Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/511 E. 2018/1142 K. 24.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/511 Esas
KARAR NO : 2018/1142
DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 08/06/2018
KARAR TARİHİ: 24/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı şahısların, davalı … AŞ’nin ortakları olduğunu, davacının üniversiteden arkadaşları ve arkadaşlarının yakın tanıdıkları ile kendi aralarında sermaye toplayarak … yılında otel kurmak ve toprak sahiplerine de kira ödemek amacı ile …Cad.üzerinde 8700 ada, 5,6,7,8,9 ve 17 nolu parsellerde ana mal sahipleri ile anlaşarak ve tapulara %50 ortak olarak metruk binaları yenilediklerini ve butik otele çevirip işletmeye başladıklarını, daha sonra davacının arkadaşlarının taşınmazın toplamda %50’si üzerindeki paylarını farklı binalar için farklı anonim şirket kurarak şirket hisseleri üzerinde paylaştıklarını, 17 nolu parselin %50’sinin davalı şirket, 9 nolu parselin de %50 hissesinin ise… AŞ üstüne alındığını, 26/12/2014 tarihinde davacının arkadaşı …’ın davalı şirketteki %10 hissesini ve… AŞ’den ise parsel 9’un %5 tapusunu devraldığını, bahsedilen hisse ve arsa tapusu payları için 210.000 USD ödeme yaptığını, yine 2017 yılı Mayıs ayında davacının ortak arkadaşları ve yakınlarının davalı şirketteki paylarını davalı şirketteki paylarını davalı …’nun kayınpederi diğer davalı …’ya devrettiğini, bu devir sonrası davacının davalılar ile birlikte ortak duruma geldiğini ve 10 pay ile azınlık duruma düştüğünü, ortaklık yapısının değişmesinden hemen sonra davacıya tebligat yapılmaksızın çağrısız olarak genel kurulun toplandığını ve yönetim kurulu başkanlığına davalı …’nun, yardımcılığa ise …’nin getirildiğini, kiracı şirketin kira ödememesi sonrasındaotelin işletmesinin davalı …’nun ortağı ve yöneticisi olduğu şirkete verildiğini, böylelikle bu davalının davacının ortağı olduğu davalı …Şirketinin sahibi olduğu otelin ve diğer parsellerdeki otelin işletmecisi konumuna geldiğinin öğrenildiğini, ancak söz konusu şirketin yapısının davalı …Şirketi ile ilişkisinin bilinmediğini, davacıya otelin işletilmesi nedeniyle herhangi bir tutar da ödenmediğini, özellikle davalılardan …’nin şirketin içinin boşaltıldığı ve usulsüz muameleler yaptığının öğrenildiğini, davacı tarafından iyi niyetle şirketi olduğu davalı şirket ortağı ve yöneticilerine e-posta atarak ve telefonla genel kurul ve yönetim kurulu kararları, ana sözleşme ve satış sözleşmeleri, varlıklar ve yükümlülükler, varsa kira sözleşmesi ve pay defterinin kopyası gibi bilgilerin istendiğini, ancak bu bilgilerin kendisine verilmediğini, bunun üzerine davacı tarafından davalı şahıslara ihtarname gönderildiğini, ihtarnameden sonra davalı …’nin davacıyı arayarak davalı …’nun şirketin içini boşalttığını, evrakları sakladığını, diğer taşınmazlardaki hisselerini sattığını ve malvarlığını yurt dışına çıkarmaya çalıştığını belirttiğini, ancak davacının kısa bir süre önce davalı şirketin ticaret sicil kayıtlarını incelediğinde davalıların gizlice ve usulsüz olarak genel kurul yaptığını, yönetim kuruluna kendilerin seçtikleri ve münferit yetki verdiklerini davalıların aslında işbirliği içinde olduklarının öğrenildiğini, davalıların gerek 23/05/2017 gerekse 07/07/2017 tarihinde yaptıkları genel kurulun çağrısız olduğunu, söz konusu genel kurulların kanuna ve esas sözleşmeye aykırı olduğunu, bu nedenle yok hükmünde olduklarını, anılan nedenle yönetim kurulunun temsil ve ilzam yetkisinin kaldırılarak tedbiren şirkete kayyım atanmasına, 23/05/2017 ve 07/07/2017 tarihli genel kurulların yok hükmünde yada butlanla malul olduğunun tespitine ve tüm işlemlerin geçersiz sayılmasına, yine dava dilekçesindeki taleplerinin kabulü ile şimdilik 10.000,00 TL’nin kısa vadeli krediler için işleyen ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yine şirket tarafından ödenmeyen kar paylarının geçmişe dönük ödenmesine ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL’nin davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddia ettiği gibi bir çağrısız ve usulüne uygun olmayan bir genel kurul yapılmadığını, davalının 08/05/2017 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında henüz pay sahibi olmadığından söz konusu toplantıda bulunmadığını, davalının diğer davalılardan …Otel AŞ’nin %79 payına sahip ortağı ve yönetim kurulu başkan vekili olduğunu, yönetim kurulu karar defteri, ortaklar pay defteri ve genel kurul ile müzakere defterinin …’na teslim edilmek üzere 04/07/2017 tarihinde …’a verildiğini, davalı …’nun söz konusu şirketin işleyişi ile ilgili usulsüzlükler yaptığını, bu hususların ortaya çıkmaması için şirketin pay defterini ve yönetim kurulu defterlerini şirket merkezinden götürdüğünü, davalı müvekkili ile davalı … arasında bu nedenle anlaşmazlık yaşandığını, davalı …’nun şirket ile ilgili yaptığı usulsüzlerin ortaya çıkmaması için 6102 sayılı TTK 392 ve 437.maddesine aykırı davranarak defterleri gizlediğini ve yönetim kurulu ve genel kurulun toplanmasını engellediğini, bu husus ile ilgili İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile 6102 sayılı TKK 410/2.maddesi uyarınca genel kurulu toplantıya çağırma izni verilmesi ve şirket defterlerinin iadesi talepli dava açıldığını, iptali talep edilen genel kurul toplantılarının usulüne uygun olarak yapıldığını, iptali durumunda şirketin büyük zararlara uğrayacağını, anılan nedenlerle davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davasının ve açıklamalarının maddi gerçeklikleri yansıtmadığını, afaki, keyfi ve duyuma dayalı bir kısım iddialarla gerçeklerin ve sorumluların gizlenmeye çalışıldığını, davalı otelin %50 hisseyle …, %40 hisseyle… ve %10 hisseyle… ortaklığında 30/07/2013 tarihinde tescil edildiğini, …’ın 08/09/2014 tarihinde %5’er hissesini …ve …’e. 26/10/2014 tarihinde %10’ar hissesini davalı … ile davacıya devrettiğini, …’ün 01/06/2017 tarihinde hisselerinin tamamını …’e devrettiğini, 02/07/2017 tarihinde …’ın %9 hissesini ve …’de tüm hissesini …’a devrederek ortaklıktan ayrıldıklarını, yine …’ün de hisselerinin tamamını 05/06/2017’de diğer davalı …’ye devrederek ortaklıktan ayrıldığını, ortaya çıkan ortaklık yapısında davalılardan …’nin %79, …’nun %10, davacının %10 ve …’ın %1 pay sahibi olduğunu, 07/07/2017 tarihli genel kurul kararıyla davalı …’nun yönetim kurulu başkanı ve diğer davalı …’nin de yönetim kurulu başkan vekili olarak atandığını, şirket pay sahiplerinin işletme, karşılıklı kullanma ve yararlanma, gelir paylaşımı, yönetimi ve kira ilişkisini içeren bir hotel geliştirme projesine yönelik ticaret yapıldıını, bu çerçevede … kapı nolu binaların blok halinde işletme konusu yapılmaya çalışıldığını, hotel ve rezidans olarak tasarlanan binaların dönemsel, finansal ve mülkiyet sorunlarıyla tapu ve şirket ortaklıklarına ve anlaşmalarına göre kullanıldığını, buna göre taraflar arasında hisse devirleri ve ödemeler ile bir cari alacak-borç ilişkisi oluştuğunu, taraflar haricinde davalı otelin tapu ortağı ve taşınmazın asıl kiraya verenin … ve komşu parselde …AŞ başta olmak üzere tüm hukuki ilişkilere dahil olan komşu parsel ve bina maliki 3.kişiler de mevcut olduğunu, davacı ile işbirliği içinde olan … ve ailesinin diğer davalı … Tahsil Kırali ile usulsuz işlemleri neticesinde …, ailesi ve diğer davalı … tapu malikleri nezdinde taahhüt ve yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sermaye, kira, yatırım ve benzeri sebeplerle tahsil edilen paraların şahsi amaçlarla kullanıldığını ve davalı otel ile diğer şirketlerin içlerinin boşaltılırak zararlarına sebep olunduğunu, yine davalının tapu ve hisselerini devrettiği ve yurt dışına malvarlığını kaçırmaya çalıştığı yönündeki iddiaların tamamen gerçek dışı olduğunu, davalının yalzınca kensine teklif edilen hisse ve hisseli tapuları almak istediğini, kendisine verilen taahhütlere inanarak haraket ettiğini ve buna istinaden sayısız ve milyonlarca lira ödediğini, bu çerçevede … ve ailesi ile diğer davalı …’nın maddi menfaat elde ettiğini, yine davacının 23/05/2017 ve 17/07/2017 tarihli genel kurulların yok hükmünde olduğundan bahisle bunlara istinaden gerçekleştirilen tüm işlemlerin geçersizliğinin tespitini talep etmiş ise de bahsi geçen kurulların sırasıyla %75 ve %90’lık hazır bulunanlar ve oybirliği ile gerçekleştirilerek tescil ve ilan edildiğini, bu nedenle yok hükmünde bulunmadığını, davacının keyfi açıklamalarla talepte bulunduğunu, anılan nedenlerle davacının davasının reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davacının hissedarı olduğu davalı … AŞ’nin 23/05/2017 ve 07/07/2017 tarihli çağrısız genel kurullarında alınan kararlarının yoklukla malul olduğunun tespiti yada iptaline karar verilmesi ile davalı şirkete kayyum, özel denetçi atanması, ayrıca davalılarca şirkete zarar verilmesi sebebi ile yönetim ve temsil yetkilerinin kaldırılması, bu kapsamda şirkete kayyum atanması ile şirketin uğradığı zararların tahsili amacı ile tespit edilecek zararın ve şirket tarafından ödenmeyen kâr paylarının ödenmesine yönelik tazminat davasıdır.
Yapılan yargılama, davacının iddiaları, davalıların beyanları, ibraz edilen deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça 23/05/2017 ve 07/07/2017 tarihinde yapıldığı iddia edilen çağrısız genel kurullarda alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespiti ile iptaline karar verilmesi ve davalı şirkete kayyum yada özel denetçi atanması, davalılarca şirkete zarar verilmesi nedeniyle yönetim ve temsil yetkilerinin kaldırılması ve kar paylarının tahsiline yöneliktir. Öncelikle 23/05/2017 ve 07/07/2017 tarihli çağrısız genel kurulda alındığı iddia edilen kararların yoklukla malul olup olmadığının tartışılması gerekmektedir. TTK’nun 407 ve devamı maddelerinde Anonim Şirkette genel kurul düzenlenmiş olup, genel kurul da iki şekilde toplantı yapılabileceği belirtilmiştir. Bunlardan birincisi TTK 409-415 maddeleri arasında düzenlenen çağrılı genel kurullar, diğer ise TTK 416 maddesinde yer alan çağrısız genel kuruldur. 23/05/2017 ve 07/07/2017 tarihli yapıldığı iddia olunan çağrısız genel kurulların TTK 416.maddesi ile düzenlenen çağrısız genel kurul düzenlemelerine uygun olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Önemli belirtmek gerekir ki TTK 416.maddesi uyarınca çağrısız genel kurul yapılabilmesi için ön şartlardan bir tanesi tüm pay sahipleri veya temsilcilerinin tümünün katılımı ile toplanabileceği ve toplantı boyunca da söz konusu toplantı nisabının korunması gerektiği açıktır. Yani başka bir deyişle Anonim Şirketlerde çağrısız genel kurulun toplanabilmesi için tüm pay sahiplerinin yada temsilcilerinin toplantıda hazır bulunması, toplantı yapılmasına hazır olanlardan hiçbirinin itiraz etmemesi, toplantı ve alınan kararlarda söz konusu toplantı nisabının genel kurulun sonuna kadar sürdürülmesi gerekmektedir. Söz konusu hüküm emredici niteliktedir ve yerleşmiş Yargıtay uygulamaları gözönüne alındığında bu hükme aykırı yapılan genel kurul yoklukla maluldür. 08/05/2017 (23/05/2017 tarihinde tescil edilen) ve 07/07/2017 tarihli genel kurul toplantı tutanaklarının incelenmesinde; 23/05/2017 tarihinde tescil edilen çağrısız genel kurulda hissedarlardan…, … ve …’ün toplantıya katılmadığı, yine 07/07/2017 tarihinde yapılan genel kurulda ise…’un toplantıya katılmadığı, bu itibarla her iki toplantıda yapılan genel kurulun ve bu genel kurullarda alınan kararların yoklukla malul olduğu anlaşıldığından 08/05/2017 tarihinde yapılıp 23/05/2017 tarihinde ilan edilen ve 07/07/2017 tarihinde yapılan çağrısız genel kurullarında alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespitine karar vermek gerekmiş, yine söz konusu şirketin genel kurullarında alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespitine karar verilmiş olması, bu kapsamda bu genel kurullarda seçilen yönetim kurulu üyelerinin şirketi temsil etme yetkisinin bulunmaması dikkate alınarak, yeniden şirketin genel kurullarının usulüne uygun toplanması gerektiğinden şirkete 45 gün içinde usulüne uygun şekilde çağrılı genel kurula götürmek üzere şirket ortaklarından olan ve en büyük hisseye sahip davalı …’nin kayyum olarak atanmasına karar vermek gerekmiş, davacı tarafça her ne kadar diğer davalılar … ve … aleyhine genel kurul iptal ve yoklukla malul olduğuna ilişkin dava açılmış ise de genel kurul iptali davalarının yasal hasmının ilgili şirket olması, ortakların genel kurul iptal davasında taraf sıfatının bulunmaması sebebi ile bunlar aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş, yine davacı tarafça şirkete denetçi atanmasına ilişkin dava da açılmış ise de TTK 438 ve devamı maddeleri uyarınca bir şirkete denetçi atanabilmesi için ön şartın denetçi atanmasını talep eden tarafın öncelikle bilgi edinme ve inceleme hakkını kullanmış olması, denetçi atanmasına ilişkin talebin genel kurulda yapılması, genel kurulda kabul görmemesi yada denetçi atanmasına karar verilip de 30 gün içerisinde şirket tarafından denetçi atanmasının kabul edilmesi halinde mahkemece denetçi atanabileceği, dolayısıyla davacı tarafından bilgi edinme ve inceleme hakkının genel kurulda kullanılmamış olması dikkate alınarak denetçi atanması ön şartının bulunmadığı anlaşıldığından denetçi atanmasına ilişkin davanın reddine karar vermek gerekmiş, daval şirketin uğradığı zararın tazmini yada ödenmeyen kar paylarının tahsili için davanın ise dosyadan tefriki ile mahkememizin ayrı bir esasına kaydına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalı … A.Ş’ye karşı açılan 23/05/2017 ve 07/07/2017 tarihli çağrısız genel kurulların yok hükmünde olduğunun tespitine yönelik davanın KABULÜ ile 23/05/2017 ve 07/07/2017 tarihli genel kurullarda alınan tüm kararların yoklukla malul olduğunun TESPİTİNE,
2-Şirketi borçlandırıcı işlemler yapmak, taşınmazları satmak vs gibi yetkileri olmaksızın şirketi usule uygun şekilde çağrılı genel kurula en geç 45 gün içerisinde götürmek üzere şirkete hisse miktarı gözönünde tutularak davalı …’nin KAYYUM OLARAK ATANMASINA,
3-Davalılar … ve … aleyhine açılan genel kurul iptal ve yoklukla malul olduğuna ilişkin davaların pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
4-Şirkete denetçi atanmasına ilişkin davanın denetçi atanabilmesi için bilgi alma ve inceleme hakkının genel kurulda kullanılmış olması ön şartı bulunduğundan ve bu ön şart davacı tarafından kullanılmadığından şirkete denetçi atanmasına ilişkin davanın ön şart yokluğu nedeniyle REDDİNE,
5-Davalı şirketin uğradığı zararın tazmini için açılan dava ve ödenmeyen kâr paylarının tahsili amacı ile açılan davanın bu dosyalardan tefriki ile mahkememizin ayrı bir esasına kaydına, şirket taşınmazlarına tedbir konulması yönündeki istemin yeni esas üzerinden değerlendirilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırıldığı anlaşıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, (davacı tarafından dava açılırken yatırılan 187,86 TL peşin harçtan 35,90 TL karar ve ilam harcı düşürülerek kalan bakiye 151,96 TL’nin tefrik edilen Esas dosyası üzerinden işleme alınmasına,)
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 2.180,00 TL ücreti vekaletin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 2.180,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılar … ve …ye verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 182,00 TL posta masrafının davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı … tarafından yapılan 14,00 TL posta masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …