Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/869 E. 2019/968 K. 09.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/869
KARAR NO : 2019/968

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/09/2018
KARAR TARİHİ : 09/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında tütün mamülleri alım satımına ilişkin ticari iş ilişkisi kurulduğunu, bu ticari ilişki bağlamında tahakkuk eden borç ödenmediğinden davalı aleyhine İstanbul…İcra Müdürlüğü’nün…esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, ancak davalının borcun tamamına ve ferilerine itiraz ettiğini, davacı şirketi muhasebe kayıtlarında davalının 5.194,28 TL borçlu olduğu anlaşıldığından itirazın iptali ile takibin devamına, takip tarihinden itibaren yıllara göre değişen oranlarda ticari avans faizi işletilmek suretiyle alacağın davalıdan tahsiline, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının Bursa ilinde işlettiği market niteliğindeki dükkanına plasiyerleri aracılığıyla tütün mamülü sattığını, şahsının tacir olmadığını, dolayısı ile davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılması gerektiğini, ayrıca sözleşmenin ifa yerinin Bursa olduğunu, Bursa Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacı şirkete iddia edildiği miktarda borcu bulunmadığını, davacının pazarlama elemanlarının teslim ettiği tütün mamullerine karşılık ödemeleri düzenli olarak yaptığını, 2018 yılında içine düştüğü ekonomik sıkıntı nedeniyle bir takım fatura bedellerini ödeyemediğinin doğru olduğunu, ancak kendilerinin firmanın bu bedellere ilişkin tarafına süre verdiğini ve kısmi ödemeler yapmaya devam ettiğini bildirdiğini, ortada belirlenmiş kesin bir vade olmadığı gibi bu miktarda borcunun da olmadığını, bu nedenlerle öncelikle davanın usulden ve görevden reddine, bu talebi kabul görmez ise yetki yönünden davanın reddine, bu talebinin de kabul edilmemesi halinde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası getirtilerek incelendiğinde; davacı tarafından davalı aleyhine 5.194,28 TL alacağın tahsili amacıyla takip başlatıldığı, davalının süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durduğu, işbu davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi olunmuş, düzenlenen 15/02/2019 tarihli raporda; davacı tarafın 2017-2018 yılı yevmiye-kebir ve envanter defterlerinin yasal süreler içerisinde açılış ve kapanış beratlarının yapıldığı, taraflar arasında 15/03/2016 tarihinde ticari ilişkinin başladığı, davacı tarafça 2016 yılına ait ticari defterlerin sunulmadığı, incelemenin cari hesap ekstresi üzerinden yapıldığı, 2016 yılındaki bakiyenin delil niteliğinde olup olmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu, davacı defter kayıtları ve cari hesap ektresine göre muavin deftere en son kayıt tarihi 28/03/2018 tarihi dikkate alınarak davacının davalıdan kaydi olarak 5.194,28 TL alacağı görülmüş ise de davacı tarafın sunduğu cari hesap ekstresinde 29/12/2017 tarihinde devir bakiyenin 3.287,90 TL olduğu, davalı tarafın 05/01/2018 tarihinde davacı tarafa nakit olarak 3,170 TL ödeme yaptığı ve buna göre 05/01/2018 tarihinde davalının davacıya borcunun 1.469,28 TL değil 117,90 TL olduğu, dolayısı ile 05/01/2018 tarihi itibarı ile bakiyenin 1.469,78 TL yerine 117,90 TL olması gerektiği, bakiyenin 1.351,88 TL fazla gösterildiği, daha sonra taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam ettiği, fatura ve tahsilatların defterlere kaydedildiği, 23/02/2018 tarihi itibarı ile taraflar arasındaki ticari ilişkinin sonlandığı, davacı defterlerine göre davacının kaydi olarak 23/03/2018 tarihi itibarı ile 5.194,28 TL alacaklı gözüktüğü ancak 05/01/2018 tarihindeki hesap hatası sebebiyle fazla bakiye olarak gözüken 1.351,88 TL’nin bu miktardan düşülmesi gerektiği, bu fazla bakiye düşüldüğünde 23/03/2018 tarihinde davacının davalıdan kaydi olarak 3.842,40 TL tutarında alacaklı olabileceği, davacı tarafın 28/03/2018 tarihinde 5.194,28 TL tutarındaki bakiyenin alacak bakiyesini cari hesabına alacak düzeltme hareketi ve borç düzeltme hareketi ile cari hesaba kaydedilen muhasebe hareketinin ödememi yoksa hesaplar arası devir mi olduğunun tarafına sunulan evraklardan tespit edilemediği, bu şekilde cari hesabın kaydi olarak sıfırlandığı, davacı taraf 2017-2018 yılı yasal defter ticari münasebet kayıtlarına göre davacının davalıya faturalarla mal ürün hizmeti verdiği, bu tutarlara karşılık davalı tarafın 2018 yılında 30.349,78 TL tutarında ödeme yaptığı, daha sonra herhangi bir ödemenin yapılmadığı, böylece davacının davalıdan 3.842,40 TL alacak kaydının oluştuğu, davacı tarafça 28/03/2018 tarihli ve 11/06/2018 tarihli alacak borç düzeltme hareketlerini açıklaması, söz konusu işlemlerin 128 şüpheli ticari alacaklara aktarıldığına ilişkin belge sunulması halinde davacının 3.842,40 TL alacaklı olduğu, buna yönelik bir belge sunulamaması halinde davacının alacak iddiasını kanıtlayamadığı, davacının 3.842,40 TL alacaklı olduğuna kanaat getirilmesi halinde İİK.67/2 maddesi uyarınca takibin fatura ve ari hesaba dayanması, bu kapsamda belirlenebilir ve likit olması sebebi ile ayrıca davacının %20 oranında olmak üzere 768,48 TL icra inkar tazminatı isteyebileceği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ olunmuş, davacı vekili rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunmuş, mahkememize dosya yeniden bilirkişiye tevdi edilerek davacı vekilinin beyan ve itirazları nazara alınarak ek rapor tanzimi istenmiş, düzenlenen 11/09/2019 tarihli raporda; davacı tarafça sunulan cari hesap ekstresi incelendiğinde 29/12/2017 tarihli bakiyenin devir olarak göründüğü, daha sonra sunulan belgelerden incelendiğinde davacı taraftan davalıya kesilen faturanın olduğu, bu sebeple yeniden yapılan davacı tarafın ticari defterleri ve cari hesabı üzerinde yapılan incelemeler ve tespitler doğrultusunda davacı tarafın 31/12/2017 tarihi itibarı ile bakiyesinin 4.639,78 TL olduğu, taraflar arasında 2018 yılına ait ticari ilişkinin devam ettiği, davalı tarafın 05/01/2018 tarihinde davacı tarafa 3.170 TL ödeme yaparak 1.469,78 TL bakiyenin olduğu, en son 23/03/2018 tarihli bakiyenin 5.194,28 TL olduğu, davacı tarafın kendisine sunduğu belgelerin yeniden incelenmesi sonucunda davacı tarafın 2016/2017/2018 yılı cari hesap ekstresi kayıtlarına göre davacının davalıdan 31/12/2018 tarihi itibarı ile 5.194,28 TL alacak kaydının olduğu, ayrıca davacının %20 oranında olmak üzere 1.038,85 TL icra inkar tazminatı talebinde bulunabileceği belirtilmiştir.
Dava, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan takibe vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
Her ne kadar davalı tarafından yetki itirazında bulunulmuş ise de, alacağın faturadan kaynaklanması nedeniyle HMK 10. Maddesi ve TBK 89. Maddesi uyarınca alacaklının ikameti mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olması nedeniyle davalının yetki itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yaptırılan mali inceleme neticesinde mal satışına ilişkin taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, faturaların davalıya teslimatının yapıldığına dair imzaların alındığı, bu surette fatura teslimatına karşın davalı tarafça 6102 Sayılı TTK 18 ve 21-(2) maddeleri kapsamında iade veya itirazda bulunulduğuna dair delile tesadüf edilmediği, ayrıca davalının cevap dilekçesi ile aralarındaki ticari ilişkiyi ve bir takım fatura bedellerini ödeyemediğini ikrar ettiği, bilirkişi tarafından yapılan inceleme ve tespitler sonucu davacının davalıdan 5.194,28 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne ve alacak belirlenebilir olduğundan İcra İflas Kanun’unun 67/2. maddesi uyarınca asıl alacak miktarının %20.’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile,
1)HMK 10.mad ve BK 89/1 mad uyarınca davalı tarafça yapılan yetki itirazının reddine,
2)Davalının İstanbul … İcra Müd. … E. Sayılı dosyasına yaptığı itirazın 5.194,28-TL asıl alacak üzerinden iptaline, bu miktar alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle takibin kaldığı yerden devamına,
3)İcra İflas Kanun’unun 67/2. maddesi uyarınca asıl alacak miktarının %20.’si oranında hesaplanan 1.038,85-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 354,82 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 88,71 TL harcın mahsubu ile bakiye 266,11 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5)Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
6)Davacı tarafından yapılan; 129,81 TL harç, 900,00 TL bilirkişi ücreti, 76,70 TL müzekkere, posta, tebligat masraflarından oluşan toplam 1.106,51 TL yargılama masrafının davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
7)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır