileceği, davacı tarafından itiraz edilmediği gerekçesiyle davalılardan … …’in sözleşmede yer alan hizmetlerin tamamını davacıya vermiş olabileceği, ayrıca dava dışı … TV Türkiye temsilcisi …’ın ifadesinde de “Türkiye’de yapılan 7 rallinin çekimleri, bu çekimlerin her yarış sonrası montajının yapılması ve bu montajlı kasetlerin 15 adet kopyalanarak TV kanallarına haber amaçlı olarak dağıtılması, 2 yarışta canlı yayın aracı ile yayın yapılması ve genel olarak yarışacak olan otomobillerin hazırlanması, bakım ve tamirleri hizmetlerinin tamamı” şeklinde belirtilen bir çok hizmetin yer aldığı, bahse konu yarışların da verildiği iddia edilen hizmetlerin de hem nitelik hem de nicelik açısından oldukça kapsamlı olduğu, bu yarışların tüm dünyada ses getiren, takip edilen çok büyük organizasyonlar olduğu, davalılardan … tarafından davacı firmaya sponsorluk hizmetinin de verilmiş olduğunun dosyaya sunulmuş olan ve davacı tarafından itiraz edilmemiş faturalardan anlaşıldığı, sektörde bu ve benzeri işler için prodüksiyon, danışmanlık ve/veya aracılık hizmeti veren firmaların genellikle %25-30 kar payı uygulandığı, davacı tarafından 2000 yılı süresince farklı farklı tarihlerde çekimleri yapılacak, … Şampiyonası, … 2000 ve … projelerinin tüm çekimleri, kurgusu, bant ve/veya canlı yayınları (… ve diğer TV kanallarında), ham görüntülerin çekilmesi, arşivlenmesi, tanıtımların hazırlanması, eleman, ekipman, malzeme vs.temini dahil tüm hizmetler için 200.000USD ödenmiş olduğu, buna karşılık davalılardan … … tarafından davacı adına kesilmiş faturaların dosyaya sunulmuş olduğu,
… TV tarafından davalılardan … adına kesilmiş faturada verilmiş olan hizmetin sadece … 2000 projesinin çekimleri olarak göründüğü, faturaya göre sadece tek bir iş (… 2000 projesi) için KDV dahil 20.000USD alınmış olduğu, bu belgenin yayıncı kuruluş olan … TV’den alındığı, dolayısıyla emsal kabul edilebileceği, bu bağlamda geri kalan 6 ralli ve etaplarının (…’ın ifadesinde toplam 7 ralliden bahsedilmektedir) çekim, kurgu ve yayın bedelleri bütçesi de ve hizmeti veren …’in kar payı (%25-30 sektörde uygulanan bir oran) da hesaba katıldığında yaklaşık 180.000-185.000USD bütçenin ortaya çıkabileceği, verilmiş olan kapsamlı hizmetler ve projelerin de dünya çapında rağmen gören projeler oldukları da düşünüldüğünde bu bütçenin de piyasa şartlarına göre uygun olabileceği, diğer taraftan sadece dava dışı … TV Türkiye temsilcisi …’ın ifadesine göre, ifadede belirtilen hizmetlerin KDV dahil 20.000USD verilmiş olacağı, bu durumda ise bu tutara %25-30 civarında bir kar payının eklenebileceği, ancak dava dışı … TV Türkiye temsilcisi …’ın sahibi olduğu … ile davalılardan … arasında imzalanmış sözleşmenin dava dosyasında yer almadığı, dolayısıyla tarafların (…-…) sadece … 2000 projesi için mi yoksa ifadede bahsi geçen tüm hizmetler için mi anlaştığının tam olarak tespit edilemediği, verildiği iddia edilen hizmetlerin görsel delillerinin dosyada mevcut olmadığı, ancak davacı tarafından gönderilmiş bir ihtarname ve/veya ayıplı hizmet bildirimi olmadığından yola çıkılarak tüm hizmetlerin verildiği kanaatinin oluştuğu, piyasa araştırılması yapılarak pek tabi ki daha hesaplı bir teklif alınabileceği, zira daha önce de belirtildiği üzere sektörde spesifik ücret tarifelerin olmadığı, ancak verilecek hizmet içeriğinin, kalitesinin, sayısının vs.aynı olup olamayacağının garantisinin de olmadığı,
Anlatılan hususlar neticesinde, davacı şirketin 2000 ve 2001 yılları faaliyet raporlarında dava konusu sözleşmenin ve bedelinin davacı şirketi zarara uğrattığı hususunun irdelenemediği, aksine yapılan reklamlar neticesinde 2000 yılında şirketin satışlarını %152,5 oranında arttırdığının belirtildiği, 2001 yılı faaliyet raporunda ise yaşanan olumsuzlukların piyasada yaşanan krize bağlandığı, oluşan kar/zararın şirket genel kurulunca herhangi bir şerh düşülmeden ibra edildiği, sadece şirketin 2001 yılı genel kurulunun 10.maddesinde davalıların şirketi zarara uğrattığı gerekçesiyle haklarında dava açılması hususunun benimsenmesine karar verildiği, davacı tarafın da sözleşme ile verildiği iddia edilen tüm hizmetlere yönelik görsel delillerin (fotoğraf ve/veya video görüntüler, haber yayınları, reklam tanıtımlar vs) dosyada yer almamasından dolayı davalılar tarafından hizmetin eksiksiz ve düzgün verilip verilmediğinin ispata muhtaç olduğu, ancak, davalı tarafından hizmetlerin verilmediğine yada eksik verildiğine dair herhangi bir belgenin, ayıp bildiriminin, ihtarnamenin ve/veya ihbarnamenin de dosya kapsamında yer almadığı, dolayısıyla davacının söz konusu hizmetlerin tamamını vermiş olduğu izleniminin oluştuğu, bu şartlar altında imzalanmış sözleşmenin bedelinin piyasa şartlarına uygun olduğu kanaatinin oluştuğu, zira davalı firmaya, davacı tarafından ham görüntülerin çekilmesi, canlı yayınlar, programlar, yarışlar, reklam tanıtımlar gibi pek çok hizmet kaleminin sunulmuş olduğu bildirilmiştir.
Görüldüğü üzere Yargıtay Bozma Kararının 4. Maddesi kapsamında yapılan incelemelere göre, davacı şirketin davalı … LTD şirketi arasında 2000 takvim yılı içerisinde … 2000 projesi kapsamında düzenlenen yarışların organizyonu yapılması, bu organizasyonda her ralli için ayrı ayrı tespit edilecek rakamlarım ve … Organizasyon ekibinin ulaşım ve catering hizmetleri, ikisi … yetkilisinin karadan ulaşım ve iki … yetkilisinin havadan ulaşım, konaklama ve catering hizmetlerinin yapılması, yarışların … kanalından yayınlanması, … konsepti masraflarının … tarafından karşılanmak üzere dizayn ve imalatı gibi hizmetler için sözleşme imzalanmıştır. Görüldüğü üzere sözleşme sadece yarışları … kanalından yayınlanmasını kapsamamaktadır. Bunun yanında Organizasyon, catering, … yetkililerinin ulaşımı konaklanması ve … konsepti masraflarının … tarafından karşılanması, dizayn ve imalatı gibi pek çok farklı içerik vardır ve sözleşme bedeli de buna göre tayin edilmiştir. Mahkememizce yaptırılan ve kabul gören bilirkişi raporuna göre sektörde dava konusu ve benzeri işler için belirlenmiş kesin ücret tarifelerinin bulunmadığı, söz konusu … 2000 projesinin toplam 7 adet ralliden oluştuğu, davalı … tarafından dava dışı … kanalına kesilen faturanın KDV dahil 20.000-USD’lik ödeme yapıldığı ancak bu faturanın tek bir ralli için kesildiği, oysa sözleşmenin toplam 7 ralliye münhasır olduğu, 7 rallinin çekim, kurgu, yayın bedelleri, organizasyon ve sözleşmede belirtilen diğer hizmetler dikkate alınarak ve hizmeti veren …’in kar payı düşürüldüğünde 7 ralli için ön görülebilecek rayiç değerin 180-185 bin USD miktarında olacağı ve bunun rayice uygun olduğu, … firma sahibini ifadesinde belirtilen 17.000-USD’nin de düzenlenen fatura kapsamında tek bir yarışın yayınlanmasına yönelik ödenen bedel olduğu, bu bağlamda mahkememizce kabul gören bilirkişi raporuna göre davacı tarafın davalı şirketten satın aldığı hizmetin belirtilen tarihlerdeki rayiç değerinin 180-185 bin USD olması, davacı şirket tarafından ödenen bedelin ise 200.000-USD olması bu kapsamda rayiç bedel ile sözleşme bedeli arasında fahiş bir fark bulunmaması … tarafından dava dışı şirkete kesilen faturanın sadece tek bir yarışın yayınlanmasına yönelik olduğu, oysa sözleşmenin kapsamının yayın dışında organizasyon, organizasyon ücretlerinin karşılanması, nakil, konaklama, catering gibi pek çok hizmeti barındırması, söz konusu hizmetlerin verilmediği iddiasının davacı tarafından ileri sürülmemiş oluşu bu kapsamda söz konusu hizmetlerin verildiğinin mahkememizce kabul edildiği, bu hizmetler için belirtilen tarihlerde ön görülebilecek rayiç değerlerin sözleşme bedeli arasında fahiş bir farkın bulunmaması dikkate alındığında davacının bu sebeple zarara uğradığı iddiasının ispat edilemediğinden davanın tüm davalar yönünden reddine karar vermek gerekmiştir. Yine davalı … LTD Şirketi hakkında daha önceden bu davalıya yönelik verilen red kararına yönelik yapılan temyiz istemi reddedilmiş olduğundan ancak bozma kapsamında kısmı onama ve kısmı bozma yapılmaması sebebi ile bu davalı yönünden de yeniden hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davacının davasının sübut bulmadığından REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 54,40TL karar harcının peşin olarak alınan 2.265,26TLden mahsubu ile fazla alınan 2.210,86TLnin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince; 19.890,72TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … tarafından yapılan 77,00TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde YARGITAY’a YASA YOLU açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 09/12/2020
Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı