Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/711 E. 2021/437 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/711 Esas
KARAR NO:2021/437

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:07/08/2018
KARAR TARİHİ:03/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhine, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibi neticesinde ödeme emri tebliğ edilmesi üzerine, davalı borçlu vekilince borca ve yetkiye itiraz edildiğini, davalı şirketin … Ticaret Odası kayıtlarına göre adresinin, … ili, … ilçesinde olduğunu, yetkili icra dairesi ve mahkemenin … İcra Daireleri ve Mahkemeleri olduğunu, borçlu yanca da itiraz dilekçesinde yetkili yerin belirtilmediğini, itiraz dilekçesinde, borçlunun ödeme emrine belirtilen takibe konu borcunun olmadığının belirttiğini ancak davalı ile davacının ticari faaliyetleri kapsamında takip konusu faturalarda belirtilen 25.830,55-TL’yi davalının ödemediğini, halen alacaklarının mevcut olduğunu, davalı borçlunun itirazlarının haksız olduğunu ve iptalinin gerektiğini, davalının yaptığı haksız itirazın iptali ile icra takibinin devamını, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava ettiğini bildirmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı aleyhine davacı tarafından…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğunu bu nedenle icra takibine itiraz edildiğini, icra takibinin ve işbu davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalı şirketin, alacaklıya takibe konu herhangi bir borcu olmadığını, taraflar arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığını ve taraflar arasında bir alışverişin yapılmadığını, davacı tarafından davalıya fatura ve irsaliye karşılığı teslim edilmiş bir malzemenin de söz konusu olmadığını, davalının ticari defter ve kayıtlarında takibe konu faturaların bulunmadığını, dosyada davacı tarafından usule uygun olarak kesilip davalıya gönderilen ve tebliğ alınan bir fatura, imza karşılığı teslim edilmiş bir irsaliyenin bulunmadığını, davacının, davasını kanunlarda düzenlenen hukuken kabul edilebilir yasal deliller ile ispat etme zorunluluğu olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın reddini, davacının kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ve davaya konu faturalar Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, Mali Müşavir …’a tevdii edilen dosyada tanzim olunan 19/09/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı yan tarafından incelemeye sunulan 2016 ve 2017 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulduğu, davacı yan tarafından davalı yana düzenlenen cari hesaba konu faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı yanın kendi ticari defterlerinde davalı yandan takip tarihi olan 22.05.2018 tarihi itibari ile bakiyenin sıfır olduğu, bunun nedeninin davacı yanın tüm faturaları peşin tahsil etmiş gibi kayıtlara almasından kaynaklandığı, davacı yan tarafından sunulan fatura, çekler ve kredi kartı sliplerinden yola çıkılarak bir cari hesap bakiyesi belirlendiğinde, davacı yanın davalı yandan olan alacağının icra takibi yapılan 25.830,55-TL değil, 14.921,48-TL olması gerektiği, vergi dairelerinden gelen cevap yazıları eklerine göre, 2016 yılında davacı yanın, davalı yana yapmış olduğu satışlarını KDV hariç tutarı 43.153,00-TL (KDV Dahil Tutarı 50.591,48-TL) olarak BS bildirimlerinde bulunduğu, ancak davalı yanın sadece 2 faturanın KDV Hariç Tutarı Toplamı olan 17.571,00-TL (KDV Dahil Tutarı 20.733,78-TL)’yi BA bildirimlerinde beyan etmiş olduğu, davalı tarafından BA bildirimlerinde bulunulmayan KDV Dahil Tutarı 30.187,70-TL olan irsaliyeli faturaların üzerinde, davalı yana teslim edildiğine ilişkin paraf niteliğinde imzalar olduğu, ancak kimler tarafından imzalandığının belirli olmadığı, davalı yan tarafından davacı yana 2 adet çek teslim edildiği, ancak bu çeklerinde karşılıksız çıkıp, karşılıksız çıkan 2 çek için ayrı icra takibinin yapılmış olduğunun davacı yan tarafından beyan edilmiş olduğu, davalı yan tarafından davacıya verilen 2 adet çek toplamı olan 36.000,00-TL verildiğine göre davalı yanın kayıtlarında BS bildirimde bulunduğu KDV Dahil Tutarı 20.733,78-TL’den daha fazla tutarı oluşturacak faturaların daha olması gerektiği kanaati uyandığı, ancak davalı yanın ticari defterleri incelemeye sunulmadığından davacı yan ile davalı yan arasındaki cari hesap farklarının tespit edilemediği, davacı yan lehine karar alınması durumunda, davacı yan 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihi olan 22.05.2018 tarihinden itibaren asıl alacağına, davacının takip talebinde belirtmiş olduğu gibi, ticari temerrüt faizi talep edebileceği, tarafların icra inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin mahkemenin takdirinde olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
(3)Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, tarafların beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi ve davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarının da incelenmesi için dosya yeniden bilirkişi …’a tevdii edilerek 04/02/2021 tarihinde tanzim olunan bilirkişi ek raporunda özetle; davalı yan tarafından incelemeye sunulan 2016 ve 2017 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulduğu, davacı yan kendi ticari defterlerinde davalı yandan takip tarihi olan 22/05/2018 tarihi itibari ile tüm faturaları peşin olarak ticari defterlere kaydetmesinden dolayı bir borç veya alacak bakiyesinin bulunmadığının tespit edildiği, davalı yanın incelenen ticari defterlerinde, davacı yandan takip tarihi itibariyle 14.093,61-TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, her iki tarafın ticari defter ve belgeleri birlikte değerlendirildiğinde, davacının, davalıdan 2015 yılından kalan 24.004,17-TL alacağının olduğu, davacı tarafından, davalı yana 2016 yılında toplam 50.591,48-TL’lik, 2017 yılında toplam 3.464,71-TL tutarlı faturalar düzenlemiş olduğu, davalı tarafından, davacı yana 2016 yılında 74.920,00-TL, 2017 yılında 3.461,00-TL ödeme yapılmış olduğu, davacının 22/05/2018 tarihi itibariyle kalan alacağının 9,36-TL olduğunun tespit edildiği, davalı ticari defter incelemesinde 2017 yılına devir bakiyesi olarak davacıya 5,65-TL borcu olduğunun görüldüğü, 17/03/2017 tarihli olarak kayıtlara alınan 200,-TL Kredi Kartı ödeme tutarı ile ilgili bir belge ve bu ödemeye ilişkin bir fatura görülmediği, sehven işlendiği kanaati uyandığı, 24/03/2017 tarihli … numaralı 101,24-TL’Lik faturanın ve bu faturanın ödemesi olarak yapılmış olduğu tespit edilen 24/03/2017 tarihli 99-TL’lik ödeme tutarının ticari defterlerine kayıt edilmemiş olduğu, 27/12/2017 tarihli … numaralı 598,73-TL’lik faturanın ve bu faturanın ödemesi olarak yapılmış olduğu tespit edilen 27/12/2017 tarihli 598,-TL’lik ödeme tutarının ticari defterlerine kayıt edilmemiş olduğu, 08/08/2017 tarihinde MK. 186 numarası açıklamalı 13.900,-TL’lik ödemenin farklı bir firmaya yapılmış ödeme olduğu, sehven davacı cari hesabına kayıt edilmiş olduğunun tespit edildiği, davacının 22/05/2018 takip tarihi itibariyle kalan alacağının 9,36-TL olduğu, tarafların inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin mahkemenin kanaatinde olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali davasıdır.
…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası incelendiğinde; … tarafından borçlu … SAN. LTD. ŞTİ.’ne 25.830,55-TL üzerinden icra takibi yapıldığı, borçlunun itirazı üzerine alacaklı tarafından itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; dava taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle alacağının tahsiline ilişkin yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Tarafların tacir olduğu delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 maddeleri uyarınca ticari defter ve belgeler nezdinde mali yönden bilirkişi incelemesi yapılması yoluna gidilmiştir. Yapılan bilirkişi incelemesi ile davacının ve davalının usulüne uygun olarak tutulan delil vasfına haiz ticari kayıtlarını sundukları anlaşılmıştır. Davacı tarafından sunulan ticari defter ve kayıtların incelenmesi sonucunda düzenlenen 19/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda; tarafların karşılıklı ticari ilişkide bulunduğu, davacının ticari defterlerinde davalı yandan takip tarihi olan 22.05.2018 tarihi itibari ile bakiyesinin sıfır olduğu, bunun nedeninin davacı yanın tüm faturaları peşin tahsil etmiş gibi kayıtlara almasından kaynaklandığı, davacı yan tarafından sunulan fatura, çekler ve kredi kartı sliplerinden yola çıkılarak bir cari hesap bakiyesi belirlendiğinde, davacı yanın davalı yandan olan alacağının icra takibi yapılan 25.830,55-TL değil, 14.921,48-TL olması gerektiği, davalı yanın ticari defter ve kayıtlarıyla birlikte inceleme yapılarak oluşturulan 04/02/2021 tarihli ek raporda ise; davalının ticari defter ve kayıtlarında davacıdan takip tarihi itibariyle 14.093,61-TL alacaklı olduğu, davacı tarafın tüm faturaları peşin olarak ticari defterlere kaydetmesinden dolayı bir borç veya alacak bakiyesinin gözükmediği, her iki tarafın ticari defter ve belgeleri birlikte incelendiğinde davacının 2015 yılından itibaren 2017 yılına kadar olan muhtelif miktardaki alacakları bakımından faturalar düzenlendiği, davalı tarafça bu faturaların karşılığının muhtelif tarihlerde takip tarihine kadar ödendiği ve davacının 22/05/2018 tarihi itibariyle kalan alacağının 9,36-TL olduğu tespit edilmiştir.
Davacı tarafından düzenlenen faturaların irsaliye fatura olduğu anlaşılmıştır. TTK 21/2. Maddesi uyarınca faturaya 8 gün içinde itiraz edildiğine ilişkin dosyada davalı tarafından sunulmuş herhangi bir belgenin bulunmadığı, kesilen faturalara istinaden davalı tarafça sunulan ödeme belgeleri ile fatura borcunun takip tarihinden önce ödendiği, davacının takip tarihi itibariyle bakiye 9,36 TL alacağının bulunduğu, başkaca da alacağının bulunmadığı anlaşılmıştır. Belirtilen bu sebeplerle davacı her ne kadar 25.830,55-TL üzerinden davalı aleyhine icra takibi yapmış ise de; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında fatura bedellerinin davalı tarafından ödendiği, davacının ticari defter ve kayıtlarında davalıdan alacağının ya da borcunun kayıtlı olmadığı da dikkate alınmak suretiyle davanın kısmen kabulü ile bakiye 9,36 TL alacak bakımından takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Ayrıca davalı taraf davacı aleyhine kötü niyet tazminatı talep etmekle yapılan değerlendirmede; İİK 67/2. Maddesi gereğince alacaklı olduğunu iddia eden tarafın takipte kötü niyetli ve haksız olunması kötü niyet tazminatının şartlarındandır. Somut olayda davacı taraf takipte haksız olmakla birlikte davalı tarafça takip tarihinden önce yapılan ödemelere rağmen icra takibi yapmış olduğu ve kötü niyetli olarak davrandığı kanaatine varılmakla davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; davalının…. İcra Müd.’nün … E. Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazların KISMEN İPTALİNE, takibin 9,36-TL üzerinden devamına, asıl alacak tutarının alacak tamamen tahsil edilinceye kadar ticari faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
(2)İİK. 67/2. maddesi uyarınca alacağın %20’si oranında (1,87-TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
(3)İİK. 67/2 maddesi uyarınca reddedilen kısım yönünden %20 oranında (5.166,10-TL) kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
(4)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcının peşin olarak alınan 441,13-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 381,83-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
(5)Davacı tarafından yapılan; 35,90-TL başvuru harcı, 59,30 TL peşin harç, 950,00-TL bilirkişi ücreti, 128,40-TL tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 1.173,60-TL yargılama masrafından davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 0,42-TL yargılama masrafının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
(7)Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 9,36-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
(8)Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
(9)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/06/2021
Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.