Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/531 E. 2022/836 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/531 Esas
KARAR NO:2022/836

DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:14/06/2018
KARAR TARİHİ:14/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacı ile davalı arasında davacıya ait iş yerindeki bir kısım işlerin yerine getirilmesi için 10/02/2015 tarihli hizmet sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince davalı şirketin teknik ve idare personeli davacı şirketin işyerinde gerekli hizmeti sağlayacağını, davacı ile davalı arasında imzalanan sözleşmenin 16/02/2015-15/08/2015 tarihleri arasında geçerli bir sözleşme olup, davacı şirketin sözleşmeden doğan tüm taahhütlerini yerine getirdiğini, ancak davalı şirketin kendi personelinin işçi hak ve alacaklarını ödemeyerek iş akdini fesih ederek işçilerin dava açmalarına sebebiyet verdiğini, davalı ile davalı şirket bünyesindeki personelin iş ilişkisinin davacı tarafından bilinmese de, davalı şirkete ait işçilerin davacı şirket aleyhine iş davaları açtıklarını, söz konusu davalarda hükmedilen alacakların, tüm dava ve icra giderleriyle birlikte işçilere/icra dosyalarına davacı tarafından ödendiğini, davacı ile davalı için iş mahkemelerinin, işçiler açısından davalı şirketlerin müteselsilen sorumlu olduğuna karar verdiğini, davacının davalı şirketten hizmet satın almış olup, bunun için davalı şirkete yüksek meblağda para ödediğini, davacı ile davalı arasında imzalanan sözleşmenin alt işveren-üst işveren ilişkisini kurmadığını, taraflar arasındaki sözleşmeye ve taraflar arasındaki uygulamaya bakıldığında da söz konusu işçilerin hak ve alacaklarından tazminatlarından davacı şirketin sorumlu tutulamayacağını, bu nedenle davacı şirketin işçilere yapmış olduğu ödemelerin davalı şirketten tahsil edilmesi gerektiğini beyanla, davacının davalıdan olan 536.123,94TL alacağının tespiti ile her bir alacağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek TCMB avans faizi oranından işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket ile davacı arasında düzenlenen hizmet sözleşmesinin farklı farklı tarihlerde olmak üzere toplamda 3 adet olduğunu, bunlardan ilkinin 28/02/2011 tarihli olup, bu sözleşmede davacı tarafın belirtmiş olduğu davalı şirketin tazminat sorumluluğuna ilişkin herhangi bir madde yer almadığını, üst işveren konumundaki davacı şirkette çalışan işçilerin tazminat hak ve alacaklarından sorumluluğunun davalı şirkete ait olacağına ilişkin bir hükmün ilk sözleşmede bulunmadığını, davalı ile düzenlenen ikinci sözleşmenin 15/02/2013 tarihinde olduğunu, bu ikinci sözleşmede de işçilerin tazminat haklarına ilişkin bir yükümlülüğü kabul ettiklerini içeren bir ifadenin sözleşme içeriğinde yer almadığını, davacı ile son olarak düzenlenen ve davacı tarafından da mahkemeye ibraz edilen 10/02/2015 tarihindeki sözleşmenin 6.maddesinde … çalışanları tarafından açılacak fazla mesai, tazminat, iş akdinin haksız yere feshi gibi ücretlerle ilgili alacaklardan dolayı açılan davalı şirketin sorumlu tutulacağına ilişkin yeni bir sözleşme düzenlendiğini, bu sözleşmenin bitiş tarihi olarak 15/08/2018 tarihinin belirlendiğin, davacı tarafından davalıya ihtarname ile söz konusu sözleşmenin 15/08/2015 tarihinde hukuken sonlanmış olmakla birlikte 26/09/2015 tarihine kadar fiilen ayakta olan bir sözleşme olduğunun bildirildiğini, bu ihtarına davalı tarafından cevap verildiğini, davacı tarafın bahsi geçen ücret alacaklarının tamamının BK 167 mad uyarınca davalı şirket tarafından ödenmesi gerektiğini 10/02/2015 tarihli taraflar arasında imzalanan sözleşmeye dayanarak savunduğunu, ancak söz konusu sözleşmenin geçerli kurulmamış olmakla birlikte muvazaalı olarak kurulduğundan geçersiz sayıldığını, kaldı ki 10/02/2015 tarihli sözleşmeden önceki 2 sözleşmenin de davalı şirketin TİS kaynaklanan ücret alacaklarının tamamından sorumlu olacağına ilişkin bir maddenin sözleşmede yer almadığını, davalının TİS ile ilgili mahkeme kararından haberi dahi bulunmadığından davacı şirkete fiyat teklifi sözleşmede belirtilen birim fiyatlar üzerinden verildiğini, davacının, söz konusu çalışan personellerin TİS olduğunu ve mahkeme kararı gereği ücret alacaklarının ne şekilde olması gerektiği konusunda davalı şirketi bilgilendirmediğini, ayrıca işçilerin alması gereken ücret alacakları ve toplu iş sözleşmesine değinilmediğini, taraflar arasında 28/02/2011, 15/02/2013 tarihli hizmet alım sözleşmelerinde yer almayan ve davalının herhangi bir sorumluluğu olmadığı bu düzenlemenin sadece 10/02/2015 tarihli sözleşmede yer aldığını ve işbu 10/02/2015 tarihli sözleşmenin ise davacının ödeme yaptığı işçilik alacaklarını (2015 yılı ve öncesi) kapsamadığı gibi bu alacaklardan davalı şirketin sorumlu tutulamayacağını beyanla, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti ile geçersiz bir sözleşmeye dayanarak talep edilen alacak talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, hizmet sözleşmesi, … 25.İş mahkemesinin … sayılı kararı, cari hesap ekstresi, ödeme dekontları, ücret bordroları, makbuz suretleri, ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, … 32.İş Mahkemesinin … esas sayılı dosyasına ait gerekçeli karar, davacı ve davalının borçlu olarak yer aldığı icra dosyaları, yine dosyamız davacısı ve davalısının davalı olarak yer aldığı iş mahkemeleri dosyalarından verilen kararlar celp olunmuştur.
….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı … tarafnıdan borçlular … Tem Serv ve Elektronik Güv Oto İnş San Tic AŞ, … … Karton San Tic AŞ aleyhine kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, genel tatil ücreti, asgari geçim indirimi, harç masraf alacağı, vekalet ücreti, yargılama gideri toplamı 27.017,59TL üzerinden takip yapıldığı görülmüştür.
… 32.İş Mahkemesinin …sayılı kararının incelenmesinde; davacı … tarafından davalılar … Tem Serv ve Elektronik Güv Otom İnş San Tic AŞ, … … Karton San TicAŞ aleyhine işçi ile iş veren ilişkisinden kaynaklanan alacak davası açıldığı, yargılama sonunda 30/05/2016 tarihli karar ile davanın kısmen kabulü ile işçilik alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği görülmüştür.
Davacı … … ve davalı …’in davalılar olarak yer aldığı … 28.İş mahkemesinin 11 ayrı kararında; “…dava konusu ödemelerin yapıldığı personellerin, “davacının yürüttüğü çembercilik faaliyetinin alt işverene verilmesinin muvazaa teşkil ettği, yapılan işin yardımcı iş mahiyetinde olmadığı gibi alt işverene verilmesinin de teknolojik bir zorunluluk arz etmediği ayrıca bu işin daha önce davalı şirket (huzurdaki davada davacı … …) çalışanları tarafından yapıldığı hususlarının tespit edildiği ve söz konusu kararların Yargıtay kararları ile onandığı anlaşılmaktadır.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi SMMM … tarafından tanzim olunan 23/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arasında 28/02/2011, 15/02/2013 v 10/02/2015 tarihli hizmet sözleşmesi imzalandığı husununu her iki tarafın da kabulünde olduğunu, söz konusu sözleşmelerin 5/e maddesinde davalının davacının SGK’sı altında alt taşeron olarak işçi çalıştıracağının belirtildiğini, ilk iki sözleşmede davalının alt taşeron olarak çalıştıracağı işçilerin haklarının ödenmesi noktasında herhangi bir maddeye yer verilmediğini, taraflar arasında akdedilen 10/02/2015 tarihli hizmet sözleşmesinin 6.maddesinde ise “davalı çalışanları tarafından fazla mesai, tazminat, iş akdinin haksız yere feshi gibi ücretle ilgili alacaklardan dolayı açılan davalardan davalının sorumlu olacağı ve davacı … …’a davalı … çalışanları tarafından açılan davalarda ödenen tazminat ve masrafları davalının davacı … …’a defaten ödeyeceğinin ” belirtildiğini, … 28.İş Mahkemesinin 11 ayrı kararında “…dava konusu ödemelerin yapıldığı personellerin, “davacının yürüttüğü çembercilik faaliyetinin alt işverene verilmesinin muvazaa teşkil ettiği, yapılan işin yardımcı iş mahiyetinde olmadığı gibi alt işverene verilmesinin de teknolojik bir zorunluluk arz etmediği ayrıca bu işin daha önce davalı şirket (huzurdaki davanın davacısı) çalışanları tarafından yapıldığı hususlarının tespit edildiği ve söz konusu kararların Yargıtay kararları ile onandığını, söz konusu kararların çerçevesinde taraflar arasındaki ilişkinin, asıl alt işveren ilişkisinin kurulma şartlarını taşımadığının anlaşıldığını, bu hususta takdirin mahkemeye ait olduğunu, somut olayda davacı tarafça ödenen tutarların davalıya rücu hakkının bulunup bulunmadığı hususunun ortaya konulmasının gerektiğini, ancak söz konusu hususun hukuki tartışmayı gerektirmesi nedeniyle davacının ödediği bedeller yönünden davalıya rücu edip edemeyeceği hususunda mahkemece davacının rücu edebileceği kanaatine varılması durumunda, davacının talep edebileceği alacak tutarının 370.456,94TL olarak hesaplandığını belirtmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup rapora karşı beyanlar dosyaya ibraz edilmiş, rapora itirazlar doğrultusunda tanzim olunan 01/11/2022 tarihli ek raporda; itiraz dilekçeleri ile ödeme dekontlarının sunulduğunu, yine davacı tarafça söz konusu işçilere işe iade ödemelerinin ve söz konusu işçilere ait bordroların sunulduğunu, mahkemece davacı tarafça dosyaya sunulan personel bordrolarının işe iade ödemelerine ilişkin olduğu kanaatine varılması durumunda, bankaya yapılan net ödemeler üzerinden söz konusu bordrolarda ödenen ücretlerin oran orantı yöntemi kullanılmak suretiyle brüte çevrilerek davacının iş bu ödemeler için katlanmış olduğu maliyeti de eklenmek suretiyle davalı adına ödenen tutarların; … 271.923,40TL, … Bankası 47.829,92TL, … (4 aylık işe iade bedeli) 24.380,00TL, 4 aylık diğer maliyetler (4*3.884,17=) 15.536,68TL, vekalet ücreti 26.862,82TL, harç tutarları 17.149,76TL olmak üzere toplam 403.682,58TL olarak hesaplandığını belirtmiştir.
Dava, davalı şirket çalışanlarına ödendiği iddia olunan işçilik alacaklarının üst işveren sıfatıyla davacı tarafından ödendiğinden bahisle, söz konusu alacakların davalıdan rücuen tahsiline yönelik alacak davasıdır.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, taraflar arasındaki sözleşme, tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında davacıya ait iş yerindeki bir kısım işlerin yerine getirilmesi için 28/02/2011 tarihli, 15/02/2013 tarihli ve 10/02/2015 tarihli hizmet sözleşmelerinin imzalandığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacı ile davalı arasında akdedilen 10/02/2015 tarihli hizmet sözleşmesi uyarınca üst işveren sıfatıyla davacı tarafından davalı şirket çalışanlarına ödendiği belirtilen işçilik alacaklarının davalıdan rücuen tahsili noktasında toplandığı, 28/02/2011 tarihli hizmet sözleşmesinin incelenmesinde; sözleşmenin 16/02/2011-15/02/2013 tarihleri arasında geçerli olduğu, yine taraflar arasındaki 15/02/2013 tarihli sözleşmenin süresinin ise 16/02/2013-15/02/2015 tarihleri arasında geçerli olup, her iki sözleşmenin İşin kapsamına ilişkin 5.maddede; …, … …’ın SGK’sı altında alacağı alt taşeron numarasına her ay bir önceki aya ait çalışan personelin SSK Primini yatıracak ve sigortalı hizmet listesinin bir suretini çalışanların isimlerini fosforlu kalemle işaretlenmiş olarak ve de prim ödeme makbuzlarını … … İnsan Kaynakları Müdürlüğüne teslim edeceğinin düzenlendiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığına konu 10/02/2015 tarihli hizmet sözleşmenin incelenmesinde ise; sözleşmenin süresinin 16/02/2015-15/08/2015 tarihleri arasında geçerli olup, İşin Kapsamına ilişkin 5.maddede …, … …’ın SGK’sı altında alacağı alt taşeron numarasına her ay bir önceki aya ait çalışan personelin SSK Primini yatıracak ve sigortalı hizmet listesinin bir suretini çalışanların isimlerini fosforlu kalemle işaretlenmiş olarak ve de prim ödeme makbuzlarını … … İnsan Kaynakları Müdürlüğüne teslim edeceğinin düzenlendiği, Açılan Davalara ilişkin 6.maddede ise “… çalışanları tarafından fazla mesai, tazminat, iş akdinin haksız yere feshi gibi ücretle ilgili alacaklardan dolayı açılan davalarda … sorumludur. Bu davalara … avukatları bakacak, dava nedeniyle ortaya çıkacak masraf ve tazminatlardan … sorumlu olacaktır. Bu tür davalarda asıl şirket olması nedeniyle, … …’a … çalışanları tarafından açılan davalarda ödenen tazminat ve masrafları … Şirketi … …’a defaten ödeyecektir” denilmektedir.
Alt-üst işverenlerin işçiye karşı dış sorumluluğu ile işverenlerin kendi arasındaki sorumluluk bambaşka hukuki ilişkilerderi. Birisi kaynağını iş hukukundan almakta ve işçiyi gözetme maksadıyla özünde kamu davası niteliğindeyken, mahkememizdeki işbu davada tacirler arasındaki borç ve ticaret hukuku temellidir. Müteselsil borçlular arasındaki iç ilişkide, bu konudaki sorumluluğun tamamen borçlulardan birine ait olacağı yönünde bir sözleşme yapılmış ise, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacağından, dış ilişkide kanundan doğan teselsül gereğince borcu ödemiş olan müteselsil borçlunun, ödediği miktarın iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rucuen tahsilini talep edebileceği Yargıtay kararları ile sabittir. Taraflar arasında imzalanan 10/02/2015 tarihli hizmet sözleşmesinin 6.maddesinde davalı … çalışanları tarafından fazla mesai, tazminat, iş akdinin haksız yere feshi gibi ücretle ilgili alacaklardan dolayı açılan davalarda …’in sorumlu olduğu, bu davalara … avukatlarının bakacağı, dava nedeniyle ortaya çıkacak masraf ve tazminatlardan …’in sorumlu olacağı, bu tür davalarda asıl şirket olması nedeniyle, … …’a … çalışanları tarafından açılan davalarda ödenen tazminat ve masraflarının davalı … tarafından davacı … …’a ödeyeceği düzenlenmiş olmakla, davalı şirketin basiretli bir tacir olarak yaptığı sözleşmenin gereklerini yerine getirmesi gerektiği, bu bağlamda davacının iş mahkemelerindeki davalar nedeniyle ödediği tazminat ve masrafların davalı …’den rücuen tahsilini talep edebileceği kanaatine varılmıştır. Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu tanzim olunan ve mahkememizce de kabul gören bilirkişi raporuna göre, sözleşmelerin 5/e maddesi kapsamında davalının davacının SGK’sı altında alt taşeron olarak SGK primini yatırdığı, yine davacı tarafça dosyaya sunulan ücret bordrolorı incelendiğinde de söz konusu bordrolarda “işveren ünvanı” Davacı … … Şti olarak göründüğü, davacı tarafça SGK dosyası altında alt taşeron olarak çalıştırılan işçiler nedeniyle davacının söz konusu işçilerin tazminatlarını ve işe iade tutarlarının ödendiği, davacı tarafça dosyaya sunulan personel bordrolarının işe iade ödemelerine ilişkin olduğu, bankaya yapılan net ödemeler üzerinden söz konusu bordrolarda ödenen ücretlerin oran orantı yöntemi kullanılmak suretiyle brüte çevrilerek davacının iş bu ödemeler için katlanılmış olduğu maliyetin de eklemek suretiyle davalı adına ödenen tutarların … 271.923,40TL, … Bankası 47.829,92TL, … (4 aylık işe iade bedeli) 24.380,00TL, 4 aylık diğer maliyetler (4*3.884,17=) 15.536,68TL, vekalet ücreti 26.862,82TL, harç tutarları 17.149,76TL olmak üzere toplam 403.682,58TL olarak hesaplandığı,davacının ödediği işbu tutarların davalıdan rücuen tahsilini talep edebileceği, yine rapora yönelik davacı tarafından yapılan itiraz ve belgelere göre de, … 32.İş Mahkemesinin … K.sayılı dosyasında işçi … lehine hükmedilen işçi alacağının da ….İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasında takibe konu edilen dosyaya 11/07/2016 tarihinde ve 13/07/2016 tarihinde 33.319,57 TL yatırıldığı, yatırılan bu miktarın bilirkişi raporunda yer almadığı, o nedenle bilirkişi raporuna yer alan ve tespit edilen 403.682,58 TL’ye bu miktarın eklenmesi gerektiği, davacının mahkememiz dosyasına konu olan davadan önce 3.şahıs işçilere ödediği toplam miktarın buna göre 403.682,58+33.319,57 = 437.002,15 TL olduğu, bu miktarı davalıdan talep edebileceği (bu husus basit bir matematik hesabı ile bulunabileceğinden tekrar ek raporu yoluna gidilmemiştir), her ne kadar davacı tarafından rapora itirazda işe iade davaları sebebiyle işçilere ödenen tazminat miktarlarının hesabında işverene maliyetin eklenmesi gerektiği yönünde itirazda bulunmuş ise de, söz konusu bedellerin tazminat olarak 3.şahıs işçilere ödenen miktarlar oluşu ve davacı tarafından yapılan ödemelerin ancak davalıdan istenebileceği, yine davacı tarafından ödenen bir kısım miktarların ise mahkememizdeki alacak davasına konu olan davadan sonra ödendiği, dava tarihi itibarı ile henüz muaccel(istenebilir) olmadığı anlaşıldığından kalan kısımlar yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Bu nedenlerle davacının davasının kısmen kabulü ile, 437.002,15 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısımlar yönünden davanın erken açılması sebebiyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davacının davasının KISMEN KABUL – KISMEN REDDİ ile, 437.002,15 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Kalan kısımlar yönünden davanın erken açılması sebebiyle REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 64.180,30 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Red olunan dava yönünden Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 15.859,49 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 29.851,61TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 9.170,62TLnin mahsubu ile bakiye 20.680,99TLnin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti ve posta masrafı olmak üzere toplam 4.693,00TLnin davanın kabul ve red oranına göre (0,81) hesaplanan 3.801,33TLsinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın kendi üzerinde bırakılmasına,
Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan 9.170,62TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/12/2022

Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI