Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/108 E. 2020/513 K. 28.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/108
KARAR NO:2020/513

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:01/03/2019
KARAR TARİHİ:28/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin, … tarafından yönetilen ve … turnuvalarından olan … isimli prestijli tenis organizasyonu kapsamında gerçekleşecek etkinliklere ev sahipliği yaptığını ve bilindiği kadarıyla anılan organizasyonların ana sponsorlarından birisi olduğunu, giderek davalı şirketin, tenis turnuvası kapsamında gerçekleşecek grup konaklaması ve kokteyller açısından davacı otel ile bir dizi sözleşmeler akdedildiğini, buna göre; davacı otel ile davalı şirket arasında evvela 23/04/2018 tarihinde davacı otel nezdinde gerçekleşecek kokteyle ilişkin olarak bir etkinlik kontratı akd edildiğini, organizasyon planlanan gün ve saatte davacı otel tarafından işletilen otelde gerçekleştiğini ve anılan kontrata istinaden davacı otel tarafından düzenlenen fatura bedelinin, davalı şirket tarafından ödendiğini, davacı otel tarafından davalı şirkete sunulan hizmetin, 23/04/2018 tarihli 1000 kişilik organizasyon ile de sınırlı kalmadığını, davalı şirket tarafından davacı otele yönlendirilen kişilerin konaklaması için ekli grup kontratı akdedildiğini ve yine aynı şekilde 30/04/2018 tarihinde davacı otel nezdinde gerçekleşecek 650 kişilik kapanış kokteyli için ayrı bir etkinlik kontratı akd edildiğini, konaklamaların ve kapanış kokteylinin gerçekleşmesinin ardından davacı otelin, taraflarca akdedilen sözleşmelere istinaden ve ekstra harcamaları da gözeterek, davalı şirket adına takip konusu olan faturayı keşide ettiğini, giderek davalı şirketin, takip konusu edilen … numaralı ve 447.734,63 TL’ik faturanın 109.671,57 TL’lik bakiyesini ödemediğini, takip dayanağı olan faturaya ilişkin bakiyenin ödenmesi için davacı otel ve davalı şirket yetkilileri arasında yazılı iletişim gerçekleştiğini ve davalı şirkete …. Noterliğinin 03/12/2018 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edildiğini, davalı şirket ile vaki tüm yazılı/sözlü iletişime rağmen bakiyenin ödenmemesi üzerine, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine girişildiğini ve davalı şirketin 28/02/2018 tarihinde vaki itirazı ile takibin durdurduğunu, davacı otelin vaki itiraz üzerine, 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi kapsamında, dava şartı olarak arabuluculuğa başvurduğunu ve müracaat neticesinde davacı otel ve davalı şirketin anlaşmaya varamadığını, her ne kadar davalı şirketin, uyuşmazlık konusu takibe, yetki yönünden itiraz etmiş ise de taraflar arasında akdedilen sözleşmelerin ifa yerinin … Adliyesi’nin yargı çevresinde bulunduğundan, uyuşmazlık konusu takip açısından … İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunun açık olduğunu, davacı otel ve davalı şirket arasında bakiye borç miktarı ve verilen hizmetler açısından herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığını, bu durumun davalı şirketin yaptığı kısmi ödemeler ve ayrıca taraflar arasında gerçekleşen iletişim ile sabit olduğunu, davalı şirketin kabulünde olan borca ilişkin bakiye miktar açısından herhangi bir ödeme yapmaması ve takibe vaki itirazı üzerine, evvela arabuluculuğa başvurulduğunu ve giderek davalı şirketin anlaşmama doğrultusundaki iradesi kapsamında işbu davanın açılması zorunluluğu doğduğunu belirterek davalı şirketin ilamsız icra takibine vaki İtirazında haksız ve alacağın likit olduğunun kabulü ile davalı şirket aleyhine %20’den az olmamak üzere İcra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davalının dürüstlük kurallarına ve hakkın kötüye kullanması yasağına aykırılık teşkil eden davranışlarının hukuk düzeni tarafından korunmaması gerektiğini, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının celbine, itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere tespit ve takdir olunacak icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davanın kabulüne ve yargılama masraflarının ve vekâlet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacının dava dilekçesindeki beyanlarına itiraz ettiklerini ve kabul etmediklerini ve de haksız iş bu davanın reddine karar verilmesini bu aşamada talep ettiklerini, öncelikle iş bu davanın ve de icra takibinin yetkisiz yerde açılması nedeniyle, yetkisizlik kararı verilmesini bu aşamada talep ettiklerini, davalının ticari faaliyet adresinin dava dosyasında da görüleceği üzere, … Adliye sınırları içerisinde olduğunu, bu bakımdan iş bu ticari davanın … sınırlarını da kapsaması nedeniyle, … Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, bu sebeplerle Sayın Mahkemece yetkisizlik kararı verilmesini bu aşamada talep ettiklerini, davalı şirket ve davacı taraf arasında yürütülen ticari işler kapsamında davacı tarafın taahhüde konu bir kısım işlerin yapımını üstelendiğini, ancak bu noktada davacı tarafın taahhüdünü yerine getirmeyen tarafın davalı şirket olduğundan bahsettiğini ancak bunun kabulünün mümkün olmadığını, zira belirttiğinin aksine davacı tarafın yüklendiği edimleri bulunmakta olup bu edimler sözleşmeye uygun ve üzerinde mutabık kalınan bir biçimde yerine getirilmediğini, dolayısıyla davacı tarafın kendi edimlerini yerine getirdiklerine dair beyanlarını kabul etmediklerini, davacı tarafın dilekçelerinde bildirdikleri bir kısım faturaları da açıkça kabul etmediklerini, zira bu noktada tanzim edilen faturaların taleplere ve de gerçekleşen hizmetlere uygun tanzim edilip edilmediğinin bilirkişi aşamasında araştırılması ve denetlenmesi gerektiğini, tanzim edilen faturaların bir kısmının taraflarca belirlenen hususlara açıkça aykırı tanzim edilmiş olması nedeniyle herhangi bir gerçekliliğinin olmadığının ortaya çıkacağını, kaldı ki anılan faturaların uygun olup olmadığının araştırılması ve incelenmesinin gerektiğini, tanzim edilen bir kısım faturaların davalının bilgisi kapsamında olmayan sözleşmeye aykırı tanzim edilen faturalar olup bu hali ile davalı şirketin zararlarının ve kayıplarının oluştuğunun kapsamlı öncelemelerle görüleceğini, davacı tarafın talep ettiği tüm talep haklarının da zamanaşımına uğradığını ve zamanaşımı def-i haklarının dikkate alınarak da iş bu davanın reddinin gerektiğini belirterek davacının haksız iş bu davanın reddine ve ayrıca haksız icra takibi nedeniyle davacının %20 tazminatın sorumluluğuna karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali davasıdır.
….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası getirtilerek incelendiğinde, davacı tarafından davalı aleyhine 109.671,57 TL asıl alacak üzerinden takip başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, işbu davanın yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
…. Noterliğinin 03/12/2018 tarih, … yevmiye sayılı ihtarname ve tebligat parça suretleri celb edilmiştir.
Dosya Mali Müşavir bilirkişiye tevdi olunmuş, düzenlenen 24/02/2020 tarihli raporda; tarafların 2018 yılına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal sürelerde yaptırıldığı, defterlerin sahibi lehine delil teşkil edeceği, davacının 2017 yılından devreden davalı tarafa 627,87 TL borçlu olduğu, davacı tarafın davalı taraf adına 2018 yılında 2 adet toplamı 746.672,30 TL bedelli fatura düzenlemiş ve ticari defterlerine alacak olarak işlendiği, davacı tarafın davalı taraftan, 746.672,30 TL fatura alacağı – 2017 yılı devreden borç 627,87 TL = 746.044,43 TL fatura alacağı oluştuğu, davacı 2018 yılında davalı taraftan 636.372,86 TL tahsilat yaptığı, davacının davalıdan 746.044,43 TL fatura alacağı – 636.372,86 TL tahsilat = 109.671,57 TL alacağı oluştuğu, davalı tarafın incelenen ticari defter kayıt ve belgelerine göre, davalının 2017 yılından devreden davacı taraftan 299,45 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın davacı taraftan 2018 yılında 2 adet toplamı 746.672,30 TL bedelli fatura aldığı ve ticari defterlerine borç olarak işlendiği, davalı tarafın davacı tarafa, 746.672,30 TL fatura alacağı – 2017 yılı devreden alacak 299,45 TL = 746.372,85 TL fatura borcu oluştuğu, davalının 2018 yılında davacı tarafa 636.701,28 TL ödeme yaptığı, davalının davacı tarafa, 746.372,85 TL fatura borcu – 636.701,28 TL ödeme = 109.671,57 TL borcu oluştuğu, her iki taraf ticari defterlerine göre, 109.671,57 TL borç- alacak bakiyesinde mutabık oldukları, davacı tarafın davalıya keşide etmiş olduğu …. Noterliği 03/12/2018 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile, “Otelimizde, 09/05/2018 tarihinde konaklamış olan misafirlerinize İstinaden kalan bakiyeniz 109.671,57 TL olup defalarca aranıp bildirilmesine rağmen ödenmediğini üzülerek görmekteyiz. İlgili 109.671,57’Iik alacağımızın 07 Aralık 2018, mesai bitimine kadar …banka hesabımıza yatırılmasını..” dendiği, dosya içerisinde ihtarnamenin tebliğine ilişkin bir belge bulunmadığı, davalı tarafın cevap dilekçesinde, davacı tarafın yüklendiği edimleri sözleşmeye uygun ve üzerinde mutabık kalınan bir biçimde yerine getirmediğini bildirildiği, dosya içerinde davacının yükümlülüklerini yerine getirmediğine dair her hangi bir bilgi veya belge bulunmadığı, tarafların incelenen ticari defter kayıt ve belgelerine göre, davacı tarafın davalı taraftan 19/12/2018 tarihi itibari ile 109.671,57 TL alacaklı olduğu, davacı tarafın takip dosyası ile takip tarihine kadar işlemiş faiz talebinde bulunmadığı için işlemiş faiz hesabı yapılmadığı, belirtilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; öncelikle davalının icra müdürlüğünün ve mahkemenin yetkisine dair itirazının ticari faaliyette bulunuyor olması ve sözleşmede yetki şartının kararlaştırılması nedeniyle HMK 17. Maddesi hükmünce yerinde görülmemiş ve reddine karar verilmiştir.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 maddeleri uyarınca ticari defter ve belgeler nezdinde mali yönden bilirkişi incelemesi yapılması yoluna gidilmiştir. Yapılan bilirkişi incelemesi ile tarafların usulüne uygun olarak tutulan delil vasfına haiz ticari kayıtlarına göre dava konusu cari hesap alacağına ilişkin talep değerinin davacı ve davalı defterlerinde yer alan kayıtla birbirini doğruladığı, davalıdan takip miktarınca alacaklı olduğu, her ne kadar davalı tarafça davacının yüklendiği edimlerini sözleşmeye uygun ve üzerinde mutabık kalınan biçimde yerine getirmediği iddia edilmiş ise de, dosya kapsamında davacının yüklendiği edimlerini yerine getirmediği dair herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, davalı tarafça faturalara süresi içinde herhangi bir itirazda bulunulmadığı anlaşılmakla cari hesap ilişkisi doğrultusunda takibe konu edilen miktar üzerinden davalının davacıya borçlu olduğu kanaatine erişilmiştir. Davacının sübut bulan davasının kabulüne karar vermek gerekmiş fatura (cari hesap) alacağı likit ve belirlenebilir olduğundan (emsal için bknz. Yargıtay 19. H.D. 2016/5503 E. 2017/3917 K. Sayılı ilamı) ayrıca takip konusu bedel üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği kanaatiyle neticeden aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasında yapılan icra takibine davalının itirazının 109.671,57-TL asıl alacak üzerinden iptaline, takibin takip talebindeki kayıtlarla aynen devamına,
2-İcra İflas Kanun’unun 67/2. maddesi uyarınca asıl alacak miktarının %20.’si oranında hesaplanan 21.934,31-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 7.491,66 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.324,56 TL +icra veznesine yatırılan 548,36 TL olmak üzere toplam 1.872,92 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.618,74 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri üzerinden AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 14.368,80 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 1.375,36 TL harç, 800,00 TL bilirkişi ücreti, 100,00 TL posta, tebligat ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 2.275,36 TL yargılama masrafınının davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
7-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK yönetmeliğinin 47/1 maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.28/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır