Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/805 Esas
KARAR NO:2020/809

DAVA: Alacak (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:29/05/2018
KARAR TARİHİ:16/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacının davalı … ile birlikte makina üretimi için davalı … Ltd Şti’ni kurduklarını, aralarındaki güven ilişkisinden dolayı ortağı olan davalı …’in tek başına şirketi ilzam ve temsile yetkili olmasına muvafakat ettiğini, ancak …’in davacının bu güvenini zamanla suistimal edip genel kurul toplantılarını yapmayarak hesap vermekten kaçındığı gibi şirketin elde etmiş olduğu kar payından davacıya bir ödeme de yapmadığını, 5 yıldır davacının defalarca talep etmesine rağmen davacıya hesap vermediğini, yine son 5 yıldır şirketin genel kurul toplantısı dahi yapılmadığını, davacının bu son süreçte çalışanların maaşlarını davacının bilgisi ve rızası dışında ciddi anlamda arttırdığını, bu konuda genel kurul kararı veya izni olmaksızın şirketin zarara uğratıldığını, bir kısmının davalı …’un hısım akrabası olan çalışanlar lehine şirketten kaynak aktarıldığını, şirketin gün geçtikçe zarara uğratıp kendisi ve yakın akrabalarını zenginleştirdiğini, davacıya ise kar payı dahi dağıtılmadığını, davalının davacının şirket ortaklığından çıkarma talepli dava açtığını, ancak davalının iddia ettiği gibi davacı hakkında bir suçtan yapılmış soruşturma olmadığını, davaya karşı şirketin feshi talepli dava açtıklarını, davalının davacıya hiçbir bilgi ve denetime elverişli kayıt vermediği için şirketin ne kadar zarara uğratıldığının ancak bilirkişi incelemesi ile ortaya konulabileceğini, her biri %50 hissedar olan 2 ortaklı şirkette genel kurul toplantısı yapıp karar almanın mümkün olmadığını beyanla, davalı …’in davalı şirkete verdiği zararın tespitine, tam olarak belirlendiğinde arttırmak hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000TLnin zarar tarihinden itibaren işleyen avans faiziyle birlikte kendisinden alınarak davalı şirkete verilmesine, davalı şirketin genel kurul toplantısı ve kar payı dağıtmasının, çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle mümkün olmadığından, bilirkişi marifetiyle kar payı tespitinin yapılarak, davacıya düşen kısmın fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere şimdilik 50.000TLnin karar tarihinden itibaren işleyen avans faiziyle birlikte davalı şirketten alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, davanın yasal süresinde açılmadığını, bu nedenle zamanaşımı definde bulunduklarını, davacının dava açılmasında hukuki menfaati olmadığını, davacının, davalı …’in şirketi zarara uğrattığı yönündeki iddialarının doğru olmadığını, bu konuda ispat yükünün davacıda olduğunu, davacının kar payı ve genel kurul toplantısı yapılmadığına ilişkin iddialarının da gerçeği yansıtmadığını, mevcut olan genel kurul toplantı ve müzakere defterinin incelendiğinde yapılan toplantıların da görüleceğini, şirketin kurulduğu günden bu yana hiç zarar göstermediğini, ortakların şirketten olan alacaklarını muntazam olarak aldıklarını ve elde edilen kar payının şirketin sermayesine eklenerek şirketin gelişmesi ve ilerlemesi için kullanıldığını, iki ortaklı bir şirkette ortaklardan biri olan davacının şirketin bilançosundan haberi yokmuş gibi, düzmece ve mesnetsiz iddialarla açmış olduğu işbu davanın reddi gerektiğini, davalının müdür olduğu sürece TTKnun aradığı özen gösterme yükümlülüğünü tam olarak yerine getirdiğini beyanla, haksız davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas … karar sayıl 01/06/2018 tarihli kararı ile mahkememizin …esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilerek mahkememiz dosyası ekine alındığı, mahkememizin …esas sayılı dosyasının 12/09/2018 tarihli celsesi 3 nolu ara kararı uyarınca birleşen davanın tefriki ile yeni esasa kaydı yapılmasına karar verildiği ve tefrik işleminden sonra davanın 2018/805 esas numarasını aldığı görülmüştür.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, Yargıtay ilamları, tapu senetleri, motorlu araç tescil belgesi, karar defteri sureti ticaret sicil kayıtları, ….Ağır Ceza Mahkemesinin … esas … karar sayılı ilamı, genel kurul toplantı ve müzakere defteri, vergi beyannameleri, muavin dökümü, ücret bordroları, tahakkuk fişleri celp olunmuştur.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, dosya bilirkişiye gönderilmiş olup, bilirkişi Mali Müşavir …, Nitelikli Hesaplamalar Uzmanı …, SMMM …, Gayrimenkul Değerleme Uzmanı …, Makine Mühendisi …tarafından tanzim olunan 10/01/2020 tarihli raporunda; son 5 yıl içerisinde davalı …’in şirketi özellikle çalışanların maaşlarının ciddi şekilde arttırmak üzere zarara uğratıp uğratmadığı hususunda yapılan değerlendirmelere göre, davalı şirketin çalışan maaşlarında yıllar itibariyle asgari ücret, yıllık TÜFE-ÜFE oranlarının üzerinde zam yapıldığını, özellikle 2018 yılında bu artışın çok daha yüksek düzeyde olduğunu ve bu yönde şirket maliyetlerinde ciddi artışlara sebebiyet verdiğini, sunulan belgelerde personel görev tanımlarının olmadığını, hangi işçinin ne iş ile iştigal ettiğinin bilirkişi heyeti tarafından bilinemediğinden, maaşlara yapılan zamların neye göre yapıldığı konusunda bir tespitte bulunamadığını, yapılan artışların ciddi düzeylerde olduğunu, şirket karını azaltıcı eylem olarak değerlendirilebileceğini, birden fazla zarar kalemi oluşturabileceği gibi unsurların oluşabileceği öngörülmekle beraber, çalışan personel sayısının fazla olması ve geriye dönük bahsedilen kalemlerin hesaplanmasının mümkün olmayacağından, şirketin detay mizalarında yer alan brüt ücret kalemlerinin yıllar itibariyle artışlarının asgari ücret tarifesindeki artış oranında arttırılması suretiyle aradaki farkın 610.224,13TLnin zarar olarak dikkate alınabileceğini, davalı şirketçe 2014,2015,2016, 2017, 2018 yıllarına ait kurumlar vergisi beyannameleri ekinde bulunan kar dağıtım tablosunda toplam kardan kurumlar vergisi tutarları düşüldükten sonra kalan tutarların Dağıtılabilir Net Kar hesabına kayıt edilerek, ortaklara kar dağıtımı yapılmadan bekletildiğini, kar dağıtımının yapılmadığını, bu kapsamda genel kurulda kar payı dağıtımı ile ilgili karar alınmadığını, davacının kar payı alacağının mevcut olduğunu, şirket ortaklarından davacı …’ın toplam 1.664.240,76TL davalı şirketten kar payı alacağı bulunduğunu belirtmişlerdir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, rapora karşı sunulan beyan ve itirazlar doğrultusunda dosya ek rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmekle, bilirkişiler tarafından tanzim olunan bilirkişi ek raporunda; kök rapora itiraz yönünde dosyaya ve bilirkişi incelemesine sonradan ibraz edilen yeterlilik belgeleri ve görev tanımları beyanları neticesinde, personellerin Ocak 2019 Brüt maaşlarının piyasa ortalamalarının üzerinde olmadığını, kök raporda personele yapılan zamlardan kaynaklı şirketin 610.224,13TL zarara uğratıldığının ifade edildiğini, ancak bu hesaplamada personelin görev tanımları olmadığını, hangi işçinin ne iş ile iştigal ettiğinin bilinmediğinden, maaşlara yapılan zamların neye göre yapıldığı konusunda bir tespit yapılmadığı ve yapılan hesaplamalarda asgari ücret tarifesi ve ÜFE-TEFE oranları dikkate alındığını, çalışan personellere yönetil ibraz edilen belgelerin, çalışanların çalışma süreleri ve görev tanımlarının sektörlerde ücret tarifelerinin incelenmesi sonucunda verilen ücretlerin fahiş olmadığı sonucuna varıldığını, genel kurul müzakere defterine kayıtlı son kararın tarihinin 15.112016 olup her iki ortağa ait imzanın mevcut olduğunun görüldüğünü, ancak TTKda belirtildiği üzere faaliyet dönemi sonunda yapılması gereken genel kurul toplantılarının yapılmadığını, 2015-2016 yıllarında yapılan genel kurul toplantılarında ise kar dağıtımına ilişkin bir kararın alınmadığının tespit edildiğini belirtmişlerdir.
Dava, davalı şirket yöneticisinin eylemleri nedeniyle zarara uğrayan diğer davalı şirketin uğradığı iddia olunan zararın, zarar verdiği iddia edilen davalı yöneticiden tahsili ile şirkete ödetilmesi ve hesaplatılacak kar payının davacı hissedara ödenmesi istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının davalı …’nin ortaklarından olup, davalı şirketin diğer ortağının da davalı … olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı şirket ortağı …’in şirketi zarara uğrattığı ve hesaplatılacak kar payının davacı hissedara ödenmesi noktasında toplandığı, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu tanzim olunan bilirkişi raporuna göre; davalı şirket personellerinin Ocak 2019 brüt maaşlarının piyasa ortalamalarının üzerinde olmadığı, çalışan personellere yönelik ibraz edilen belgeler, çalışanların çalışma süreleri ve görev tanımlarının sektörlerde ücret tarifelerinin incelenmesi sonucunda verilen ücretlerin fahiş olmadığı tespit edilmiş olup, davalının davalı şirketi zarara uğrattığına ilişkin bir husus bulunmadığı, davacının davalı … aleyhine açtığı sorumluluk davasının subut bulmadığından reddine karar vermek gerekmiş, yine davalı şirketin karar defterinde kar dağıtımı kararına dair karar bulunmadığı, ayrıca ortaklar pay defterinin ve genel kurul müzakere defterinde kar dağıtımına ilişkin karar alınmadığı, davalı … Ltd Şti’nin ana sözleşmesinde ve genel kurul karar defterinde alınmış bir karar bulunmadığı, limited şirketlerde şirketin kar elde etmiş olmasının tek başına kar payı dağıtmanın ya da kar payı istemenin mümkün olmadığı, şirket ortaklarına kar payı dağıtılabilmesi için öncelikle ortaklara kar payı dağıtılması yönünde genel kurulda alınmış bir karar gereklidir. (Yargıtay 11. HD’nin 2016/14687 Esas, 2018/7407 Karar) Kar payını istenebilmesi için şirket genel kurulunda dağıtıma yönelik alınmış bir karar olması gerektiği, kar payı alacağının kar dağıtımına yönelik şirket genel kurulunda alınacak bir kararla muaccel olacağı, bu bağlamda her ne kadar bilirkişi heyeti tarafından davacının 1.664.240,76-TL kar payı alacağının bulunduğu tespit edilmiş ise de davalı şirket genel kurulunda kar payı dağıtımına ilişki alınmış bir karar bulunmaması ve henüz kar payı alacağının muaccel olmaması sebebiyle, kar payı alacağına yönelik açılan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş, ayrıca davacı tarafından davalı … aleyhine açılan sorumluluk davasında tespit de talep edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davalı vekili lehine maktu vekalet ücreti takdirine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davacının davalı … aleyhine açtığı sorumluluk davasının SUBUT BULMADIĞINDAN REDDİNE,
a) Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince; 4.080,00TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
2-Davacının davalı şirket aleyhine açtığı kâr payı alacağının tahsili amacı ile açılan davanın kâr payı dağıtımına ilişkin limited şirket genel kurulunda alınmış bir karar bulunmadığından ve henüz kâr payı alacağı muaccel olmadığından kâr payı alacağına yönelik açılan davanın USÜLDEN REDDİNE,
a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince; 50,00TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 54,40TL karar harcından peşin olarak alınan 35,90TLnin mahsubu ile bakiye 18,50TLnin davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/12/2020

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı