Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/479 E. 2022/839 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/479
KARAR NO : 2022/839

DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 14/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan asıl ve birleşen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacı … İnş.San.Mim.Müh.ve Tic.Ltd.Şti.bir aile şirketi olup şirket ortakları 1/5’er pay ile …, …, …, … ve …’in birbiri ile kardeş olduklarını, ayrıca davalılar Mustafa ve …’in birbiri ile eş olduklarını, davacı şirket ile davalı … arasında Beyoğlu …Noterliğinin 01/06/2010 tarih … yevmiye sayılı Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi akdedildiğini, davalı …’in sözleşme akit tarihi itibarı ile aynı zamanda şirketin müdür sıfatına haiz olduğunu, bu anlamda sözleşmeyi Satın Almayı Vaad Eden-Müteahhit sıfatıyla … İnş…Şti.adına münferiden hareketle …, satmayı Vaad Eden sıfatıyla … vekili eşi …’in imzaladığını, sözleşme konusu taşınmazın İstanbut İli , Pendik/1 İlçesi , Yayalar Mah. … mevkiinde kain tapunun …Pafta , …Parsel numarasında kayıtlı taşınmaz olup Yeni Tapu Kaydı ; İstanbul , Pendik , Yayalar , …Pafta , … Ada , … Parsel olduğunu, sözleşmede ; inşaatın A, B, C, D, E blok olmak üzere 5 blok olacağı , müteahhitlik haklarının da 455 arsa payı hissesi olduğunun belirtildiğini, ayrıca sözleşmenin 4.maddesinde Müteahhidin inşaatın yapımını bir başkasına devredemeyeceğinin düzenlendiğini, sözleşme gereği olarak inşaat faaliyetlerine başladığını, … Ltd.Şti. tarafından inşaat dolayısıyla 2010 ve 2011 yıllarında tespit edebildikleri 768.949,26 TL. inşaat gideri sarf edildiğini, bununla birlikte 04.06.2010 tarihli 2010/01 karar numaralı ortaklar kurulu toplantı tutanağı karar metninde belirtilen “…Mah. … Sok. No:… , 3 Pafta , … Parsel Pendik-İST. Adresinde 04.08.2010 tarihinde inşaat yapım sürecine başlanmasına , Bu inşaatın başlangıcı ile ilgili Vergi Dairesi ve … Müdürlüklerine gerekli bilgilerin verilmesine oy birliği ile karar verilmiştir. “ şeklindeki kararda davacılar … , … , … ve … isimleri altındaki imzaların kendilerine ait olmadığını, birbiri ile eş olan davalılar; … ile …’in işbirliği, amaç – fikir birliği ile hareket ederek ve şirkete- şirketin diğer ortaklarına zarar vermek iradesi ile muvazaalı olarak ” Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi ”nde belirtilen müteahhitlik haklarının tamamının …’e devrini konu alan Beyoğlu …Naterliği’nin 14.02.2011 tarih , … Yevmiye Sayılı Düzenlame Şeklinde Devir Sözleşmesi düzenlendiğini ve bu sözleşmenin … ile şirket adına münferiden hareketle … tarafından imzalandığını, davacılar tarafından Kartal …Noterliğinin 16/08/2017 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edilerek yapılan devir sözleşmesinin muvazaalı olduğu, muhatapların elbirliği ve işbirliği içinde hareket ettikleri, şirketin müteahhitlik haklarının iadesinin ihtaren bildirildiğini, muhataplar tarafından şireket ait müteaahhitlik hakları iade edilmediği gibi ihtarnameye cevap dahi verilmediğini, sözkonusu parselde tapu kaydında inşaat sözleşmesinde öngörüldüğü gibi A,B,C,D,E blok olmak üzere 5 blokta kat irtifakı tesis edilmiş olduğu , hağımsız bölümlerin bir kısmının davalılar … ve … , bir kısmının davalıların kızları … , …ve… adına tapuda kayıtlı olduğu , bir kısım bağımsız bölümün ise üçüncü kişilere devredilmiş olduğunun tespit edildiğini, davacılardan … , … ve …’in hem şirket ortağı hem de münferit imza ile sirket yetkilisi , …’in ise şirket ortağı sıfatını haiz olduğunu, bu nedenlerle davacı şirket lehine, davalıların menkul, gayrimenkul, üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine teminatsız olarak ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz tatbikine, dava belirsiz alacak niteliğinde açılmış olup fazlaya ilişkin ve sair tüm talep ve dava ve şikayet hakları saklı kalmak kaydı ile şirketin uğradığı zarar ile müteahhitlik haklarının, kazanç-kar, gelir kaybının belirlenmesi ile şimdilik 100.000 TL’nin devir sözleşmesinin düzenlendiği 14/02/2011 tarihinden itibaren ticari davalarda uygulanan avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ile davacı şirkete verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; bu davanın asli ve tek davacısının, tüzel kişilik olan ….ltd.şirketi olması gerektiğini, amacı ticari ilişkiden doğan alacak davalarında şirket ortaklarının tüzel kişilik ile birlikte dava ikame etmesi hukuka aykırı olup bu sebeple husumet itirazlarının kabul edilerek davacının sadece…ltd. şirketi olduğuna karar verilmesini, Davacıların bu davaya dayanak olarak sadece ve sadece davacı şirket ile davalı … arasında 01. 06 .2010 yılında yapılan Düzenleme şeklinde kat karşılı İnşaat sözleşmesini gösterdiklerini, davanın tek dayanağı Haziran 2010 yılında yapılan bu sözleşme olup bu sözleşme nedeniyle zarara uğradıklarını iddia ettiklerini, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan hak ve alacak davaları 5. Yıllık zamanaşımı süresine tabi olup yasalarımızdaki beş yıllık sürenin geçmesi sebebiyle olabilecek tazminat hak ve alacağının zaman aşımına uğradığını, bu sebeple davanın hak düşürücü süre olan zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmesini, bu şirket ve bu sözleşme sebebiyle mağdur olanın davalı … olduğunu, davalının, davacı şirketten dolayısı ile ortak diğer davacılardan halen iki milyona yakın alacağı bulunduğunu, Bu sözleşmeye konu arsanın maliki davalı … olup maliki olduğu bu arsaya tek başına bina yapma ve böylece daha fazla kazanma imkanı varken tamamen iyiniyetli olarak kardeşleri ile ortak olduğu şirket iş yapsın ve para kazansınlar diye maliki olduğu arsa için bu şirket ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığını, bu binayı yapacak olan davacı şirkete en büyük parayı da davalının verdiğini, davacıların iddiasının aksine sözleşmede devir yetkisi yokken davalının sözleşmeyi devir etmiş olmadığını, davacı şirketin müdürü sadece davalı olmayıp o tarihlerde diğer davacılar Abdullah ve …’in de şirket müdürü olduklarını, tüm bunların onların bilgi ve gözetimi altında yapılmış olduğunu, aynı sözleşmenin 9.maddesinde arsa malikinin yani davalı …’ in tek taraflı fesih yetkisi olduğunu, davalının bu hakkını kullanma sebebinin ise davacıların yüklenici şirkete gerekli parayı gerekli zamanda ödememesi olduğunu, davalının davacı ortaklara parayı ödemelerini birçok kez ikaz etmesine rağmen davacı ortakların bu edimlerini yerine getirmediklerini, böylece davacı şirketin zor durumda kaldığını, inşaatı devam ettirememe durumu ile karşılaştığını, davacının bu fesih ile aslında şirketi batırmaktan kurtardığını ve devam etmesini sağladığını, ayrıca diğer davalı …’in bu devir ve böylece o tarihe kadar yapılan masraflar karşılığı davacı şirkete toplam 325.000,00 TL ödeme yaptığını, ayrıca dava ortaklarının şirketi zarara uğratan bir takım işlemleri olduğunu, davacıların şirket adına olan yerleri muvazaalı olarak sattıkları ve bunun için birbirleri hakkında tapu müdürlüklerine verdikleri dilekçeler olduğu gibi şirket tasarrufundaki arsayı kendi adına inşaat ve haksız olarak menfaat elde etme gibi kötüniyetli davranışları olduğunu, bu nedenlerle husumet itirazlarının kabulüne, süre, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine, aksi halde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin aile şirketi olup müvekkilinin de bu şirkette 1/5 oranında payının bulunduğunu, müvekkilinin şirkette yönetici olduğu dönemde şirketin menfaati açısından birçok yerde inşaat işine girdiğini ve bu inşaat neticesinde olumlu sonuçlar aldığını, yine müvekkilinin yönetici olduğu dönemde İstanbul ili, Beykoz İlçesi, Paşabahçe Soğuksu Mah. … Ada, …Parsel sayılı taşınmaz üzerinde yapılan inşaat ile o dönemlerde şirket adına başka taşınmazların alımında ve başka inşaatların yapımının giderlerinde, davalı şirketin maddi imkanlarının kısıtlı olması ve diğer ortakların da inşaat giderlerine katılmaması üzerine müvekkili … inşaatlarının tamamlanması ve taşınmazların alımında davalı şirketin menfaatlerini göz önünde bulundurarak kendi hesaplarından 2010-2011 yılları arasında ve öncesinde muhtelif tarihlerde kendi hesapları üzerinden davalı şirketin hesaplarına para yatırdığını, müvekkili şirketten olan alacağı için Kadıköy …Noterliği’nin 21/12/2012 tarih …Yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini, davalı şirketin bu ihtara cevaben Üsküdar …Noterliği’nde 02/01/2013 tarihli … Yevmiye numaralı ihtarnamesi ile mutabakat ile tespit edilen bedelin ödeneceğinin belirtildiğini, bu cevabi ihtar karşısında davalı şirketin müvekkili alacağını ikrar ettiğini belirterek davanın kabulü ile müvekkilinin davalı şirrketten en az 100.000,00.-TL alacağının bulunduğunun tespiti ile bu bedelin 21/12/2012 tarihli ihtarname tebliğinden itibaren yasal faizi ile davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı şirket vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle, öncelikle davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının HMK’nun 107.Maddesine aykırı olarak açıldığını, davacı alacaklı olduğu iddia ettiği tutarı tam ve kesin olarak ihtarnamede belirttiğini, alacağın belirli olduğunu bu nedenle öncelikle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini, ayrıca ihtarnamenin tebliğ tarihi de dikkate alındığında davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı yönünden de davanın reddi gerektiğini, ayrıca esas yönünden müvekkili şirkette paydaş dava dışındaki 4 paydaş ortaklıktan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirdiklerini, yapılan inşaatın bu dört ortağın gayretleri ile tamamlandığını, şirket ortaklarının şirkete ödedikleri tutarları belirlenmesi şirket kayıtları ile banka kayıtlarının celp ve tetkiki ile mümkün olduğunu, davacının aleyhe iddialarını ve şirketten alacaklı olduğu yönündeki beyanlarını ve huzurdaki davayı kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, ticaret sicil müdürlüğü kayıtları, tapu kayıtları, ilgili bankalardan davalılar tarafından…Ltd.Şti.’ne gönderilen para gönderilerine ilişkin dekontlar, imar işlem dosyası celp edilmiştir.
Mahkememiz 17/08/2018 tarihli arar kararı ile davacılar vekilinin ihtiyati tedbir ve haciz isteminin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce inşaat mühendisi ve mali müşavir bilirkişilerin refakatinde 13/09/2019 tarihinde mahallinde keşif icra edilmiş, dosya 1 İnşaat Mühendisi, 2 Mali Müşavir, 2 nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetine tevdi olunmuş, düzenlenen 25/09/2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda; davacı şirketin 2010-2011-2012-2013-2014-2015-2016-2017-2018-2019 yıllarına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, uyuşmazlık konusu devir sözleşmesinin geçerli olup olmadığı konusunda alternatifli iki yaklaşımın ve doğabilecek sonuçların Mahkemenin takdirine arz edildiği; özetle; buna göre Devir Sözleşmesinin “geçerli olduğunun” (muvazaa bulunmadığının ve işlem yasağına aykırı işleme örtülü onay verildiğinin) benimsenmesi ihtimalinde Rayiç bedelden düşük devir bedeli nedeniyle aradaki farktan doğan zararın ve Devir Sözleşmesinde yazılı devir bedelinin fiktif olarak ödenmesi (ödenmiş gibi gösterilmesi) nedeniyle doğan zararın tazmini taleplerinin kabul edilebilir olduğu, davacı şirketin bunun dışında inşaat projesine devam edilmemesi temelinde müspet zarar veya menfi zarar adı altında herhangi bir tazminat talep edemeyeceği; müspet zararın sözleşmenin (Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin) tamamen yerine getirilmesi varsayımında elde etmesi olası kâr/gelir kaybı olduğu; menfi zararın inşaat projesi için fiilen yapılan masraflar/giderler olduğu; Devir sözleşmesinin muvazaa (ve işlem yasağına aykırılık) nedeniyle “geçersiz (batıl) olduğunun” benimsenmesi ihtimalinde, Devir Sözleşmesinin usulsüz sona erdirilmesi nedeniyle davacı şirketin menfi zararlarını talep edebileceği;) menfi zarar kalemi olarak davacı şirketin uyuşmazlık konusu inşaat projesi ile yaptığı inşaat giderlerini isteyebileceği; buna mukabil Devir Sözleşmesi geçersiz olduğu kabul edilince, davacı şirketin söz konusu sözleşmeye dayalı devir bedeli alacağının da batıl sayılması gerektiği, ayrıca davacı şirketin (geçersiz sayılan) devir bedelinin düşük olması veya ödenmemesi (fiktif ödeme) nedeniyle de bir tazminat talep edemeyeceği; davacı şirketin müspet zarar (Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin tamamen yerine getirilmesi varsayımında elde etmesi olası kâr/gelir kaybı) temelli herhangi bir tazminat da talep edemeyeceği; belirtilen temel (alternatifli) sonuçlar saklı tutularak, her iki ihtimalde belirtilen tüm alacak/tazminat talebi kalemlerinden davalı şirket müdürü …’in TK 553 vd. Uyarınca limited şirket yöneticisi sıfatıyla kusurlu ve hukuka aykırı davranışları nedeniyle sorumlu tutulabileceği; sadece devir bedelinin fiktif ödenmesi (ödenmediği halde ödenmiş gibi gösterilmesi) nedeniyle ortaya çıkan alacak talebi açısından, devir bedeli borçlusu davalı …’in de Devir Sözleşmesi temelinde (diğer davalı …’le birlikte) müteselsilen sorumlu olabileceği; davacı şirketin ödenmeyen ancak ödenmiş gibi gösterilen devir bedeli alacağının davalı … açısından borçlar hukukundaki 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu (BK 146), diğer davalı …’e yönelik tüm tazminat talepleri açısından ise şirketler hukukunda yöneticilerin sorumluluğu rejimindeki iki yıllık ve beş yıllık zamanaşımı süresinin (TK 560) ve yerine göre anılan maddede belirtilen koşulların oluştuğu Mahkemece takdir edilirse daha uzun zamanaşımı süresinin uygulanabileceği, uyuşmazlık konusu devire ilişkin genel kurul kararının mevcut olmadığı, davacı şirket dışındaki diğer davacıların (şirket ortaklarının) …’e yönelik davalarının, taraf (alacaklı) sıfatı yokluğundan reddi gerektiği, zira …’in davacı şirketin yöneticisi olmadığı; buna mukabil davacı ortakların eski şirket müdürü …’e yönelik “tazminatın şirkete ödenmesine” yönelik talepleri açısından taraf sıfatlarının mevcut olduğu, ortakların şirketin uğradığı tazminatın şirkete ödenmesini talep edebileceği (TK 555), şirketle işlem yasağı perspektifinden uyuşmazlık konusu Devir Sözleşmesinin davalı eski müdür … açısından şirketle işlem yasağını ihlal ettiği (TK 395); ancak ihlale uygulanacak yaptırımın davacı şirketin onay vermiş olup olmamasına göre değişeceği, davacı şirketin bu yasağa aykırı işleme uzun seneler sessiz kalarak “örtülü onay” vermiş sayılabileceği; alternatif bir yaklaşım olarak da “açık” bir genel kurul izin kararı bulunmadığından, onay verilmiş olmadığı sonucuna varılabileceği; şirketle rekabet yasağı perspektifinden uyuşmazlık konusu inşaat projesi Devir Sözleşmesi tarihinden sonra davalı eski müdür … tarafından kendi adına veya başkası hesabına devam ettirilmişse, rekabet yasağının ihlal edildiği sonucuna varılabileceği; ancak bu konuyu ispatlayacak yeterli kanıtın dava dosyası içeriğinde bulunmadığı, ayrıca bu yasakla ilgili 3 ay ve 1 yıllık özel ve kısa zamanaşımı sürenin somut olayda geçmiş olduğu (TK 396); davacı şirketçe ilk sözleşme imzalandıktan sonra inşaat için yapılan harcama giderinin şirket kayıtlarında tespit edilen dava konusu inşaata harcanan 768.948,95 TL tutarın rayiç değeri yansıttığı, bu tutar göz önüne alındığında devir sözleşmesindeki devir bedeli 325.000,00TL tutarın düşük olduğu ve bu tutarından çek ödemesi olan 130.000 TL’nin düşüm yapılması suretiyle; diğer kısım olan (325.000-130.000X) 195.000 TL’nin fiktif olarak gösterildiği, diğer bir ifade ile ödenmemiş olduğu, mahkemece müspet zarar talep edebileceği kanaatine varılması durumunda; Sözleşme devredilmediği varsayılarak davacı şirketin 01/09/2011(teslim tarihi) tarihindeki karı 1.256.996,19TL olarak hesaplandığı, Mevcut dosya ile birleştirilen karşı davanın (İstanbul … ATM … E.) konusu açısından, karşı davacı ortak …’in iddia ettiği ödünç alacaklarının mevcut dosya içeriğine göre ispatlanamadığı; …’in davalı şirkete yaptığı bazı ödeme belgelerinin (banka makbuzu/fişi) veya banka hesap dökümlerinin dosyaya sunulduğu görülmekle birlikte bu belgelerden iddia edildiği şekilde ödemelerin ödünç (tüketim ödüncü) sözleşmesi temelinde yapıldığı sonucuna varılamadığı, bazı ödeme belgelerinde ödeme sebebinin bile yer almadığı; dosya içeriğinde taraflar arasında iddia edildiği şekilde ayrı bir ödünç sözleşmesi suretinin (delilinin) de bulunmadığı; Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre, banka kanalıyla başkasına ait bir hesaba yapılan ödemelerde ödeme sebebi (ödemenin temel ilişkisi) açıklanmadığı takdirde, “mevcut bir borcun ödenmesi için” ödeme yapıldığının karine olarak kabul edildiği, karşı davalı şirkete ödünç verdiğini iddia eden …’in bunu ispat yükü altında olduğu; mevcut dosya ile birleştirilen karşı dava (İstanbul …ATM …sında karşı davacı ortak/eski müdür …’in diğer bir delil olarak karşı davalı şirket ticari defter kayıtlarında da alacaklı göründüğü (bkz. yukarıda II, C), ancak şirket kayıtlarında belirtilen tutarların tek başına alacağın ispatı için yeterli olmayacağı, söz konusu alacak tutarına yönelik ticari defterler kayıtlarının müstenidatını oluşturan belgelerin iddia edilen ödünç işlemlerini ispatlamaya elverişli olduğunun saptanması gerektiği belirtilmiştir.
Bilirkişi kök raporu taraf vekillerine tebliğ olunmuş, taraf vekilleri süresi içinde rapora karşı beyan ve itirazlarını dosyaya ibraz etmişlerdir.
Mahkememizce davalı …’in işlem makbuz asıllarındaki imzaların aidiyeti hususunda isticvabına karar verilmiş, 14/04/2021 tarihli celsede davalı …; …Türk’ten gönderilen ve tarafına sorulan makbuzlardan 15/06/2011, 09/06/2011, 09/06/2011, 09/06/2011, 08/06/2011, 25/03/2011, 24/03/2011, 07/03/2011, 23/02/2011, 31/01/2011, 31/01/2011, 26/01/2011, 26/01/2011, 26/01/2011, 25/01/2011, 25/01/2011 tarihli makbuz üzerilerinde … ismi yazılı olan ve yine bir kısmı … Mühendislik kaşesi bulunan makbuzlardaki imzaların kendisine ait olduğunu, söz konusu işlemleri yapanın kendisi olduğunu, söz konusu işlemlerin bir kısmının para çekme, bir kısmının ise para yatırma işlemleri olduğunu, …tarafından gönderilen 15/06/2011, 09/06/2011, 08/06/2011 ve 25/03/2011 tarihli üzerinde … ismi yazan ve imzaları bulunan makbuzlardaki imzaların eşi …’e ait olduğunu ve bu işlemlerin yine Pendik’teki inşaat tarafından, … tarafından şirket hesabına yatırılan işlemler olduğunu, diğer 23/12/2011, 20/12/2011, 20/12/2011, ve 23/12/2011 tarihli … İnşaat adına yapılan işlemlerden 2 tanesinin …’e, 23/12/2011 tarihli işlemin …’e ait olduğunu, diğerinin ise kime ait olduğunu bilmediğini beyan etmiştir.
Dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilerek taraf itirazları hususunda ek rapor tanzimi istenmiş, düzenlenen 20/10/2021 tarihli ek raporda; taraf vekillerinin itirazlarının detaylı olarak incelendiği, kök rapordaki inceleme ve tespit sonucunun korunduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi ek raporu taraf vekillerine tebliğ olunmuş, taraf vekillerince rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri dosyaya ibraz edilmiştir.
Dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, tarafların itirazları tek tek değerlendirilerek, ayrıca davalı vekili tarafından ibraz edilen bir kısım makbuzlarda … tarafından yatırılan bir kısım bedellerin Pendik’teki inşaat bedeli olarak yatırıldığı hususunun itirazlara rağmen raporda değerlendirilmediği dikkate alınarak özellikle bu hususta itirazların da ek raporda değerlendirilmesi istenmiş, düzenlenen 20/06/2022 tarihli 2.ek raporda; tarafların itirazları detaylı olarak incelenmiş olup davalılar vekilince kök ve ek raporda değerlendirilmediği iddia edilen ödemelerin kök raporda değerlendirildiği, ilave bir bilgi ve belge sunulmadığından ek raporda da ayrıca bir değerlendirme bulunmadığının belirtildiği, davalılar vekiline dosya kapsamına sunulan banka dekontlarının/hareketlerinin kök raporda irdelendiği, kök rapordaki görüşlerini değiştirecek yeni bir bilgi/belge bulunmadığından kök rapordaki görüşün korunduğu belirtilmiştir.
ISLAH: Davacılar vekili 22/11/2022 tarihli talep artırım dilekçesi ile, dava dilekçesinde talep ettikleri 100.000 TL alacak taleplerini 668.948,95 TL artırdıklarını beyan etmiş, ıslah harcını ikmal etmiştir.
Asıl Dava; şirket yetkilisi olan davalı …’in davacı şirket ile diğer davacılar arasında akdedildiği ileri sürülen kat karşılığı inşaat sözleşmesinin 3. Şahıs olan diğer davalı …’e devri suretiyle şirkete zarar verdiği iddası ile şirketin uğradığı zarar, kazanç ve kâr kaybının tahsiline yönelik tazminat davasıdır.
Birleşen Dava; davalı şirkette 1/5 oranında pay sahibi olan davacı …’in davalı şirketin maddi imkanlarının kısıtlı olması ve diğer ortakların da inşaat giderlerine katılmaması üzerine bir kısım inşaatların tamamlanması ve taşınmazların alımında 2010-2011 yılları arasında ve öncesinde muhtelif tarihlerde kendi hesabından davalı şirket hesaplarına yatırdığı paraların tahsiline yönelik alacak davasıdır.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi kök ve ek raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; asıl dava yönünden davacı tarafça davacı şirket …Ltd.Şti.’nin bir aile şirketi olup şirket ortakları olan diğer davacılar ve davalı …’in 1/5’er pay ile kardeş olduklarını, davacı şirket ile davalı … arasında Beyoğlu ….Noterliğinin 01/06/2010 tarih … yevmiye sayılı Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi akdedildiğini, davacılardan …Ltd. Şti., Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi çerçevesinde inşaat işlerine başladığını ve yaklaşık 768.949,26-TL gider yaptığını iddia etmiş, Davacılardan … İnşaat Ltd. Şti. sonradan Beyoğlu …Noterliğinin 21/02/2011 tarih … yevmiye numaralı “Düzenleme Şeklinde Devir Sözleşmesi” (Devir Sözleşmesi) ile müteahhitlik haklarını ve borçlarını ve dolayısıyla Sözleşmeyi (Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesini) …’e devrettiğini, bu sözleşme devrini şirket adına gerçekleştiren müdürün/münferit imza yetkilisi (davalı) …’in sözleşmeyi devralanın eşi olduğunu, devrin muvazaalı olduğunu ve davacı şirketin zarara uğratıldığını ileri sürerek, şirketin uğradığı zarar ile müteahhitlik haklarının, kazanç/kâr kaybının tespiti ve şimdilik belirli bir kısmının ödenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar ise davalı …’in davacı … İnşaat Ltd. Şti ile yaptığı sözleşmeyi feshettiğini ileri sürdüğünü, davalının arsanın maliki olduğunu, şirket ve ortakları olan aile üyeleri kazansın diye bu arsa üzerinde inşaat işini şirkete verdiğini, inşaat işleri için en büyük parayı kendisinin verdiğini, davacı ortakların inşaat işleri için para vermediğini, davacı şirketten (iki milyon TL’ye yakın) alacaklı olduğunu ve dava konusu Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi’ni de md. 9 uyarınca devir yetkisi ve fesih hakkı bulunduğunu savunmuştur.
Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi md. 9 ile “İşbu sözleşmeyi tek taraflı fesh yapan taraf müteahhit şirket olur ise mal sahibinin uğradığı bütün zararları piyasa faizi ile geriye ödeyecektir. Arsa sahibi de işbu sözleşmeden tek taraflı fesih yapan taraf olur ise müteahhit şirketin o güne kadar yapmış olduğu bütün masraflarla uğradığı zararların tamamını tazmin ödemekle mükellef tutulmayacaktır. Müteahhit şirkette arasa sahibine bu konu ile ilgili tazminat davası açmayacak ve herhangi bir bedel talep etmeyeceğini şimdiden beyan, taahhüt ve kabul etmiştir.” yine Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi md. 4’te “Taraflardan müteahhit inşaat yapımını bir başkasına devir edemez. Ancak arsa sahibi tek taraflı olarak sözleşmeyi iptal edip bir başka müteahhite devir edebilir. İşbu sözleşmede bahsi geçen müteahhit yapmış olduğu masraflardan dolayı herhangi bir hak talep edemez., mahkemeye veremez…” şeklinde kararlaştırılmış olup davalı …’e tek taraflı sözleşmeyi fesih hakkı verilmiş olup bu hak karşı tarafa yani davacı şirkete tanınmamıştır. Sözleşme hükümleri uyarınca, tek taraflı geçerli fesih halinde davacı şirket herhangi bir tazminat talep edemeyecektir. Uyuşmazlık konusu Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesini sona erdiren Devir Sözleşmesi, müdürle eş arasında yapıldığından şirketle işlem yapma yasağına aykırılık oluşturmakla birlikte davacı şirket tarafından örtülü olarak onaylandığından geçerli olduğu değerlendirilmiş olup davacı şirketin işlem yasağına aykırılık nedeniyle devir sözleşmesinin butlanını ilgili işlemi öğrenmesinden itibaren dürüstlük kuralına göre makul bir sürede ileri sürmediği gibi Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin 2011 yılının Şubat ayında gerçekleşen devrine fiilen/eylemli olarak da sonraki senelerde uyulmadığı, davacıların bu işlemi uzun seneler sonra öğrendiğine ilişkin bir iddiasının da bulunmadığı anlaşılmıştır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri eser sözleşmesidir. Eser sözleşmesine bağlı talepler TBK 147/6 maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Davalı …’e yöneltilen talepler yönünden TBK 147/6 maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan … yönünden açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerekmiştir.
Davalı … aleyhine açılan dava yönünden ise gelişen haklar kapsamında bu davalı aleyhine açılan davanın TTK 553 maddesine dayalı sorumluluk davası olduğu, davacı şirketin 10/06/2011 tarihinde yapılan Genel Kurulunda davalı …’in müdürlükten azline karar verildiği, aynı genel kurulda …, … ve …’in müdür oldukları, en geç bu tarihte şirketteki usulsüz olduğunu iddia ettikleri işlemleri öğrendikleri, davalı …’in azlininde bu sebeple yapıldığı, TTK’nun 560.maddesine göre sorumlu olanlara karşı tazminat isteme hakkının davacının zararı ve sorumluluğu öğrendiği tarihten itibaren 2 ve her halde zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren 5 yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı, bu davalı yönünden de davanın zamanaşımına uğradığı görülmekle asıl davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Birleşen dava yönünden ise; …’in davalı şirkete yaptığı bazı ödeme belgelerinin (banka makbuzu/fişi) veya banka hesap dökümlerinin dosyaya sunulduğu görülmekle birlikte bu belgelerden iddia edildiği şekilde ödemelerin ödünç sözleşmesi temelinde yapıldığı sonucuna varılamadığı, bazı ödeme belgelerinde ödeme sebebinin bile yer almadığı, dosya içeriğinde taraflar arasında iddia edildiği şekilde ayrı bir ödünç sözleşmesinin de bulunmadığı; Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre, banka kanalıyla başkasına ait bir hesaba yapılan ödemelerde ödeme sebebi (ödemenin temel ilişkisi) açıklanmadığı takdirde, “mevcut bir borcun ödenmesi için” ödeme yapıldığının karine olarak kabul edildiği, davalı şirkete ödünç verdiğini iddia eden …’in bunu ispat yükü altında olduğu, söz konusu alacak tutarına yönelik ticari defterler kayıtlarının tek başına iddia edilen ödünç işlemlerini ispatlamaya elverişli olmadığı değerlendirilmekle birleşen davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın zaman aşımı nedeniyle REDDİNE,
2-Birleşen İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı davanın REDDİNE,
3-Asıl dava yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
4-Harçlar tarifesi gereği alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin olarak yatırılan 1.707,75 TL+ıslahla yatan 11.424,00 TL olmak üzere toplam 13.131,75 TL’den mahsubu ile fazla yatan 13.051,05 TL’nin kararın kesinleşmesini müteakip ve talep halinde sahibi davacılara iadesine,
5-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı … tarafından yapılan 32,50 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak işbu davalıya verilmesine,
7-Birleşen dava yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 16.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Harçlar tarifesi gereği alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin olarak yatırılan 1.707,75 TL’den mahsubu ile fazla yatan 1.627,05 TL’nin kararın kesinleşmesini müteakip ve talep halinde sahibi davacıya iadesine,
9-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı tarafından yapılan ve dosyaya yansıyan yargılama gideri bulunmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/12/2022

Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI

İşbu evrak, 5070 Sayılı Elektronik İmza Yasası kapsamında imzalanmıştır.