Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/789 E. 2018/974 K. 12.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/789 Esas
KARAR NO : 2018/974
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/09/2018
KARAR TARİHİ : 12/09/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalının babası …’ e ait “…” adresinde bulunan… Eczanesinde 2013 yılında çalışmaya başladığını, davalının babasının yanında eczacı teknisyeni olarak davalının babasının ölüm tarihine kadar yanında bir fiil çalıştığını, davalının babası …’ nün Mart 2018 tarihinde vefat ettiğini, davalının babasının vefatından sonra işletmekte olduğu eczaneyi mirasçıları 5 yıl boyunca iş yerinde mesul müdür olması şartı ile çalıştırabilmekte olduklarını, aynı zamanda mirasçıları eczaneyi çalıştırabilmeleri için eczanenin işleyişini ilaçların tanımı ve reçetelerin okunması için belli bir birikime sahip olmadıklarını, bu sebepten dolayı müvekkilinin eczacı teknisyeni olarak gerek ilaçların tanımı, reçetelerin okunması ve eczane işletilmesi hakkında 25 yıllık bilgi ve birikime sahip olduğu için müvekkiline eczanenin işletilmesi konusunda teklifte bulunulduğunu, müvekkilinin ise teklifi kabul ederek maaş konusunda anlaşıldığı takdirde eczaneyi çekip çevirebileceğini zaten 5 yıllık bir geçmesinin olduğunu aynı zamanda belli bir müşteri çevresine de sahip olduğunu belirttiğini, bu şekilde olduğu takdirde 5 yıl boyunca beraber çalıştırabileceğini beyan ettiğini, fakat davalı tarafın “ben bu işlerden anlamam yarın bir gün başıma bir şey gelmemesi adına kendimi garantiye almak adına bana bir teminat senedi vereceksin” diyerek müvekkiline teminat senedi vermesini istediğini, müvekkilinin ise “ben 5 yıl boyunca babanın yanında çalıştım, en ufak bir yanlışım olmadı, zaten olmuş olsa idi baban beni yanında 5 yıl boyunca çalıştırmazdı, istediğin teminat senedini verebilirim” diyerek davalının teklifini kabul etmiş ve gerek şartların konusunda gerekse de senedin verilmesi konusunda ortak bir nokta belirleyerek buluştuklarını, bu buluşma esnasında hem şartlar konusunda hem de teminat senedi imzalama konusunda mutabakata varıldığını, 150.000,00 TL tutarında teminat senedinin müvekkili tarafından imzalandığını hatta ve hatta müvekkilinin babasının senede kefil olduğunu, müvekkilinin ise yıllardır emek verdiği iş yerini bırakmak istemediğini, bu sebepten dolayı teminat senedi vermeyi kabul ettiğini, teminat senedi verildikten sonra müvekkili ile davalının gerek telefon da gerek yüz yüze görüşerek mesul müdürün bugün, yarın 1 hafta sonra geleceğini söyleyerek müvekkilini oyaladığını ve sonunda müvekkili ile telefonda görüşerek “ben seninle eczaneyi devam ettiremeyeceğim, başka düşüncelerim var, sen kendine başka iş bul” diyerek telefonu kapattığını ve müvekkilinin tekrar aradığını “o zaman sana vermiş olduğum teminat senedini bana geri ver” dediğini bunun üzerine davalı tarafın müvekkilini “urfalı draj Alinin adamı olduğunu söyleyen … isimli bir şahısla müvekkilinin yanına gelerek müvekkilinin senedi ödememesi halinde “bak kardeş bu senedi ödemezsen belki sana bir şey olmaz ama sevdiklerinin, eşinin, oğlunun hayatı tehlikeye girer diyerek müvekkilini tehdit ettiğini, bütün bu olaylardan sonra müvekkilinin gerek eşine gerekse de akrabalarına durumu anlatamadığını ihtihara kalkıştığını, eşinin bu durumu fark ettiğinde müvekkilinin intiharını engellediğini, farklı psikolojik sorunları olduğunu düşünerek müvekkilinin arkadaşı olan … isimli şahsa da haber vererek hastaneye götürdüklerini, burada yapılan muayene sonucu müvekkilinin hastanede gözlem altına alınması gerektiğini, hastanede yatışının müvekkilinin açısından büyük önem taşıyacağı gerekçesiyle yatışının yapıldığını, 28/07/2018 tarihi ile 03/08/2018 tarihi arasında hastanede tedavi gördüğünü ve sonrasında müvekkilinin eşi hastaneye giderek bu duruma dayanamayarak doktoru ile konuşarak hastaneden çıkarmak istediğini, tedavilerini sürekli bir şekilde takip ettirme sözü alarak çıkışının yapıldığını, davacının eşi olan …, eşinin neden intihara kalkıştığına ilişkin araştırmaya girdiğinde müvekkilinin telefon kayıtlarında intihar etmeden önce sürekli bir şekilde davalı … ile telefonda görüştüğünü tespit ettiğini, şahıs ile yüz yüze görüştüğünde böyle bir senedin varlığından bahsedildiğini, müvekkilinin eşinin ise “benim kocam babanın yanında çalışan sıradan bir işçidir 150.000 TL gibi bir meblağ size hangi sebepten dolayı borçlanmıştır” sorusunu sorunca “sen oraları karıştırma eşinin bana borcu var o kadar yerinde olsam ödemek için çaba gösteririm yoksa hiç iyi olmayacak” diyerek müvekkilinin eşini tehdit ettiğini, müvekkili hakkında haksız ve kötü niyetli kazanç sağlama amacı ile İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi açıldığını babasının kendisine 03/09/2018 tarihinde haber vermesi ile öğrendiğini, akabinde 05/09/2018 tarihinde icra müdürülüğüne giderek icra takibini ve içeriğini öğrendiğini, takibe konu senedin teminat senedi olarak verdiği senet olduğunu öğrendiğini, açıklanan nedenler ile kötü niyetle açılan takibin iptalini, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasına konu 03/05/2018 keşide tarihli 11/06/2018 vade tarihli 150.000,00 TL bedelli senedin teminat senedi olduğunun tespitine ve teminat senedi ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamayacağından takibin iptaline, kötü niyetle hareket ederek müvekkili hakkında icra takibi başlatan davalının %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İş bu dava işveren ile işçi arasında düzenlenmiş olan teminat senedinden kaynaklı başlatılan takibe vaki itirazın iptaline ilişkindir.
HMK’nın 114. Maddesi hükmünde, dava şartları düzenlenmiş olup 114/1-c maddesinde “mahkemenin görevli olması”ndan açık bir şekilde bahsedilmiştir. HMK’nın 115. Maddesi düzenlemesine göre; “mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.. Mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Yasal düzenleme kapsamında dava şartlarının yargılamanın her aşamasında aşamasında değerlendirilmesinin gerekli olduğu, boşuna zaman ve masraf kaybına neden olunmaması gözetilerek yargılamanın sürüncemede kalmaması ve hızlandırılması, usul ekonomisi ilkesi gereğince dava şartı olan görev değerlendirilmiştir. Görev dava şartı noksanlığı giderilebilecek bir husus olmadığından eksikliğin tamamlanması amacı ile davacıya süre verilmesi mümkün olmamıştır.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğninde; davaya dayanak ve icra takibine konu senedin işçi ile işveren arasında düzenmiş olduğu ve hem işverenle çalıştığı süreyi hem de işten ayrıldıktan sonraki dönemi kapsadığı görülmüştür, Yargıtay … Hukuk Mahkemesinin … esas … karar numaralı Yargıtay İlamından da görüleceği üzere mahkememizin davaya bakma görevi bulunmadığı, görevli ve yetkili mahkemenin İstanbul İş Mahkemesi olduğu belirlenmekle HMK’nın 115. Maddesi düzenlemesinde dava şartlarının yargılamanın her aşamasında resen değerlendirilebileceği usul kuralı dikkate alınarak, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın görev yönünden reddi ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, talep halinde dosyanın görevli mahkeme olan İstanbul Nöbetçi İş Mahkemesine gönderilmesine,
2-HMK 20. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içersinde taraflardan biri tarafından görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmesi halinde dosyanın İstanbul İş Mahkemesine gönderilmesine, taraflarca süresi içersinde gönderme talebinde bulunulmadığı takdirde davanın açılmamış sayılabileceğinin İHTARINA,
3-Yargılama, harç ve masrafların görevli mahkemece dikkate alınmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip …
Hakim …
¸