Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/550 E. 2019/298 K. 15.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/550
KARAR NO : 2019/298
DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 22/10/2013
KARAR TARİHİ: 15/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: murisin yolcusu olduğu zorunlu trafik sigortası bulunmayan motorsikletin dava dışı araca arkadan çarpması sonucu murisin vefat ettiğini, müvekkillerinin murisin anne ve babası olup destekten yoksun kaldıklarını beyanla, belirsiz alacak davası olarak 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek reeskont faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiş, bedel artırım dilekçesiyle taleplerini davacı anne … için 500,00 TL’den 29.390,00 TL’ye, baba Salih için 500,00 TL’den 25.958,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazada davacı anne baba açısından alacaklı borçlu sıfatının birleştirilmesi gerektiğini, kazanın %100 kusur ile sebebiyet veren …ve …’un kardeş olduğunu, aracı işletenin … olduğunu, müvekkilinin sigortacılık kanununun 14. Maddesi ve … yönetmeliğinin 9/b maddesi gereğince hak sahibine ödeme yapmak ile yükümlü olduğunu, yönetmeliğin 16. Maddesinde …na yasada belirtilen nedenlerde yaptığı ödemeler için zarar neden olanlara rücu etme hakkının tanındığını, haksız fiillerde borçlunun temerrüte düşürülmesine de gerek olmadığını, borçlar kanunun 116. Maddesine göre borcu sona erdiren hallerden olduğunu, bu nedenle müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığından bahisle davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda 09/04/2015 tarihinde; davacıların davasının ıslah edilmiş haliyle kabulü ile; anne … yönünden 29.390,00 TL, baba … yönünden 25.958,00 TL olmak üzere toplam 55.348,00 TL’nin dava tarihi olan 22/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigortadan alınıp, davacılara verilmesine karar verilmiş; hükmün davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2015/17624 esas, 2018/2282 karar sayılı, 13/03/2018 tarihli ilamı ile; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. (818 sayılı BK 44.) maddesi gereğince yolcu murisin kask durumundan dolayı müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı ve tazminattan %20 oranında indirim yapılıp yapılmaması gerektiği hususları tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi için hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yeniden yapılan yargılamada davacı vekili önceki kararda direnilmesini talep etmiş, mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, davacılar vekiline müteveffanın kaza esnasında kask takıp takmadığı hususunda beyanlarını ve delilleri sunması için 2 haftalık kesin süre verilmiş, davacılar vekili 10/09/2018 tarihli olan fakat UYAP sisteminden 03/12/2018 tarihinde gönderilen dilekçesinde; müteveffa kast taksa dahi vefat edeceğinin olayın geliş
şeklinden çok açık bir şekilde anlaşıldığını, müteveffanın dava konusu kazada kask takmaması ile ölümü arasında illiyet bağı bulunmadığından tazminattan indirim yapılmasının yerinde olmayacağını, destekten yoksun kalma tazminatına konu davacıların zararının desteklerinin ölümü nedeniyle, destekten yoksun kalan sıfatıyla kendileri üzerinde doğan zarar olduğunu, bu zarardan doğan hakkın desteğe ait olmadığına göre, onun kusurunun bu hakka etkili olmasının da düşünülemeyeceğini, trafik kazası sonrası vefat eden kişinin yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilmelerinin mirasçı olmalarından değil, ölüm nedeniyle doğrudan zarar görmüş olmalarından kaynaklandığını, bu nedenle de bu hakkın kullanılmasında murisin kusur oranının önemli olmadığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararları da dahil bir çok Yargıtay kararında, bu hakkın kullanılmasında murisin kusur oranının önemli olmadığının karara bağlandığını (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas 2011/17-787, 2012/92 karar, 22/02/2012) bu nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda değerlendirildiğinde; 10/02/2011 tarihinde davacıların desteği …’un yolcu olarak bulunduğu trafik sigorta poliçesi bulunmayan…’un sevk ve idaresindeki motosikletin %100 kusurlu olarak önünde seyreden … sevk ve idaresindeki minibüse arkadan çarpması sonucu meydana gelen kazada öldüğü, davacıların talep ettiği destekten yoksun kalma tazminatının konusunda uzman bilirkişiler tarafından hesaplandığı, buna göre davacılardan anne …’nın 29.390 TL, baba…’in ise 25.958 TL olmak üzere toplam 55.348 TL destekten yoksunluk destek bedellerinin bulunduğunun anlaşıldığı, Şanlıurfa C.Başsavcılığının 22/02/2011 tarihli ölü muayene ve otopsi zaptına göre ölüm sebebinin trafik kazasına bağlı oluşan kafa içi kanama, ödem ve kafa içi travmatik değişim neticesi olduğu kanaatinin bildirildiği, davacılar vekiline Yargıtay bozma ile doğrultusunda murisin kaza esnasında kask takıp takmadığına yönelik beyanlarını ve delillerini sunması için mahkememizce iki haftalık kesin süre verildiği, kesin süre içerisinde bu hususta beyan ve delil sunulmadığı, davacılar vekili tarafından uyap sistemi üzerinden 03/12/2018 tarihinde
gönderilen dilekçe ile her ne kadar müteveffanın kast takıp takmamasının ve kusur oranının önemli olmadığı beyan edilmiş ise de; Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere; Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. (818 sayılı BK 44.) maddesine göre zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Buna göre davacılar murisinin müterafik kusurunun bulunduğunun tespiti ile söz konusu tazminatlardan ayrı ayrı takdiren %20 indirim yapılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kısmen KABUL Kısmen REDDİ ile;
Davacılardan; …’nın 29.390,00TL, Salih’in ise 25.958,00 TL olmak üzere toplam 55.348,00 TL üzerinden davaya konu edilen olayda, destek murisin müterafik kusurunun bulunduğunun tespiti ile söz konusu tazminatlardan ayrı ayrı takdiren %20 oranında indirim yapılarak davacılardan …’nın 23.512,00 TL, Salih’in ise 20.766,40 TL olmak üzere toplam 44.278,40 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ayrı ayrı ödenmesine, fazlaya dair taleplerin ise REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 3.024,65 TL nispi karar harcından ıslah harcı 186 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.838,65 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 5.220,62 TL nispi ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 1.781,35 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacılara verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …