Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/776 E. 2019/539 K. 25.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/776 Esas
KARAR NO: 2019/539

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 04/09/2018
KARAR TARİHİ: 25/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulmuş olan dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili şirketine muhtelif zamanlarda gönderici olarak taşıttırdığı kargo veya ücret alıcı olarak kabul ettiği kargo bedellerinden oluşan icra dosyasındaki borç miktarını tüm girişimlere rağmen ödemediğini, bunun üzerine müvekkili firma alacağının hukuki yollardan tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyası ile icra takibini başlattığını, ancak davalı borçlunun haksız bir şekilde borca ve ferilerine itiraz ettiğini, borçlunun yaptığı itirazın taraflarına tebliğ edilmediğinde 06/02/2018 tarihinde taraflarına yapılan dosyaların genel kontrolünde itirazdan haberdar olunduğunu, bunun üzerine işbu itirazın iptali davasını açma zaruretinin hasıl olduğunu, davalı borçlu ile müvekkili firma arasında gerçekleşen kargo taşıma hizmeti nedeni ile müvekkili firma kendisine düşen yükümlülüğü olan kargo taşıma hizmetini süresinde eksiksiz ve sağlam olarak gerçekleştirdiğini, yani taşıma hizmetinde herhangi bir ziya hasar veya gecikme söz konusu olmadığını, nitekim davalı borçlu icra dosyasına verdiği itiraz dilekçesinde müvekkili şirketi ile yapılan ticari ilişkiyi inkar etmemekle beraber soyut bir açıklama ile itiraz etmesinin borcu sürüncemede bırakma ve daha fazla zaman kazanma sebebi ve kötü niyetli itiraz ettiğinin açık olduğunu, davalının taraflarına uygulanan ve talep edilen faiz miktar ve oranına yaptığı itirazın haksız olduğunu, taraflar arasında ticari bir ilişki söz konusu olduğunu her iki tarafında tacir olduğu hususunda herhangi bir şüphe olmadığını, yetki itirazının da haksız olduğunu, açıklanan nedenler davalarının kabulü ile davalının yapmış olduğu itirazın iptali ve takibin devamını, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıya tahmilini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin de davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının icra ve iflas kanunun 67/1 hükmü gereği süresinde itirazın iptali davasını açmadığından davanın usulden reddinin gerektiğini, davacının üzerine düşen edimi tam olarak yerine getirmediğini ve ayıplı hizmet söz konusu olduğunu, davacının üzerine düşen hizmeti eksiksiz olarak yerine getirmekle mükellef olduğunu ancak davacının 330 adet kargonun ilgilerine teslimini eksiksiz olarak yerine getiremediği gibi kargoların zayii olmasının da söz konusu olduğunu, davacının vermiş olduğu hizmeti tam ve eksiksiz yerine getiremediği gibi müvekkilinin maddi ve manevi zararına neden olduğunu, bu hususun davalıya ihtarla bildirildiğini, müvekkilinin aldığı edimleri yerine getirilememesinden dolayı zor durumda kaldığını, davacının müvekkiline söz konusu kargoların eksiksiz olarak teslim edildiğini ispat etmediğini, dava konusu kargıların teslim edilip edilmediği hususunda mail ile bilgi talebinde bulunulduğunu ancak davacının bu hususta bir bilgilendirme yapmadığını, bunun yanı sıra kargıların teslim olmadığını şikayetleri üzerine davacı şirketin moda şube müdürüne gönderilen e-posta da bütün sürecin detaylı bilgilendirilmediği için davacı tarafından kesilmiş bulunan ya da esilecek olan faturaya itiraz edildiğini, müvekkili şirketine faturanın tebliğ edilmediğini, kargıları teslim edemedikleri kayıtlarında uydurma isimler (…) gibi kayıtlarının söz konusu olduğunu, açıklanan nedenler ile edimini yerine getiremediği müvekkilinin zararına sebep olan davacının davasının reddini, %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya bir taşımacılık konusunda uzman sektör bilirkişi ve bir mali müşavir bilirkişiye tevdii olunmuş, sunulan raporda özetle; taraflar arasında 26/12/2015 tarihli kargo sözleşmesinin akdedildiğini, davalının sözleşmeyi inkar etmediğini, sözleşme kapsamında davalının davacıdan kargo taşıma hizmeti aldığını, temel bir ticari ilişkinin kurulduğunu ve kesin delil vasfı taşıyan davacı kayıtlarından taraflar arasında cari hesap ilişkisinde bulunulduğunun anlaşıldığını, davacının davalı adına düzenlediği takip dayanağı 3 adette toplam 2.114,02 TL bedelli kargo hizmet faturasının tamamının davacının kesin delil vasfındaki ticari defter ve cari hesap kayıtlarında kayıtlı olduğu ve davacı ticari defter ve cari hesap kayıtlarında davacının davalıdan 22/09/2016 takip tarihi itibari ile 2.114,02 TL alacaklı gözüktüğünü, davacı tarafından davalı adına düzenlenen takibe dayanak 3 adette toplam 2.114,02 TL bedelli faturanın davacı tarafından davalıya tebliğ edildiği ve fatura konusu kargoların alıcılarına teslim edildiğinin davacı tarafından ispatlanamadığı, bu konudaki ispat yükünün faturaları düzenleyen davacı tarafa ait olduğu kanaatine varıldığını, davacı tarafından davalı adına düzenlenen takibe dayanak 3 adette toplam 2.114,02 TL bedelli faturanın davacı tarafından davalıya tebliğ edildiği ve fatura konusu kargoların alıcılarına teslim edildiği davacı tarafından ispatlanamamakla birlikte, taraflar arasında imzalanan kargo sözleşmesinin bulunduğu davalının akdi ilişkiyi inkar etmediği, davacı tarafından davalı adına düzenlenen takibe dayanak 3 adette toplam 2.114,02 TL bedelli faturanın davacının kesin delil vasfı taşıyan ticari defter ve cari hesap kayıtlarında kayıtlı olduğunu, Mahkememiz tarafından davalıdan ticari defter ve kayıtlarını sunması ve incelenmek üzere ibrazının istendiği, ancak dava tarafça ticari defter ibrazından kaçınıldığını, incelemenin davacı defterleri ile sınırlı olarak yapıldığını, taraflar arasındaki ticari ve cari hesap ilişkisi, takibe dayanak faturaların tamamının davacının kesin delil vasfındaki ticari defter kayıtlarında kayıtlı olması, davalının ticari defter ibrazından kaçınması hususlarının HMK 219.220. Ve 222 maddeleri çerçevesinde hukuki olarak değerlendirilmesinin münhasıran Mahkememizin takdirinde bulunduğunu, davacının iddiasını ispat etmiş olduğunun kabulü halinde, davacının davalı adına düzenlediği takip dayanağı 3 adette toplam 2.114,02 TL bedelli faturalardan, davacının davalıdan 22/09/2016 takip tarihi takip tarihi itibari ile 2.114,02 TL alacaklı olacağını, 2.114,02 TL tutarlı alacağa tarafların tacir oluşu nedeni ile 22/09/2016 takip tarihinden itibaren %10.50 ve değişen oranlarda avans faizi talebinde bulunabileceği sonuç ve kanaatine varıldığını rapor etmişlerdir.
Delillerin Değerlendirilmesi;
Dava, davacının kargo taşıma hizmetinden kaynaklandığı iddia edilen alacağın tahsili için yapılan takibe vaki itirazın iptaline ilişkindir.
İcra dosyasının incelenmesinde, davalı tarafından yetkiye borca ve ferilerine itiraz edilmiş olduğu, süresinde yapılan itiraz nedeniyle takibin durdurğu, itirazın iptaline dair davanın hak düşürücü süre içinde açılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Takibe konu alacak taşıma hizmetine konu faturaya dayandığı, bu itibarla davalnın ifası gereken edimin para borcuna ilişkin olduğu buna göre TBK 89-1. Maddesine göre davacının ikametgahı mahkemeleri de yetkili olduğundan yetki itirazın yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde gönderinin teslimin yapılmadığını hizmetin yerine getirilmediğini bu nedenle davalıya borçlarının bulunmadığını iddia etmiştir.
Dosya kapsamı ve ticari defter ve kayıtların incelenmek sureti ile düzenlenen 24/04/2019 Tarihli bilirkişi raporunda özetle taraflar arasında taşımacılık sözleşmesi düzenlenmiş olduğu, davacı tarafından toplam bedeli 2.114,02-TL olan 3 adet fatura düzenlenmiş olduğu, bu faturaların davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, fatura konu hizmetin verildiğine ilişkin (gönderinin teslim edildiğine dair vs.) herhangi bir belgenin dosyada bulunmadığı, davacının ticari defterlerine göre davalıdan 2.114,02-TL alacağının bulunduğu tespit edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde, gönderinin alıcıya eksiksiz olarak teslim edildiğini ispat yükünün alıcıda olduğu, dosyada taşına malların alıcıya teslim edildiğine, takibe konu faturaların davalıya tebliğ edildiğine dair herhangi bir delil bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine, davacının takipte kötü niyetli olduğu sabit olmadığından davalı taraça talep edilen %20 tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile eksik kalan 8,29 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacının yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Davalının yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-Davalı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT 13/2 maddesine göre tespit olunan 2.114,02 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,

Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kesin olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”