Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/227 E. 2021/233 K. 22.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/227
KARAR NO:2021/233

DAVA:Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:24/04/2019
KARAR TARİHİ:22/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …’in kefil sıfatıyla davalı bankadan ticari kredi çekmiş olup davalı banka tarafından krediye istinaden ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibi başlatıldığını, takip çıkışı 35.425,34-TL olan icra dosyasına %100 gibi afaki bir temerrüt faizi işletilmek suretiyle dosya borcunun 22/01/2019 tarihli kapak hesabında yapılan ödemeler düşüldüğünde 151.964-TL gibi asıl borcun 5 katı fazlasına kadar çıktığını, davacılar tarafından icra takibini başlatan davalı avukatının hesabına icra dosyası için toplam yaklaşık 13.000 TL ödeme yapıldığını, davalı vekili tarafından 4.000 TL ödeme yapılması halinde icra dosyasının kapanacağına ilişkin yapılan teklif üzerine açıklama kısımlarına icra dosya numarası yazılarak ve dosya kapama ücreti şeklinde belirtilmek suretiyle 13/08/2018 tarihinde 1.000 TL, 14/08/2018 tarihinde 3.000 TL olmak üzere toplam 4.000 TL ödendiğini, dosya borcu ödenmesine karşın davalı tarafın icra dosyasını hitam etmeyerek haksız yere para tahsil etmeye çalıştığını, bu nedenlerle dosya borcunu ödeyen davacıların borçlu olarak göründüğü ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasını kapatmayarak kötü niyetli hareket eden davalı bankaya bu mezkur kredi nedeniyle hiçbir borçlarının kalmadığının tespitine, dava sonuçlanınca kadar davacıların telafisi imkansız zararları doğması ve davalı tarafın haksız bir şekilde hareket edebiliyor olmasından dolayı icra dosyasının teminatsız bir şekilde durdurulmasına, dosya borcunun %20’sinden aşağı olmayacak şekilde tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların davalı bankanın … şubesinden o dönemde eczacılık ticari faaliyette bulundukları için ticari kredi kullandıklarını, taksitlerin ödenmemesi üzerine borçlulardan … için 04/03/2015 tarih … yevmiye sayılı diğer davacı … için ise 04/03/2015 tarih … yevmiye sayılı ….Noterliğinden ihtarnameler gönderildiğini, ihtarnamelerin borçluların diğer kardeşi olan … imzasına 09/03/2015 tarihinde tebliğ edildiğini, ihtarname tebliğine rağmen borcun ödenmemesi üzerine davacılar hakkında ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı doyası ile icra takibi başlatıldığını, takiplerin kesinleşmesinden sonra davacılar hakkında haciz işlemleri yapıldığını, bir kısım ödemelerin davacıların maaşından kesilmek suretiyle dosyaya geldiğini, davacıların güncel borç miktarının 163.845,28 TL olduğunu, menfi tespit davasının borçluların borçlu bulunmadığının ispatı için açacağı dava olması ve ortada bankadan çekilmiş, icra takibine konu olmuş bir borç söz konusu olduğundan, davacılar da bu durumu kabul ettiğinden dolayı davanın davacıların dava açmakta hukuki yararı olmaması nedeniyle usulden reddi gerektiğini, TTK.nun 8.maddesinin 1.fıkrasında tarafların ticari işlerde faiz oranını serbestçe belirleyebileceğinin hükme bağlandığını, takipten 4 yıl sonra borçluların faize ilişkin olarak itirazlarının dinlenmesi mümkün olmayıp itiraz ettiklerini, davalı bankanın yapmış olduğu kampanyalarda dosya borçlularına belirli tarihlerde ödeme yapmaları halinde makul miktarda indirim yapılarak dosya borcunun kapanacağı bilgisi verildiğini, fakat davacılara dosyanın kapanacağı miktarın sehven 4.000 TL olarak bildirildiğini, mail gönderiminden hemen sonra düzeltme maili atılarak söz konusu miktarın sehven yazılmış olduğu, düzeltmek için tekrar mail atıldığı bilgisinin verildiğini, söz konusu dava icra kapak hesabı 167.000 TL olmasına rağmen dava değerinin 35.000 TL olarak gösterilmesinin usulü eksiklik olup net olarak borç miktarı belli olmasına rağmen eksik harç yatırılarak yargılamaya devam edilmesinin ilgili kanun hükümleri uyarınca mümkün olmadığını, davanın ikamesi için takibin kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde dava açılması kanunda öngörülmüş olmasına rağmen 4 yılı aşkın bir süre sonra anılan dava açıldığından zaman aşımı itirazında bulunduklarını, bu nedenlerle davanın reddi ile takibin devamına, fazlaya ilişkin hakları sakı kalmak kaydıyla davacıların takip konusu dosya borcu üzerinden işlemiş yasal faiziyle dosya borcunu ödemeye ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava menfi tespit davasıdır.
….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının bir örneği UYAP sistemi üzerinden getirtilmiştir.
Dosya bankacı bilirkişiye tevdi olunmuş, düzenlenen 10/12/2019 tarihli raporda; taraflar arasında imzalanan GKS gereğince davacı/borçlular lehine kullandırılan Taksitli ihtiyaç kredisine ilişkin taksitlerin ödenmemesi üzerine kredi hesabının 03.03.2015 tarihinde kat edildiği, 03.03.2015 kat tarihi itibariyle 32.236.68 TL anapara, 3.036.82 TL işlemiş faiz 151.84 TL %5 BSMV olmak üzere toplam 35.425.34 TL’mn ödenmesi ihtar edildiği, borcun ödenmemesi üzerine borçlular aleyhine 24.03.2015 tarihinde … İcra Md. … E Sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibe her hangi bir itiraz olmaması üzerine Takibin … yönünden kesinleştiği, diğer takip borçlusuna usule uygun tebligat yapılamadığından takibin … yönünden kesinleşmediği dosyadan tespit edildiği, dosya borcuna yapılan kısmi tahsilatların BK.100 Md uyarınca öncelikle işlemiş faiz ve ferilerine mahsubu suretiyle 12.02.2018 tarihi itibariyle Takip borcunun :32.236.68 TL asıl alacak, 89.026.76 TL bakiye işlemiş faiz ve ferileri, 121.263.44 TL olarak hesaplandığı (İcra masrafları, vekalet ücret vc diğer masraflar hariç) huzurdaki işbu davada, davalı alacaklı banka vekili tarafından 13.08.2018 tarihli Borç Bildirimi Belgesi” ile borçlular aleyhine başlatılan … İera Md … E Sayılı Takip dosya borcunun 4.000 TL olduğu ve işbu tutarın dosyaya ödenmesi iIe dosyanın infaz / kapatılacağı şeklindeki bildirimine istinaden dosyaya ödenen 4.000 TL sonucunda dosya borcunun kapatılmış olduğu ve dosyadan borçlu olunmadığı yönündeki davaların iddialarına karşılık, davalı alacaklı banka yetkililerinin söz konusu borç bildiriminin SEHVEN verildiği ve dosya borcunun devam ettiği yapılan 4.000 TL’lik ödemenin de dosya borcuna mahsup edildiği şeklindeki savunmaları karşısında, tarafların tacir olduğu ve tacirlerinde her türlü ticari iş ve işlemlere ilişkin olarak basiretli davranmaları gerektiği, iş bu nedenle davalı/alacaklı bankanın 13.08.2018 tarihli borç bildirim belgesinde … E Sayılı İcra dosyasından 4.000 TL borç olduğu ve işbu borcun ödenmesi ile dosyanın infaz edileceği yönündeki iradi kabulüne ilişkin hukuki takdir ve değerlendirmenin mahkemeye ait olduğu, tarafların diğer taleplerinin de mahkemenin takdirlerinde kaldığı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ olunmuş, taraf vekilleri tarafından rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri dosyaya sunulmuştur.
Davalı vekilinin 25/12/2019 tarihinde UYAP sistemi üzerinden gönderdiği dilekçe ile davalıların yapmış oldukları ödemelerin listesi, 25/12/2019 havale tarihli dilekçe ile toplam borcu 24.000 TL infaza (kapama) uygun olduğuna ilişkin 13/08/2018 tarihli borç bildirim belgesi-düzeltme maili, görüşme kayıtlarını içeren cd sunulmuştur.
Davacı vekili 09/03/2020 tarihli dilekçesi ile, her ne kadar dava dilekçesinde 164.714,14 TL olarak belirtmiş iseler de, bu meblağın icra dosyasına alınan ve dava tarihinden önceki tarihli kapak hesabında davacıların ödemeleri gözönüne alınmaksızın belirtilmiş miktar olduğunu, halbuki, dava tarihinde davaya konu icra müdürlüğü dosyasında yapılan kapak hesabı neticesinde borç miktarının 161.099,78 TL olarak hesaplandığını, bu nedenle davaya esas harç miktarının da 161.099,78 TL olmakla birlikte dava tarihinde 35.425,34 TL üzerinden harç yatırılarak işbu davanın açıldığını, bu hesaba göre ikmal ettikleri harca esas değerin 161.099,78 TL-35.425,34 TL=125.674,44 TL üzerinden hesaplama yapılarak dosyaya yatırıldığı belirtilmiştir.
Davalı bankanın 19/10/2020 tarihli cevabi yazısı ile, … adına bir adet taksitli ticari kredi bilgisine rastlanıldığı belirtilerek kredi ile ilgili ödeme hesap hareketleri, ödeme planı ve ödeme bilgisi CD içerisinde gönderilmiştir.
Davacılar vekili 12/10/2020 tarihinde UYAP sistemi üzerinden gönderdiği dilekçe ile, davacılar tarafından davalı kuruma yapılan ödemelerin bir kısmının bankacılık uygulaması üzerinden, bir kısmının banka şubesinden, bir kısmınında ATM’den yapıldığını, ödemeler birden fazla ve çeşitli olduğu için davacıların tüm evrakları temin edemediğini, davalı tarafından da davacıların yaptığı ödemeler doğru ve net şekilde sunulmadığından tüm ödemelerin sunumunun mümkün olmadığını, celse arasında davacıların yapmış oldukları ve dosyada olmayan ödeme dekontların temin ettiklerini belirterek dilekçe ekinde dosyaya sunmuştur.
Dosya taraf itirazları ve gelen belgeler irdelenmek suretiyle ek rapor tanzimi için yeniden bilirkişiye tevdi olunmuş, düzenlenen 18/12/2020 tarihli ek raporda özetle “…Taraflar arasında imzalanan GKS’nin -Temerrüt Faizi ve diğer mali yükümler- başlıklı 22.maddesine göre; Sözleşmeden doğan borçların gününde ödenmemesi ve muaccel hale geldiği tarihten itibaren bankaya tamamen ödeninceye kadar geçecek günler için kredinin cins ve niteliğine bakılmaksızın kredinin muaccel olduğu tarihte cari olan -Bankanın TCMB’na uygulayacağını bildirdiği en yüksek kredi faiz oranına bu oranın % 100’ünün ilavesiyle bulunacak oran- üzerinden hesaplanacak oran… Üzerinden bulunacak temerrüt faizi ile birlikte fon, gider vergisini talep edebileceği hükmüne yer verildiği, davalı Banka tarafından azami kredi faizlerine ilişkin olarak TCMB’na yapılması zorunlu olan faiz bildirimi dosyaya ibraz edilmemiş olmasına rağmen takipte talep ettiği, % 100 temerrüt faizini, Banka tarafından azami kredi faiz oranının % 50 azami oran dikkate alarak belirlemiş olabileceğini gösterdiğini taraflarca sözleşme ile belirlenmiş temerrüt faizi bulunmadığı, ancak sözleşme gereği cari faiz oranına işaret edildiği, her ne kadar cari oranın TCMB’na bildirim yapılan oran olacağı belirtilmiş ise de TCMB bildirimde bulunulan oranların gösterge niteliğinde ve işbu oranların müşterilere kullandırılan kredilere uygulanan gerçek cari oran olmadığı Bankacılık uygulama ve teamülleri ile sabit olduğu, bu halde emsal Yargıtay kararları da gözetildiğinde taraflar arasındaki Taksitli Ticari Krediye fiilen uygulanan cari akdi faizin % 13,80 olarak taraflarca belirlendiği, sözleşmenin 23.mad gereğince, taksitli ticari kredinin muacceliyeti ile işbu akdi faizin % 100 fazlası olan % 27,60 temerrüt faizinin talep edilebileceği hususunun Mahkemenin takdirinde olduğu, Yargıtay ….HD’nin 2016/… E 2017/… K sayılı kararında “…diğer yandan kredi alacağına uygulanacak olan temerrüt faizinin kredi hesabının kat edildiği tarihte aynı tür kredilere uygulanan akdi faiz tespit edilerek sözleşme hükümleri uyarınca bunun % 50 fazlasının temerrüt faizi olarak uygulanması gerekirken Merkez Bankası’na bildirilen ve krediye fiilen uygulanmayan temerrüt faizinin alacağın tespitinde esas alınmasında kabul şeklinde doğru görülmemiştir….” şeklinde yine Yargıtay 19.HD’nin 2015/7884 E 2016/2362 K sayılı kararında “….bankanın temerrüt tarihinde fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranı belirlenip, bu orana % 50 fazlası ilave edilmek suretiyle borçlunun sorumlu olduğu temerrüt faizi miktarı tespit edilerek…” şeklinde emsal nitelikteki kararları dikkate alındığında yukarıda belirlenen faiz oranı(27,60) esas alınmak suretiyle yapılan hesaplamaya göre, 32.236,68-TL asıl alacak, 29.135,64-TL işlemiş faiz alacağı, 1.456,78-TL BSMV hesaplandığı, 13.450,87-TL’lik kısmi tahsilatın mahsubu sonrası 32.236,68-TL asıl alacak, 7.141,55-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 49.378,23-TL olduğu, dilekçe ekinde ibraz edilen tahsilat tablosunda toplam kısmi tahsilatın 23.242,23-TL olduğu(davacı tarafça kapama bedeli olarak yatırılan 4.000,00-TL dahil), buna göre (23.242,23-13.450,87-TL daha önce mahsup edilen kısım) bakiye 9.791,36-TL daha mahsup edildiğinde bakiye toplam alacağın 39.586,87-TL hesaplanmıştır.
Davacı tarafça dosyaya sunulan 09.03.2020 tarihli beyan dilekçesiyle, dava tarihi itibariyle icra müdürlüğü dosyasında yapılan kapak hesabı neticesinde borç miktarının 161.099,78 TL olarak hesaplandığı bu nedenle davaya esas harç miktarının da 161.099,78 TL olduğu bildirilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davalı bankanın … şubesi ile davacı … arasında 31/08/2012 tarih ve 400.000 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, davacı …’un sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladığı, davacı asıl borçluya çek kredisi, ticari kredili mevduat hesabı, taksitli ticari kredi kullandırıldığı, kredi taksitlerinin zamanında ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek davacılara ….Noterliğinin 04/03/2015 tarih ve …, … yevmiye sayılı ihtarnamelerin keşide edildiği, davacılar tarafından ödeme yapılmaması üzerine ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davacılar tarafından davalı bankanın borç ödeme kampanyası ile 4.000 TL ödeme yapılması halinde icra dosya borcunun kapatılacağı yönündeki teklifi karşısında yapılan ödeme ile takibe son verilerek borçlu olmadıklarının tespitinin talep edildiği, davalı bankanın ise davacılara verilen ilk borç kapama belgesinin 24.000 TL olması gerekirken sehven 4.000 TL olarak bildirildiğini iddia ettiği anlaşılmıştır.
Davacı taraf, tarafların tacir olduğu ve tacirlerin de her türlü ticari iş ve işlemlere ilişkin olarak basiretli davranmaları gerektiğini, dosyaya ödenen 4.000 TL sonucunda dosya borcunun kapatılmış olduğu ve dosyadan borçlu olmadığını iddia etmiş ise de; davalı alacaklı banka yetkililerinin söz konusu borç bildiriminin SEHVEN verildiği ve dosya borcunun devam ettiği yapılan 4.000 TL’lik ödemenin de dosya borcuna mahsup edildiği kaldı ki 4000 TL ödeme ile 121.263,44-TL tutarındaki dosya borcunun kapatılamayacağının ortada olduğu, davacılara verilen ilk borç kapama belgesinin 24.000 TL olması gerekirken sehven 4.000 TL olarak bildirildiği şeklindeki savunmaları karşısında ayrıca dosya kapsamına davacı tarafça yapıldığı tespit edilen ödeme tutarları dikkate alınarak davacının bu yöndeki beyanlarına itibar edilmemiştir.
Bankacı bilirkişi tarafından mahkememizce de yeterli izahatı içerir, denetlenebilir ve hükme esas alınabilir nitelikteki bilirkişi ek raporunda da belirtildiği üzere, emsal Yargıtay kararları da gözetildiğinde taraflar arasındaki Taksitli Ticari Krediye fiilen uygulanan cari akdi faizin % 13,80 olarak taraflarca belirlendiği, sözleşmenin 23.mad gereğince, taksitli ticari kredinin muacceliyeti ile işbu akdi faizin % 100 fazlası olan % 27,60 temerrüt faizinin talep edilebileceği kabul edilmek suretiyle bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalara itibar edilmiş olup, buna göre takipte 32.236,68-TL asıl alacak, 29.135,64-TL işlemiş faiz alacağı, 1.456,78-TL BSMV hesaplandığı, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya göre davalı banka tarafından davacılar tarafından dosya kapama bedeli 4.000 TL ‘de dahil olmak üzere toplam 23.242,23 TL ödeme yapıldığının tespit edildiği (icra dosyasında yapılan 13.450,87-TL’lik kısmi tahsilatın ve dosya kapsamında ödendiği anlaşılan 9.791,36-TL) yapılan toplam 23.242,23-TL’nin de mahsubu sonrası bakiye toplam alacağın 39.586,87-TL olduğu anlaşılmış olup, neticeten davanın kısmen kabulü ile, bilirkişi raporuyla tespit edilen alacak tutarı olan 39.586,87-TL’nin mahsubuyla ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile yürütülen takipte davacıların 121.512,19 TL (161.099,78-TL-39.586,87-TL) borçlu olmadıklarının tespitine, şartları oluşmayan kötü niyeti tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-)Taraflar arasında düzenlenen 31.08.2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi’nden kaynaklanan alacağın tahsili için davacı borçlular hakkında ….İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile yürütülen takipte davacıların 121.512,91-TL borçlu olmadıklarının tespitine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-)Şartları oluşmadığı anlaşılmakla kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-)Harçlar tarifesine göre alınması gereken 8.300,54 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 604,98 TL+ 02/03/2020 tarihinde yatırılan 2.212,81 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 2.817,79 TL’nin mahsubu ile bakiye 5.482,75 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-)Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri üzerinden 15.493,73 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-)Davacı tarafından yapılan 2.868,59 TL harç, 850,00 TL bilirkişi ücreti, 102,20 TL posta masrafından oluşan toplam 3.820,79 TL yargılama masrafından davada haklı çıkma oranına göre hesap olunan 2.881,91 TL yargılama masrafının davalıdan tahsil edilerek davacılara ödenmesine, bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
6-)Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-)Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen dava değeri üzerinden 5.938,03 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsilde tekerrüre yer bırakmamak kaydıyla müteselsilen alınarak davalıya verilmesine,
8-)6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davada haklı çıkma oranına göre 995,63 TL’sinin davalıdan, 324,37 TL’sinin tahsilde tekerrüre yer bırakmamak kaydıyla davacılardan müteselsilen tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
9-)Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır