Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/601 E. 2018/1104 K. 18.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/601
KARAR NO : 2018/1104
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 04/07/2018
KARAR TARİHİ: 18/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı bankanın İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile borçlular …-… ve davacıya ilamsız icra takibi başlattığını, takip konusu borcun davalı banka ile diğer borçlu …-… arasında ticari kredi ilişkisinden kaynaklandığını, davacının takip konusu olmuş kredilerle ilgili sözleşmelere imza atmadığını, davacının ne müteselsil borçlu sıfatıyla ne de kefil sıfatıyla bu sözleşmelerde imzası bulunmadığını, kredi sözleşmelerinde davacı adına atılmış olan imzaların sahte olduğunu, asıl alacak miktarının 56.676,86 TL olup 10/07/2017 tarihi itibarı ile takip çıkışının 62.690,48 TL olduğunu, ayrıca asıl borçlu …’in bankaya iade etmediği çeklerin karşılığı olarak banka tarafından 11.280 TL kredi açılmış olup işbu bedelinde takip konusu yapıldığını, ayrıca imza itirazları ile beraber kabul anlamına gelmemekle birlikte kefalet sözleşmesinde bulunması gereken şartların eksik olduğu itirazında bulunduklarını, TBK.583.maddesine göre davacının kendi el yazısıyla müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla yükümlülük altına girdiğini belirtmediğini, yine aynı kanunun 584.maddesine göre davacının eşinden herhangi bir muvafakat alınmadığını, bu nedenlede kanuni şartları oluşmadığından davacının müşterek ve müteselsil kefil olmadığını, bu nedenlerle icra takibinin devamı halinde davacının gayrimenkulu icra marifetiyle satılacağından öncelikle 12/07/2018 tarihli gayrimenkul satışının durdurulmasına, icra veznesine yatırılacak paranın davalı bankaya ödenmemesine karar verilerek yargılama sonunda verilecek kararın kesinleşmesine kadar davaya konu alacağın ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmesine, teminatsız karar verilmesinin kabul edilmemesi halinde mahkemece uygun görülecek teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davanın kabulü ile takip konusu yapılan İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davacının davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, davalı banka kredi sözleşmesinin imzalanması aşamasında ağır kusurlu, haksız ve kötü niyetli olduğundan davacı lehine %20 tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizin 09/07/2018 tarihli tensip ara kararı ile davacı vekilinin tedbir talebinin kabulü ile dava değerinin %100’ü oranında teminat yatırıldığında icra satış işlemlerinin tedbiren durdurulmasına ve icra veznesine davacı tarafından yatırılacak olan paranın yargılama kesinleşinceye kadar davalıya ödenmemesine karar verilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dışı asıl borçlu …-…’in 19/10/2012 tarihli 350.000 TL bedelli GKS gereği davalı bankadan kullanmış olduğu kredilere kefil olduğunu, davacının anılan sözleşmedeki imzasının eli ürünü olup olmadığının yapılacak bilirkişi incelemesiyle açığa çıkacak olup imzanın davacıya ait olmadığının ortaya çıkması halinde Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunacaklarını, GKS incelendiğinde müşterek borçlu müteselsil kefiller kısmında davacının adının soyadının, adresinin, miktarın, müteselsil ibaresinin ve tarihin yazılı olduğu, imzasının da bulunduğunu, davacının söz konusu kefaletine ilişkin olarak eşinin imzalamış olduğu muvafakatnamelerin de davalı bankada mevcut olduğunu, davacının TBK.583 ve ilgili diğer maddeler gereği müşterek ve müteselsil kefil olup borçtan sorumlu olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine, davacının haksız çıkması halinde dava dosyasından ihtiyati tedbir alınmak suretiyle icrai satış durdurulduğundan alacağına geç kavuşacak olan davalı bankanın uğradığı veya uğrayacağı zarar ile talimat dosyandan yapmış olduğu taşınmazın satışına esas kıymet takdiri, buna yönelik her türlü tebligat, satış ilan masrafı vs.tüm masrafların hesabı ile davacının teminat olarak yatırdığı tutardan ayrıca tazminine, kötü niyetli davacıdan %20 icra inkar tazminatının tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı asil 21/09/2018 tarihli dilekçesiyle davadan feragat ettiğini, davalıdan vekalet ücreti ve yargılama gideri talep etmediğini beyan etmiştir.
Davalı vekili 22/09/2018 tarihli dilekçesiyle davacının feragatini kabul ettiklerini, vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Yargılamaya konu uyuşmazlık menfi tespit davasına ilişkindir.
HMK.nun 307 ve devamı maddelerinde davadan feragat ve şekli açıkça belirtilmiştir. HMK 307. Maddesi düzenlemesine göre feragat davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Feragat beyanı dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır, hüküm ifade etmesi için karşı tarafın veya mahkemenin muvafakatine bağlı değildir (HMK 309. madde). Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir (HMK 310. Madde).
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde davanın vaki feragat nedeniyle REDDİNE karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın vaki feragat nedeni ile REDDİNE,
2-Alınması gerekli 35,90 TL harcın mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 1.034,70 TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip istek halinde sahibi davacıya iadesine,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına, karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının yatırana iadesine,
4-Taraflarca vekalet ücreti talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair tarafların yokluğunda, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.
Katip …
Hakim …
¸