Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/931 E. 2021/512 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/931 Esas
KARAR NO:2021/512

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:15/10/2018
KARAR TARİHİ:22/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacının …’de yaşayıp ticarethanesi bulunduğunu, davalı yan ile ihracat yapmak üzere anlaşıp ticari satış konusu üzerinde sözlü akit kurduklarını, davacının sözlü akit gereği olan ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına konu miktarı davalı yana ulaştırıp, davalı yanın ise yükümlülüğü kapsamındaki ticari ürünleri davacıya teslim etmediğini, davalı yanın icra takibine konu miktar davalı yan açısından sebepsiz zenginleşme teşkil ettiğinin görüleceğini, davalı tarafın davacının ödediği ücretin edimini alamadığını, buna karşın icra dosyasıyla alacaklarının tahsili için cebri icra yoluna başvurulduğunu, davalının haksız ve herhangi bir hukuki dayanağı olmadan mezkur icra takibine itiraz ederek davacının alacaklarını tahsil etmesine engel olurken takibin durmasına neden olduğunu, davalı yanın ticari defterleri incelendiğinde davalının icra takibine itirazın haksız olduğunun anlaşılacağını beyanla, icra takibine yapılan itirazın iptali ile takip konusu alacağın %20’dsinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili vermiş olduğu 16/09/2021 tarihli dilekçesi ile davalarını ıslah ederek toplam 71.304TL ve 16.950USDnin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, huzurdaki davada yabancılık unsuru bulunduğunu, kanunun amir hükmü gereği Türk Mahkemesinde dava açan yabancı kişinin öncelikle mahkeme tarafından belirlenecek teminatı dava dosyasına depo etmesinin gerektiğini, teminat gösterme zorunluluğunun hakim tarafından resen gözetilmesi gereken, taraflarca da davanın her aşamasında ileri sürülebilen dava şartlarından biri olduğunu, davalı … hakkında husumet itirazlarının da bulunduğunu, davacının davayı sadece davalı şirketin ticari defterlerine dayandırarak ikame ettiğini, deliller kısmında sadece davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesini talep ettiğini, bu hususun kabulünün mümkün olmadığını, hüküm tesis edilebilmesi amacıyla her iki tarafın da ticari defterlerinin incelenmesi gerektiğini, dolayısıyla davacı tarafın sadece davalı şirkete ait ticari defterlere delil olarak dayanmasının kabulünün mümkün olmadığını, bu nedenle öncelikle davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise itirazları doğrultusunda esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, dekontlar, ticari defter ve kayıtlar celp olunmuştur.
….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı … tarafından borçlular … Ltd Şti, … aleyhine 140.000TL asıl alacak, 2.554,52TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 142.554,52TL üzerinden takip başlattığı, borçlular itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, dosya rapor tanzimi için bilirkişiye gönderilmiş olup, bilirkişi SMMM … tarafından tanzim olunan 21/08/2019 tarihli raporunda; davacı tarafın yabancı uyruklu şahıs olduğundan tutulması zorunlu ticari defterleri bulunmadığını, taraflar arasında imzalı bir sözleşmenin bulunmadığını, davacı tarafından sunulan dekontlardaki açıklamalarda giden EFT yazıldığını, başkaca bir açıklama yapılmadığının görüldüğünü, banka dekontlarındaki açıklamaların ispat gücüne ilişkin bir çok Yargıtay kararı bulunduğunu, davacının icra takip tarihi itibariyle 71.304TL, 16.950USD alacaklı göründüğünü, alacağın cari hesaba dayanması sebebi ile borçluyu temerrüde düşürücü bir ihtar bulunmadığından davacının takipten önce işlemiş faiz talebinde bulunamayacağını belirtmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, rapora karşı beyan ve itirazlar dosyaya ibraz edilmiş, itirazlar doğrultusunda tanzim olunan 21/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda; davalı şirketin banka hesap hareketlerinin incelendiğinde, hatalı olarak önceki kök rapordaki alacağın düzeltilerek ek raporda davacı alacağının 66.450USD ve 20.000TL olduğunu belirtmiş, ek rapora yönelik itiraz ve beyanlar doğrultusunda tanzim olunan 25/12/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda ise, davacı tarafça her ne kadar 140.000TL talep edilmekte ise de, davacının yasal defter kayıtlarında davacının davalıdan 80.106,39TL alacaklı olduğunun görüldüğünü belirtmiştir.
Dava, alacağın tahsiline yönelik davacı tarafından davalılar aleyhine başlatılan icra takibine davalıların itirazının iptali davasıdır.
Mahkememizin 06/04/2021 tarihli duruşmasına katılan davacı vekiline, MÖHUK 48.mad uyarınca takdiren 12.000TL teminat yatırmak üzere iki haftalık kesin süre verildiği, teminat yatırılmadığı takdirde davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verileceğinin ihtar edildiği, ancak teminatın yatırılmadığı görülmüştür.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalıların beyanları, icra takip dosyası ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, sözlü olarak kurulduğu iddia edilen akdi ilişki çerçevesinde davacı tarafından bedelin ödenmesine rağmen davalılarca edimlerin yerine getirilmediği iddiası ile buna ilişkin bedelin tahsili maksadıyla davalılar aleyhine başlatılan icra takibine davalıların itirazı noktasında toplandığı tespit edilmiş olup, MÖHUK (Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun)’nun 48.maddesinde “Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır.” denilmekte olduğu, mahkememizin 06/04/2021 tarihli celse ara kararı ile davacı tarafa 12.000,00TL teminat yatırmak üzere iki haftalık süre verildiği ve teminat yatırılmadığı takdirde davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verileceğinin ihtar edildiği, ancak verilen sürede teminat şartının yerine getirilmediği, teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesinin HMKnun 114/ ğ maddesinde belirtilen dava şartlarından olduğu ve dava şartının kamu düzeni ile ilgili olmasından bahisle resen davanın her aşamasında mahkemece dikkate alınabileceğinden davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davacının davasının dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30TL karar harcından peşin olarak alınan 35,90TLnin mahsubu ile bakiye 23,40TLnin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 4.080,00TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/06/2021

Katip …
E-İMZALI

Hakim …
E-İMZALI