Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/611 E. 2019/217 K. 21.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/611
KARAR NO : 2019/217
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 09/07/2018
KARAR TARİHİ: 21/03/2019
İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… E. … K. Sayılı görevsizlik kararı sonrası mahkememize tevzi edilerek görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki karar tesis edilmiştir.
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile davacı arasında 22/04/2015 tarihli araç kiralama sözleşmesi yapıldığını, iş bu araç kiralama sözleşmesine istinaden teminat senedi olarak icra takibine konu; 4 adet bononun davalı tarafa verildiğini, davalı ile yapılan kira sözleşmesine istinaden 04/01/2016 tarihinden itibaren kira bedelleri ve kullanım ile ilgili ceza ve bakım bedellerinin hepsinin ödendiğini, sözleşmeye istinaden davalının tüm edimlerini yerine getirdiğini, kiralanan araçlardan olan … plakalı aracın karıştığı kaza sonucu ilgili sigorta firmasınca reddedilen hasar meblağının davalı tarafın 30/05/2017 tarihli 26.500 TL meblağlı fatura keşide ederek davacıdan almak istediğini, davalı tarafından keşide edilen faturaların mesnedi olmadığından davacı tarafından iade edildiğini, başta sigorta şirketi tarafından reddedilen 26.500 TL.lik meblağ ile diğer tüm keşide edilen faturaların sözleşmeye aykırı olduğunu ve sözleşme gereği davacıdan istenebileceğini, davalı tarafından icra takibine konu edilen takibe dayanak olan bonoların teminat olarak verildiğini, iş bu teminat bonolarına dayanarak icra takibinin de mesnetsiz olduğunun açık olduğunu belirterek menfi tespit istemine yönelik huzurdaki davayı ikame etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle görev itirazında bulunduklarını, görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu, esasa ilişkin olarak da, kambiyo senetlerinin illetten mücerret olması karşısında borçlunun itiraz nedenlerinin dinlenebilmesine olanak bulunmadığını, müvekkili şirketin alacağı aynen devam ettiğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, davacının müvekkili şirkete borçlu olmadığına ilişkin tüm taleplerin ve davanın reddine, icra iflas kanununun 72. Maddesinin kapsamında kötü niyetli borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası celp olunmuştur.
(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; kira sözleşmesinden kaynaklı olarak teminat senedi şeklinde düzenlendiği iddiasıyla iş bu senetler kapsamında davacının borçlu olmadığı iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır.
6100 Sayılı HMK.’nın 4/I-a maddesinde kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara, konuları ve değerlerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemelerinde bakılacağı hükmüne yer verilmiştir.
Taraflar arasında araç kiralama sözleşmesi imzalandığı sabittir. Davacı iş bu sözleşme temelinde icra takibine konu edilen dört adet bononun teminat senedi olduğu iddiasındadır. Davalı taraf ise senetlerin sözleşmeye istinaden alındığını doğrulamakla birlikte teminat fonksiyonu içermediğini, ödeme aracı olarak alındığını ifade etmektedir. Görüldüğü üzere senetlerin araç kiralama sözleşme kapsamında alındığı uyuşmazlık konusu değildir.
Bu halde Yargıtay 3. H.D 2017/2058 E. 2017/6010 K. ve İstanbul B.A.M. 36. H.D 2018/1984 E. 2018/1202 K. Sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklandığı sabit olduğundan ve tarafların tacir vb sıfatlara sahip olmasının dahi görev tespitinde önem arzetmemesine göre HMK.’nun 4/1-a maddesinde; kira sözleşmesinden kaynaklanan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm ihtilafların sulh hukuk mahkemesinde görülüp çözüme kavuşturulacağı hükme bağlanmakla mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
(IV) KARAR :
(1)6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 310 ve 6100 sayılı HMK’nun 4-(1)/a fıkrası uyarınca, davanın münhasıran kira sözleşmesi ilişkisinden doğan menfi tespit davası niteliğinde olduğu görülmekle mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
(2)6100 sayılı HMK’nun 20-(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre dahilinde taraflardan birinin Mahkememize başvurarak talepte bulunması halinde dosyanın davanın esasını çözmekle görevli İstanbul Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına,
(3)HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik ve yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretlerinin o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır

“5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”