Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/142 E. 2021/157 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/142 Esas
KARAR NO:2021/157

DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:18/03/2019
KARAR TARİHİ:25/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılar tarafından davacı şirket aleyhine 72.000,00-TL bedelli çeke dayanılarak kambiyo senetlerine özgü takip yolu ile …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı İcra dosyasından takip başlatıldığını, takibe konu çeklerin daha önce iptal edilmiş olduğundan icra takibinin haksızlığının açık ve kötüniyet tazminatı ile birlikte iptalinin gerektiğini, takibin durdurulması talebi ile ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğunu, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş, … Karar sayılı ihtiyati tedbir kararı ile, 28/02/2019 tarihinde, icra dosyasına yatırılmış olan paranın alacaklıya ödenmemesi bakımından ihtiyati tedbir kararı verilmiş olduğunu, davacı şirketin borçlu olmadığının tespiti ile takip talebinin iptali için işbu menfi tespit davasını açıldığını, ortada kambiyo senedi vasfını haiz bir evrak bulunmadığını, icra takibine dayanak gösterilen çekin …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/11/2018 tarihli, … Esas, … Karar sayılı kararı ile iptal edildiğini, takibe dayanak gösterilen ve davacı şirket tarafından keşide edilen çekin, dava dışı lehtar … San. Dış. Tic. Ltd. Şti.’nin elindeyken yaşanan bir hırsızlık vakası sonucu çalındığını, dava dışı … San. Dış. Tic. Ltd. Şti.’nin bu hırsızlık olayı ile ilgili olarak suç duyurusunda bulunduğunu, … Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası ile devam etmekte olduğunu, … San. Dış. Tic. Ltd. Şti. Tarafından çekin iptali için açılan davanın …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı ilamı ile çekin iptal edildiği, davacı müvekkilinin çek bedeli olan 72.000,00-TL’yi 12/11/2018 tarihinde son hamil olan dava dışı … San. Dış. Tic. Ltd. Şti.’ye ödediğini, davacının borcunu lehtara ödediğini ve borçtan kurtulduğunu, bu sebeple kambiyo niteliğinde olmayan bir çeke dayanarak davacı aleyhine takip başlatılamayacağını, davalılar tarafından davacı aleyhine başlatılan takibin hukuka aykırı olduğunu ve davacının halihazırda ödediği borcunu 2.kez ödemesine yönelik kötüniyetli bir takip olduğunu, davacının işbu icra dosyasında borçlu olmadığının sabit olduğunu, ayrıca … San. Dış. Tic. Ltd. Şti.’nin de aynı icra dosyasında ciranta sıfatı ile borçlu olarak yer aldığını ve çekin arka yüzündeki cironun kendi imzası olmadığından bahisle itiraz ettiğini, imzanın sahte olduğu ileri sürdüğünü … San. Dış. Tic. Ltd. Şti.’nin, … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile imzaya itiraz davası açtığını, çekin arka yüzündeki imzanın … San. Dış. Tic. Ltd. Şti.’ne ait olmadığının yapılacak yargılama sonucunda sübut bulduğu takdirde çekteki ciro silsilesinin bozukluğuna çek vasfını yitirmesine çekten kaynaklanan hakların kullanılmamasına sebebiyet vereceğini, davanın kabulü ile davacının …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında borçlu olmadığının tespitini, takibin iptalini, davalılar tarafından davacı aleyhine kötüniyetli olarak başlatılan icra takibinden dolayı davalılar aleyhine %20’den aşağı olmayacak şekilde kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiğini bildirmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı …’nın, …. Ltd. Şti.’nin tek yetkili ve temsilcisi olduğunu, davalıların TTK 790. ve TTK 792. maddeleri gereğince söz konusu …. İcra Dairesinin … Esas sayılı takibe konu 72.000,00-TL miktarlı, çekin çekin yetkili, yasal ve meşru hamili olduğunu, dava konu çekteki ciro silsilesinin düzgün olduğunu, çekin ciro yoluyla geçmesi nedeniyle davalı tarafın iyi niyetli yetkili hamil konumunda olduğunu, davalının diğer cirantalar ile ilgili araştırma yapıp ciro zincirini kontrol etme imkanı olmadığını, mevcut alacağına karşılık aldığı çekteki kaşe ve imzaların sahte olup olmadığını da araştırmasının beklenemeyeceğini, davacının kötü niyetli olarak davalının alacağına geç ulaşması amacıyla iş bu davayı ikame ettiğini, davalının çeki alacağına karşılık olarak … Barosu avukatlarından … …’den iyiniyetli hamil sıfatıyla aldığını, kıymetli evrakın “mücerretlik” ilkesi gereğince zayi olan çeke yönelik olarak borçlu bulunmadıklarının tespiti talebi ile açılan işbu davada ispat yükünün davacıda olduğunu, davacının çeki yetkili hamili olduğu ile rızası hilafına elinden çıktığını ispatlaması yanında, senedi elinde bulunduran şahsın kötüniyetli ve iktisabında ağır kusurlu olduğunu da kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlaması gerektiğini, davacının herhangi bir borcunun olmadığını asılsız, mesnetsiz, hukuki dayanaktan yoksun biçimde beyan ettiğini, imzaların istiklali prensibi gereğince, çek üzerindeki ciro silsilesinin tam olduğunu, kopukluk bulunmadığını ve meşru bir çek muhtevasına havi olduğunu, davacının çek üzerinde bulunan imzalarını da inkar etmediklerini, cirantalardan birinin imzasının sahte olması veya temsilci sıfatıyla senedi imzalayan şahsun imza yetkisinden yoksun olmasının ciro zincirini etkilemediğini, çek üzerinde ödeme yasağı bulunmasının davalının kötüniyetli olduğunu göstermeyeceğini, ödeme yasağı çek için verilen çek iptali kararlarının dahi davaya taraf olmayan meşru hamil davalıyı bağlamayacağını ve icra takibine koymasına mani olmayacağını, davacı tarafın çekin bedelini ödediğine dair şahsi defisini, yetkili hamil davalıya karşı ileri süremeyeceğini ve borçtan kurtarılamayacağının bu nedenle davacının bu yöndeki itirazının da reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının kendisinin borçlu olmadığını ileri sürmemiş ve hatta imzasına da itiraz etmemiş olmasına rağmen, netice ve talep kısmında takibin iptalini talep etmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yetkili hamil olan alacaklı davalının, imzasına itiraz etmeyen keşideci hakkında kambiyo takibi yapmasına bir engel bulunmayacağını, haksız ve kötüniyetli davacının dayanaktan yoksun mesnetsiz, tamamen soyut iddialarla davalının alacağını tahsil etmesine mani olma kastıyla ikame edilmiş davanın reddini, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, dava masrafı ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı dosyası, … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası, Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, mali müşavir …’a tevdii edilen dosyada tanzim olunan 11/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafın ticari defter kayıt ve belgelerinin incelenmesinde, davaya konu … Bankası A.Ş. … Şubesine ait … çek numaralı, 28/10/2018 ödeme tarihli ve 72.000,00-TL bedelli çeki dava dışı … Ltd. Şti.’ne verdiğini, davacı tarafın dava dışı…. Ltd. Şti.’ne 12/11/2018 tarihinde “… nolu kaybolan çekin ödemesi” açıklaması ile 72.000,00-TL ödeme yaptığını, ödemenin ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğu, davacının davalı …, … Ltdi. Şti. Ve dava dışı … Tic. , …, …. Ltd. Şti. , … ve … ile ticari bir ilişkisinin olmadığını, davalı ticari defterlerine göre, davaya konu çeki davalı tarafın şirket ortağı …’dan aldığı, davalı …. Ltdi. Şti. İle dava dışı …. Ltd. Şti. ‘nin ticari bir ilişkisinin olduğunu, davalının, dava dışı … Tic. , …, …ve … ile ticari bir ilişkisinin olmadığı, davalı tarafın ticari defterlerinde, dava dışı … … Şubesine ait … çek numaralı, 30/09/2018 ödeme tarihli, 72.000,00-TL bedelli çekin şirket ortaklarından ciranta … tarafından verildiği, tarafların %20 tazminat talebinin Mahkememizin takdirinde olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; menfi tespit davasıdır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davaya konu olan icra takibine dayanak olan çekte davacı keşideci, davalı … … Tekstil.. Ltd Şti hamil konumundadır. Davacı keşideci, çekin lehtarı olan dava dışı …. Ltd. Şti’nin elindeyken çalındığını, imzanın da … şirket yetkilisine ait olmadığını, lehtar ciro imzasının sahte olduğunu ve çekin iptal edildiğini, çek bedelinin dava dışı … ödendiğinden davacının borçtan kurtulduğunu, davalıların çeki kötü niyetle iktisap ettiklerini ileri sürerek menfi tespit isteminde bulunmuştur.
Dava konusu çek davacı keşideci tarafından keşide edilip, dava dışı lehtar …. Ltd. Şti’nin cirosu, dava dışı kişilere ait 3 ayrı cirodan sonra davalıların eline geçmiş olduğu anlaşılmaktadır. Davacı davaya konu çekin lehdarı olan dava dışı …. Ltd. Şti’nin elindeyken çalındığını ve çekin arkasındaki lehtar cirosunun sahte olduğunu beyan etmiştir. Yani davacı keşideci kendi imzasını inkar etmemekte, lehtarın imzasının sahteliğini ileri sürmektedir. 6102 sayılı TTK’nın 589. maddesinde; ”Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kimselerin imzasını, sahte imzaları, mevhum şahısların imzalarını yahut imzalayan veya namlarına imzalanmış olan şahısları herhangi bir sebep dolayısiyle ilzam etmiyen imzaları taşırsa, diğer imzaların sıhhatine bu yüzden halel gelmez.” düzenlemesi mevcuttur. Bu doğrultuda imzaların bağımsızlığı ilkesi gereği, lehtar imzasının sahteliği keşidecinin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Senedi şeklen düzüğün silsile ile ele geçiren hamilin son cirodan önceki cirolardaki imzaların sahte olduğunu bilmesi mümkün olmadığı gibi böyle bir sorumluluğu da yoktur. Senet borçlusu ile senet alacaklısı arasındaki kişisel itiraz ve savunmalar senedi şeklen düzgün ciro silsilesi ile ele geçiren iyi niyetli hamile ve cirantalara karşı ileri sürelemeyecektir. Davaya konu çekin keşidecisinin davacı olduğu, keşideci olan davacının kendi imzasını inkar etmemesi dikkate alınarak mevcut dosyada yargılamanın uzamaması prensibi gereği lehtarın imzasının sahte olup olmadığına yönelik inceleme yapılması keşidecinin sorumluluğunu etkilemeyeceğinden imza incelemesi yapılmamıştır. İmzaların istiklali prensibi sebebiyle kambiyo senetlerindeki her imza sahibi kendi imzasından sorumlu olup, başkasının imzalarının sahte olması imzasını inkar etmeyenlerin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır. Kaldı ki cirodaki imzasının sahte olduğu ileri sürülen lehtar eldeki davanın tarafı dahi değildir.
Davaya konu olan çekle ilgili …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı ilamı ile davacı ….. Ltd. Şti tarafından ilgili çekin çalındığından bahisle açmış olduğu dava mahkemece kabul edilerek davamıza konu çekin iptal edildiği anlaşılmaktadır. Ancak zayi nedeniyle kıymetli evrakın iptaline ilişkin karar tespit niteliğinde bir karar olup, hasımsız olarak hüküm kurulduğundan davada taraf olmayan iyi niyetli üçüncü kişileri bağlamayacağı açıktır. Bu husus kambiyo senetlerinin güvenli tedavül etmesinin de tabii bir sonucudur. İptal kararı hakkın mevcudiyetine tesir etmediğinden hamil tarafından icra takibi yapılmasında herhangi bir sakınca bulunmamaktadır. Somut olayda dava dışı lehtar tarafından alınan iptal kararı olduğundan bahisle keşidecinin hamile karşı iptal kararına dayanarak sorumluluğunun kalkmış olduğundan bahsedilemeyecektir.
İptal kararına rağmen davacı keşideci, çekin bedelini lehtara ödendiğini, hamil tarafından yapılan takipte mükerrer ödeme olacağından bahisle takibin haksız olduğundan bahisle talebi doğrultusunda hamile karşı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmiş olmakla, davacının lehine delil teşkil eden defterlerinde dava dışı …. Ltd. Şti arasında ticari ilişkinin bulunduğu, 28/10/2018 tarihinde kaybolan çekin ödenmesi şeklinde açıklama ile davaya konu çekle ilgili ödeme yaptığı ve yevmiye defterine işlediği tespit edilmiştir. 6102 Sayılı TTK TTK’nın 818/1.e maddesi atfıyla 687. Maddesinde: “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun ” düzenlemesi ile davacının ileri sürmüş olduğu çekin ödendiğine ilişkin bedelsizlik def’i mutlak def’ilerden olmayıp nispi def’i niteliğinde olduğundan çeke ciro yoluyla hamil olan iyi niyetli kişilere karşı ileri sürülemeyecektir. Çek sebepten mücerret kıymetli evrak olup; davalı hamil temel borç ilişkisinin tarafı olmadığından, 687. maddesi uyarınca, temel ilişkideki defiler hamile karşı ileri sürülemez; meğer ki hamil, senedi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. Hamilin kötü niyetini ispat yükü davacıya aittir. Somut olayda çek davacının defterlerine kayıtlı ödeme ile dava dışı lehtar bakımından bedelsiz kalmışsa da bu şahsi defi iyiniyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceğinden davacının hamilin kötü niyetini ispatlaması gerekmektedir. Davaya konu çek incelendiğinde bütün yasal unsurları mevcut olup, ciro silsilesinin kopuk olmadığı anlaşılmakla, davalının keşideci ile lehdar arasındaki ilişkiyi ve bedelsizliği bilemeyeceğinden davacı, davalının çeki devralırken karşılıksız- bedelsiz olduğunu bildiği ve bu hususu bile bile borçlu davacının zararına olarak devraldığını yani kötüniyetli olduğu ispatlayamamıştır. Belirtilen bu sebeplerle, davaya konu çekin kıymetli evrak niteliğinde olduğu, imzaların istiklali prensibi sebebiyle kambiyo senetlerindeki her imza sahibi kendi imzasından sorumlu olduğu, bedelsizlik definin iyiniyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceği, çekle ilgili alınan iptal kararının iyiniyetli üçüncü kişileri bağlamayacağı, davacı tarafından davalıların kötüniyetli olduğunu ispatlayamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir. Ayrıca davalıların tazminat talebi olduğu anlaşılmakla İİK 72/4. Fıkrası menfi tespit davalarında ” Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez. ” hükmü mevcuttur. …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D. İş Sayılı tedbir kararının …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında uygulandığı, borçlunun ödediği paranın alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulduğu anlaşılmakla alacağına geç ulaşan davalılar bakımından İİK 72/4. Fıkrası gereği %20 oranında tazminatın davacıdan alınarak davalılara verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davanın REDDİNE,
(2)İİK. 72/4 maddesi gereği %20 oranında (16.206,31-TL) tazminatın davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
(3)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30-TL karar harcının peşin olarak alınan 1.383,82-TL’den mahsubu ile fazla alınan 1.324,52-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
(4)Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 11.334,10-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalılara verilmesine,
(5)Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
(6)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır