Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/60 E. 2018/990 K. 13.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1135 Esas
KARAR NO : 2018/1023
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/05/2016
KARAR TARİHİ : 24/09/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin İzmir’de davalı şirketin elektrik abonesi olduğunu, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye göre davalıdan elektrik satın almış ve bedelini davalının düzenlediği faturalara göre ödediğini, ancak davalının 2012 yılı 7,8,9,10,11 ve 12 ayı, 2013 yılı tamamı ve 2014 yılı 1,2,3,4.aylarına ait faturalara yansıtmaması gereken kayıp kaçak vs giderleri fatura bedellerine eklediğini ve davacı şirkete bunları ödettiğini, elektrik tüketim bedellerinin hangi esaslara göre belirleneceği görev ve yetkisinin Enerji Piyasası Kurumuna verildiğini, EPKnun perakende satış hizmet geliri ile perakende enerji satış fiyatlarının düzenlenmesi hakkında bir tebliğ yayınladığını, lisans sahibi şirketlerde bu tebliğe dayanarak faturalara yansıtmamaları gereken ücret kalemlerini faturalara eklediğini ve tahsil ettiklerini, kayıp kaçak vs giderlerin faturaya yansıtılmasının hukuka aykırı olduğunu beyanla, davalıdan fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak koşuluyla geriye dönük olarak fatura tüketim bedeline yansıtılmaması gereken kayıp kaçak vs giderler adı altında davacı şirketten alınan 10.000 TL’nin ödendiği tarihten itibaren en yüksek banka reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; davalının dağıtım şirketi olmadığını, huzurdaki davada husumet yöneltilen davalının …Şti ünvanlı bir abonesi bulunmadığını, bu bedeller ile ilgili olarak davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, bu nedenle husumet nedeniyle davanın reddi gerektiğini, ayrıca davalının adresi itibariyle Bakırköy İcra Daireleri ve Mahkemeleri yetkili olduğundan yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, ayrıca zaman aşımı itirazları olduğunu beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, taraf vekilleri duruşmalarda dosya içindeki beyanlarını tekrar etmişler, davacı tarafından abone numarasına göre düzenlenen fatura örnekleri sunulmuştur.
6100 sayılı HMKnun 114/d.maddesinde, tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması dava şartı olarak belirtilmiş olup, HMKnun 115.maddesinde “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” denilmektedir.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafın elektrik satın aldığı şirketin … AŞ olduğu, bu hususun davacı tarafça sunulan elektrik faturalarından da anlaşıldığı, dava açılan şirketin ünvanının ise … AŞ olduğu, her iki şirketin ticaret ünvanının farklı olduğu gibi, her iki şirketin de farklı şirketler olduğu anlaşıldığından, Mahkememizin … Esas,… Karar ve 20/03/2017 tarihli kararı ile davacının davasının pasif husumet yokluğundan reddine karar karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen işbu kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri …Hukuk Dairesi’nin… Esas, 2017/1348 Karar ve 22/11/2017 tarihli kararı ile bozulmasına karar verilmiş, mahkememizce yapılan 09/04/2018 tarihli oturumda davacıya HMK 124.maddesi uyarınca taraf değişikliğine ilişkin dilekçe sunmak üzere süre verilmiş, davacı tarafça sunulan dilekçe üzerine taraf değişikliği işlemi yapılmıştır.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, taraflar arasında imzalanan elektrik enerjisi satış sözleşmesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça taraflar arasında akdedilen elektrik enerjisi satış sözleşmesi uyarınca davalı şirketten sağlanan elektrik bedellerine ve faturalarına davalı tarafından yansıtılan kayıp kaçak bedelinin yersiz olarak yansıtıldığı belirtilerek söz konusu fazla tahsil edilen kayıp kaçak bedellerinin iadesini talep etmiş ise de, 6719 sayılı yasanın 21 ve 26. Maddeleri ile değişik 6446 sayılı yasanın 17 ve geçici 20. Maddelerinde yapılan düzenlemeye göre, 17. Maddeye 10. Fıkra olarak eklenen fıkra uyarınca, “kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisinin bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olacağının” belirtildiği, ve geçici 20. Maddede ise “kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi dava ve başvurular hakkında 17. Madde hükümlerinin uygulanacağının” belirtildiği görülmüştür. Bir kısım yerel mahkemeler tarafından 6719 sayılı yasa ile düzenlenen 6446 sayılı yasanın 17 ve geçici 20. Maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa’mızın 152. Maddesi uyarınca söz konusu yasaların iptali için başvuru yaptığı, Anayasa Mahkemesinin 28/12/2017 tarih… Esas sayılı dosyası ile Anayasa Mahkemesine yapılan iptal başvurularının reddedildiği, sadece 6446 sayılı Kanun’un 17. Maddesine eklenen 10 nolu fıkranın iptal edildiği, iptal edilen fatura ve reddedilen kısımlar dikkate alındığında mahkemelerin denetim yetkisinin sadece kurumun düzenleyici işlemlerine yönelik olma kısmının iptal edildiği, ancak aldırılan bilirkişi raporuna göre de söz konusu faturaların 6719 sayılı kanun, 6446 sayılı kanun, EPDK kurul ve kararlarına aykırı olmadığı, her ne kadar başlangıçta davacı tarafça açılan davada davacı haklı iken, daha sonra yapılan düzenlemeler ile düzenlenen bu faturaların geçmişe yönelik olarakta yasal hale geldiği anlaşılmakla, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş, yine davacı taraf dava açıldığı aşamada haklı olduğundan davacı lehine vekalet ücreti takdirine ve yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL karar harcının peşin alınan 170,78 TL’den mahsubu ile bakiye 134,88 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 2.180,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL peşin harç ve 214,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 249,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …