Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/22 E. 2019/545 K. 26.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/22 Esas
KARAR NO : 2019/545

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 14/01/2019
KARAR TARİHİ: 26/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı banka ile davalı borçlulardan… AŞ arasında imzalanan genel kredi sözleşmelerine istinaden kredi açılarak kullandırıldığını, diğer davalıların ise işbu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını ve kefaletten kaynaklanan hukuki sorumluluklarının bulunduğunu, davalı borçluların kullanmış olduğu kredilerin geri ödenmemesi sebebi ile davalıların kredi hesaplarının kat edilerek …Noterliği’nin 19/12/2018 tarih ve…yevmiye nolu hesap kat ihtarnamesinin keşide edildiğini, davalıların ihtarnameye konu kredi borcunu ödememesi sebebi ile temerrüde düştüklerini, davacı banka tarafından kredi alacağının tahsili amacıyla İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalıların alacağın tahsilini engelleme gayesi ile icra takibine kötü niyetli olarak itiraz ettiklerini, davalıların itirazlarının haksız olduğunu, anıla nedenlerle davalıların haksız ve kötü niyetli itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalıların davacıya belirtilen miktarda borcu bulunmadığını, davacı tarafından talep edilen meblağın davalı şirketin ticari defter ve kayıtları ile uygunluk arz etmediğini, davalılar tarafından davacı bankaya yapılan kısmi ödemelerin hesaba yansıtılmadığını, ödemeler nispetinde gerekli düşümler yapılmadan takibe geçildiğini, ayrıca fatura ve cari hesap şeklinde çalışan davalı şirket ve davacı banka arasında ödemelerin muhtelif zamanlarda yapıldığını, davacı banka tarafından takibe konu edilen miktarın asıl borcu yansıtmadığını, anılan nedenlerle davanın reddi ile reddedilen miktar üzerinden kötü niyetli takip yapan davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davacı banka ile davalı asıl borçlu …AŞ arasında imzalanan ve diğer davalıların da müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları Genel Kredi Sözleşmeleri uyarınca, asıl borçlu şirkete kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi sebebi ile davacı banka tarafından davalılar aleyhine başlatılan icra takibine, davalılar tarafından yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
7155 sayılı Kanun’un 20.maddesi ile eklenen 6102 Sayılı Kanun’un 5/A maddesi uyarınca “bu Kanunun (TTK) 4.maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı” olarak düzenlendiği, söz konusu düzenlemenin dava şartı olması nedeniyle uygulamasının zorunlu olduğu, aynı yasanın 23.maddesi ile 6325 sayılı kanuna eklenen 18/A.maddesi uyarınca dava şartı olan arabuluculukta davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin tutanağın aslını yada arabulucu tarafından onaylanmış örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olup, bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya son tutanağın bir haftalık kesin süre içerisinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddine karar verileceği ihtarını içeren davetiye gönderileceğinin düzenlendiği, söz konusu kanunun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe girdiği, davanın ise 14/01/2019 tarihinde arabulucuya başvurulmadan açıldığı, (bu hususun hem dava dilekçesinden hem de yasa gereği geçmesi gereken 6 haftalık süre henüz dolmadan açılmış olmasından anlaşıldığı) aynı yasanın 18/A-2 fıkrası son cümlesi uyarınca, arabulucuya başvurulmadan dava açılmadığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceğinin düzenlendiği görülmekle, davacı tarafından açılan davanın konusu bir miktar paranın ödenmesi/ödenmemesi olan alacağa ilişkin başlatılan icra takibine, yapılan itirazın iptaline ilişkin itirazın iptali davasında davadan önce zorunlu arabuluculuğa gidilmemiş olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla, davanın usulden reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava tarihi itibariyle Arabuluculuk Kanunu uyarınca zorunlu arabuluculuğa başvurulmaması sebebiyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereği alınması gereken 44,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 92.729,73 TL’den düşümü ile bakiye 92.685,33 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 2.725,00 TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır

“5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”