Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/225 E. 2021/578 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/225 Esas
KARAR NO:2021/578

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:24/04/2019
KARAR TARİHİ:07/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davalılardan …’nin dava dışı … AŞ’nin yönetim kurulu üyesi olarak görev yapmış olup, davacı şirket nezdinde sigortalı olarak çalıştığını, bu dönemde davacı ile davalı …’nin aracılığı neticesinde şirketin ihtiyacı olan bakım ve onarım işleri için hizmet alınması kararlaştırıldığını ve dava dışı … AŞ tarafından bu kapsamlı bir faturanın düzenlendiğini, ancak fatura bedelinin ödenmiş olmasına rağmen hizmet alınamadığından esasen keşide edilen çeklerin iade alınması ve kısmen nakit ödemeye de onay verilmemesi gerekirken bu gerekliliğin davalı şahıslar tarafından yerine getirilmediğini ve böylece davalıların sebepsiz zenginleştiğini, dava dışı … AŞ tarafından düzenlenen 04/02/2015 tarihli fatura günü Euro kuru üzerinden tanzim edildiğini ve davacı şirketin 11/02/2015 tarihinde 35.000Eiro, 13/04/2015 tarihinde 13.000Euro, 27/02/2015 tarihinde 90.000TL, 08/04/2015 tarihinde 36.400TL ödeme yaparak bütün edimini ifa ettiğini, alınamayan hizmet nedeni ile dava dışı … AŞ’ne iade faturası düzenlendiğini ve bu faturanın kabul edilmemesi üzerine ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile icra takibine başlandığını, davalıların takibe borçları olmadığını bildirerek itiraz ettiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu, davalıların itirazlarının haksız olduğunu beyanla, itirazın iptali ile takibin devamını, alacağın %20’si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar …, … vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, davacının talebinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak istirdat talebinde bulunmuş olup, söz konusu davada 2 yıllık zaman aşımına tabi olduğunu, davacının bu büre içinde alacak talebinde bulunmadığı gibi herhangi bir takip de başlatmadığını, yani davanın süresinde açılmadığını, zaman aşımı nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacının kötü niyetli olduğunu, davacını tarafın işbu davasına mesnet teşkil edebilmek için tamamen hukuka aykırı olarak diğer davalı firmaya iade faturası gönderdiğini, davacı tarafın fatura konusu hizmetin alınmadığını beyan etmiş ise de, fatura içeriklerine davacı firma tarafından herhangi bir itiraz edilmediğini, tarafların tacir olduğu ve yapılan işin de ticari bir iş olduğu dikkate alındığında, davacı tarafın mesnetsiz iddialarla alacak oluşturmaya çalıştığını, ayrıca iddiasını ispatla mükellef olduğunu, bu nedenle hizmetin alınmadığı iddiasını davacının fatura konusu hizmetlerin kendisinde oluşturduğu eksiklik, zarar yada hizmetlerin üçüncü kişilerden alındı ise ne gibi bedeller ödendiği hususları ile ispat etmek zorunda olduğunu, mal ve hizmet teslim edilmeden fatura düzenlenmesinin mümkün olmadığını, ayrıca davalıların gerçek kişi olup, söz konusu davada bir dönem … AŞ’nin ortakları olmaları haricinde dava konusu alacak- borç iddialarının tarafı olmadıklarını, davalıların … AŞ’ye yapılan ödeme talimatı iddiasının ise, davacının kendi ticari ve ödeme kayıtlarıyla açıkça çeliştiğini, söz konusu fatura bedellerinin ödenmesine ilişkin davalıların herhangi bir onayı bulunmadığını, … şirketinde 4 tane imza yetkilisi olmasına rağmen davacı tarafın sadece yetkililerden 2 tanesine dava açmış olmasının bile davacının kötü niyetli olduğunu ortaya koyduğunu, davalılardan … tarafından davacı şirketin de içinde bulunduğu Escort Teklonoji Yatırım AŞ ile bu şirketlerin hukuki anlamda sorumlusu, fiilen de büyük hissedarı olan Halil İbrahim Özer arasındaki dava ve soruşturma dosyaları celp edildiğinde, davacının mevcut davayı açmasındaki menfaati ve kötü niyetinin ortaya çıkacağını, davacının tüm iddialarının haksız olduğunu beyanla, haksız davanın reddini, icra takibinin iptalini, davacının %&20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı … … AŞ vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, davanın davalı şirket yönünden husumet nedeniyle reddi gerektiğini, davacının iddiasını diğer davalıların alınmayan hizmet nedeniyle yapılan ödemeler suretiyle diğer davalıların sebepsiz zenginleştiğine dair olduğun, söz konusu bedel nedeniyle davalı şirket ve … açısından bir iddianın söz konusu olmadığını, … hisselerinin tamamının davalı tarafından devralındığı tarihte …’nın aktifinde bir naktin mevcut olmadığını, sözleşmelerden de görüleceği üzere davacı ile imzalanmış olan sözleşmenin yürürlükte kalması sözleşmenin esaslı hükmü haline getirildiğini, sözleşmenin 3.4.maddesi ile …’nın borçlarının olduğunun ortaya çıkması halinde hisse devri öncesi tüm sorumluluk ve yükümlülüklerin devredenlere ait olduğu hükmünün getirildiğini, gerek … gerekse diğer şirket/projelerin devri ile ilgili tüm sözleşme ve gelişmelerin davacının bilgisi ve kontrolünde olup, davacı ve … hissedarlarının çoğunun aynı kişiler olduğundan, … hisselerini devredenler içinde aynı zamanda davacıyı temsil ve ilzama yetkili kişiler olduğundan, hisse devrine ilişkin sözleşme hükümlerinin davacı tarafından bilinmekte olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere, şayet davacının diğer davalılar ile ilgili iddiaları doğru ise davacının organik/ticari ilişki içinde bulunduğu, aynı topluluk içinde birlikte hareket ettiği diğer davalılar ile aralarındaki ihtilaflardan davalı şirketin sorumlu olmadığını, ayrıca davacı ile … arasında bedeli ödendiği halde hizmet alınmadığı iddia edilen fatura/ticari ilişkiden kaynaklanan alacak iddiasının zaman aşımına uğradığını, davacı ile diğer davalılar arasında geçmişten bugüne kadar organik, hukuki ticari ilişkiler mevcut olup, esasında tamamının aynı grup yapısı altında birlikte hareket eden kişiler olduğunu, davalılardan sadece …’ın daacının yönetim kurulu üyesi olup, onun da tek imza ile işlem yapma yetkisi bulunduğunu, …’nin ise davacının yöneticisi olmadığını, davacı ile … arasındaki ticari ilişkinin ticari defter ve belgelerle sabit olduğunu beyanla, davanın reddine, icra takibinin iptaline, davacının kötü niyetli olduğu dikkate alınarak aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, ticaret sicil gazetesi, imza sirküleri, Mühendislik Tedarik ve İnşaat sözleşmeleri, hisse devir sözleşmesi, ön protokol, faturalar, ihtarnameler, ticaret sicil kayıtları celp olunmuştur.
….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı … …AŞ tarafından borçlular …, … AŞ, … aleyhine 94.400Euro (482.742,72TL) üzerinden takip başlatıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, dosya talimat yolu ile inceleme yapılarak rapor tanzimi için bilirkişiye gönderilmiş olup, bilirkişi SMMM … tarafından tanzim olunan 25/09/2020 tarihli raporunda; davalı şirket ile birleşen … AŞ’nin defterlerinde davacı adına düzenlenen 04/03/2015 tarih ve … sayılı 265.679,66TL bedelli faturanın işli olduğunu, söz konusu fatura bedelinin tamamının ödemesinin yapıldığını, davalı ile birleşen … şirketinin davacıdan alacağının bulunmadığını, davacı şirket tarafından davalı … Şti adına düzenlenen 26/01/2018 tarih ve 94.400TL bedelli iade faturanın, davalı … şirketi kayıtlarına alınmadığını, davalıya tebliğ edilen söz konusu faturanın noter aracılığıyla davacıya iade edildiğinin tespit edildiğini belirtmiştir.
Davacı tarafın ticari defter ve kayıtları yönünden inceleme yapılarak rapor tanzimi için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi SMMM … tarafından tanzim olunan 19/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda; davacı tarafın ticari defter kayıtlarına davalı şirket ile birleşen … AŞ ile davacı arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalı tarafından davacıya kesilen 04/03/2015 tarihli … nolu 256.679,36TL faturanın davacı tarafın ticari defter ve belgelerinde kayıtlı olduğunu, söz konusu faturanın davacı tarafından ödendiğini, işbu faturadan kaynaklı davacı tarafın 9.482,65TL davalı tarafa borçlu olduğu, davacı tarafından, davalı şirket ile birleşen … AŞ’ne iade kesilen 26/01/2018 tarihli … nolu 438.629,60TL (94.400Euro) faturanın kayıtlarında yer aldığını, söz konusu faturadan kaynaklı davacı tarafın icra takip tarihi ile davalı tarafından 358.724,88TL karşılığı 73.596,25Euro alacak miktarının kayıtlarında yer aldığını belirtmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, rapora karşı beyan ve itirazlar dosyaya ibraz edilmiş, mahkememizin 09/06/2021 tarihli ara kararı ile, bilirkişi tarafından teknik incelemenin yapılmış olduğu, itirazların ve değerlendirme hususunun mahkemenin takdir hakkına giren alanlarda oluşu dikkate alınarak yeni bir heyetten veya ek rapor aldırılması taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Dava, davacı tarafından alacağın tahsiline yönelik başlattığı icra takibine davalıların vaki itirazının iptali davasıdır.
Dosyanın incelenmesinde; davalı … AŞ’nin … AŞ hisselerini 05/05/2015 tarihinde devraldığı, … hisselerinin davalı … AŞ’ye devrinden önce, davacı ile … arasında 04/05/2015 tarihli mühendislik tedarik ve inşaat sözleşmesi ile … tarafından inşa edilerek işletilecek olan … Santrali Projesinin anahtar teslimi tüm işlerinin davacı tarafından 1 Milyon Euro ile üstlenildiği ve hisse devir sözleşmesi ve 05/05/2015 tarihli sözleşmeye göre, davacı ile imzalanan sözleşmenin yürürlükte kalmasının sözleşmenin esaslı hükmü haline getirildiği, anılan sözleşmenin 3.4.maddesi ile … Şirketinin borçlarının olduğunun ortaya çıkması halinde hisse devri öncesi tüm sorumluluk ve yükümlülüklerin devredenlere ait olduğu hükmünün düzenlendiği tespit edilmiştir.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalıların beyanları, tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirket ile şirketin ihtiyacı olan bakım ve onarım işleri için hizmet alınmasının kararlaştırıldığı ve dava dışı … AŞ tarafından bu kapsamlı bir fatura düzenlendiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı tarafından fatura karşılığı hizmetin verilmediği ve dava dışı … AŞnin yetkililerinden olan davalı …, …’nin ve … AŞ’yi devir alan davalı … AŞ’nin sorumlu olduğu belirtilerek, işbu faturadan kaynaklı alacağın tahsiline yönelik başlatılan icra takibine davalıların itirazı noktasında toplandığı tespit edilmiştir. Davaya konu icra takibine dayanak teşkil eden faturanın davacı tarafından davalıya kesildiği ve faturanın niteliği gereği iade faturası olduğu, iadeye konu faturanın davalı tarafından davacıya verilen hizmet karşılığı kesilen 04/03/2015 tarih … nolu faturanın iadesine yönelik olduğu görülmüştür. Gerek mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi, gerekse tarafların beyan ve savunmaları dikkate alındığında ayrıca her iki tarafın ticari defterlerine göre davalı tarafından davacıya verilen hizmet karşılığında davalı tarafından davacıya 04/03/2015 tarih ve … nolu fatura kesilmiş, bu fatura hem davacı hem de davalı tarafın ticari defter ve belgelerine işlenmiş, yine davacı tarafından bu faturaya ilişkin ödemeler, davacı tarafından keşide edilen çekler vasıtası ile ödenmiştir. Bu husus taraflar arasında ihtilafsızdır. İade faturasının hukuki niteliği dikkate alındığında amacının alıcının bir kısım veya tüm malları satıcıya iade ettiğini ispatlamaya yarayan bir fatura türüdür. Her ne kadar menfi tespit davalarında genel kural olarak ispat külfeti davalı alacaklı ise de davamız bir menfi tespit davası değildir. Davamız: iade faturasına dayalı alacaklı olduğu iddiası ile açılmış icra takibine yapılan itirazın iptaline yönelik itirazın iptali davasıdır. Dolayısıyla burada davacı borçlunun alacağın varlığını bizzat kendisi ispatlaması gerekmektedir. Esasen davacı 2015 tarihli ilk faturayı ticari defter ve belgelerine işlemiş, ödemesini de yapmış ve taraflar arasındaki hukuki ve ticari ilişki sonlanmış bulunmaktadır. Üstelik ödeme yapılan çeklerdeki imzalar ile davacının iddia ettiği gibi diğer davalı gerçek kişiler (davacı şirketin eski yetkilisi ve çalışanı olduğu iddia edilen şahıslar olmayıp, hali hazırda söz konusu davayı açan şirket yetkilileri tarafından keşide edilen çeklerle ödenmiştir) dolayısıyla hem davamızın menfi tespit davası olmaması, itirazın iptaline konu icra takibinin davacı tarafça davalıya kesilen iade faturasına yönelik olması, ilk faturaya konu olan ve davalı tarafından davacıya kesilen faturanın davacının ticari defterlerine kayıt edilmiş ve ödenmiş oluşu, söz konusu faturaların davacı şirket tarafından BA-BS formlarının verilmiş oluşu, bu kapsamda ispat külfetinin davacı iade faturasını düzenleyen ve alacaklı olduğunu iddia eden tarafa ait olması, bu doğrultuda ispat külfetinin davacıda olması sebebiyle hizmetin verilmediğine ilişkin iddiaların davacı tarafça yazılı belgelerle ispatlanamamış oluşu, uyuşmazlık miktarı dikkate alındığında bu hususta tanık deliline de başvurulamayacak oluşu gözönünde tutularak davacı tarafından davalı şirket aleyhine açılan davanın esastan reddine karar vermek gerekmiş, yine davacı tarafından davalılar … ve … aleyhine de davalıların davacı şirketin eski çalışanı ve yetkilisi oldukları, onların yönlendirmesi sebebiyle söz konusu borcun ödenmiş olduğu iddia edilmiş ise de taraflar arasındaki ilişkinin davacı şirket ile davalı şirket arasında bulunduğu, bu nedenle bu davalıların pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı anlaşıldığından bunlar yönünden açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davalılar … ve … hakkında açılan davanın PASİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
1.a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 40.933,20 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren bu davalılara verilmesine, (farklı bir gerekçe ile red kararı verilmesi nedeniyle)
2-Davalı … hakkında açılan davanın ESASTAN REDDİNE,
2.a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 40.933,20TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren bu davalıya verilmesine,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30TL karar harcının peşin olarak alınan 6.210,01TLden mahsubu ile fazla alınan 6.150,71TLnin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/07/2021

Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI