Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/46 E. 2019/559 K. 02.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/46 Esas
KARAR NO : 2019/559

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 16/01/2018
KARAR TARİHİ: 02/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili Mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin küçük çocukları olan …’ ın …’ ın sürücüsü ve maliki olduğu ve davalı … Sigorta A.Ş.’ ye… nolu ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın 09/08/2016 tarihinde çarpması sonucu elim bir şekilde hayatını kaybettiğini, olayla ilgili soruşturma başlatılarak kamu davası açıldığını ve sürücü …’ ın asli kusurlu bulunarak hakkında mahkumiyet kararı verildiğini, yaşanan bu elim olay sonucu müvekkillerini açısından manevi ağırlığı ömür boyu devam edecek katlanmaz acının ve sonuçta meydene gelen zararın telafisinin hiçbir şekilde mümkün olmayacağını, müvekkillerinin daha küçüçük olan oğullarının böyle vahim bir olay sebebi ile kaybederek acıların en büyüğü olan evlat acısını yaşadıklarını, müvekkilleri aleyhine meydana gelen zararların manen karşılanması, olay nedeni ile duyydukları elem ve ızdırabın dindirilmesinin mümkün olmayacağını, araç sürücüsü ve maliki …’ ın aynı zamanda müvekkilinin köylüsü olduğundan, hakkında açabilecekleri maddi-manevi tazminat davasını şimdilik atiye bıraktıklarını, ancak davalı sigorta şirketinin müvekkillerinin maddi zararlarını “sınırlı olsa da” karşılaması gerektiğini, kazadan sonra müvekkillerinin maddi zararlarının karşılanması için davalı sigorta şirketine 07/10/2016 tarihli dilekçe ile ihbarda bulunduklarını, dilekçelerinin 10/10/2016 tarihinde davalı tarafça tebellüğ edildiğini, ihbardan sonra davalı taraf nezdinde hasar dosyası oluşturulduğunu, oluşturulan dosya kapsamında davalı tarafın kendi hesap uzmanlarına yaptırdığı hesabı dikkate alınarak, maddi zararlarının kısmen giderildiğini, baba …’ a 20.137,36 TL anne …’ a 41.001,71 TL olmak üzere her iki müvekkili için toplam da taraflarına 61.169,07 TL ödeme yapıldığını, bu bedelin fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak alındığını, davalı tarafça ödenen bu miktarın, müvekkillerinin yoksun kaldıkları destek ve maddi zararlarını karşılamadığını, bakiye alacaklarının şu an için belirsiz olduğunu, ancak alınacak uzman bilirkişi raporu sonucunda bakiye alacaklarının belirli hale geleceğini, bu sebeple de fazlaya illişkin hakları saklı tutalarak, şimdilik baba … için 1.000 TL destekten yoksun kalma tazminatı, anne … için 1.000 TL destekten yoksun kalma tazminatı olmak üzere toplam 2.000 TL maddi tazminatın ihbar tarihi olan 10/10/2016 tarihi itibari ile işleyecek en yüksek banka reeskont faizi ile birlikte davalıdan (poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) tahsili ile müvekkilerine ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacılar vekilinin dava dilekçesinde 09/08/2016 tarihinde ölümlü trafik kazasına karıştığını belirttiğini … plaka numaralı aracın 28/11/2015 başlangıç 28/11/2016 bitiş tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı ZMMS poliçesi ile… adına ölüm halinde kaza tarihi itibi ile şahıs başına 310.000,00 TL’ sine kadar azami sorumluluk hadleri ile müvekkili şirketine sigorta ettirildiğini, işbu teminat miktarının kişiye ödenecek miktar olmadığını, davalı müvekkili sigorta şirketinin şahıs başına azami teminat miktarını teşkil etmekte olduğunu, davacılar vekilinin destekten yoksun kalma maddi tazminat talebinde yasal isabet bulunmadığını, zira dava dilekçesin de ikrar edildiği üzere davaya konu edilen trafik kazası sonrasında yapılan başvuru üzerine müvekkili sigorta şirketi nezdinde hasar dosyası açıldığını ve konunun değerlendirildiğini, neticede kusur oranları da dikkate alınarak destekten yoksu kalma maddi tazminat hesabı yaptırıldığını, yapılan hesaplamanın müvekkilince kabul edilerek 01/11/2016 tarihinde toplam 61.169,07 TL tazminatın davacılar vekiline ödendiğini, usul ve yasaya uygun olarak yapılan bu hesaplama ve ödeme sonrasında müvekkili sigorta şirketinin davacıya karşı başkaca bir sorumluluğu kalmadığından davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, davacı vekiliin ihbar tarihinden itibaren reeskont faiz talebindne yasal isabet bulunmadığını, anılan nedenler ile kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkili sigorta şirketi aleyhine hüküm kurulması durummunda müvekkili şirketinin ancak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu tutalabileceğini, davanın reddini, aksi halde belirttikleri şekilde hesaplama yapılarak hüküm tesis edilmesini, ihbar tarihinden itibaren reeskont faizi talebinin müvekkili şirketi yönünden reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya Mahkememizin 18/05/2018 tarihli celseninin 4 nolu ara kararı uyarınca bir kusur hasar zarar uzmanı ve bir hesap bilirkişiye tevdii olunmuş, sunulan 31/08/2018 tarihli raporda özetle; davalı taraf otomobil sürücüsü dava dışı …’ ın %70 oranında kusurlu olduğunu, davacı taraf yakını maktul bisiklet sürücüsünün 2004 doğamlu …’ IN %30 oranında kusurlu olduğunu, müteveffanın davacı babası ve annesinin söz konusu kaza nedeni ile davadan önce davalı sigorta şirketine yaptıkları müracaat üzerine, sigorta şirketince hazırlattırılan aktüeryal rapora göre hak sahibi davacı babası ve annesine toplam 61.169,07 TL tazminatın 01/11/2016 tarihinde ödendiğini, tazminat ödeme tarihi 01/11/2016 tarihi itibari ile müteveffanın babasına ilişkin olarak hesaplanan destekten yoksu kalma tazmunatının 20.326,11 TL müteveffanın annesine ilişkin olarak hesaplanan destekten yoksu kalma tazminatının 59.296,50 TL olmak üzere, destekten yoksun kalma tazminat tutarı toplamının 59.296,50 TL olduğunu, tazminat ödeme tarihi 01/11/2016 tarihi itibari ile müteveffanın babasına bilirkişiliğince hesalanan 48.671,74 TL tazminat ile sigorta şirketi tarafından ödenen 20.167,36 TL tazminat tutarı arasında -324,66 TL fark olduğunun tespit ediliğini, ödenen meblağ ile hesaplanan zarar arasında açık nispetsizlik tespit edilmediğinden davalı sigorta şirketinin tazminat ödeme sorumluluğunu yerine getirdiği sonucuna varıldığını, tazminat ödeme tarihi 01/11/2016 tarihi itibari ile müteveffanın annesi bilirkişiliğince hesaplanan 48.671,74 TL tazminat ile sigorta şirketi tarafından ödenen 41.001,71 TL tazminat tutarı arasında 7.670,03 TL fark olduğunun tespit edildiğini ödenen meblağ ile hesaplanan zarar arasında açık nispetsizlik tespit edildiğinden yeni tazminat hesaplanması ve hesaplanan tazminattan tensil edilmesi gerektiğini sonucuna varıldığını, hesaplanan tazminatın vefa tarihi itibari ile geçerli azami poliçe limitinin 310.000,00 TL dahilinde kaldığını, davacı vekili tarafından 2.000,00 TL maddi tazminat talep edildiği sonuç ve kanaatine varıldığını rapor etmişlerdir.
Mahkememizin 25/12/2018 tarihli celsesini 1 nolu ara kararı gereği dosyanın rapor sunmuş olan biirkişilere tevdii ile tarafların itirazları ve beyanları doğrultusunda ek rapor tanziminin istenilmiş olduğu, dosyanın rapor sunan bilirkişilere tevdii olunduğu, bilirkişilerce sunulan 09/04/2019 ek raporda özetle; rapor tanzim tarihi 09/04/2019 tarihi itibari ile müteveffanın annesine ödenebilir ek tazminat tutarı olarak 34.395,70 TL hesap yapıldığını, hesaplaan tazminatın vefat tarihi itibari ile geçerli azami poliçe limiti 310.000,00 TL dahilinde kaldığını, davacı vekili tarafından 2.000,00 TL maddi tazminat talep edildiğini rapor etmişlerdir.
Davacılar vekili 19/06/2019 tarihinde Mahkememize sunmuş olduğu dilekçede; davadan davalı taraf ile yapmış oldukları anlaşma gereği karşılıklı olarak vazgeçtiklerini, karşılıklı olarak ücreti vekalet ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını bu nedenle davanın düşürülmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan 01/07/2019 tarihli dilekçede; davacı taraftan dava vekilet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığıını, davacı tarafı maddi tazminat davasının feragat sebebi ile reddie karar verilmesini talep ederek dilekçesinin ekinde sulh olduklarına ilişkin sulh protokolü, ibraame, feragatname ve makbuz örneğini sunmuştur.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, 09/08/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebi ile destekten yoksun kalma tazminatına ilişkindir.
Yapılan yargılama ve tarafların sulhe ilişkin sunmuş oldukları dilekçe ve beyanları birlikte değerlendirildiğinde; 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.nun 313. maddesindeki koşullara uygun olarak tarafların sulh oldukları, aynı yasanın düzenlemesi ile sulhun, Mahkemenin hiçbir hükmüne gerek kalmaksızın davaya son veren usuli bir sözleşme olduğundan ve sulh HMK 308 ve 311.maddeleri uyarınca kesin hüküm gibi sonuç doğurduğundan dava konusuz kaldığından sulh sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tarafların sulh olduğu anlaşılmakla HMK 313. Maddesi uyarınca dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Eksik kalan 8,50 TL maktu harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yokluğunda, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okundu.

Katip

Hakim