Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/32 E. 2019/317 K. 25.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/32
KARAR NO : 2019/317
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/01/2019
KARAR TARİHİ: 25/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası nezdinde davacı şirket aleyhine taraflar arasında davacıya borç doğurabilecek herhangi bir ticari ilişki bulunmamasına rağmen davalı tarafından ilamsız takip başlatılarak 31.606,44 TL.lik para alacağı ve takip ferilerinin tahsili için ödeme emri gönderildiğini, ödeme emrinin 18/12/2018 tarihinde davacı şirkete tebliğ edildiğini, ödeme emrine 20/12/2018 tarihinde UYAP üzerinden itiraz edildiğini, itiraz dilekçelerinin sistemdeki hata nedeniyle yüklenmediğini ve icra dosyasına girmediğinden takibin kesinleştiğini, davalı tarafın davacının … adresinde davacıya ait menkulleri haczederek yaklaşık 40.000 TL değerindeki altını muhafaza altına aldığını, davacı şirketin banka hesaplarına bloke konulduğunu ve ayrıca diğer icrai muamelelerin yapıldığını, davalı tarafın davacıdan hiçbir alacağı bulunmadığını aksine borçlu olduğunu, davacıya iş yapmak üzere aldığı avanslara rağmen işleri teslim etmediğini ve avansı da iade etmediğini, davalı tarafça takibe konu alacak için herhangi bir fatura dahi gönderilmediğini, borcun neden kaynaklandığının taraflarınca anlaşılamadığını, davacı şirkete usulsüz tebliğ işlemi yapıldığını, davalı tarafın işbu icra takibindeki borca ilişkin delillerini mutlaka yazılı delil ile ileri sürmesi gerektiğini, açılan menfi tespit davasında sözde alacağın varlığını ispat yükünün davalı tarafta olduğunu, bu nedenlerle İstanbul…İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibinin teminatsız durdurulmasına, davacı hakkında uygulanmış haciz işlemlerinin geriye dönük fekkine, takibin teminatsız durdurulması taleplerinin kabul görmemesi halinde İİK.72/3 maddesi uyarınca bakiye alacak kadar icra dosyasına yatıracakları bedel ile mahkemenin uygun göreceği teminat tutarının dosyaya yatırılması ve ihtiyati tedbir kararı verilmesine, tüm hacizlerin davacı şirket yönünden kaldırılmasına, davanın kabulüne ve davacı şirketin davalıya borçlu olmadığının tespitine, başlatılan icra takibinin iptaline, davalının %20.den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizin 31/01/2019 tarihli tensip ara kararı ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile, icra dosyası kapak hesabının %100.ünün icra dosyasına, işbu dava değerinin %20.sinin mahkememiz veznesine yatırılması halinde, İİK. 72/3 gereğince icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine karar verilmiş, davacı tarafça teminat şartı yerine getirilmekle 01/02/2019 tarihinde ilgili icra müdürlüğüne tedbir kararımız bildirilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İstanbul…İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile açılan icra takibinde düzenlenen ödeme emrinin borçlu şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini ve borçlu ve/veya vekili süresi içerisinde itiraz etmediğinden ikrar mahiyetinde dosyanın borçlu bakımından kesinleştiğini, gerek takip talebinde gerekse gönderilen ödeme emrinde davacının davalıya faturadan kaynaklı borçlu oduğunun açıkça yazıldığını, alacaklarının dayanağının Sistem Lisans ve Uyarlama Bedeli’nin 6,7 ve 8.taksitlerini kapsayan her biri 9.587,50 TL olan 10/10/2017, 10/11/2017 ve 11/12/2017 düzenleme tarihli 3 adet faturanın ödenmemiş toplam alacak bedeline ilişkin olduğunu, somut olayda ispat yükünün aradaki hukuki ve ticari ilişkiyi inkar etmeyen davacı borçlu üzerinde olduğunu, davacının davalıdan alacağı olduğu iddiası ile İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine ilamsız icra takibine başladığını, süresinde yapılan itiraz neticesinde ise İstanbul …ATM.nin … esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açtığını, işbu davaya konu olan fatura alacaklarının ve bunun da dayanağı olan mevcut ticari ve hukuki durumun davacı ve vekili tarafından bilindiğini, bu nedenlerle öncelikle davalının daha fazla mağdur edilmesinin önlenmesi bakımından verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, icra dairesine yatırılan bedelin davalıya ödenmesine, mahkeme aksi kanaatte ise mahkeme veznesine depo edilen teminat bedelinin arttırılmasına ve takip çıkışı kadar olan bedel üzerinden teminat tutarı belirlenerek davacı tarafından yatırılan bedel üzerinden kalanın ikmal edilmesine, davanın ve davacının tüm taleplerinin reddine, takip tutarının %20.sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davacının İstanbul…İcra Müdürlüğünün… esas sayılı takip dosyası kapsamında davalıya borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline yönelik menfi tespit davasıdır.
Davacı vekili 03/04/2019 tarihinde UYAP üzerinden gönderdiği dilekçesi ile, davalı tarafın alacak iddiasına konu ettiği sözleşme ilişkisinde davacı şirketin alacaklı olduğunu, bahse konu alacak için daha önce davacı şirket adına, davalı şirket aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ve bu nedenle İstanbul …ATM.nin… esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açtıklarını, bahse konu yargılamadan sonra verilecek olan kararın mahkememiz dosyasında verilecek olan kararı da etkileyeceğini, bu nedenlerle mahkememiz dosyasının İstanbul …ATM.nin … esas sayılı dosyası ile birleşirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul …ATM.nin… esas sayılı dosyası getirtilerek incelendiğinde; Davacının … A.Ş, davalının …Şti., davanın 20/09/2018 tarihinde açılan İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamı talebinden ibaret olduğu, dosya derdest olup duruşmasının 15/05/2019 tarihine atılı bulunduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK.nun 166. maddesi uyarınca “(1) Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar. (2)Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır. (3)Birleştirme kararı, derhâl ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilir.” denilmektedir. Anılan yasanın 4. fıkrası uyarınca “Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır” denilmekte olup;
Mahkememizin iş bu dava dosyası ile İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyası arasında şahsi, fiili ve hukuki bağlantının mevcut olduğu, biri hakkında verilecek hükmün diğerini de etkileyeceği anlaşıldığından usul ve dava ekonomisi de gözönüne alınarak mahkememiz işbu dosyası ile İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, yargılamaya İstanbul…Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden devam olunmasına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememiz işbu dava dosyası ile İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası arasında şahsi, fiili ve hukuki irtibat bulunduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkilediği anlaşıldığından her iki dava dosyasının HMK 166.maddesi uyarınca BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Yargılamaya İstanbul… ATM’nin … Esas sayılı dava dosyası üzerinden devam edilmesine,
3-Mahkememiz dosyası esasının bu şekilde kapatılmasına,
4-Harç, masraf ve vekalet ücretinin birleştirilen davada karara bağlanmasına,
Dair esas hükümle birlikte, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.
Katip …
Hakim …