Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/724 E. 2019/1058 K. 25.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/724 Esas
KARAR NO : 2019/1058

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/08/2018
KARAR TARİHİ : 25/12/2019
YAZIM TARİHİ : 02/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı bankanın… Şubesi borçlusu müşterilerinden dava dışı asıl borçlu …AŞ adlı şirkete Genel Kredi Sözleşmelerine istinaden kredi açılıp kullandırıldığını, davalı borçlular…, … ve …’ın söz konusu sözleşmeleri müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, borçlular tarafından kredi şartlarının ihlal edilmesi nedeniyle …Noterliği’nin 14/11/2017 tarih ve …yevmiye nolu ihtarnamesiyle asıl borçlu şirket ile davalılar, …Noterliği’nin 07/12/2017 tarih ve…yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı …’a 3.330.075,87 TL nakit borçlarının ödenmesinin ihtar edildiğini, ihtarnameler rağmen kredi borcunun ödenmediğini, bu nedenle öncelikle davalılar… ve … aleyhine İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı alındığını, yine davalılar hakkında ihtiyati haciz kararı verilmeden önce İstanbul…İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız takibe geçildiğini, akabinde ihtiyati haciz kararı alınarak bu kararın İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün…Esas sayılı dosyası ile infaz edildiğini, yine sonradan ihtar keşide edilen davalı … hakkında İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı alınarak İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından infaz edildiğini, davalıların başlatılan takiplere itiraz ettiklerini, davalıların itirazlarının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, bu nedenle reddi gerektiğinden bahisle davalılar tarafından icra dosyalarına yapılan itirazların iptali ile takiplerin devamına, davalıların %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından borç dayanağı olarak gösterilen kefalet sözleşmesinin geçerli olmadığını, müşterek ve müteselsil kefil olduğu gerekçesi ile davalıya yöneltilen icra takibinin haksız olduğunu, Borçlar Kanunu’nun kefalet sözleşmesinin geçerliliğini nitelikli yazılı şekil şartlarına bağlandığını, sözleşmenin yazılı şekilde yapılmasının yanında kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihinin de belirtilmesinin zorunlu olduğunu, bunun yanında kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesi gerektiğini, ancak kefalet sözleşmesinin matbu bir sözleşme olduğunu, davalı tarafından el yazısı ile yazılıp imzalanmadığını, kefalet süresi ve sınırının belirtilmediğini bu nedenle sözleşmenin geçersiz olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile bir an için kefalet sözleşmesinin geçerli olduğu varsayılsa dahi yine de işbu davanın reddi gerektiğini, asıl borçlu … şirketinin …’nin 16/11/2016 tarihli yazısı ve İstanbul Anadolu …Sulh Ceza Hakimliği’nin 26/10/2016 tarihli kararından bu yana kayyım ile yönetildiğini, asıl borçlu şirketin halen faaliyetine devam ettiğini ve kayyım ile idare edildiğinden işleyişinin devlet güvencesi altında bulunduğunu, davalının görevine son verildiğini ve şahsi alacakları dahi ödenmeksizin işten el çektirildiğini, bu nedenle davalının bahse konu borçtan sorumlu tutulmasının hukuken imkansız olduğunu, anılan nedenlerle davacının davasının reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; krediyi kullanan asıl borçlu şirket hakkında Terörle Mücadele Yasası çerçevesinde el koyma işlemi yapıldığını, borcun ödenmemiş olması sebebi ile şirket yönetiminin TMSF’ye geçtiğini, kefalet sırasında böyle bir durumun olabileceği konusunda hataya düşüldüğünün kabulü gerektiğini, bu nedenle kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu, yine kredinin hangi tarihlerde kullandırıldığı ve kime ne şekilde ödendiğinin bilinmediğini, davalıdan eşinin muvafakati alınmadığını, bu kısımlar yönünden de kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu, bu itibarla davacının davasının reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya dayanak olarak gösterilen kefalet sözleşmesinin yasanın aradığı şekil şartları gerçekleşmediğinden taraflar arasında hukuka uygun şekilde düzenlenmiş bir kefalet sözleşmesi bulunmadığını, yine sözleşmede kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihinin de belirtilmesinin zorunlu olduğunu, kefilin kendi el yazısı ile yükümlülük altına girdiğini belirtmesi gerektiğini, dolayısıyla kefalet sözleşmesinin şekil şartlarını karşılamadığından sözleşmeden kaynaklı bir borcun da bulunmadığını, yine davalının davacı asıl borçlu şirketin ortağı ve yöneticisi olduğunu, kredi ve kefalet sözleşmelerinin yapıldığı tarihte her türlü yönetim yetkisine sahip olduklarından faaliyette bulunduğu sektördeki piyasa payı ve karlılık oranına güvenerek alınan kredinin geri ödeneceği inancıyla kefalete ilişkin koşulları kabul ettiklerini, dava dışı asıl borçlu şirketin …’nin 16/11/2016 tarihli yazısı ve İstanbul Anadolu …Sulh Ceza Hakimliği’nin 26/10/2016 tarihli kararından bu yana kayyım ile yönetildiğini, davalının görevine son verildiğini ve şahsi alacakları dahi ödenmeksizin işten el çektirildiğini, bu nedenle davalının bahse konu borçtan sorumlu tutulmasının hukuken imkansız olduğunu, anılan nedenlerle davacının davasının reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davacı banka ile dava dışı asıl borçlu … AŞ arasına imzalanan ve davalıların da müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak yer aldıkları Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında, dava dışı asıl borçlu şirkete kullandırılan kredinin geri ödenmemesi sebebi ile davalılar aleyhine başlatılan icra takibine, davalılarca yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Mahkememizce davacı banka kayıtları ile dava dışı dışı şirket kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak icra takip tarihi itibariyle davacı bankanın dava dışı şirket ve davalılardan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne miktarda alacaklı olduğ,u davacı bankanın icra takibinden önce işlemiş faiz talebinde bulunup bulunamayacağı, bulunabilecek ise ne miktarda işlemiş faiz talebinde bulunabileceği, davalılar tarafından yada dava dışı asıl borçlu şirket tarafından takipten sonra davadan önce kısmi ödeme yapılmış ise BK. 100 maddesi uyarınca öncelikle bu ödemelerin faiz ve ferilerinden düşüm yapılmak sureti ile düşüm yapılması, bakiye kalacak olur ise asıl borçtan düşüm yapılmak sureti ile dava tarihi itibariyle alacak miktarının tespiti bakımından rapor aldırılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak Bankacı …, Mali Müşavir … ve Dr…. tayin edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda; davacı bankanın İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası kapsamında 08/12/2017 takip tarihi itibariyle toplam 3.438.448,18 TL tutarında alacağı olduğu, tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile bu miktar üzerinden davalıların borca ve eklentilerine itirazının iptaline karar verilebileceği, takip tarihinden itibaren taksitli ticari kredi hesabından doğan asıl alacak 3.330.075,87 TL’ye yıllık %50 oranında temerrüt faizi işeltilebileceği, 08/12/2017 takip tarihi ile 09/08/2018 dava tarihi arasındaki dönem içinde banka hesap kayıtlarına yansımış herhangi bir tahsilat kaydı olmadığı, aynı dönem içinde dava dışı asıl borçlu şirketin ticari defterlerine yansımış ödeme kaydının bulunmadığı, dava tarihine müteakiben banka kayıtlarına yansımış toplam 745.292,60 TL tutarında ödeme/tahsilat bulunduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Aldırılan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraflarca rapora beyan ve itirazlar sunulmuş olup, mahkememizce rapora itirazlar hususunda mahkememizce karar verilebileceği gibi bir kısım itirazların da raporda değerlendirilmiş oluşu da dikkate alınarak ek rapor aldırılması yada yeni bir heyetten rapor aldırılması taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Bilahare davacı vekili sunmuş olduğu 30/04/2019 tarihli dilekçe ile davalı … yönünden açmış oldukları davadan feragat ettiklerini, davalıdan herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığını beyan etmiştir.
Yapılan yargılama, davacının iddiaları, davalıların beyanları ibraz edilen deliller, icra takip dosyaları, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu ibraz edilen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı banka ile dava dışı asıl borçlu … AŞ şirket arasında 24/05/2016 tarihli 15.000.000,00 TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, davalılar … ve …’in işbu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla azami 15.000.000,00 TL limitli olarak, diğer davalı …’ın ise azami 4.500.000,00 TL limitle sınırlı olmak üzere imzaladıkları, kredi sözleşmesi gereği borcun ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından davalılar…ve …’ kredi şartlarının ihlal edilmesi nedeniyle…Noterliği’nin 14/11/2017 tarih ve …evmiye nolu ihtarnamesinin, diğer davalı…’a ise …Noterliği’nin 07/12/2017 tarih ve…yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek hesapların 13/11/2017 tarihi itibariyle kat edildiği ve hesap kat tarihi itibariyle 3.330.075,87 TL nakdi kredi alacağının ödenmesinin ihtar edildiği, ancak ihtarnameye rağmen borcun ödenmediği, bu nedenle davalılar hakkında icra takipleri başlatıldığı, başlatılan takiplere itirazlar üzerine takiplerin durduğu görülmüştür. Mahkememizce davacı banka kayıtları ile dava dışı asıl borçlu şirketin kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi raporuna göre davacı bankanın icra dosyası kapsamında takip tarihi itibariyle toplam 3.438.448,18 TL davalılardan alacaklı olduğu, davalı kefiller … ve …’nı kefalet limitleri gözönüne alındığından borcun tamamından sorumlu oldukları anlaşılmakla, bu davalılar yönünden davanın kabulü ile bu davalılar tarafından İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar vermek gerekmiş, yine BK 166.maddesi uyarınca borçlulardan biri ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmiş ise bu oranda diğer borçluları da borçtan kurtaracağı hükmü de dikkate alındığında, dava dışı şirket ve davalı … tarafından dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin infaz aşamasında İcra Müdürlüğü tarafından dikkate alınmasına karar vermek gerekmiştir.
Yine her ne kadar davacı tarafından davalı … aleyhine dava açılmış, ise de davacı tarafından bu davalı aleyhine açılan davadan feragat edildiği beyan edilmiş olmakla, davadan feragat 6100 sayılı HMK’nun 307 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, buna göre feragat, davacının talep sonucunda kısmen veya tamamen vazgeçmesi diye tanımlanmıştır. Feragatin kayıtsız ve şartsız olacağı, dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği belirtildikten sonra hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği, ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı açıkça belirtilmiştir. Davacı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinde feragate yetkili olduğu görülmekle; davacı tarafın davasından feragati nedeniyle HMK 307. ve 311.maddeleri uyarınca feragat kesin hüküm gibi sonuç doğurduğundan davalı … aleyhine açılan davadan feragat edildiğinden bu davalı hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … yönünden davadan feragat edilmesi sebebiyle HMK 307 ve 311 Maddeleri uyarınca KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davalılar … ve … yönünden davanın KABULÜ ile, bu davalılar tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin takip talebindeki şartlarla aynen devamına, dava tarihinden sonra dava dışı şirket ve davalı … tarafından yapılmış bulunan 28/01/2019 tarihli 113.909,65 TL, 27/02/2019 tarihli 20.000,00 TL, 27/03/2019 tarihli 20.000,00 TL 16/04/2019 tarihli 550.000,0 TL ve 26/04/2019 tarihli 21.382,95 TL’lik ödeme ile 27/05/2019 tarihli 20.000,00 TL’lik ödeme olmak üzere toplam 745.292,60 TL’lik ödemenin infaz aşamasında icra müdürlüğü tarafından dikkate alınmasına,
3-Yine bu tarihlerden sonra yapılmış ve yapılacak belgelendirilmiş ödeme varsa bunların da icra müdürlüğü tarafından infazda dikkate alınmasına,
4-İİK’nun 67/2 maddesi uyarınca takipteki itiraza konu olan ve hükmedilecek alacak bedeli olan 3.438.448,18 TL’nin %20’si oranında olmak üzere davalılar … ve…’nın 687.689,63 TL aleyhlerine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, bunun tahsilde mükerrer olmamak şartıyla müteselsilen davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereği alınması gereken 234.880,39 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 41.527,86 TL’nin mahsubu ile bakiye 193.352,53 TL’nin davalılar … ve …’den tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan 41.527,86 TL peşin harcın davalılar … ve …’den alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 99.584,48 TL ücreti vekaletin davalılar … ve …’den alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı … tarafından kısmi ödeme yapılmış olması ve bu nedenle davacı tarafça bu davalı hakkındaki davadan feragat edilmesi nedeniyle ve başlangıçta davacı haklı olduğundan, bu davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
9-Davacı tarafından yapılan 2.700,00 TL bilirkişi ücreti ve 233,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 2.933,00 TL yargılama giderinin davalılar … ve …’den alınarak davacıya verilmesine,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır

“5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”