Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/816 E. 2020/11 K. 15.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/816
KARAR NO : 2020/11

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 25/05/2010
KARAR TARİHİ : 15/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 2 ayrı sözleşmeye dayalı alacak iddiaları için Hakem Heyetine başvurduğunu, davalı tarafın Hakem tayin etmemede ısrar etmesi üzerine İstanbul … ATM nin … EK sayılı kararı … Yeminli Mali Müşavirler Odası nezdinde Hakem Heyeti Teşekkül ettiğini, 2 sözleşmeye göre Hakem Heyetinden talepte bulunduklarını, birinin lehlerine sonuçlandığını, diğerinde ise Hakem Heyetinin yetkisizlik kararı verdiğini, taleplerinin KDV iadesi tasdik sözleşmesine göre 2003 yılı 5-12 (8 aylık) dönemlerin raporlarının tanziminin davalı tarafça durdurulması nedeniyle hizmet karşılığı ücret alacağı olduğunu, davalı ile müvekkili arasında KDV İadesi Raporları ile ilgili Sözleşme ve Denetim ve Tasdik Sözleşmesi ile ilgili sözleşme olmak üzere 2 sözleşme imzalandığını, bu sözleşme kapsamında davalı firmanın Vergi Dairesindeki borçlarının, KDV İade Alacakları ile her ay kesintisiz olarak kapatıldığını, 2002 yılında 12 aylık dönemde bu şekilde raporların düzenlenerek mahsup işlemlerinin yapıldığını, bu arada 30/01/2003 tarihinde 2003 yılı Denetim ve Tasdik Sözleşmesinin imzalandığını, 2003 yılında da KDV İadesi raporlarına devam edildiğini, 2003 yılı Ocak, Şubat, Mart , Nisan dönemi raporlarını vergi dairesine teslim edildiğini, Mayıs , Haziran, Temmuz dönemleri KDV İadesi tasdik Raporları hazır olduğu halde davalı firmanın vergi dairesine teslimini istemeyip, çalışmaları durdurduğunu, kendisine bu konuda ihtarname keşide edildiğini, sözleşme uyarınca davacının oluru olmadan söz konusu raporların başka bir mali müşavire yaptırılamayacağını, ayrıca sözleşmenin feshi halinde müvekkilinin ücretinin tamamının ödeneceğinin hüküm altına alındığını, davalı tarafın Denetim ve Tasdik Sözleşmesi ile ilgili fesih ihbarında bulunmadığını, bu sebeple Mayıs , Haziran, Temmuz 2003 dönemleri KDV raporları ücreti olarak KDV hariç 4.425 TL , Ağustos- Aralık 2003 dönemi 5 aylık rapor aşamasına gelmiş çalışmalar için de 6.240 TL olmak üzere toplam 10.665 TL alacak talep ettiklerini, bu konuda davalı aleyhine İstanbul… İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası üzerinden ilamsız takip yapıldığını, davalının borca itirazı nedeniyle takibin durduğunu, 2003 yılı 8-12 aylar arası dönem için yukarıda belirtilen 6.240 TL yerine 4.000 TL talep ettiklerini, bu şekilde toplam 8.425 TL alacağın 2003 yılından itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 15/07/2002 tarihli Yeminli Mali Müşavirlik Tasdik Sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmenin amacının ve konusunun KDV İadelerinin hızlı ve seri bir şekilde yapılmasının sağlanması olduğunu, buna göre meslek mensubu olan davacının sözleşmede belirtilen işleri mevzuat ve meslek ahlak kuralları ile genel kabul görmüş muhasebe prensipleri uyarınca yerine getirmek zorunda olduğunu, bu kapsamda … Müdürlüğünün 1999/2 sayılı iç genelgesinin incelenmesinde KDV İadeleri ile ilgili olarak yeminli mali müşavir tasdik raporunun her ay değil 12 ayda bir verilmesinin yeterli olduğunun anlaşıldığını, taraflar arasındaki sözleşmede de her ay KDV iadesi ile ilgili rapor verileceğine ilişkin bir düzenleme ve ibranında söz konusu olmadığını, davacının bu kapsamda müvekkilini yanılttığını, davacının KDV İade raporları konusunda müvekkilini uyararak her ay değil 12 ayda bir kez rapor verilmesi gerektiğini bildirmesi gerektiğini, bu kapsamda davacının haksız ve sebepsiz ödemeden yararlandığını, bu sebeple davacının iyi niyetli olmayıp, mezkur dava ile de yapmadığı veya yapması gerekli olmayan işler ile ilgili bedel talep ettiğini, davacının kendisine gönderilen ihtar ile her ay verilmesi gerekli KDV İade raporlarını verilme işleminin durdurulduğu iddiasının da yerinde olmadığını, ihtarnamenin tebliğ tarihi itibarıyla zaten 2003 yılı KDV İade raporlarının verilmiş olmasının gerekli olduğunu, ayrıca ihtarname de bu yönde bir talebinde bulunmadığını, bununla birlikte davacıya 31/03/2004 tarihinde de 3.000 TL ödeme yapıldığını, davacının 2003 yılı Mayıs, Haziran , Temmuz aylarına ilişkin raporlarını vermediğini, 2003 yılı 8 aylık dönem için hazırlandığı iddia edilen belge ve klasörlerinde müvekkil firma muhasebe birimince hazırlandığını, raporların tamamlanması için de davacıya 3.000 TL avans gönderildiğini, buna rağmen raporların hazırlanmadığını, davacının ücrete hak kazınması için rapor işlemlerinin bitmesi ve vergi dairesine teslim edilmiş olması gerektiğini, bu nedenle davacının ücrete hak kazanmadığını, şirket kayıtları ile bu durumun ortaya çıkacağını belirterek davacının davasının reddine karar verilmesini, aksi kanaat hasıl olduğunda davacıya ödenen 2.986,80 TL nin mahsup edilmesine karar verilmesini istemiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda verilen 14/06/2012 tarihli karar ile davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 2013/17965 esas, 2013/28404 karar sayılı 18/11/2013 tarihli ilamı ile ” davalı davacıya gönderdiği 15.4.2004 tarihli ihtarnamesinde “2003 yılına ait 7.dönem tarafınızdan incelenmiş ve düzenlenen 4.döneme ait raporlar vergi dairesine tevdi edilmiştir” şeklinde beyanda bulunmuştur. Bu beyan kendisini bağlar. Hal böyle olunca, itiraza uğramış çoğunluğun oluşturduğu bilirkişi raporuna itibar edilemez. Bu durumda mahkemece, 1999/2 sayılı Vergi Denetim ve Koordinasyonu İç Genelgesinin temininden sonra dosya yeniden konusunda uzman bilirkişi kuruluna tevdi edilerek anılan Genelge, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri yine taraflar arasında görülüp kesinleşen İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin… esas sayılı dava dosyası, 15.4.2004 tarihli ihtarname ve tüm deliller ayrı ayrı incelenmek ve davacının hükme esas alınan 7.5.2012 tarihli rapora yaptığı itirazları da karşılanmak suretiyle yeni bir rapor alınmalı, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir.” denilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce yeniden yargılama sonunda 23/06/2015 tarihli karar ile, bozmaya uyularak davanın kısmen kabulü ile, 5.286,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 2015/41964 esas, 2018/7262 karar sayılı, 26/06/2018 tarihli ilamı ile, ” davacı dava dilekçesinin sonuç bölümünde, davacı Mayıs, Haziran, Temmuz 2003 dönemi için 4.425,00 TL Ağustos-Aralık ayları için 4.000,00 TL alacak isteminde bulunmuş olup mahkemece davacının mayıs temmuz ve ağustos dönemi için ücrete hak kazandığı gerekçesiyle 5.286,85 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesi suretiyle talep aşımı yapılmıştır. Sözü edilen yasa maddesi uyarınca, mahkemenin talepten başka bir şeye karar vermesi mümkün bulunmamaktadır. O halde, mahkemece, davacının talebi yönünde inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” denilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce yeniden yapılan yargılama ile bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilerek davacı tarafça talep edilen 2003 yılının Mayıs, Haziran, Temmuz ayları için ayrı, 2005 yılının Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık ayları için ayrı olacak şekilde ücret hesaplanması istenmiş, düzenlenen 22/07/2019 tarihli rapor ile; davacının Mayıs, Haziran, Temmuz 2013 dönemleri için Katma Değer Vergisi iadesi yönünden çalışma kağıtlarını, karşıt inceleme tutanaklarını, iade hesaplamalarını yaptığı anlaşıldığından bu dönemler için yapılan Katma Değer Vergisi iade tutarı üzerinden 4.425 TL tasdik ücreti talep edebileceği, her ne kadar davacının isteyebileceği meblağ asgari ücret tarifesine göre 5.286,85 TL tutuyor ise de, davacı 4.425 TL talep etmiş ve Yargıtayda kararı bu yönde bozmuş olmakla istemin 4.425 TL olarak kabulünün mümkün görülebileceği, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık 2013 dönemleri için Katma Değer İadesi yönünde çalışma kağıtlarının, karşıt inceleme tutanaklarının hazırlandığı ve hesaplamaların yapıldığının ispatı halinde, salt hesabiş persfektifle 4.000 TL KDV iadesi tasdik ücreti alabileceği tespit ve kanaati bildirilmiştir.
Dava sözleşmeye dayalı olarak hizmet karşılığı meydana gelen alacağın tahsiline ilişkindir.
Yargıtay bozma ilamı, bozma sonrası alınan bilirkişi ek raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; taraflar arasında 15/07/2002 tarihinde Yeminli Mali Müşavirlik Tasdik Sözleşmesi akdedildiği, sözleşmenin döneminin 2002 yılı ve müteakip dönemler olarak belirtildiği, davacı 2003 yılına ait Mayıs-Haziran- Temmuz ayları ve Ağustos-Aralık 2003 dönemi için KDV raporlarını davalının durdurması üzerine ilgili vergi dairesine vermemiştir. Taraflar arasındaki sözleşme feshedilmemiş olup tarafları bağlayıcıdır. Davalı şirketin davacıya gönderdiği 15/04/2004 tarihli ihtarnamesinde “2003 yılına ait 7.dönem tarafınızdan incelenmiş ve düzenlenen 4.döneme ait raporlar vergi dairesine tevdi edilmiştir.” dendiği, buna göre davacının Mayıs-Haziran-Temmuz 2003 dönemleri için gerekli incelemeleri yaptığı, çalışma kağıtlarını ve karşıt inceleme tutanaklarını düzenlediği anlaşılmakla bu dönemler için yapılan KDV iade tutarı üzerinden Yeminli Mali Müşavirlik Ücret Tarifesine göre 5.286,85 TL alacağının bulunduğu ancak taleple bağlılık ilkesi gereği 4.425 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davacının Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık 2003 dönemi için KDV iadesi yönünden çalışmalarını yaptığını ispat edemediği anlaşılmakla bu dönemler için talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
A-) Davacının Mayıs, Haziran, Temmuz 2003 dönemi için talebinin KABULÜ ile; 4.425,00-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
B-) Davacının Ağustos-Aralık 2003 dönemi için talebinin REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli TL 302,27 nispi ilam harcının dava açılırken alınan 125,15 TL harçtan mahsubu ile bakiye 177,12 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisi vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.uyarınca hesap olunan 3.400 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.uyarınca hesap olunan 3.400 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacının bozma öncesi yapmış olduğu 3.304,30 TL yargılama gideri ile bozma sonrası yapılan 118 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 3.422,30 TL’nin davada haklı çıkma oranına göre 1.797,46 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından sarf edilen 81,10 TL yargılama giderinin davada haklı çıkma oranına göre 38,50 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır