Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/161 E. 2020/69 K. 23.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/161
KARAR NO : 2020/69

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 06/12/2010

BİRLEŞEN İSTANBUL 8. ATM.’NİN 2018/652 E. SAYILI DOSYASI
DAVA : Alacak (Ticari Mümessillik Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 11/07/2018
KARAR TARİHİ : 23/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat – Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: (Asıl Dava Yönünden)
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan 26/02/2002 tarihli Bayilik Sözleşmesinin davalı şirketin özelleştirilmesinden önce imzalandığı, özelleştirmeden sonra ise sözleşmenin 20/07/2006 tarihinde tadil edilmesiyle taraflar arasındaki ilişkinin yenilendiğini, davalı şirketin kurumsal müşteri tahsilatlarından müvekkiline ödemesi gereken prim alacaklarını 15/08/2008’den itibaren eksik ödemeye başlamasıyla bozulduğunu, davalı şirketin, müvekkili vakfın bayilik ilişkisini yenileyen cari tadil sözleşmeyi ihlal ederek geçersiz kıldığını ve hazırladığı yeni sözleşmeyi imzalaması için müvekkiline baskı yaptığını, müvekkilinin yeni sözleşmeyi imza etmekten bir süre kaçınmışsa da 01/07/2009 günü imzalamak zorunda kaldığı, önceki sözleşmelerde müvekkili vakfa verilen kurumsal müşteri tahsilatlarından %2 prim alma hakkının davalı şirketçe 15/08/2008’den itibaren ihlal edildiği ve aynı günlerde müvekkiline gönderilen yeni sözleşme taslağında da bu haktan söz edilmediğinin görüldüğünü, müvekkilinin önceki sözleşmelere uygun olarak, başta … ve … gibi ülkemizin önde gelen sanayi kuruluşları olmak üzere 60’tan fazla büyük tüzel kişiyi kurumsal müşteri edindiği, müvekkilinin bu kurumsal müşteri tahsilatlarından %2 prim alarak her ay ortalama olarak 13.000 TL’den fazla gelir sağlamayı başardığını, davalı şirketin müvekkilinin hak ettiği prim alacaklarından en az 70.000 TL eksik ödediğini, son sözleşmede ödemeler hakkında bir kural bulunmadığından tahakkuk eden komisyonların önceki sözleşmelerin gerektiği gibi yapılmadığı ve komisyon alacaklarının geç ödendiğini, davalının haksız ve hukuka aykırı sebeplerle müvekkilinden kestiği para cezalarını fazlaya dair talep hakkı mahfuz kalarak, 5.000 TL olarak faiziyle birlikte davalı şirketten talep ettiğini, son sözleşmenin imzalanmasını takriben bayilik hizmetinin daha merkezi ve daha iyi bir yerde yürütülmesini isteyen davalı şirketin bu isteğine karşılık ve sözleşmeye uyan müvekkilinin yeni işyerini aylık 5.000 TL bedelle 01/01/2010 tarihinde kiraladığı ve 7 ayda toplam 35.000 TL kira ödediğini, bu işyerinin için yapılan tadilatlar ve eklemeler için en az 20.000 TL sarf edildiği, 3 kişinin işe alındığını savunarak, fazlaya dair hakları sabit kalmak üzere şimdilik 70.000 TL ile geç ödenen komisyonlardan doğan zarara karşılık şimdilik 5.000 T’nin ve sözleşme hükümlerince uygulanacak faizlerin cezalarına karşılık şimdilik 5.000 TL, yeni kurulan işyerine ödenen kira bedelleri için şimdilik 5.000 TL, tadilatlardan ve işçilere ödenen tazminatlardan nedeniyle şimdilik 10.000 TL, işçilere ödenen tazminatlardan doğan zarara karşılık şimdilik 5.000 TL ile bu alacaklara uygulanacak ticari faizlerin davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin özelleştirilmesiyle birlikte satış stratejisine ve yeni vizyonuna bağlı yeni düzenlemeler getirildiği, davacının atıfta bulunduğu önceki sözleşme ile 01/07/2009 tarihli sözleşme arasında farklılığın kaçınılmaz olduğu, müvekkilinin özelleştirme ile müşteri memnuniyeti – ürün satış sonrası destek gibi konularda hizmet veren bayiliklerin hedeflendiği, yeni düzenlemeleri içeren bayilik sözleşmesi düzenlenerek bayilerin onayına sunulduğu ve içeriğini kabul eden bayiler ile bayilik ilişkilerinin sürdürüldüğünü, ayrıca davacının yapmış olduğu ve bayilik sözleşmesine aykırı ADSL Sanal işleme ceza bedeli bulunmadığını, davacıya da tüm bayilerine verildiği gibi hedefler verildiği ve bu hedefleri gerçekleştirmesinin beklendiği, objektif esas ve kriterlere dayanan söz konusu prim sisteminin, davalı ile birlikte tüm … bayilerine eşit bir şekilde uygulandığını savunarak haksız ve dayanaksız davanın reddi ile yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.

BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN:
(1)Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 26/02/2002 tarihli ilk sözleşme ile kurulan bayilik ilişkisinin (… Bayilik Sözleşmesi) 20/07/2006 tarihli Tadil Sözleşme (ikinci sözleşme) ile devamettirildiğini, ikinci sözleşme yürürlükte iken davalının sözleşmeyi ihlal ederek müvekkiline ödemesi gereken prim alacaklarını 15/08/2008 tarihinden itibaren 11,5 ay boyunca eksik ödendiğini, Davalı şirket önceki sözleşme yerine 01/07/2009 tarihinde yeni sözleşme imzalattığını, yeni sözleşme şartlarının ağırlığı sebebiyle müvekkilinin bayilik ilişkisini devam ettirme imkanı kalmayarak 18/06/2010 tarihinde bu sözleşmenin feshedildiğini, İstanbul …ATM.’nin … E. Sayılı dosyası ile fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla, taraflar arasındaki 20/07/2006 tarihli cari sözleşmeyi ihlal eden davalı şirketin davacı vakfa eksik ödediği komisyonlar/primler sebebiyle doğan zararlar nedeniyle fazlaya ilişkin haklar mahfuz tutularak 70.000,00 TL tazminat talep edildiğini, davacı vakfın 110.918,60 TL zarara uğradığı tespit edildiğini, İstanbul …ATM.’nin… E. sayılı derdest dava dosyası ile birleştirilmesini davalının 20.07.2006 tarihli sözleşme hükümlerine aykırı olarak eksik ödediği primlerden doğan ve İstanbul …ATM.’deki dosyada düzenlenen bilirkişi kök ve ek raporlarda 110.918,60 TL olarak tespit edilen zararın bakiyesi için talep ettiği 40.918,60 TL’nin, 20/07/2006 tarihli sözleşmenin 8. Maddesindeki ödeme gününden itibaren uygulanacak ticari faiziyle birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
(2)Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının İstanbul … ATM’de açtığı davadaki talepleri 01/07/2009 tarihli sözleşme kapsamında olduğunu, davacının huzurdaki davadaki talepleri 20/07/2006 tarihli sözleşme kapsaminda olup hukuka aykırı olduğunu ve reddinin gerektiğini, davacıyla müvekkili şirket arasında 2009 tarihli bayilik sözleşmesi imzalanmış olup bu tarihten önce imzalanmış ve süresi sona eren eski tarihli sözleşmeler yürürlükten kalktığını, müşteri memnuniyeti – ürün satışı – satış sonrası destek gibi konularda hizmet veren bayilikler hedeflendiğini, bu yapıya geçen ve ticari faaliyetini başarı ile sürdüren 1260 nokta bulunmakta olduğunu, yeni düzenlemeleri içeren bayilik sözleşmesi düzenlenerek bayilerin onayına sunulduğunu, sözleşme içeriğini kabul eden bayiler ile yeni sözleşmeler imzalatılarak bayilik ilişkileri sürdürüldüğünü, sözleşmeler bayiler ile birebir ilişkide bulunan ve her türlü talep veya şikayetlerini karşılayan satış yöneticileri ile yüz yüze görüşülerek imzalatıldığını, İstanbul … ATM’nin… Esas sayılı dosyasında davacının müvekkilinden herhangi bir alacağı bulunmadığı açıkça tespit edildiğini, açıklanan nedenler ile davanın reddi ile vekalet ve yargılama giderlerinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; İstanbul…ATM.’nin … E. Sayılı dosyasının Mahkememiz dosyası arasına alındığı ve işbu dosyamızla birleştirildiği görülmüştür.
Mahkememizin… E. – … K. Sayılı ilamı ile davanın reddine dair vermiş olduğu karar; Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/1390 E. -2016/15786 K. Sayılı ilamı ile,
“… Davacının eksik prim alacağı talebinin 20.07.2006 tarihli sözleşmeye dayandığı ve 15.08.2008 ila 01.07.2009 tarihleri arasındaki eksik prim alacağına yönelik olduğu görüldüğü halde yerel mahkemenin gerekçesinde bu talebin 01.07.2009 tarihli sözleşmeye dayandığı gibi bir yanılgıya düşülerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Öte yandan hükmün gerekçe bölümünde belirtilen bazı talepler hakkında hüküm kısmında 6100 sayılı HMK’nun 297. maddesi hükmüne uygun şekilde açık ve infazda tereddüt yaratmayacak şekilde hüküm kurulmamış olması da bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozularak iade olunmuş, mahkememizce yargılamaya devam olunmuştur.

(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Asıl ve birleşen dava; bayilik sözleşmesine aykırılık iddiası kapsamında oluşan zararın tahsili istemine yönelik açılan maddi tazminat davasıdır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller nazarında eksik prim ödemeleri nedeniyle davacının sözleşmeyi fesihte haklı olduğu, davalı tarafça eksik ödeme gerekçesinin taraflar arasında imza edilen tadil sözleşmesine uygun olmayıp kabul edilebilir niteliği bulunmadığı, 20/07/2006 tarihli tadil sözleşmenin sekizinci maddesinde benimsenen ve uygulanagelen hükmün 15/08/2008 tarihinden itibaren davalı tarafça ihlal edildiği, bu minvalde tazminat talebine ilişkin dönem itibariyle ele alınması gereken bozma ilamında da değinildiği üzere 20/07/2006 tarihli sözleşmeye göre davacı vakfın, 15/08/2008 ila 01/07/2009 tarihli son sözleşme öncesine ilişkin 11,5 ay itibariyle eksik ödenen ortalama komisyon alacağının 110.918,60 TL olacağı, davacının sözleşmeyi fesihte haklı olduğunun kabulüyle iş bu bedelin yapılan mali incelemeyle de tespit olunduğu üzere davalıdan tahsili gerektiği, öte yandan asıl dava dosyasındaki sair zarar kalemlerinin dosya içeriği nazara alındığında ispatlanamayıp bilirkişi raporunda davacının ihbar tazminatı istemine dair hesaplama yapılmış ise de işyeri çalışanlarına yönelik olarak yapılan ihbar tazminatı ödemesinin feshe bağlı oluşan “doğrudan zarar kalemlerinden” sayılamayacağının ve bu nedenle davalıdan tahsili isteminin yerinde olmadığının takdiriyle asıl davanın kısmen, prim komisyon alacağına yönelik olarak açılan ek dava niteliğindeki birleşen dosyanın ise tam kabulüne yönelik karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.

(IV) HÜKÜM SONUCU :
(1)Asıl dava kapsamında bozma öncesi oluşturulan 1 no’lu ara karar bozmaya konu edilmeyip kesinleştiğinden bu yönde yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
(2)Asıl dosya kapsamında 70.000,00-TL’lik prim alacağına yönelik istemin kabulüyle; 70.000,00-TL’nin temerrüt tarihi olarak kabul edilen 07/07/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Asıl davada;
(3)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 4.781,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.485,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.296,70 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
(4)Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri üzerinden AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 9.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
(5)Bozma öncesi (tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla); Davacı tarafından yapılan; 17,15 TL başvuru harcı, 1.485,00 TL peşin harç, 2,75 TL vekalet harcı, 1.600,00 TL bilirkişi ücreti, 295,00 TL müzekkere posta gideri olmak üzere toplam 3.399,90 TL yargılama masrafından davanın kabul reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 2.379,93 TL ile;
Bozma sonrası ise yapılan 18,50 TL müzekkere posta gideri olmak üzere toplam 2.398,43 TL yargılama masrafınının davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
(6)Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen dava değeri üzerinden AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 4.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
(7)Davalı tarafından yapılan 75,00 TL müzekkere, posta giderinin davanın kabul reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 22,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
Birleşen davada;
(8)Mahkememiz dosyasıyla birleşen İstanbul 8. ATM’nin 2018/652 E. 2019/398 K. Sayılı dosyası kapsamında davanın KABULÜ İLE; 40.918,60-TL’nin temerrüt tarihi olarak kabul edilen 07/07/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
(9)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 2.795,14 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 698,79 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.096,35 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
(10)Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri üzerinden AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 6.119,42 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
(11)Davacı tarafından yapılan; 35,90 TL başvuru harcı, 698,79 TL peşin harç, 5,20 TL vekalet harcı, 42 TL müzekkere posta gideri olmak üzere toplam 776,69 TL yargılama masrafınının davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
(12)Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
(13)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK yönetmeliğinin 47/1 maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip
✍e-imzalıdır.

Hakim
✍e-imzalıdır.

“5070 Sayılı Kanun hükümlerince bu belge elektronik imza ile imzalanmıştır. “