Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/808 E. 2021/722 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/421 Esas
KARAR NO:2021/786

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)-İstirdat
DAVA TARİHİ :17/08/2020
KARAR TARİHİ:13/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacılar vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacı tarafından … … Şubesine ait … numaralı 15/08/2020 ödeme tarihli 550.000TL bedelli çekin önce şirket yetkilisi olan …’a akabinde de davalı olan …’a aralarında yapılan protokol kapsamında verildiğini, davalının davacı şirketin eski hissedarı olan …’un akrabası olduğunu, davacı ile davalı ve … arasında ilk protokolün akdedildiği gün bir protokol daha akdedildiğini, söz konusu protokol gereği, bankalarda yada başkaca kişi/şirket kurumlar nezdinde herhangi bir kefillik/garantörlük durumunun bulunmadığı hususlarını kabul beyan ve taahhüt ettiklerini, davacı tarafından davalının kendisine davaya konu olan 550.000TL bedelli senet verildiğini, davalıya verilen senedin temelini ise işbu protokollerin oluşturduğunu, davacı tarafından … AŞ’den kredi başvurusu çalışması yapılırken davacı şirketin …’n şirket yetkilisi olduğu dönemde kendisine ait başka bir firma olan … Ltd Şti lehine 15.000.000TL tutarında kredi çekildiğini ve davacı şirketin de kefil olarak sözleşmede yer aldığının tespit edildiğini, davalı … ve dava dışı …’un davacı ile yapılan protokollere aykırı davranarak gerçeğe aykırı beyanda bulunduklarını, o nedenle davacılar tarafından davalıya verilen çekin de bedelsiz kaldığını, davacının davalıya işbu çekten dolayı herhangi bir borcu bulunmadığını, davacının iyi niyetli olduğunu, aynı protokoller ile davalıya verilen bir başka 350.000TL bedelli çeki de davalıya bizzat ödediğini, işbu davanın icra takibinden önce açılan menfi tespit davası niteliğinde olduğunu, yapılan protokollere aykırı davranan ve gerçeğe aykırı beyanlarda bulunarak davacıyı zarara uğradan davalıya davacı şirketin dava konusu çek bedeli olan 550.000TL borcu bulunmadığının tespitine, dava konusu çek bedelinin en az %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilince 25/01/2021 tarihli dilekçeleri ile, davacılar aleyhine icra takibi başlatıldığını, dosya borcunun yargılama esnasında cebri icra baskısı altında ödenmiş olmasından kaynaklı olarak davaya istirdat davası olarak devam edilmesine ve dava konusu 550.000TLnin davalıdan ödeme tarihi olan 08/09/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, davaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Mahkememizin 2020/421 esas sayılı 25/08/2020 tarihli ara kararı ile davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş ve red kararı üzerine davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmuş, İstanbul BAM 44.Hukuk Dairesinin 2020/2426 esas 2020/351 karar sayılı 26/11/2020 tarihli kararı ile, mahkememizin red kararının kaldırılmasına karar verilerek, davalı tarafından dava konusu çek/çekler dayanak gösterilerek girişilecek icra takibinin işbu dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına yönelik tedbir kararı verilmiştir.
Dava, davacı şirketin bir kısım hisselerinin devri hususunda davacı … ile dava dışı … ve davalı … arasında akdedilen protokoller uyarınca verildiği belirtilen çekin bedelsiz kaldığından bahisle borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davası olup, yargılama aşamasında davacı tarafça söz konusu çek bedelinin ödendiğinden bahisle davanın istirdat davasına dönüştüğünün belirtildiği anlaşılmakla, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çek bedelinin istirdadı davasına dönüştüğü görülmüştür.
Davacılar vekilinin 20/09/2021 tarihli dilekçesi ile davalı aleyhin açmış oldukları menfi tespit davalarından feragat ettiklerini beyan ettiği, davacı vekilinin dosyada mevcut vekaletnamesinin incelenmesinde davadan feragate yetkisi olduğu görülmüştür.
Davadan feragat 6100 sayılı HMK’nun 307 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre feragat, davacının talep sonucunda kısmen veya tamamen vazgeçmesi diye tanımlanmıştır. Feragatin kayıtsız ve şartsız olacağı, dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği belirtildikten sonra hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı açıkça belirtilmiştir. Davacının davasından feragat ettiği görülmekle, davacının davasından feragati nedeniyle HMK 307 ve 311 maddeleri uyarınca feragat kesin hüküm gibi sonuç doğurduğundan karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davacının davasının feragat nedeniyle HMK 307 ve 311 maddeleri uyarınca feragat kesin hüküm gibi sonuç doğurduğundan KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30TL karar ve ilam harcının peşin olarak alınan 9.392,63TLden mahsubu ile fazla alınan 9.333,33TLnin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin takdiren üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/10/2021
Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI