Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/30 E. 2019/745 K. 07.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2019/30
KARAR NO: 2019/745

DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/11/2012
KARAR TARİHİ: 07/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça davacının bankadan aldığı kredi sebebiyle işsizlik rizikosuna karşı sigorta yapıldığını, tüm primlerin peşin olarak ödendiğini, kredinin aylık geri ödemesinin 950,00 TL olduğunu, poliçeye göre işsiz kalınan süreç boyunca aylık 950,00 TL geri ödemeyi davalının üstlendiğini, davacının işsiz kaldığını, işsizlik süresinin 7 ay sürdüğünü, bu sürede davalının taahhüt ettiği dönem için ödeme yapmadığını ileri sürerek, 6.650,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş; ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini 28.000 TL’ye çıkarmıştır.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; poliçe gereğince 14/11/2011 tarihinden itibaren 90 günlük muafiyet süresinin sona ermesine kadar teminatın başlamayacağını, 04/02/2012 tarihinde davacının işten çıkarıldığını, talebin teminat kapsamı dışında kaldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; işsizlik sigorta poliçesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda verilen 07/04/2016 tarihli karar ile; davanın kısmen kabulüne, 5.702,76 TL maddi, takdiren 5.000,00 TL manevi tazminatın 12/04/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, kararın taraf vekilleri tarafından temyizi üzerine Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin … esas, … karar sayılı, 15/10/2018 tarihli ilamı ile; “her ne kadar mahkemece davacının manevi zarara uğradığı kabul edilmiş ise de, bu durumun MK’nın 24 ve BK’nın 49. (TBK 58) maddeleri anlamında kişilik haklarının ihlaline neden olacağının kabulü mümkün değildir. Her sözleşmeye aykırılık manevi tazminat gerektirmeyeceği gibi, davacı tarafça da meydana gelen olay nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiği ispat edilememiştir. Bu itibarla, davacının kişilik haklarına saldırı bulunmadığı, BK’nın 49. (TBK 58) maddesinde öngörülen manevi tazminat şartlarının oluşmadığı gözetilmeksizin, davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş, hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.” denilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce yeniden yapılan yargılama ile; davacı vekili mahkememize verdiği 11/02/2019 tarihli dilekçesiyle davacının mide kanseri hastalığından yaklaşık 3 yıl önce vefat ettiğini, vekaletlerinin hükmünün kalmadığını, mirasçı asillere tebligat yapılmasını talep etmiş, mahkememizce davacı murislerine Yargıtay bozma ilamı ile duruşma gün ve saati usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davacı murisi … 07/10/2019 tarihli duruşmada; Yargıtay bozma ilamına uyulması hususunda takdirin mahkemeye ait olduğunu beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiş, mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları ve Yargıtay bozma ile birlikte tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
Davacının maddi tazminat talebi yönünden; taraflar arasında 02/11/2010 başlangıç tarihli 5078985 numaralı ve 1 yıl süreli işsizlik sigorta poliçesi akdedildiği, yine bu poliçenin devamı niteliğinde 14/11/2011 tarihinde 6064196 numaralı ve 1 yıl süreli “Banka Ferdi Kaza/İşsizlik Sigorta Poliçesi” akdedildiği, davacının işsiz kaldığı döneme ilişkin sorumluluğun sigorta poliçesi kapsamında davalıya ait olduğu, davacının 7 ay boyunca işsiz kaldığı, 30 günlük muafiyetin ardından 6 ay için tazminat talep edebileceği, ikinci yapılan poliçe yenileme niteliğinde olduğundan 90 günlük muafiyet süresinin uygulanmayacağı, kredi veren bankaya yapılması gereken 950,76 TL aylık kredi ödeme tutarı üzerinden 6 aylık dönem karşılığı 5.702,76 TL ödenmesi gerektiği, riskin sigorta kapsamında kaldığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne, 5.702,76 TL maddi tazminatın 12/04/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacının manevi tazminat talebi yönünden; bilindiği gibi 01/01/2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı TMK.’ nın 24. Maddesi uyarınca “hukuka aykırı olarak kişilik hakları saldırıya uğrayan kimsenin hakimden saldırıda bulunanlara karşı” korunmasını isteyebileceği, kişiler hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması gibi sebeplerden biriyle haklı kılınmadıkça kişilik haklarına yapılan her saldırının hukuka aykırı olduğu açıkça belirtilmiştir. Ayrıca eski 818 sayılı borçlar esasının 3444 sayılı yasa ile değişik 49. Maddesi uyarınca ” kişilik değerlerine hukuka aykırı bir biçimde yapılan saldırı sonucu manevi zarara uğrayan kişinin manevi giderim adı ile bir miktar paranın ödenmesi ” için istemde bulunabileceği de açıkça belirtilmiştir. Ancak tüm bu düzenlemelerde yapılan işlerin kişilik haklarına saldırı teşkil etmesi ve hukuka aykırı olması gerekmektedir. Dava konusu bu olayda davalı sigorta şirketinin davacının kişilik haklarına hukuka aykırı haksız saldırı teşkil edecek bir uygulaması söz konusu olmamıştır. Öyle ise manevi tazminata yönelik istemin de kabul koşulları dava konusu bu olayda davacı yararına gerçekleşmemiştir. Bu nedenlerle manevi tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABUL-KISMEN REDDİ ile;
1-Maddi tazminat yönünden, 5.702,76 TL maddi tazminatın 12/04/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Manevi tazminat yönünden davanın REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereği alınması gereken 389,55 TL nispi karar ve ilam harcının, peşin alınan+ ıslah harcı 165,60 TL+ 365 TL olmak üzere toplam 530,60 TL’den mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 141,05 TL’nin kararın kesinleşmesni müteakip istek halinde sahibi davacıya iadesine,
4-Maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 2.725,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği reddedilen dava değeri üzerinden hesap ve takdir olunan 2.675,67 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 2.725,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 389,55 TL harç, 1.000 TL bilirkişi ücreti ve 268 TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.657,55 TL yargılama giderinin davada haklı çıkma oranına göre hesap olunan 286,44 TL.sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yapılan 106,50 TL yargılama giderinin davada haklı çıkma oranına göre hesap olunan 88,39 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı murisi …’ın yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır