Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/33 E. 2021/554 K. 05.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/33
KARAR NO:2021/554

DAVA:Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:07/11/2017
KARAR TARİHİ:05/07/2021

….Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/395 esas, 2018/883 karar sayılı 08/11/2018 tarihli yetkisizlik kararı üzerine Mahkememize tevzi edilen ve mahkememiz yukarıda yazılı esas sırasına kaydı yapılan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 26/11/2016 tarihinde 01/01/2017-01/01/2018 tarihlerini kapsayacak şekilde Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi yapıldığını, yapılan sözleşme uyarınca Elektrik Enerjisi birim satış fiyatı olarak 0,177 kuruş/KW belirlendiğini, sözleşme uyarınca tarafların sözleşmesel borç ve yükümlülüklerinin sözleşme madde 8’e göre şirketin elektrik enerjisini temin etme yükümlülüğünün abonenin güvence verme borcunu yerine getirmesini takiben başlayacağını, davacı tarafından güvence verme borcunun yerine getirilerek İş Bankasından alınmış olan 40.000 TL tutarında kesin teminat mektubunun sözleşmesi tarafa sunulduğunu, davalı tarafça elektrik enerjisi sağlama borcunun yerine getirilmediğini ve davacının maddi olarak zarara uğradığını, davacının davalı şirketle sözleşme imzalamadan önce başkaca elektrik tedarik edebileceği şirketlerle de görüşmelerde bulunarak fiyatlar aldığını, fiyatlar arasında en makul olan davalı şirket tarafından sunulduğundan davalı ile sözleşme yaptığını, ancak davalının yükümlülüklerini yerine getirmediği için elektriksiz kalma tehlikesi ile karşı karşıya gelen davacının …’tan elektrik enerjisi almak durumunda kalarak birim fiyatı 0,214074 kuruş üzerinden sözleşme imzalamak zorunda kaldığını, davacının sırf Ocak 2017 tarihinde ödemiş olduğu elektrik faturasının 26.336,65 TL olup sadece bu aya ilişkin ortalama zararının 3.500 TL civarında olduğunu, …’ın sözleşme görüşmelerini yapan ve teminat mektubunu alan kişi olup olayın bu aşamaya gelmesinde asli sorumlu olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile bilirkişi incelemesinden sonra alacakları belirlendikten sonra artırma hakları saklı kalarak şimdilik 100 TL maddi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket ile … arasında akdedilen Aracılık Sözleşmesi uyarınca, davalı şirketin gerek Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesinin yürürlüğe girmemesinden gerekse sözleşme öncesi görüşmelerin … tarafından gerçekleştirilmesinden dolayı davacı şirkete karşı herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davanın davalı şirket lehine husumetten reddi gerektiğini, sözleşmenin 8.maddesinde davacının güvence verme borcunu yerine getirmekle yükümlü olduğu ve bu yükümlülüğün yerine getirilmesi üzerine elektrik enerjisi temin edileceğinin açıkça ifade edildiğini, davacının güvence verme borcunu teminat mektubu sunarak yerine getirmek istediğini, yürürlüğe girmeyen sözleşme metninin 8.2.maddesinde de hükme bağlandığı üzere davacı şirketin güvence bedelini sözleşmenin imza tarihi itibarı ile sunmaz ise bu durumda sözleşmenin yürürlüğe girip girmemesinin davalı şirketin insiyatifinde olacağını, 8.3.maddesine göre de, davacının güvence verme borcunu yerine getirmekte gecikmesi durumunda davalının elektrik enerjisini tedarik etmeme hakkı olduğunu, davacının bundan dolayı maddi ve manevi zarar talep edemeyeceğini, ayrıca 12.1 maddesinde de açıkça “sözleşme, abonenin şirket portföyüne kabulünün … tarafından onaylanmasını müteakip yürürlüğe girecek olup özel şartlarda belirtilen süre boyunca yürürlükte olur.” hükmüne yer verildiğini, sözleşmenin imza tarihi itibarı ile sunulması gereken güvence bedeli banka teminat mektubunun 09/12/2017 tarihinde bayiye sunulduğunu, atıf yapılan sözleşme hükümleri uyarınca sözleşmenin imza tarihi itibarı ile yükümlülüklerini yerine getirmeyen davacı şirkete elektrik tedarik etme yükümlülüğü olmayan davalı şirketin bu andan itibaren sözleşmeyi mevcut şartlarda yürürlüğe koyup koymama hakkı bulunduğunu, nitekim davacı şirketin de yükümlülüklerini süresinde yerine getirmediği için sözleşmenin yürürlüğe girmediğini ve davacının davalı şirketin portföyüne giremediğini, bunun üzerine davacıya 0,185 birim fiyatla yeni bir teklif sunulduğunu, ancak davacı tarafından kabul edilmediğini, yürürlüğe girmemiş sözleşmenin de 09/12/2017 tarihinde sona erdirildiğini, davalı şirketin sözleşme öncesi görüşmelerden sorumluluğu bulunmadığını, davacının … ile ulusal tarife üzerinden 1 yıl anlaşma yapmasına gerek bulunmadığını, bu durumun davacının sözde zararını artırdığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında düzenlenen 26.11.2016 tarihli “Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi” nin kurulup kurulmadığı uyuşmazlığına bağlı olarak, sözleşme yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi nedeniyle uğranıldığı iddia edilen zararın tahsiline ilişkin tazminat davasıdır.
Dosya elektrik mühendisi ve nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetine tevdi olunmuş, düzenlenen 12/07/2020 tarihli raporda; …’ın davalı şirket ile yapılan aracılık sözleşmesi uyarınca davalı şirket adına sözleşme görüşmeleri yapmaya ve evrak talep edip teslim etmeye yetkili olduğu, dosya kapsamında davacının imzasının olmadığı bir adet maktu sözleşme bulunduğu, bu tarih sözleşme tarihi olarak kabul edilirse davacının teminat mektubunu 09/12/2016 tarihinde davalı yetkilisine sunmuş olduğu, sözleşmenin 8.2.maddesinde güvence bedelinin geç teslim edilmesi halinde güvence sunuluncaya kadar davalının elektrik tedarik etmeme hakkı olduğunun belirtildiği, teminat mektubunun … tarafından 09/12/2016 tarihinde tutanak ile teslim alındığı, … ile davalı şirket çalışanı …’ın 17/02/2017 tarihli yazışmasında “Müşterimiz sözleşme imzalamış bizlerle. Ancak birim fiyat 1.77 verilmiş. Bu nedenle satış temsilcisinden ret yemiş. Özel teklif zamanı kriz yoktu şimdi var gibi bir açıklama bulunuyor.Bu konuda yardımlarınızı rica ediyorum.” demiş olduğu, teminat mektubunun davacıya yine … tarafından bu yazışma sonrası 24/02/2017 tarihinde iade edildiğini, sözleşme tarihi itibarı ile güvence bedelinin sunulmaması nedeni ile sözleşmenin kurulmaması iradesini taşıyan davalının teminat mektubunu teslim almayarak bu idaresini açıkça belirtmesi gerektiği, ancak … çalışanının iç yazışmalarında sözleşmenin imzalandığı, kriz olduğunu belirttiği, güvence bedelinin geç tesliminden bahsetmediği, davalının teminat mektubunu yaklaşık 2,5 ay ellerinde tuttuğu, elektrik temin edemeyen davacının teklif alarak … ile sözleşme akdettiği, dosyada yer alan … Anonim Şirketine” başlıklı sözleşme ekinde 09/12/2016 tarihi yer aldığı ve ilgili şirkete …’in sözleşmesinin 01/02/2017 tarihinde sona ereceğini, bu tarih itibarı ile … A.Ş.’ye geçeceklerinin belirtildiği, bu yazının da davalının 09/12/2016 tarihi itibarı ile sözleşmenin kurulmuş olduğuna ilişkin iradesini gösterdiği, mahkemenin taraflar arasındaki sözleşmenin kurulduğuna kanaat getirmesi ve davalının sözleşmeden doğan borcunu hiç ifa etmemesi sebebi ile davacının zarara uğradığını kabul etmesi halinde, zararın tespiti için davacının 01/01/2017-01/01/2018 tarihler arasındaki döneme ilişkin tüm faturaları sunması gerektiği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ olunmuş, rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri dosyaya sunulmuştur.
Davacı vekili 29/07/2020 tarihli dilekçesi ile 01/01/2017-01/01/2018 tarihleri arasındaki döneme ilişkin tüm elektrik faturalarını dosyaya sunmuştur. Her ne kadar davalı vekili tarafından 13.04.2018 tarihli ön inceleme duruşmasında verilen kesin süreye rağmen davacı tarafça faturaların süresinde sunulmaması nedeniyle sonradan delil gösterilmesine muvafakatlerinin olmadığına ilişkin itirazda bulunulmuş ise de, davacı tarafın dava dilekçesinde söz konusu faturalara delil olarak dayanıyor olması ve ön inceleme duruşmasında söz konusu faturaların celbine karar verilmediği anlaşılmakla ayrıca Hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında uyuşmazlığın çözümü için elzem olması nedeniyle tarafların karşılıklı olarak incelenen ticari defter ve kayıtlarının yanında bu delillerin de bilirkişi marifetiyle incelenmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi heyetine mali müşavir bilirkişide eklenmek suretiyle sunulan faturaların davacının ticari defter ve kayıtlarıyla karşılaştırılmak suretiyle yapılan ödemeler de tespit edilerek davacı tarafın maddi zararının tespiti ile ek rapor düzenlenmesine karar verilmiş, davacı vekilinin talebi üzerine davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının mali müşavir bilirkişi tarafından incelenmesi için … Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, ….ATM.nin 2020/116 talimat sayısı ile alınan 08/12/2020 tarihli raporda; davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, defterlerin sahibi lehine delil kudretinin olduğu, dosyadaki bilirkişi raporunda, taraflar arasında sözleşmenin kurulu olduğu, elektrik enerjisinin birim fiyatının 0,177-TL olarak belirlendiği, davacının davaya konu döneme ilişkin 12 adet faturayı dosyaya sunduğu, faturalardan aylık tüketimlerin ayrı ayrı tespit edildiği, bu tüketimler esas alınarak davalı ile yapılan sözleşmedeki birim fiyat esas alınarak faturaların yeniden hesaplandığı, her ay için muhtemel fatura hesaplamalarının; ilgili ayda gerçekleşen faturadan tespit edilen tüketim miktarının davalı ile yapılan sözleşmede belirtilen birim fiyatla çarpılarak tüketim bedeli hesaplandığı, tüketim bedeli üzerinden %1 Enerji Fonu, %2 TRT payı ve %5 Belediye Tüketim Vergisi hesaplanan tutarlarda tüketim bedeline eklenerek, KDV matrahı tespit edildiği, tespit edilen KDV matrahına %18 KDV ilave edilerek muhtemel fatura tutarı hesaplandığı, hesaplanan muhtemel fatura tutarları ile gerçek fatura tutarları karşılaştırılarak, fazla ödenen tutarların her ay için tespit edildiği, tespit edilen tutarların toplamının 26.049,62-TL olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ olunmuş, rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri dosyaya sunulmuştur.
Davacı vekili 04/01/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile, bilirkişi raporu doğrultusunda taleplerini 25.949,62 TL artırarak davanın toplamda 26.049,62 TL ticari temerrüt faizi ile birlikte kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Menfi zararın tespiti yönünden raporun denetime açık olmadığı anlaşılmakla dosyanın kök bilirkişi raporunu sunan heyete tevdii ile menfi zararın tespiti yönünden taraf itirazlarını irdeler şekilde ek rapor tanzimi istenmiş, düzenlenen 17/05/2021 tarihli ek raporda, hesaplamalarda dikkate alınan ilk faturanın 18/02/2017 son ödeme tarihli 18/01/2017-31/01/2017 tarihler arasındaki dönemi kapsayan fatura olduğu, davalı vekilinin itiraz dilekçesinde yer alan “2017 yılı Ocak ayının dikkate alınması hatalıdır” şeklindeki itirazı bakımından hesaplamalara dahil edilen 31/01/2017 tarih-18/02/2017 son ödeme tarihli faturanın Ocak 2017 döneminin tamamına ait olmadığı, mahkemenin taraflar arasındaki sözleşmesinin kurulduğuna kanaat getirmesi ve davalının davalının sözleşmeden doğan borcunu hiç ifa etmemesi sebebiyle davacının zarara uğradığını kabul etmesi halinde, sözleşme döneminde davacının davalı tedarikçi şirket ile imza ettiği sözleşme ile belirlenen birim fiyat üzerinden faturalandırılmaması nedeniyle davacı tarafın toplam 26.049,59 TL fazladan ödeme yapmak durumunda kaldığı belirtilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; taraflar arasında 26/11/2016 tarihinde 01/01/2017-01/01/2018 tarihleri arasındaki dönemi kapsayacak şekilde Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeye göre elektrik enerjisi birim satış fiyatının 0,177 TL/kwh olarak belirlendiği, sözleşme ile davalı şirketin elektrik enejisi temin etme yükümlülüğünün abonenin güvence verme borcunu yerine getirmesini takiben başlayacağı, abone tarafından güvence bedelinin sözleşmenin imza tarihi itibarı ile şirkete sunulmaması halinde sözleşmenin yürürlüğe girip girmemesinin şirketin insiyatifinde olacağı, abonenin güvence verme borcunu yerine getirmekte gecikmesi halinde abone bu borcunu yerine getirinceye kadar şirketin elektrik enerjisi tedarikini hiç başlatmama hakkı olduğu, bu durumda abonenin şirketten maddi ve manevi zarar ve ziyan talep edemeyeceğini peşinen kabul ve taahhüt ettiği hususları hüküm altına alınmıştır.
Her ne kadar davalı tarafça sözleşme tarihi itibarı ile güvence bedelinin sunulmadığından bahisle sözleşmenin yürürlüğe girmediği iddia edilmiş olmakla birlikte bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; sözleşmenin imzalandığı tarihten 13 gün geçtikten sonra davacı tarafça güvence bedeli olarak sunulan teminat mektubunu teslim alan ve yaklaşık 2,5 ay uhdesinde tuttuktan sonra geri iade eden davalı bu iradesini açıkça ortaya koyabilmiş değildir. Öte yandan davalı şirket ile yaptığı aracılık sözleşmesi uyarınca şirket adına sözleşme görüşmeleri yürütmeye ve ilgili belgeleri tüketiciden talep ederek davalı şirkete iletmek konusunda yetkili kılınan … ile davalı çalışanı …’ın yaptığı 17/02/2017 tarihli yazışmada, şirket çalışanın birim fiyat 1.77 verilerek müşteri ile sözleşme imzalandığı, ancak satış temsilcisi tarafından özel teklif zamanı kriz olmadığı, şimdi olduğu gibi bir açıklama ile ret edildiğini belirttiği, ancak yazışmada güvence bedelinin geç tesliminden hiç bahsedilmediği, yine 09/12/2016 tarihli … A.Ş.başlıklı sözleşme ekinde ilgili şirkete davacının sözleşmesinin 01/02/2017 tarihinden sona ereceği, bu tarih itibarı ile davalı şirkete geçeceklerinin belirtildiği, işbu yazının da davalının 09/12/2016 tarihi itibarı ile sözleşmenin kurulmuş olduğunu ilişkin iradesini gösterdiği değerlendirilmiştir.
Davacı davalı şirketten elektrik tedarik edemeyince dava dışı …’la daha yüksek birim fiyat üzerinden sözleşme imzalamak zorunda kalmıştır. Davalı tacirdir ve basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü vardır. Davalı şirketin sözleşme kapsamında yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle davacı şirketin zarara uğradığı ve bu zararın davalı şirket tarafından karşılanması gerektiği taktir edilmekle bilirkişi heyeti tarafından yapılan hesaplama ile davalının sözleşmeden doğan borcunu ifa etmemesi nedeniyle davacının 26.049,59 TL fazladan ödeme yaptığı tespit edilmiş olup iş bu tazminatın davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, 26.049,62-TL tazminat alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 1.779,44 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40+445,00 TL ıslah olmak üzere toplam 476,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.303,04 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen değer üzerinden AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 512,40 TL harç, 2.400,00 TL bilirkişi ücreti, 205 TL müzekkere, posta, tebligat masraflarından oluşan toplam 3.117,40 TL yargılama masrafının davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/07/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza