Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/3 E. 2020/43 K. 20.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/3
KARAR NO : 2020/43

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/05/2018
KARAR TARİHİ : 20/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle;11/06/2006 tarihinde…’nun sahibi olduğu, sevk ve idaresindeki … plakalı aracın saat 12:40 sıralarında Ankara ili Mevlana bulvarında seyir halinde iken trafik kazası yaptığını, olayda … isimli kişiye çarparak ölümüne sebebiyet verdiğini, kaza yapan aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının bulunmaması sebebiyle müteveffa …’ın yakınlarının uğradıkları zararların güvence hesabı tarafından karşılandığını, müteveffa yakınlarına 15.831,27 TL ( asıl alacak)’ın rücu edilmesi amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile… aleyhine icra takibi başlatıldığını,… tarafından ilgili icra dosyası kapsamında yapılmış herhangi bir ödemenin bulunmadığını, söz konusu meblağın araç sahibi tarafından tahsil edilemediğini, daha sonra alacaklı vekilinin olay tarihi itibariyle resmi olarak aracın işleten sıfatı ile maliki bulunduğu gerekçesiyle tarafına ödeme ihbarnamesi gönderdiğini, ihbarnamenin gönderildiği tarihte tutuklu olarak ceza evinde bulunduğunu, ailesinin konuyla ilgili bilgi sahibi olmaksızın ve icra tehdidiyle karşı karşıya kalmamak adına 06/06/2016 tarihinde ilgili dosyaya 31.437,57 TL ödeme yaptığını, olay tarihi itibariyle işleten sıfatıyla sahibi gözüktüğü… plakalı aracın şahsı tarafından 2016 yılının Şubat ayının ilk haftasında …ilçesinde faaliyet göstermekte olan …ler Otomotiv şirketine satılmak üzere verilmiş ve bu aracın 27/03/2006 tarihinde … Otomotiv tarafından…’na oto-satış sözleşmesi ile satıldığını, dolayısıyla olay tarihi itibariyle kazaya karışan araç ile herhangi bir bağının bulunmadığını, davaya konu kaza ile ilgili olarak ölenin yakınları tarafından tarafına karşı açılmış maddi – manevi tazminat talepli dava açıldığını, Ankara … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı kararında meydana gelen zarardan işleten sıfatıyla sorumlu tutulamayacağına ve hakkında açılan maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar verdiğini, güvence hesabına yaptığı başvuru ile haksız ve hukuka aykırı şekilde şahsından rücu edilen paranın geri ödenmesini talep ettiğini, ancak tüm iyi niyetli girişimlerine rağmen güvence hesabının herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve aykırı şekilde talebinin reddedildiğini belirterek istirdat davasının kabulüne, şu anda herhangi bir maddi geliri ve ekonomik durumunun olmadığından adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İstanbul …Asliye Hukuk Mahkememizin 06/06/2018 tarihli kararı ile davacının adli yardım talebinin reddine karar verilmiştir.

CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; bu davada Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görevli olduğunu, davanın zamanaşımına uğramış olduğunu, noter satışı olmayan araç için işleten sıfatının değişmeyeceğini, davacı tarafından aracın kaza tarihinden önce satışını gerçekleştirdiğine dair bilgi ve belge ibraz etmemiş olduğunu, bu nedenle müteveffanın vefatı sebebiyle ödenen tazminata ilişkin sorumluluğunun devam ettiğini, trafik polisi tarafından düzenlenen Trafik Kazası Tespit Tutanağı’nda taşıt sahibinin davacı… olarak belirtilmiş olduğunu, davalı şirket açısından temerrüt oluşmadığından faiz talebinin reddi gerektiğini beyanla, öncelikle görev ve zamanaşımı nedeniyle davanın usulden, aksi halde, esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul …Asliye Hukuk Mahkemesinin …esas, … karar sayılı, 12/10/2018 tarihli görevsizlik kararı ile dosyanın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, söz konusu kararın 31/12/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava ticari satımdan kaynaklanan istirdat davasıdır.
Dava konusu kazaya karışan… plaka sayılı araca ait trafik tescil kayıtları dosyaya alınmıştır.
İstanbul … İcra müdürlüğünün…Esas sayılı takip dosyası getirtilerek incelendiğinde; davalı tarafından davacı… ve ihbar olunan… aleyhine 14.438 TL asıl alacak, 1.393,27 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 15.831,27 TL üzerinden takip başlatıldığı, … tarafından 06/06/2017 tarihinde 31.437,57 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Dava üçüncü kişi…’na ihbar edilmiştir.
Ankara …Asliye Hukuk Mahkemesini… esas, … karar sayılı, 23/09/2008 tarihli kararı getirtilerek incelendiğinde, davacıların …, …’a velayeten …, …’a velayeten …, …, …, …, … ve…, davalıların… ve …oldukları, davanın 29/12/2006 tarihinde açılan trafik kazası nedeniyle destekten yoksunluk ve cenaze masrafları nedeniyle maddi, BK.nun 47.maddesi uyarınca manevi tazminat davası olduğu, 23/09/2008 tarihinde dosyaya ibraz olunan 27/03/2006 tarihli oto satış sözleşmesine göre olaya karışan aracın … Otomotiv tarafından diğer davalı…’na satıldığı, dava konusu kazanın bu tarihten sonra meydana geldiği sabit olmakla…’ın işleten sıfatının ortadan kalktığı ve meydana gelen zarardan işleten sıfatıyla sorumlu tutulamayacağı anlaşılmakla bu davalı hakkında açılan maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine,… hakkında açılan maddi tazminat davasının kabulüne, manevi tazminat davasının ise kısmen kabulüne karar verildiği, kararın 11/09/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
2918 sayılı KTK’nın hükümlerine göre, trafik kaydı işletenin kesin olarak gösteren bir karine değilse de onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alacı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenlemeler karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.
Tarafların iddia ve savunmaları, icra dosyası, Ankara …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …esas, … karar sayılı ilamı ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; mahkememizce getirtilen trafik tescil kayıtlarına göre dava konusu kazaya karışan… plaka sayılı aracın olay tarihi olan 11/06/2006 tarihi itibarı ile davacı adına tescilli olduğu, ancak aracın davacı tarafından satılmak üzere … Otomotiv’e bırakıldığı, aracın 27/03/2006 tarihli oto satış sözleşmesine göre … Otomotiv tarafından…’na satıldığı, dava konusu kazanın bu tarihten sonra meydana geldiği, davacının araç üzerindeki fiili ve ekonomik yararlanma imkanının bulunmadığı dolayısıyla işleten sıfatının ortadan kalktığı anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
-Davacının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasında ödemiş olduğu 31.437,57-TL’nin ödeme tarihi olan 06.06.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 2.147,50 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 536,87 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.610,63 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3)Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri üzerinden AAÜT uyarınca 4.715,64 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4)Davacı tarafından yapılan; 591,27 TL harç, 100,40 TL posta, tebligat ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 691,67 TL yargılama masrafınının davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5)Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır