Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/718 E. 2019/195 K. 13.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/718 Esas
KARAR NO : 2019/195
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 08/08/2018
KARAR TARİHİ: 13/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından davacı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyaları ile icra takibi başlattığını, ancak davalı tarafından başlatılan icra dosyaları sebebi ile davacının borçlu olmadığını, davacı ile davalı arasında kurbanlık hayvan alım satımına ilişkin sözleşme akdedildiğini, sözleşmeye göre kurbanlık hayvanların davacının sahibi olduğu çiftlikte bakılarak yetiştirilecek ve söz konusu hayvanların kurban pazarında satıldıktan sonra masraflardan geriye kalan gelirin taraflar arasında eşit olarak paylaştırılacağına karar verildiğini, taraflar arasındaki 25/01/2017 tarihli sözleşmenin 4.maddesinde “… (davalı) tarafından …’a (davacı) 50.000 TL bedelli çek verilmiştir. … bu ödemeler için …’a teminat senedi vermiştir.” hükmünün mevcut olduğunu, anlaşmaya göre bononun davacı tarafından teminat amaçlı olarak davalıya verildiğini, takibe konu edilen bononun düzenleme tarihinin de sözleşme tarihi olan 25/01/2017 tarihi olduğunu, yine icra takibine konu edilen 25/01/2017 düzenleme tarihli 01/04/2017 vade tarihli ve 100.000,00 TL bedelli bonunun da taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 4.maddesine istinaden teminat amaçlı verildiğini, ayrıca yine icra takibine konu edilen 26/12/2016 düzenleme tarihli, 05/09/2017 vade tarihli, 250.000,00 TL bedelli bonunun da taraflar arasındaki 26/12/2016 tarihli sözleşmede yer alan “…’ta bu işin tahmini getirisine karşılık …’a 250.000,00 TL’lik bir senet vermiştir.”hükmüne istinaden davalı lehine düzenlendiğini, yine bu senedin de tahmini getiri ve teminat olarak verildiğini, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün…Esas sayılı dosyasında takibe konulan 10/03/2017 düzenleme tarihli, 10/04/2017 vade tarihli ve 200.000,00 TL bedelli bononun da 10/03/2017 tarihli sözleşmede yer alan “ödenen bu bedel 30 gün içerisinde 40.000 Dolar ve kalanı Türk Lirası olarak …’a … tarafından iade edilecektir.” hükmüne istinaden teminat amacıyla düzenlendiğini, takibe konu edilen bonoların tamamen teminat senedi olarak verildiğini ve bono hükmüne haiz olmadıklarını, ayrıca davacı tarafından davalının banka hesabına toplamda 203.500,00 TL ödeme yapıldığını, bir an için söz konusu senetlerin teminat senedi olmadığı hususu kabul edilse dahi davacı tarafından davalıya yapılan ödemelerin mahsup edilmesi gerekirken davalı tarafından hiçbir mahsup işlemi yapılmadan tüm bonoların doğrudan icra takibine konulduğunu, bu durumun haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalının kötü niyetli bir şekilde davacıyı zarara uğratmak kastı ile hareket ettiğini, davacının davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, anılan nedenlerle davalı tarafından davacı aleyhine başlatılan icra takiplerinin iptaline karar verilmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında hayvan alım satımına ilişkin ticari anlaşma yapıldığını, anlaşmaya istinaden 3 adet sözleşme imzalandığını ve 4 adet kambiyo senedi alındığını, dava konusu bonoların kambiyo vasfına haiz olduklarını, kanunda yer alan teminat senedi için aranan şartların işbu bonolarda yer almadığını, taraflar arasındaki sözleşmeye göre davalının yaptığı ödemeleri geri alamadığı gibi sözleşme gereği kârın %50’sini alması gerekirken hakkı olan kârdan da yoksun kaldığını, davalının alacağının kambiyo senetlerinde belirtilen tutardan daha fazla olduğunu, davacının bu işlerden elde ettiği gelirin hesaplanarak %50’sinin sözleşme gereği davalıya iadesinin gerektiğini, davalının sözleşme gereği üzerine düşen tüm edimleri yerine getirdiğini, ödemesi gereken tüm bedellerin ödendiğini, İstanbul…Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… D.iş sayılı dosyası ile davacı aleyhine ihtiyati haciz kararı alındığını, haciz kararı uygulandıktan sonra davacının, davalının teminatının iadesi için muvafakatta bulunduğunu ve borcu zımmen kabul ettiğini, anılan nedenlerle davanın reddi gerektiği beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davacı ile davalı arasında akdedildiği ileri sürülen ortak kurban alıp satma ilişkisi sebebiyle (adi ortaklık) davacı tarafından davalıya verildiği iddia olunan senetler nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır.
Adi ortaklık sözleşmesi; iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmeler olup, (TBK 620/1 md.) bu sözleşme türü Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiştir.
HMK’nun 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartı olduğundan ve HMK’nun 115.maddesine göre dava şartlarının mevcut olup olmadığı mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılabileceği, mahkemenin görevinin kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemenin görevli olup olmadığını yargılamanın her aşamasında re’sen nazara alması gerektiği, dosyanın incelenmesinde; davacı ile davalı arasında kurban alım satımına ilişkin adi ortaklık ilişkisi kurulduğu ve bu ilişkiye istinaden davacı tarafından davalıya verilen senetler sebebi ile davacının davalıya borçlu olmadığını tespitine yönelik olduğu, bu talebin aynı zamanda adi ortaklık ilişkisinin tasfiyesine yönelik olduğu, talebin esasen adi ortaklıktan kaynaklandığı, uyuşmazlığın çözümünde genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu, davanın mutlak ticari nitelikte bir dava olmadığı gibi taraflarında tacir olmadıkları anlaşıldığından, uyuşmazlık konusunun Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiği anlaşılmakla, davacının dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemelerin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunun tespitine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının dava dilekçesinin GÖREV NEDENİYLE REDDİNE,
2-Görevli Mahkemelerin İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunun TESPİTİNE,
3-HMK 20. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesine müteakip taraflarca 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmesi halinde dosyanın İstanbul Nöb. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, taraflarca 2 haftalık süre içerisinde dosyanın yetkili/görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmediği takdirde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına (ihtarat yapıldı)
4-Harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır
“5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”