Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/580 E. 2023/223 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/580 Esas
KARAR NO :2023/223

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:28/03/2017
KARAR TARİHİ:06/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11/07/2015 tarihinde davalılardan sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı aracın yolun karşısına geçmeye çalışan …’ye çarparak ölümüne sebebiyet verdiğini, davalılardan sürücü …’ın hız limitinin 20 km/sa olduğu bir yerde hız limitlerini katbekat aşarak söz konusu kazaya sebebiyet verdiğini, maktül …’nin 04/03/2006 tarihinde doğduğunu, kaza anında 9 yaş 4 aylık olduğunu, kaza ile ilgili olarak … 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası üzerinden görülen ceza davası açıldığını, yargılama esnasında davalılardan sürücü …’ın kusur oranının henüz belirlenmediğini, kaza anında davalılardan sürücü …’ın hız limitinin üzerinde aracı sürmüş olduğunu, ceza davasında hem kendi ifadelerinde hem de tanığının ifadelerinde yer aldığını, davalılardan …’ın söz konusu ölümlü trafik kazasında kusurlu olduğunu, kazanın şiddeti ile maktul …’nin havaya fırlayıp yolun diğer şeridine yaklaşık 25 metre kadar ileriye düştüğünü, kaza tarihinden yaklaşık dört gün sonra kaldırıldığı hastanede öldüğünü, bu nedenle dört gün için maluliyet tazminatı talep ettiklerini, müvekkillerinden baba …’nin halen … Ceza ve Tutukevinde infaz koruma memuru olarak görev yaptığını, anne …’nin ise ev hanımı olduğnuu, huzurdaki davanın 6100 sayılı HMK’nun 107.maddesinde belirtilen şekilde belirsiz alacak davası olarak açıldığını, fazlaya ilişkin haklakı saklı kalmak üzere talepleri gibi karar verilmesini talep ettiklerini, kaza neticesinde gerçekleşen ölüm ile müvekkillerinin tarifi imkansız şekilde derinden üzüldüğünü, evlatlarını kaybetmiş olmanın acısını yaşadıklarını, halen psikolojik olarak çöküntü ve elem içerisinde olduklarını, sürücü ve işletenin sorumluluk dereceleri ile maddi zararın miktarı belli olmadan istenecek manevi tazminat tutarının ölçüsüz ve rastgele olacağından buna ilişkin talep tutarının daha sonra bildirilerek harcının ödeneceğini belirterek, trafik kazasında oğullarını kaybeden müvekkillerinin 6100 sayılı Kanunun 107.maddesi gereği toplanacak delillere göre destekten yoksun kalma tazminat tutarının belirlenerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik anne için 1.500,00 TL, baba için 1.500,00 TL olmak üzere toplamda 3.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının işleten ve sürücüden olay tarihinden itibaren sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, sorumluluğun derecesine ve kusur oranına göre belirlenmesi nedeni ile bilirkişi incelemesinden sonra belirlenecek miktarda manevi tazminatın müştereken ve müteselsilen olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan … ve …’dan tahsiline, kaza tarihi ile ölüm tarihi arasında yaklaşık dört gün süren bakım, tedavi nedeniyle ayrıca davacılar için toplam 2.000,00 TL maluliyet tazminatının işleten ve sürücüden olay tarihinden itibaren, sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ile … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinden …’ın uyuşmazlık konusu kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihindeki maliki olduğunu, …’ın ise sürücüsü olduğunu, müvekkilinin maliki ve sürücüsü bulunduğu … plakalı aracın kaza tarihinde … numaralı KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile diğer davalı … Sigorta A.Ş.’ne sigortalı olup kişi başı ölüm teminatının 290.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, 2918 sayılı KTK’nun 91.maddesi uyarınca bu poliçelerin işletenin 85.madde kapsamındaki sorumluluklarını teminat altına aldığını, bu nedenle kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacıların öncelikli olarak sigorta şirketinden talepte bulunmaları gerektiğinni açık olduğunu, yine … plakalı aracın kaza tarihinde … numaralı Kasko Poliçesi kapsamında İhtiyari Mali Sorumluluk Poliçesi ile … Sigorta A.Ş.’ye sigortalı olup kişi başı ölüm teminatının 25.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, İhtiyari Mali Sorumluluk Poliçesi’nin Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi’nin vermiş olduğu teminat limitlerinin üzerindeki zararları karşıladığından açılmış bulunan davanın HMK madde 61 uyarınca … Sigorta A.Ş.’ne ihbarını talep ettiklerini, 11/07/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası ile ilgili olarak … 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile yapılan yargılamanın halen devam ettiğini, bu dosyada Adli Tıp Kurumu’ndan alınan raporda kazanın oluşumunda maktul …’nin asli kusurlu bulunduğunu, ceza dosyasından alınan Adli Tıp Kurumu raporu ile de müvekkilinin kazanın oluşumunda asli kusurlu olmadığının görüldüğünü, bu nedenle kazanın oluşumunda kusursuz bulunan müvekkilinin aleyhine açılan işbu davanın reddini talep ettiklerini, her ne kadar müvekkili … tarafından kullanılan araç ile maktule ilk çarpma gerçekleştirilmiş ise de yere düşen maktulün üzerinden plakası alınamayan bir aracın geçtiğinin tespit edildiğini, maktulün vefat anının bu nedenle tam olarak belirlenemediğini, müvekkilinin kullandığı aracın çarpması sonucu maktulü yaralaması ve sonradan üzerinden geçen plakası alınamayan aracın vefata sebebiyet verme ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu, bu nedenle dava dayanağı vefata müvekkilinin sebebiyet verdiğinin ispatının davanın ön şartını oluşturduğunu, ayrıca bu durumda sigorta şirketine yöneltilmiş bulunan husumetin Garanti Fonu’na tevcihide söz konusu olacağını belirterek, yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının uyuşmazlığı çözümlenmesi için gerekli belgelerle birlikte müvekkili şirkete başvurması gerektiğini, kanun ile düzenlenen emredici nitelikteki özel dava şartını yerine getirmeyen davacının talebinin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilmesi gerektiğini, başvuru şartının yerine getirilmiş kabul edilebilmesi için gerekli belgelerin tamamının sigorta şirketine ibraz edilmesi ve ödeme süresi dolmasına rağmen ödeme yapılmamış olması gerektiğini, gerçekleşmiş olan rizikonun kapsamının ve hak sahibinin uğramış olduğu zararın tespit edilebilmesi için gerekli tüm belgelerin sigorta şirketine ibraz edilmesinin zorunlu olduğunu, gerekli yeni bir belgenin talep edilmesi halinde sigortacının ödeme süresinin yeni belgenin ibraz edildiği tarihte yeniden başladığını, davacıdan eksik evrak yazısı ile sunulması gerekli belgeler istenmiş ancak işbu belgelerin müvekkili şirkete ibraz edilmeden huzurdaki davanın açıldığını, trafik sigortacısı şirketin üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlardan sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabileceğini, sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, Karayolları Trafik Kanunu’nun 91.ve 85.maddelerine göre trafik sigortaları, işletenlere düşen sorumlulukları karşılamak üzere yapıldığını, sigortalı aracın sürücüsünün kusuru yoksa işletene düşen bir sorumluluğunda olmadığını, davacıların destekten yoksun kalıp kalmadıkları hususunun tespit edilmesi gerektiğini, müteveffanın vefatı sebebi ile işbu davada davacı olmadığı halde destekten yoksun kalan kimselerin varsa mahkeme tarafından resen tespit edilmesi gerektiğini, destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken tazminat talep edenlerin ölen kişi ile ilişkileri, yaşları, medeni durumları ve vefat sebebiyle destekten yoksun kalıp kalmadıkları konuları öncelikli olarak belirlenmesi gerektiğini, destekten yoksun kalmışlarsa bu zararların uzman bilirkişilerce ayrı ayrı hesap edilmesi gerektiğini, ölümlerde geçerli olan ve müvekkili şirket tarafından sigorta edilen teminat tutarının herhalükarda verilecek bir teminat olmadığını ve belirtilen konuların açıklığa kavuşturulması sonrasında hesaplanacak tutar esas alınarak ödenecek bir tazminat olduğunu, hesap raporunda asgari ücretin esas alınması gerektiğini, yapılacak hesaplamalarda resmi evraklara göre belirlenen yada belirlenebilir bir ücret olmaması durumunda hesaplamaya esas alınacak gelir durumunun asgari ücret olarak esas alınacağının Yargıtay’ın yerleşik kararlarında hüküm altına alındığını belirterek, kusur tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesine, müvekkili şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması halinde davacıların ve dava dışı kimselerin destekten yoksun kalıp kalmadıklarının tespitine, destekten yoksun kalan kimselerin olması halinde alanında uzman bilirkişilerce azami poliçe limitleri ve aktüeryal kurallar gözetilerek hesaplama yapılmasınıa müvekkili şirket temerrüde düşmediğinden dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; … 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, hastane ve tedavi evrakları, tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırması, trafik tescil kayıtları, poliçe ve hasar dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, Kusur Hasar Değer Tespit Uzmanı Makine Mühendisi … ve Sigorta ve Aktüeryal Hesaplamalar Uzmanı …’na tevdii edilen dosyada tanzim olunan 10/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; 11/07/2015 tarihinde meydana gelen olayda, davalı … plaka sayılı otomobil sürücüsü …’ın %25 oranında kusurlu olduğu, davacı taraf yakını 2006 doğumlu yaya …’nin yaşı nedeniyle davranış faktörlerinin sonuç üzerine %75 oranında etken olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından … plakalı araç için tanzim olunan ZMMS Poliçesinin tanzim tarihi 09/01/2015 olmakla, yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın yürürlüğe girdiği 01/06/2015 tarihinden önce olduğundan, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında kabul ettiği hesaplama ilkelerine göre ve 15/08/2003 tarihli Genel Şartlar kapsamında hesaplama yapıldığı, davalı … Sigorta’nın sorumluluğunda olan … plakalı araç sürücüsü davalı …’ın olaydaki %25 kusur oranı esas alınarak hesaplama yapıldığı, müteveffa …’in olay tarihinde 9 yaşında olduğundan ve aktif çalışma hayatı içerisinde bulunmadığından aktif çalışma hayatına başlayacağı 18 yaşından itibaren 60 yaşına kadarki aktif devre kazançlarının AGİ (Asgari Geçim İndirimi) li net asgari ücretler esas alınarak hesaplama yapıldığı, hesaplamaya konu kazada müteveffa olay tarihinde 9 yaşında olmakla henüz aktif çalışma hayatına başlamadığından, davacı anne-babaya, SGK tarafından iş kazası ve meslek hastalığı sigorta dalından, davalılara rücu edilebilecek peşin sermaye değerli ödeme yapılmamış olacağı anlaşıldığından peşin sermaye değeri tenzili yapılamadığı, Yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca; davacıların farazi desteği …’in aktif çalışma hayatına başlayacağı 2024 – yılına kadar geçen süreçte babasının desteğinden yararlanacağından, yalnızca baba Ali’nin yukarıda hesaplanan tazminatından müteveffa … için yetiştirme gideri indirimi yapıldığı, davacı anne …’nin yoksun kaldığı desteğe ilişkin maddi zararının 22.597,92-TL olduğu, davacı baba … için hesaplanan 22.624,42-TL tazminat tutarından 32.060,94-TL yetiştirme gideri indirimi tenzili yapılmasından sonra davacı baba …’nin maddi zararının (-9.436,52-TL) olması nedeniyle yoksun kaldığı desteğe ilişkin maddi zararının bulunmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
(3)Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, tarafların beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi için dosya yeniden Aktüeryal Hesap Uzmanı …’na tevdii edilerek 18/05/2022 tarihinde tanzim olunan bilirkişi ek raporunda özetle; her ne kadar kök raporda bakiye ömür süreleri Yargıtay’ ın yerleşik içtihatları doğrultusunda PMF 1931 Tablosu esas alınarak belirlenmişse de; Yargıtay 17. HD. 2020/2598 E. sayılı dosyasından verdiği 2021/34 K. nolu ve 14/01/2021 günlü ilamına göre işbu ek raporda yaşam sürelerinin TRH 2010 Tablosu esas alınarak belirlendiği ve hesaplamada Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 Resmi Gazete’de yayınlanan iptal kararı doğrultusunda, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında kabul ettiği Prograsif Rant Hesaplama yöntemlerinin uygulandığı, Yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca; davacıların farazi desteği …’in aktif çalışma hayatına başlayacağı 2024 yılına kadar geçen süreçte babasının desteğinden yararlanacağından, yalnızca baba Ali’nin yukarıda hesaplanan tazminatından müteveffa … için yetiştirme gideri indirimi yapıldığı, davacı anne …’nin yoksun kaldığı desteğe ilişkin maddi zararının 71.120,17-TL olduğu, davacı baba …’nin yoksun kaldığı desteğe ilişkin maddi zararının 5.782,36-TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemlerine ilişkindir.
Yapılan yargılama, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 11/07/2015 tarihinde davalı sürücü … yönetimindeki … plakalı otomobil ile … caddesi istikametine seyir halinde iken olay yeri 2322.sok kesişimine geldiği esnada aracının sol ön muhtelif kısımları ile istikametine göre sağ tarafta park halinde bulunan araçların önünden yola giren davacıların oğlu yaya …’ye çarpması neticesinde yayanın ölümü ile neticelenen dava konusu olayın meydana geldiği, kazaya karışan … plaka sayılı aracın malikinin davalı … olup, aracın sürücüsünün davalı … olduğu, yine aracın kaza tarihinde … numaralı KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile diğer davalı … Sigorta A.Ş.’ne sigortalı olup kişi başı ölüm teminatının 290.000,00-TL ile sınırlı olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacıların oğlunun vefatı ile sonuçlanan kaza sebebiyle davacıların uğramış olduğu destekten yoksun kalma tazminatının ve bakım ve tedavi giderlerine ilişkin maddi zararların ve uğradıkları manevi zararın kazaya sebebiyet verdiğini belirttikleri aracın maliki, sürücüsü ve sigortacısı olan davalılardan tahsili noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu tanzim olunan ve mahkememizce de kabul gören bilirkişi raporuna göre, davalı sürücü …’ın yönetimindeki … plakalı otomobil ile seyir halinde iken gereken dikkati yola vermediği, mahal şartlarını, yol özelliklerini ve görüş alanını da dikkate alarak kontrollü ve tedbir alabilecek şekilde seyrine özen göstermediği olayda KTK 47/d, 52/b maddelerini ihlal ettiği, olay yerinin yerleşim yeri olduğu hususu da dikkate alındığında, dikkatsiz ve özensiz davranışlarından dolayı %25 oranında kusurlu olduğu, davacıların yakını maktül yaya …’nin ise kontrolsüz şekilde yola girdiği, gelen aracın uzaklık ve hızını dikkate almadığı, araç sürücüsüne yol üzerinde geçiş hakkını vermediği ve olayın meydana gelmesine sebebiyet verdiği kazada KTK 68/b, 138/b-3 maddelerini ihlal ettiği 2006 doğumlu yayanın davranış faktörlerinin sonuç üzerinde %75 oranında etken olduğu tespit edilmiştir. 04/03/2006 doğumlu müteveffa … kaza tarihi olan 11/07/2015 yılında 9 yaşındadır. Mütevaffa …’in aktif çalışmasının 18 yaşında başlayacağı ve 60 yaşına kadar devam edeceği, askerlik süresi hariç aktif hayat süresinin 41 yıl ve askerlik ile emeklilik dönemine ait toplam işleyecek pasif hayat süresinin 5 yıl olduğuna göre yapılan değerlendirmede; destekten yoksun kalan davacı anne …’nin kaza tarihindeki yaşı 38 olup ortalama destekten yararlanma süresinin 22 yıl olduğu, davacı baba …’nin ise kaza tarihindeki yaşı 46 olup ortalama destekten yararlanma süresinin 16 yıl olduğuna göre değerlendirme yapılarak bilirkişilerce hesaplama yapılmıştır. Ayrıca davacı anne … ev hanımı olduğu ve bir geliri bulunmadığından hesaplanan tazminat miktarından yetiştirme gideri indirimi yapılmamış, mütevaffa …’in aktif çalışma hayatına başlayacağı 2024 yılına kadar geçen süreçte babasının desteğinden yararlanacağından yalnızca baba Ali’nin hesaplanan tazminatından müteveffa … için yetiştirme gideri indirimi yapılarak hesaplama yapılmış ve neticeten TRH 2010 yaşam tablosu esas alınarak yapılan hesaplamada davacı anne …’nin yoksun kaldığı desteğe ilişkin maddi zararının 71.120,17-TL, baba …’nin yoksun kaldığı desteğe ilişkin maddi zararının 5.782,36-TL olduğu tespit edilmiştir.
Davacılar vekili tarafından ıslah dilekçesi ile davacı … için dava değeri 71.120,17-TL, … yönünden ise 5.782,36-TL olarak ıslah edilerek ıslah harcı yatırılmıştır. Belirtilen bu sebeplerle yapılan hesaplama neticesinde destekten yoksun kalma tazminat tutarlarının davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu bakiye poliçe limiti dahilinde olduğu, davacıların destekten yoksun kalmaları nedeniyle oluşan işbu zararının kazaya sebebiyet veren aracın sürücüsü, maliki ve sigortacısı olan davalılardan tahsilini talep edebileceği anlaşılmakla, davacı … yönünden 71.120,17-TL, Davacı … yönünden 5.782,36-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Sigorta Anonim Şirketi yönünden davdan önce sigorta şirketine başvuru yapıldığından 8 iş günü sonrasına isabet eden temerrüt tarihi olan 21/03/2017 tarihinden itibaren, diğer davalılar … yönünden kaza tarihi olan 11/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak şartıyla müştereken ve müteselsilen tahsili ile adı geçen davacılara verilmesine karar verilmiştir. Öte yandan davacılar vekili her ne kadar dava dilekçesinde kaza tarihi ile ölüm tarihi arasında yaklaşık dört gün süren bakım, tedavi nedeniyle ayrıca davacılar için toplam 2.000,00 TL maluliyet tazminat talep etmişse de mahkememizce duruşmada verilen sürede tedaviye ilişkin herhangi bir delil belge sunmadığı, kaldı ki bu talebi yönünden ıslah dilekçesinde de talebi olmadığından bu yönüyle davacıların maluliyet tazminatına ilişkin talepleri ispatlanamadığından reddine karar vermek gerekmiştir. Yine davacıların dava dilekçesi sonuç bölümünde bilirkişi incelemesinden sonra belirlenecek miktarda manevi tazminatın davalılardan … ve …’dan tahsili talep edilmişse de; manevi tazminat davası için dava açılırken hiçbir dava değeri bildirilmediği ve peşin harç da yatırılmadığı, bu nedenle ne belirsiz alacak davası ne de kısmi dava olarak usulüne uygun açılmış bir manevi tazminat davası bulunmadığından mahkememizce davacıların manevi tazminat talepleri bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,
1-Davacıların destekten yoksun kalma tazminat taleplerinin kabulü ile;
A)Davacı … yönünden 71.120,17-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Sigorta Anonim Şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 21/03/2017 tarihinden itibaren, diğer davalılar … yönünden kaza tarihi olan 11/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak şartıyla müştereken ve müteselsilen tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine,
B)Davacı … yönünden 5.782,36-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Sigorta Anonim Şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 21/03/2017 tarihinden itibaren, diğer davalılar … yönünden kaza tarihi olan 11/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak şartıyla müştereken ve müteselsilen tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine,
2-Davacıların maluliyet tazminatına ilişkin talepleri ispatlanamadığından reddine,
3-Davacıların manevi tazminat talepleri bakımından harçlandırılmış bir talep olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 11.379,23-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı Rabiye Köse’ye verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 5.782,36-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ye verilmesine,
5-Maluliyet tazminatına yönelik dava reddolduğundan; Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 2.000,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendini vekil ile temsil eden davalılara verilmesine,
6-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 5.253,21-TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan (dava açılırken 31,40-TL + ıslah ile 300,00-TL) 331,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 4.921,81-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye irat kaydına,
7-Davacı tarafından yatırılan 31,40-TL başvuru harcı, 31,40-TL peşin harç, 300,00-TL ıslah harcı, 1.600‬,00-TL bilirkişi ücreti, 272,75‬-TL tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 2.235,55‬-TL yargılama masrafının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK yönetmeliğinin 47/1 maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/04/2023

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.