Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/92 E. 2019/455 K. 28.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/92 Esas
KARAR NO: 2019/455

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 30/01/2018
KARAR TARİHİ: 28/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki olduğunu, müvekkili tarafından davalıya sunulan hizmetlerin karşılığı olarak müvekkili şirketinin davalıdan 10.800 TL alacaklı olduğunu, hakkında Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü’ nün… esas sayılı icra dosyasından takip başlatıldığını, davalı tarafından işbu takibe mesnetsiz ve afaki bir şekilde itiraz edildiğini, itirazın iptalini, takibin devamını, borçlunun asıl alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafından Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; 2017 6. Ay itibari ile davacı ile ticari çalışmayı durdurduklarını, çalışma süresi içinde ödemeleri peşin yaptıklarını ve kapalı fatura aldıklarını, davacı tarafın iddia ettiği 10.800 TL alacak bedeli ile ilgili ne tür hizmet verdiğinin açıklanması ve teslime ilişkin belge sunmasını talep ettiklerini, kendilerinden mal ve hizmet almadığını, faturanın kesilmesi için hizmet verilmesi gerektiğini, davacıya borcunun bulunmadığını, takibin iptalini, kendilerinden kötü niyet tazminatı alınmasını dava masraflarının karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 13/07/2018 tarihli duruşmasının 4 nolu ara kararı gereğince tarafların ticari defterlerinin incelenebilmesi için inceleme günü verilmiş, verilen inceleme gününde dosya bir mali müşavir bilirkişiye tevdii olunmuş, sunulan 15/10/2018 tarihli raporda özetle; davacının ticari defter ve kayıtlarına ve davalının dava dosyasına ibraz ettiği cari hesap kayıtlarına göre taraflar arasında yazılı olmasa da sözlü bir sözleşmenin bulunduğunu, aralarında temel bir ticari ilişkinin kurulmuş olduğunu ve taraflar arasında cari hesap ilişkisinde bulunulduğunu, davacının ticari defter ve kayıtlarının kesin delil vasfı taşımadığını, davalının incelemeye katılmadığını, yerinde inceleme talebinde bulunmadığını, Mahkememizce istenmiş olmasına rağmen dava dosyasına da herhangi bir ticari defter ibrazında bulunmadığını, dava dosyasına sadece cari hesap eksterelerini sunduğunu, 03/11/2017 akip tarihi itibari ile davacı kayıtlarında davacının davalıdan 1.137,30 TL alacaklı gözüktüğünü, yine davacı kayıtlarına göre 1.137,30 TL davacı alacağının 31/12/2017 tarihindeki 1.137,30 TL tutarlı ödeme kaydıyla kapatıldığını, davacı kayıtlarında 30/01/2018 dava tarihi itibari ile davacının davalıdan alacağının gözükmediğini, davacı kayıtlarında kayıtlı bulunan fatularaların davalının cari hesap kaytlarında da kayıtlı olduğunu, davalının cari hesap kayıtlarında 03/11/2017 takip tarihi itibari ile davalının davacıya borcunun gözükmediğini, davalının cari hesap kayıtlarında davacının davalı adına düzenlediği faturaların bedellerinin davalı tarafından davacıya fatura tarihlerinde peşin olarak ödenmiş gözüktüğünü, davacının ticari defter ve cari hesabına kayıtlı bulunan davalı adına düzenlediğini, faturaların tamamının davacı tarafından bedellerinin ödenmiş kapalı fatura olarak düzenlendiğinin tespit edildiğini, kapalı faturanın mal veya hizmet tesliminde müşterinin mal veya hizmet bedelinin faturanın düzenlendiği anda ödemesi durumunda düzenlenen fatura olduğunu, davacının ticari defter ve cari hesap kayıtlarında kayıtlı bulunan davacının davalı adına düzenlemiş olduğu faturaların tamamının davacı tarafından kapalı fatura olarak düzenlenmiş olması, davalıın fatura bedellerini peşin olarak ödediğine karine teşkil edeceğinden davacının ticari defter ve cari hesap kayıtlarında kayıtlı bulunan davacının davalı adına düzenlemiş olduğu kapalı fatulardan davacının davalının 03/11/2017 takip tarihi itibari ile alacağının bulunmadığını, nitekim davacı ticari defter ve cari hesap kayıtlarında kayıtlı bulunan toplam 14.137,30 TL lik faturaya karşılık, yine davacı ticari defter ve cari hesap kayıtlarında farklı tarihlerde kayıtlı bulunan toplam 14.137,30 TL lik ödeme kaydının da davalının davacıya borcunun bulunmadığını gösterdiğini, sonuç ve kanaatine varıldığını rapor etmiştir.
Davacı vekili tarafından davalıya yemin teklifinde bulunulmuş, davalı 02/04/2019 tarihli duruşmada hazır bulundu, davalıya dava konusu fatura içeriğinde belirlenen hizmetin davacıdan yahut davacı adına hareket eden kimselerin almadığına, alınan hizmetlerin beelini ödedeiğine, takip tarihi itibari ile davacıya borcunun bulunmadığına ilişkin yemin teklif edildiği hususu, HMK 230. Maddesi uyarınca yeminin anlam ve önemi anlatılarak yalan yere yemin etmesi halinde cezalandırılacağı açıklandı. Davalıya “bana sorulan sorular hakkında gerçeğe uygun cevap vereceğime ve hiçbir saklamayacağıma namusum şerefim ve kulsal saydığım bütün inanç ve değerler üzerine yemin ederim, takip tarihi itibari ile davacının dava konusu fatura ve içereğinde belirtilen hizmetlerden kaynaklanan bir borcum olmadığına ve böyle bir hizmet almadığıma, namusum şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerler üzerine yemin ederim” demiştir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklandığı iida edilen alacağın tahsili için yapılan takibe vaki itirazın iptali talebine ilişkindir. Davalı taraf davacıdan herhangi bir mal ve hizmet almadığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Gaziosmanpaşa …İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı İcra dosyasının incelenmesinden davalının borca ve ferilerine itiraz ettiği, davanın hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafın Ticari defter ve kayıtları incelenmek sureti ile düzenlenen 15/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda davacını ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırılmasına rağmen defterin ve yardımcı kayıtların birbirini teyit eder nitelikte olmaması nedeniyle kesin delil vasfını haiz olmadığı, davacının cari hesap kayıtlarında bulunan davalı adına düzenlenmiş olan faturaların tamamının davacı tarafından kapalı fatura olarak düzenlenmiş olduğu, kapalı faturanın fatura bedellerinin peşin olarak ödenmiş olduğuna karine teşkil ettiği bu itibarla da davacının takip tarihi itibarı ile davalıdan alacağının bulunmadığı yönünde takdir ve değerlendirme ve takdir mahkememize ait olmak üzere görüş bildirilmiştir.
Davacı vekilinin yemin teklif ettiklerini beyan etmesi üzerine 02/04/2019 tarihli celsede HMK 230. .madde uyarınca yalan yere yemin etmenin sonuçları da belirtilerek yapılan yemin teklifinde “takip tarihi itibari ile davacının dava konusu fatura ve içereğinde belirtilen hizmetlerden kaynaklanan bir borcum olmadığına ve böyle bir hizmet almadığıma, namusum şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerler üzerine yemin ederim” şeklinde davalı asil tarafından yemin eda edilmiştir.
Gerek davacı tarafından düzenlenmiş olan faturaların kapalı fatura olarak düzenlenmiş olması gerekse davalı tarafından fatura ve içereğinde belirtilen hizmetlerden kaynaklanan bir borcu bulunmadığı, davalıdan böyle bir hizmet almadığına ilişkin yemin edilmiş olması dikkate alındığından davacının davasını ispat edemediği kabul edilerek davanın reddine karar veirlmiştir.

HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Ispanlanamayan davanın REDDİNE,
2-Peşin alınan harçtan alınması gerekli harcın mahsubu ile fazladan yatırıldığı anlaşılan 86,04 TL’nin talep halinde yatırana iadesine,
3-Davacının yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Davalının yapmış olduğu 60,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Davalı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden reddolunan miktar üzerinden AAÜT’sine göre tespit olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair davalı asilin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim … ¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır