Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/521 E. 2021/192 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/521 Esas
KARAR NO:2021/192

DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:12/06/2018
KARAR TARİHİ:11/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, davacı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile dört adet bonodan dolayı genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlattığını, ancak davacının takibe konu senetlerden dolayı borcunun bulunmadığını, takibe konu borcun zamanaşımına uğradığını, davalının, davacıya karşı söz konusu bonolar için 2014 yılında takip başlatmış olmasına karşın sonrasında 3 yılı aşkın bir süre boyunca icra takibinde davacı yönünden herhangi bir işlem yapmadığını, borcun zamanaşımına uğramış olmasından dolayı davacının davalıya herhangi bir borcunun olmadığını, ayrıca icra takibine konu olan borcun davalı tarafa ödendiğini, yapılan ödemeye ilişkin belgenin ekte sunulduğunu, belge aslının ise …. İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası içerisinde olduğunu, ödeme belgesi incelendiğinde senetlere konu olan borcun 07.03.2015 tarihinde davalı …’a elden ödenerek borcun kapatıldığını ve davalı tarafından borcun bittiğine dair tutanak imzalandığını, imzalanan bu belgenin ibraname niteliğinde olduğunu, söz konusu belgede davalı tarafın, herhangi bir alacağı kalmadığını açıkça belirttiğini, icra takibine konu borç ödenmesine rağmen davalı …’ın haksız ve kötü niyetli olarak bu ödemeyi icra dosyasına bildirmediğini, tekrar davacı aleyhine icra takibine devam ettiğini, davacı aleyhine yapılan takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacının bu takipten zarar gördüğünü, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından borçlu olunmadığının tespiti ile menfi tespit davalarının kabulünü, davacının söz konusu senetlerden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitini, davacı tarafından davalının iddia ettiği takibe konu tutarın icra veznesine yatırılmasına, sonrasında yatırılacak teminat ile ihtiyati tedbir kararı verilerek dava hakkında verilecek karar kesinleşinceye kadar tedbiren icra veznesine yatırılacak paranın davalıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesini, haksız ve kötü niyetle yapılan takip dolayısıyla davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından takibe konu senetlerin zamanaşımına uğradığı iddia edilmiş ise de takibin kesinleşmesinden önce tahakkuk eden zamanaşımına ilişkin itirazın …. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/… Esas, 2018/… Karar sayılı 05.06.2018 tarihli kararı ile reddedildiğini, takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak, ödeme emrinin davacıya 23.11.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, 28.11.2017 tarihinde borçlu hakkındaki takibin kesinleştiğini, 29.11.2017 tarihinde takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazının süre yönünden reddine karar verildiğini, işbu dava ile de zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de takibin 28.11.2017 tarihinde kesinleştiğinden ve 3 yıllık sürenin henüz dolmadığından davacının işbu talebinin reddine karar verilmesini, ödeme iddiasının şahsi def’i olduğunu, sadece taraflar arasında ileri sürülebileceğini, kabul manasına gelmemekle birlikte davacının sunduğu belgede ödeme yapanın davacı değil dava dışı diğer borçlu olan …olduğu, …’ın takibe konu senetlerde keşideci, davacının lehtar, davalının da ciranta konumunda olduğunu, şahsi defilerin, senet borçlusu ile belli bir alacaklı arasındaki hukuki ilişkiden doğan ve ancak o alacaklıya karşı o borçlu tarafından ileri sürülebilen defiler olduğunu, dolayısı ile lehtar olan davacının, keşideciye ait şahsi defiyi ileri sürebilmesinin mümkün olmadığını, işbu sebeple davacının ödemeye ilişkin itirazlarının reddine karar verilmesi gerektiğini, yargılama neticesinde davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddini, davacı aleyhine İİK 72/4 maddesi gereğince %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ve …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki 28/02/2012 tanzim – 28/06/2012 vade tarihli keşidecesi …lehtarı … olan 1.000,00-TL bedelli, 28/02/2012 tanzim – 28/07/2012 vade tarihli keşidecesi …lehtarı … olan 1.000,00-TL bedelli, 28/02/2012 tanzim – 28/08/2012 vade tarihli keşidecesi …lehtarı … olan 1.000,00-TL bedelli, 28/02/2012 tanzim – 28/09/2012 vade tarihli keşidecesi …lehtarı … olan 2.000,00-TL bedelli, 28/02/2012 tanzim – 28/10/2012 vade tarihli keşidecesi …lehtarı … olan 2.180,00-TL bedelli bono asılları, …. İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasındaki 07/03/2015 tarihli ödeme belgesi aslı Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit davasıdır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davaya konu olan icra takibine dayanak olan senetlerde davacının lehtar …, davalı … ise hamil konumundadır. Davanın tarafı olmayan dava dışı …ise senetlerin keşidecisidir. …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasında … tarafından 28/02/2012 tanzim tarihli vade tarihleri birbirinden farklı 5 tane bonodan kaynaklı alacak için …ve …’a karşı icra takibi yapılmış olduğu anlaşılmıştır. Menfi tespit davası açan davacı … ise …’a 07/03/2015 tarihinde borcun ödenerek kapandığı, borcun kapandığına dair tutanak tanzim edildiği, borç ödenmesine rağmen davalının ödemeyi icra dosyasına bildirmediği ve takibe devam ettiğinden bahisle borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davacı tarafından dosyaya aslı sunulan 07/03/2015 tarihli … ile …arasında imza edilen belge incelendiğinde; icra takibine konu olan 5 adet senedin açık bilgileri yazılarak toplamda 7.180,00 TL’nin …’a elden ödendiği, …’ın zamanında ödenmeyen bu senetten dolayı …’a herhangi bir borcu kalmadığı hususunda anlaşılmış, belge … tarafından imzalanmıştır. Mahkememize sunulmuş olan belgeye davalı tarafından imzaya itiraz, sahtelik vs ya da ödeme yapılmadığına ilişkin itirazda bulunmamıştır.
6102 Sayılı TTK’nın 687. Maddesinde: “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun ” düzenlemesi ile senedin ödendiğine ilişkin bedelsizlik def’i mutlak def’ilerden olmadığını, nispi def’i niteliğinde olduğundan senedi ciro yoluyla hamil olan iyi niyetli kişilere karşı ileri sürülemeyeceği anlaşılmaktadır. Bonolor, sebepten mücerret kıymetli evrak olup; hamil temel borç ilişkisinin tarafı olmadığından, 687. maddesi uyarınca, temel ilişkideki defiler hamile karşı ileri sürülemez; meğer ki hamil, senedi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. Hamilin kötü niyetini ispat yükü ise iddia eden davacıya aittir. Somut olay yönünden ise; davacı … lehtar-ciranta, davalı … ise hamil olup, icra takibinden sonra yapılan bu ödeme belgesine göre keşideci …’ın zamanında ödenmeyen senetlerden dolayı tarafına borcu kalmadığını kabul eden ve bunu imzalayan … olup, hamil … ile keşideci …arasında senetten dolayı doğrudan bir ilişki mevcut değildir. TTK 687. Maddesinde kendisine başvurulan kişinin, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri hamile karşı ileri süremeyeceğini hüküm altına almıştır, oysa somut olayda keşideci arada başka bir ciranta olsa dahi hamile senetten dolayı olan borcu ödemiş, hamil bu ödemeyi kabul ederek senetlerden dolayı alacağının kalmadığını kabul etmiştir. Senetten dolayı tek bir alacağı olan hamilin alacağının keşideci tarafından ödenmesi diğer cirantaları hamile karşı olan borcundan kurtaracağı kaçınılmaz olduğundan, hamilin aynı senetten kaynaklı alacak için alacağa kavuşmuş olmasına rağmen kendisinden önceki cirantadan tahsile yönelmesi mükerrer tahsilata sebebiyet vereceği de göz önüne alınarak; davalı hamile senetten kaynaklı borcun keşideci tarafından ödendiği diğer borçlu olan lehtarın da aynı oranda borçtan kurtulduğu anlaşılmış olduğundan davacının söz konusu senetlerden dolayı açmış olduğu menfi tespit davasının kabulü ile davacının …. İcra Müd.’nün … E. Sayılı dosyasındaki 5 adet bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Davacı İİK 72/5. Maddesi gereği davalıdan tazminat talep etmişse de bu madde uyarınca; borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Ancak somut olayda icra takip tarihinden sonra ödeme yapılmış olunduğu anlaşıldığından takip itibariyle davalının haksızlığından söz etmek mümkün olmadığından davacının tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davanın KABULÜ ile; davacının …. İcra Müd.’nün … E. Sayılı dosyasındaki 28/02/2012 tanzim – 28/06/2012 vade tarihli keşidecesi …lehtarı … olan 1.000,00-TL bedelli, 28/02/2012 tanzim – 28/07/2012 vade tarihli keşidecesi …lehtarı … olan 1.000,00-TL bedelli, 28/02/2012 tanzim – 28/08/2012 vade tarihli keşidecesi …lehtarı … olan 1.000,00-TL bedelli, 28/02/2012 tanzim – 28/09/2012 vade tarihli keşidecesi …lehtarı … olan 2.000,00-TL bedelli, 28/02/2012 tanzim – 28/10/2012 vade tarihli keşidecesi …lehtarı … olan 2.180,00-TL bedelli bonolardan dolayı Borçlu Olmadığının Tespitine,
(2)Şartları oluşmadığından davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
(3)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 490,46-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 122,62-TL’nin harçtan mahsubu ile bakiye 367.84-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
(4)Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 122,62-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
(5)Davacı tarafından yapılan; 35,90-TL başvuru harcı, 98,00-TL tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 133,90-TL yargılama masrafının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
(6)Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
(7)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/03/2021

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.