Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/662 E. 2020/784 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/662
KARAR NO:2020/784

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :23/07/2018
KARAR TARİHİ:10/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında akdedilen 15/11/2014 tarih ve 1 yıl süreli “Fason Eleme ve Torbalama Sözleşmesi” anlaşması yapıldığı, taraflar arasındaki anlaşma gereğince davalı tarafın müvekkiline aylık 27.000 USD + KDV ödeme yapmayı kabul ettiğini, sözleşme 15/11/2015 tarihinde ilk senesini doldurduğu, tarafların 30 gün önceden her hangi bir bildirimde bulunulmadığından 1 yıl uzadığını, davalının …. Noterliğinin 05/10/2016 tarih … yevmiyeli ihtarname ile sözleşmenin 3. dönem için sözleşmenin uzatılmayacağının müvekkiline bildirildiğini, her ne kadar davalı taraf sözleşmeyi 3. yıl uzatmayacak olsa da mevcut sözleşme dönemi için borcunu ödemekle yükümlü olduğunu, buna rağmen davalı 2016 yılının Eylül, Ekim ve Kasım aylarına ait, 01/09/2016 tarih … nolu 31.860,00 USD bedelli Eylül ayı faturası 01/10/2016 tarih … nolu 31.860,00 USD bedelli Ekim ayı faturası 01/11/2016 tarih … nolu 15.930,00 USD bedelli Kasım ayı faturasının ihtarnameye rağmen ödenmediğini, bunun üzerine davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … E Sayılı dosyasından İcra takibi başlatıldığı, davalının takibe haksız itirazı ile takip durduğu, davalının haksız itirazının iptali ve takibin devamı için huzurdaki dava açıldığı belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına yapılan haksız itirazların iptaline , takibin devamına, davalı/borçlu aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın ve taleplerin kabul edilmediğini, icra takibinde bahsedildiği gibi davacının, müvekkilinden alacağı olmadığını, taraflar arasındaki yazılı bütün sözleşmelerin … Noterliğinin 05/10/2016 tarih … yevmiyeli ihtar ile fesih edildiğini, ihtarda beyan edildiği üzere müvekkili şirketin sahada her hangi bir faaliyetinin kalmadığını, sahadaki ve bölgedeki Kömür faaliyetini sonlandırılması nedeni ile davacı şirkete ihtarname gönderildiğini, ihtarnameye itiraz edilmediğini, müvekkilinin davacı tarafa her hangi bir borcu bulunmadığını, tek taraflı düzenlenen faturalardan dolayı müvekkili aleyhine borç doğmayacağını, davacı tarafça düzenlenen 3 adet fatura haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin hizmet almadığı halde davacının sahasını boşalttığı halde düzenlenen faturalar yasal dayanaktan yoksun olup, faturalara konu hizmet alınmadığı ve takibin hatalı olduğunu belirterek, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, asıl alacağın %20’den aşağı olmamak üzere icra tazminatının davacıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; öncelikle, taraflar arasında 15/11/2014 tarihli sözleşmeyle karşılıklı borç ve yükümlülükler altına girildiğini, 2016 Eylül ayına kadar her iki taraf da edimlerini yerine getirdiğini, davalının ise Eylül 2016 ayına kadar 27.000 USD + KDV tutarındaki bedelli ödemeye devam ettiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin her hangi bir şekil şartına bağlı olmadığını, sözleşmede müvekkilinin imzasının olmadığından ve sahadaki faaliyetini sonlandırıldığından bahisle borçtan sorumlu olmadığı iddiasının kabulü hukuken mümkün olmadığını, davalının faize ilişkin itirazlarının da diğer itirazları gibi dayanaksız olduğu, talep edilen faiz miktarı ve başlangıç tarihi talepleri haklı ve yerinde olduğunu belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 2. Cevap dilekçesinde özetle; davacının dürüstlük kuralından bahsederek taraflar arasında bir kira sözleşmesi olduğunu belirttiğini, ancak taraflar arasında yapılmış bir kira akdi olmadığını, davacının mahkemeyi yanıltıcı beyanlarda bulunduğunu, müvekkilinin faaliyetlerin sonlandırılması amacıyla davacıya ihtarname gönderildiğini, ihtarnameye de her hangi bir itiraz edilmediğini, davacı faturalarının verilmeyen hizmet ve maldan kaynaklandığını, faturanın hukuki niteliğinin, mal ve hizmetin karşı tarafa teslimi ile sonuç doğuracağını, davacının talep ettiği faturalara ilişkin mal ve hizmet verilmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptaline ilişkindir.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile tarafların bildirdiği tüm deliller celp olunmuştur.
…. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı …. Ve Tic. İhr. Ltd. Şti tarafından borçlu …. Ltd. Şti aleyhine 81.718,54 USD (289.970,07) TL alacak üzerinden takip başlatıldığı, borçlu vekilinin itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, dosya rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiş olup, Mali Uzman …’tan alınan 07/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafından davalı aleyhine girişilen …. İcra Müdürlüğünün 19/07/2017 tarih … E sayılı takipte, talep edilebilecek asıl alacak olarak 73.434.27 USD’nın takip öncesi 1.932,47 USD işlemiş faiz ile birlikte talep edilebileceği, 15/11/2014 tarihli sözleşmede davacının kaşe ve imzasının bulunmaması nedeniyle temerrüt faiz yönünden davalının sorumluluğu bulunmadığı yönünde kanaate varılması halinde, takip öncesi işlemiş faiz talebinin yerinde olmayacağı ve 73.434,27 USD asıl alacak için takipten itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine uygun olarak faiz talep edilebileceği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi açısından …. Asliye Hukuk Mahkemesinden alınan bilirkişi raporunda özetle; davalı tarafın fatura ve içeriğine ait borçtan sorumlu olacağı görüş ve kanaati bildirilmiş, bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; açılan dava taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle düzenlenen 15/11/2014 tarihli fason eleme ve torbalama sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsiline ilişkindir. Tarafların tacir olduğu davacı tarafından delil olarak ticari defterlere dayandığından TTK’nun 83 ilâ 85 maddeleri uyarınca ticari defter ve belgeler nezdinde mali yönden bilirkişi incelemesi yapılması yoluna gidilmiştir. Yapılan bilirkişi incelemesi ile usulüne uygun olarak tutulan HMK 222. Maddesi uyarınca delil vasfına haiz ticari kayıtların sunulduğu, her iki tarafın ticari defterlerin incelendiği, davacının 01/09/2016 tarihli 31.860,00 USD bedelli Eylül ayı, 01/10/2016 tarihli 31.860,00 USD bedelli Ekim ayı, 01/11/2016 tarihli 15.930,00 USD bedelli Kasım aylarına ait olmak üzere toplam 79.650,00 USD faturanın kesildiği ve defterlerde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Yine davacı tarafın defterlerinden 31/12/2016 tarihinde 6.215,73 USD borca mahsup işlemi yapıldığı, bu nedenle takip tarihi itibariyle davacının 79.650,00 USD- 6.215,73 USD = 73.434,27 USD alacaklı olduğu tespitiyle rapor hazırlanmıştır. Ticari ilişkileri bulunan tarafların 15/11/2014 tarihli fason eleme ve torbalama sözleşmesi maddeleri ile birlikte incelendiğinde sözleşmenin tanzim ve imza tarihinden itibaren 1 yıl süreli olduğu, taraflardan biri tarafından yazılı bir bildirim yapılmaması halinde aynı şartlarla 1 yıl daha uzamış sayılacağı düzenlenmiştir. Dosyada icra takibinin 18/07/2017 yılında olduğu ve yine davalı tarafından …. Noterliği’nin … yevmiye numaralı fesih ihtarnamesi ve tarafların dosya bazında beyanları da dikkate alınarak taraflar arasındaki 15/11/2014 tarihli sözleşmenin uzamış olduğu ve uzayan sürelerle 15/11/2016 yılında sözleşmenin sona erme tarihi olduğu tespit edilmiştir. Davalı tarafça sözleşmede imzasının bulunmadığından bahisle alacak iddia edilemeyeceğine ilişkin savunmaları yönünden ise; ticari defter ve kayıtlardan taraflar arasında ticari ilişkinin varlığını ortaya koyduğu, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeninin korumayacağını, bir hak sahibi hakkını kullanırken ve borçlu borcunu öderken objektif iyi niyet kurallarına uymak, dürüst davranmak, başkalarını zarara uğratmamak zorunda olduğundan davalının sözleşmede imza bulunmadığına yönelik itirazları kabul görmeyerek mevcut durumda taraflar arasında geçerli bir sözleşmenin varlığının kabulüyle, bu sözleşmenin sona erme tarihinin ise 15/11/2016 yılı olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı taraf sözleşmeyi, kömür sahasında kömür torbalama işi yapıldığı ancak şirketin kömür faaliyetinin sonlandırılması nedeniyle 31/08/2016 tarihinde sahada bulunan faaliyetlerin sonlandırılması nedeniyle sahanın boşaltıldığını, şirketin sahada herhangi bir faaliyetinin kalmadığı, kömür faaliyetinin sonlandırılması nedeniyle haklı nedenle feshedildiğine ilişkin davacıya 05/10/2016 tarihli …. Noterliği’nin … yevmiye numaralı fesih ihtarnamesi göndermiş, bu ihtarname davacıya 10/10/2016 tarihinde ulaşmıştır. Öte yandan taraflar arasındaki sözleşmenin Fiyat ve Mali Yükümlülükler başlıklı maddesi uyarınca her ayın ilk beşinci günü ödeme günü olarak kararlaştırılmıştır. Davalı yanın 05/10/2016 tarihli fesih ihtarnamesi, yapılan işin niteliği, sözleşmenin başlangıç tarihinin 2014 yılı, sözleşmenin sona erme tarihinin 15/11/2016 yılı olması ve taraflar arasındaki sözleşme birlikte dikkate alındığında davalı tarafın kömürcülük faaliyetine son vermiş olduğu, sözleşmede erken feshe ilişkin herhangi bir madde de bulunmadığı anlaşıldığından davalı yanın sözleşmeyi sona erdirebileceği, ancak davalının ticari kayıtlarında da bulunan, birinci fatura olan eylül ayı faturasının 01/09/2016 kesildiği henüz sözleşmenin feshedilmediği dikkate alınarak davacı yanın bu faturayı talep edebileceği, yine ikinci faturanın 01/10/2016 tarihinde kesildiği, davalının fesih ihtarnamesini 05/10/2016 tarihinde keşide etmişse de ihtarnamenin karşı tarafa ulaştığı tarih dikkate alındığında ve sözleşme gereği ödeme gününün her ayın ilk beşinci günü olduğundan davalı tarafın bu faturadan da sorumlu bulunduğu, fakat 01/11/2016 tarihli 15.930,00 USD bedelli faturadan sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği ve tebliğ tarihi de dikkate alındığında davalı tarafın bu bedelden yani son faturadan sorumlu olmadığı anlaşılmıştır. Belirtilen bu nedenlerle Eylül ve Ekim aylarında kesilen ve davalı tarafın sorumlu bulunduğu toplam 63.720,00 USD bedelli faturadan 6.215,73 USD bedelin mahsubu ile 57.504,73-USD davacı tarafın alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Bilirkişi raporunda alacak bakımından hesaplamanın tümüne itibar edilmeyerek alacak hesabı ve faiz değerlendirilmesi yapılmış olup, raporda usulüne uygun hesaplanan işlemiş faiz tutarları 76,20 USD İLE 170,47 USD toplam 246,67 USD işlemiş faiz hesabı yapılmıştır. Belirtilen bu sebeplerle davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile davalının …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 57.504,73-USD asıl alacak, 246,67-USD işlemiş faiz toplam 57.751,40-USD üzerinden devamına, asıl alacağın takip tarihinden alacak tamamen ödeninceye kadar 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi kapsamında kamu bankalarınca USD mevduata uygulanan en yüksek orandaki mevduat faiz oranının uygulanmasına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir. Ayrıca davacının icra inkar tazminatı talebi dikkate alındığında; davacı tarafından Eylül ve Ekim ayına ait faturaların kesildiği, sözleşmenin henüz feshedilmediği nazara alınarak, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu anlaşılmakla, İİK 67/2 maddesi uyarınca kabul edilen miktar olan 57.751,40-USD’nin takip tarihindeki değeri olan 204.347,55-TL’nin %20’si oranında olmak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmiş, davalı yanın kötüniyet tazminatı talebi bakımından ise İİK 67/2. Maddesi uyarınca takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklının aleyhine tazminata hükmedileceğine yer verilmiş olup somut uyuşmazlıkta davacı yanın takipte haksız ve kötüniyetli olduğundan söz edilemeyeceği, alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakla reddedilen kısım yönünden davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE;
Davalının …. İcra Müd. … E. Sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, Takibin 57.504,73-USD asıl alacak, 246,67-USD işlemiş faiz toplam 57.751,40-USD üzerinden devamına, Asıl alacağın takip tarihinden alacak tamamen ödeninceye kadar 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi kapsamında kamu bankalarınca USD mevduata uygulanan en yüksek orandaki mevduat faiz oranının uygulanmasına, Fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
(2)İİK. 67/2. Maddesi uyarınca 57.751,40-USD’nin takip tarihindeki değeri olan 204.347,55-TL’nin %20’si oranında olmak üzere 40.869,51-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
(3)Reddedilen kısım yönünden, davacının takipte kötü niyeti sabit olmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
(4)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 13.958,98 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 3.488,16 TL + 1.449,85 TL icra veznesine olmak üzere toplam 4.938,01 TL harçtan mahsubu ile bakiye 9.020,97 TL harcın davalı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
(5) Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvuru harcı, 3.488,16 TL peşin harç, 5,20 TL vekalet pulu, 1.450,00 TL bilirkişi ücreti, 203,20 TL tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 5.182,46 TL yargılama masrafından davanın kabul reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 3.662,50 TL yargılama masrafının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
(6) Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen miktar itibariyle AAÜT uyarınca 22.754,33 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
(7) Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca 11.824,69 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
(8)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK yönetmeliğinin 47/1 maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır