Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/564 E. 2020/261 K. 03.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/564 Esas
KARAR NO : 2020/261

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/02/2014
KARAR TARİHİ : 03/03/2020
YAZIM TARİHİ : 11/05/2020

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile; davacı şirket ile davalı arasında 18/09/2010 tarihli akaryakıt bayilik sözleşmesi imza edildiğini, söz konusu sözleşmenin teminatı olmak üzere de, müvekkili şirket tarafından davalı lehine …bank… Şubesi tarafından düzenlenen 27/07/2012 tarih ve 300.000,00TL bedelli teminat mektubunu davalıya verdiğini, sözleşmenin imzasını müteakip müvekkilinin borçlarını ifa ettiğini, 18/12/2013 tarihi itibariyle herhangi bir muaccel ve müaccel borcunun da bulunmadığını, ancak davalı şirketin keyfi olarak akaryakıt sevikayatını durdurduğunu, yapılan ihtara rağmen sevkiyatın gerçekleştirilmediğini, müvekkili şirketin tüşteri kaybettiğini, bunun üzerine bayilik sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, davalının teminat mektubu bedelini haksız olarak tahsil ettiğini ileri sürerek, teminat mektubu bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; davacı şirket ile müvekkili arasında 18/09/2010 tarihli 5 yıl süreli Bayilik Sözleşmesinin akdedildiğini, davacı şirket tarafından düzenlenen taahhütname uyarınca davacı şirketin müvekkili şirketten yılda asgari 20000 ton akaryakıt ürünü 150 ton LPG, 2 ton manevi yap almayı eksik kalan yıllık satış miktarı üzerinden 60 USD/ton kar mahrumiyeti ödemeyi anılan bedeli ödemediği takdirde … nezdinde bulunan banka teminat mektuplarının nakde çevrileceğini beyan ve taahhüt ettiğini, davacının bu taahhütlerine rağmen kendisine vadeli ürün satışı yapılmadığı iddiasıyla taraflar arasındaki sözleşme ve protokolü keşide ettiği 24.12.2013 tarihli ihtarname ile süresinden önce ve haksız olarak sonlandırıldığını, davacının iddiasının aksine taraflar arasında akdedilen sözleşme ve protokolde müvekkili şirkete davacı tarafa vadeli ürün verme yükümlülüğü getiren bir düzenleme bulunmadığını, bayilik sözleşmesinin 4.maddesinde davacı bayiye peşin bedelle satış yapılacağının esas bulunduğu yönünde düzenleme bulunduğunu, açıklanan nedenlerle, davacının haksız feshinin sonuçlarına katlanmak ve müvekkili şirketin fesihten kaynaklı cezai şart ve kar kaybı alacaklarını ödemek zorunda olduğunu, davacının protokolün 10.maddesi uyarınca 25.000USD cezai şart ödemekle yükümlü olduğunu, yine taahhütname uyarınca eksik aldığı ürün miktarı için hesaplanmış 193.620USDyi ödemekle yükümlü olduğunu, bunun dışında… AŞ’nin davacıdan olan 23.875,83TL tutarındaki alacağının da dava dışı şirket tarafından müvekkili şirkete temlik edildiğini, davacı şirketin müvekkili nezdindeki cari hesabından da görüleceği üzere, davaya konu banka teminat mektubunun nakde çevrilmiş ve cari hesaba kaydedilmiş oludğunu, buna karşılık 292.693,50TL daha borcu bulunduğunu, buna ilişkin talep hakkının saklı tutulduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Mahkememizin 21/10/2015 tarihli … esas … karar sayılı kararı ile, davanın kabulü ile, sözleşmenin haklı nedenle feshi nedeniyle nakde çevrilmiş bulunan teminat mektubu bedeli olan 300.000TLnin davanın konusuna ve tarafların sıfatına göre dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar verilmiş, mahkememiz kararının davalı vekilince temyizi üzerine Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2016/1105 esas 2016/9331 karar sayılı 25/05/2016 tarihli ilamı ile;
“Taraflar arasında düzenlenen 18.09.2010 tarihli ve 5 yıl süreli bayilik sözleşmesinin 4. maddesi “peşin bedelle satış yapılması esastır” hükmünü içermektedir. Bu hüküm karşısında davalı dağıtım şirketi vadeli mal satışı yapması konusunda zorlanamaz. Bu nedenle davacının 24.12.2013 tarihli ihtarname ile vadeli mal verilmediğinden bahisle sözleşmeyi feshi haklı fesih olarak kabul edilemez. Bu durumda davalı bayinin davacı yanca sözleşmenin haksız feshinden dolayı sözleşmeye göre doğan tazminat ve diğer hakları yönünden teminata başvurma hakkı mevcuttur. Mahkemece bu yön gözetilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması yerinde görülmemiştir. ” şeklinde mahkememiz kararının bozulmasına karar verildiği, davacı vekilince karar düzeltme talebinde bulunulmuş ise de, aynı hukuk dairesinin 07/05/2018 tarih 2016/17538 esas 2018/2483 karar sayılı ilamı ile karar düzeltme isteminin reddine karar verilerek dosya mahkememize gelmiş ve mahkememizin… esas numarasını almıştır.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller ve Yargıtay bozma ilamı birlikte değerlendirilerek rapor tanzimi için dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler Kimya Mühendisi …, SMMM … ve SMMM Dr … tarafından tanzim olunan 16/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davacının ticari defter ve kayıtlarına göre 27/12/2013 tarihi itibariyle hesap bakiyesinin kapanmış olduğu bir borç alacak bakiyesi kalmadığını, bu tarih itibariyle tarafların defter kayıtlarının birbirini teyit ettiğini, davacının haksız fesih yapmış ise 2013 yılında eksik ürün alımı nedeniyle oluşan tazminat tutarının 80.573,04USD ve 27/12/2013 tarihli 2,1604 kur değeri ile TL karşılığı 174.070,00TL olduğunu, protokole göre ceza tutarının 25.000USD’nin 27/12/2013 tarihli 2,1604 kur değerine göre TL karşılığının 54.010,00TL olduğunu, açıklanan üç alternatif hesaplamaya göre, 1.hesaplamaya göre, teminat mektubu bedeli (300.000,00TL) – davalının hesaplanan alacakları (54.010,00TL+ 174.070,00+23.875,83)=48.044,17 davacının alacağı + alacak için tahsil tarihinden dava tarihine kadar 642,92TL faiz olmak üzere toplam 48.687,10TL alacak olduğunu, mahkemenin takdiri feshin haklı olduğu yönünde olursa, davacının asıl alacağı 102.054,17TL + 1.365,68TL faiz olmak üzere toplam 103.419,86TL olduğunu, hiçbir cezai şartın kabul edilmemesi durumunda asıl alaak + faiz 276.124,17+ 3.695,08= 279.819,25TL toplam alacak olduğunun tespit edildiğini belirtmişlerdir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, rapora karşı beyan ve itirazlar dosyaya ibraz edilmiştir.
Dava, sözleşmenin feshi dolayısıyla davalı yana verilen ve paraya çevrilen teminat mektubu bedelinin istirdadına ilişkindir.
Uyuşmazlığın çözümü 18/09/2010 başlangıç tarihli akaryakıt bayilik sözleşmenin feshinin feshin haklı olup olmadığının tespitini gerektirmekte olup, satışın aksine bir düzenlemediği takdirde peşin yapılmasını esas olması, bunun aksi yönünde bir düzenleme olduğuna dair dosyada bir delil de bulunmaması gözetildiğine sözleşmenin feshinin haklı bir nedene dayanmadığı kanaatine varılmıştır.
Sözleşme kapsamında davalı lehine …bank … Şubesine ait 27/07/2012 tarihli 300.000TL bedelli teminat mektubu verildiği, mektubun davalı tarafından 27/12/2013 tarihinde davalı tarafından nakde tahvil edildiği, sözleşmenin haksız feshi nedeni ile davalının eksik ürün alımı nedeniyle oluşan tazminat tutarının 80.573,04USD (27/12/2013 tarihli 2,1604 kur değeri ile TL karşılığı 174.070,00TL) ile protokole göre ceza tutarının 25.000USD’nin (27/12/2013 tarihli 2,1604 kur değerine göre TL karşılığı olan 54.010,00TL) toplamı olan 228.080,00-TL talep edebileceği, fazla tahsil edilen 71,290,00-TL yi iade etmesi gerektiği anlaşılmakla davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 71.290,00 TL ‘ nin 27/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Kabul edilen dava yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 10.067,70TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Red olunan dava yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 24.459,70 TL
vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 4.869,81TL karar ve ilam harcının davalı tarafından ilk karardan sonra 04/01/2016 tarihinde Hisar Veraset ve Harçlar Dairesine bakiye karar harcı olarak yatırılan 15.369,75TLden mahsubu ile fazla alınan 10.499,94TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı tarafa iadesine,
5-Davacı tarafından ilk karardan önce yapılan 1.128,00TL ve ilk karardan sonra yapılan 3.465,75TL olmak üzere toplam 4.593,75TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre (0,23) hesaplanan 1.056,56TLsinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın kendi üzerinde bırakılmasına,
Ayrıca bu dava nedeniyle davacı tarafından yatırılan 5.123,25TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
6-Davalı tarafından yapılan 100,00TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan (0,77) 77,00TLsinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, bakiye kısmın kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde İADESİNE,

Dair taraf vekillerinin yokluğunda, temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı

İşbu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Yasası kapsamında imzalanmıştır