Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2018/437 Esas
KARAR NO:2021/969
DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:18/05/2018
KARAR TARİHİ:08/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacının, distribütör ve davalı arasında 01/03/2013 tarihli açık satış noktası sözleşmesi imzalandığını, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca yerine getirilmesi gereken yükümlülüklerin tamamının davacı tarafından eksiksiz olarak yerine getirilmiş olmasına rağmen, davalı tarafça sözleşmeye aykırı davranıldığından istihbar olunduğunu, bunun akabinde davalının iş yerinde ….Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası ile yapılan keşfin akabinde bilirkişi raporu düzenlendiğini ve işyerinin meyhane olarak faaliyetine devam ettiğini, tespit isteyen tarafa ait fıçı kulesi bulunmadığı ve sair hususların tespit ve rapor edildiğini, görüleceği üzere davalının imzalamış olduğu sözleşmeye, bu sözleşme karşılığında genel katkı almasına ve çeşitli yükümlülükler altına girmesine rağmen sözleşmedeki yükümlülüklerini ihlal ettiğini, bu nedenle davalı aleyhine….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu, taraflar arasındaki 01/03/2013 tarihli sözleşmenin 12.maddesi uyarınca davacı tarafından davalının işyerinin işletilmesine katkıda bulunmak üzere toplam 350.000,00TL katkı yapıldığını, işleyiş itibariyle, davalıın satış desteğine ilişkin olarak ödenen genel katkı bedeline ilişkin bayi/distribütöre fatura kesmekte sonrasında bu tutarın bayi tarafından davacıya fatura edilmekte olduğunu, davalıya 350.000,00TL katı bedeli yapıldığının cari hesap ekstresi ve banka ödeme kayıtları ile bayi/distribütörün davacıya kestiği faturadan tespit edildiğini, ayrıca sözleşmenin 21.maddesi gereği davacının her türlü zarar talep hakkı saklı kalmak kaydıyla, davalının sözleşme süresi içinde işletmeyi kısmen veya tamamen çalıştırmaması veya sözleşme hükümlerinden birini ihlal etmesi halinde katkı payını ödemenin yapıldığı tarihten itibaren TCMB tarafından uygulanan avans işlemlerindeki güncel faiz oranı üzerinden hesaplanacak faiz ile birlikte geri ödeyeceği ve ayrıca 250.000USD cezai şart ödeyeceği hükmüne havi olduğunu, davacının işbu alacaklarını tahsili için başlattığı icra takibinde davalının itirazlarının haksız olduğunu beyanla, haksız itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin davalı tarafından hukuki şartlar altında ifasının imkansız olup, davacı tarafından hileli işleme dayalı olarak kurulan sözleşmenin yok hükmünde olduğunu, davalıya ait işletme üzerinde davacıya haber verilmeksizin konsept-dekorasyon değişikliği yapıldığını, bu suretle akde aykırılık ve davacının zararı doğurarak sözleşmenin davacı tarafından tek taraflı feshine sebebiyet verdiğini, davacının, davalı konsept dekorasyon değişikliği yapmasaydı davalıya ait işletmede davacıya ait bira ürünlerinin satılmaya devam edileceği ve davacının zararının doğmayacağını iddia ettiğini, davacının ispat yükünün tespit amacıyla öncelikle ve önemle davalı işletmede yapılacak keşif ve bilirkişi tespiti yapılması gerektiğini, davacının davalı ile 350.000Lt anlaşma yaptığını, bu durumda davalının dava konusu bira ürünlerini satması için gereken sürenin ortalama 30-35 yıl olduğunu, davacının, küçük çaplı bir işletme olan davalı ile yaptığı bu büyük anlaşmanın temelinin Kanunu dolanma amacına hizmet ettiğini, davacının, davalının bu işletme üzerinden satın aldığı ürünleri aslında el altından diğer işletmelerin de satmasını talep ettiğini, salt kendine menfaat sağlamak amacıyla bu hukuka ve kanuna aykırı anlaşmayı tasarlayan, uygulamaya sevk eden ve bunun için hukuksuz tasarruf ve işlemlere girişen davacının kendisi olduğunu, davalının, davacının kendisine ihtar gönderdiği 2017 yılı sonunda yani 4 yılda yaklaşık 00.000Lt ürünü sattığını, akdinin eksiksiz ifa edilmesine yalnızca 6 ay kaldığını, davalının, dava tarihi itibariyle davacıdan yaklaşık 300.000lt ürünü iskontosuz olarak satın aldığını ve davacının ödediğini iddia ettiği yatırım tutarının %90’ına yakın kısmını geri ödediğini, davalının davacıya ait bira ürünlerinin satışına ara vermediği gibi, davacının haksız bir şekilde sözleşmeyi feshetmeyip davalıya ürün satışına ve tedarikine devam etseydi, davalının aradan geçen süre boyunca akdini eksiksiz ve kusursuz olarak ifa etmiş olacağını, bu nedenle davacının davalıdan talep ettiği 350.000lt karşılığı 350.000TL yatırım tutarının iadesini istemesinin, hali hazırda ifa edilmiş edimin istirdadı niteliğini taşımakta olup, cayma veya dönmenin hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığını, zira akdin sürekli misli mal karşılığı nakit ödeme niteliğinde olduğunu, davacının anılan suretle nakden ödenmiş bedelin tekrar ödenmesi yanında ayrıca edimle birlikte 250.000USD cezai şartı da talep etmekte olduğunu, taleplerin haksız olduğunu beyanla, davanın reddine, davacı aleyhine %20den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, açık satış noktası sözleşmesi, ….Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı raporu, vergi dairesi kayıtları, fıçı tesisi takip formu, sevk irsaliyeleri, açık alkollü içki satış belgesi, muavin defter kayıtları celp olunmuştur.
….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı … Paz ve Dağ Tic AŞ tarafından borçlu … aleyhine 250.000,00USD cezai şart, 287,67USD işlemiş faiz olmak üzere 250.287,67USD ve 350.000TL asıl alacak, 180.909,24TL işlemiş faiz, 125,67TL ihtar masrafı toplam 531.034,91TL üzerinden takip yapıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Tarafların tanıklarının dinlenmesine karar verilmiş olup, dinlenen davalı tanığı …: ” ben davalı şirket yetkilisinin kız kardeşiyim, aynı zamanda davada konu edilen … isimli şirketin de sahibi ve yetkilisiyim, davalı şirket ile davacı … Paz. Dağ. Tic. A.ş arasında fıçı bira satışı ile ilgili bir sözleşme yapıldı, bu sözleşmede bahsi geçen fıçıların bir kısmının satışı kahve bahanede gerçekleştirildi, … Lokantada en başta fıçı bira mevcuttu ancak yaklaşık 1 yıl kadar burada fıçı bira kaldıktan sonra daha sonra burada fıçı bira satışı ile ilgili fazla talep olmadığından fıçı bira satışı kaldırıldı ancak …’in satın almış olduğu fıçı biralar benim yetkilisi olduğum … isimli iş yerinde satılmaya devam etti, yine ilk sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren de söz konusu sözleşme her ne kadar … tarafından yapılmış ise de biraların … isimli iş yerinde satılacağını davacı şirkette bilmekteydi, o tarihlerde bizim dava dışı diğer şirketlerle bayilik sözleşmelerimiz olduğu için ve bayilik sözleşmelerinde münhasırlık olduğu için biz başka şirketlerle doğrudan sözleşme yapamıyorduk, bizim de o tarihlerde ya Tuborg ile yad May içki ile bayilik ilişkimiz vardı bu nedenle … ile sözleşme yapamıyorduk ancak müşteri farklı içkileri istediğinde bu şekilde … üzerinden sözleşme yapıldı, litre bazında sözleşme yapıldı, yaklaşık 350.000 litre için sözleşme akdedildi, ve yanlış hatırlamıyorsam bunun 300.000 litresine yakın kısmı … de belirtilen süre içerisinde satıldı, yine davalı şirket … Lok. İlk kurulduğunda ne şekilde ise halen de aynı şekilde konseptini sürdürmektedir, herhangi bir konsept değişikliği yoktur, sadece bahsettiğimiz gibi orada fıçı ile yapılan satış yeterli düzeyde olmadığı için tek bir fıçı kaldırılmıştır, söz konusu fıçının ne olduğu konusunda şuan için bilgi sahibi değilim ancak söz konusu fıçı biranın kullanılabilmesi için buzdolabı tarzında bir düzeneği vardır muhtemelen iade edilmiş olabilir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı …: “ben yaklaşık 3 yıldır davalı … de müdür olarak görev yapmaktayım, yaklaşık 3 yıldır bizim konseptimizde herhangi bir değişiklik olmadı, ben 3 yıl önce göreve başladığımda da …’in şişe biralarını satıyorduk, fıçı bira yoktu, daha önceki dönemde fıçı bira olup olmadığı konusunda bir bilgim yoktur, ben 2017 yılında işe girdim, benim işe girdiğim dönemden öncesinde fıçı bira satışı yoktu, yine fıçı bira alımı da yoktu, … isimli iş yerinin … üzerinden fıçı bira alımı ile ilgili benim herhangi bir bilgim yoktur, yaklaşık 2 yıl kadar önce … dava açtığı için bize mal vermeyi durdurdu, biz de bunun üzerine … ürünlerini Tekel’den almaktayız” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı …: ” ben davacı şirketin distiribütörlüğünü yapan …Paz.AŞ’nin çalışanıydım, 2014 yılında … Pazarlamada çalışmaya başladım ve davalı … Lokanta…Tic.Ltd.Şti.ne davacıya ait ürünlerin sevkiyat ve cari hesap tahsilatlarını yaptım, 2014-2015 yıllarında davalı taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine uymaktaydı, yapılan sözleşmenin hükümlerini net olarak bilmiyorum, sadece fıçı kulesi bulundurulma zorunlulu olduğunu biliyorum, 2014-2015 yıllarında davalının işyerinde fıçı kule bulunmaktaydı, ancak 2015 yılında tam tarihini hatırlayamamakla birlikte söz konusu fıçı kule kaldırıldı, ben davalının farklı bir dükkanı olup olmadığı yada … isimli başka bir işyerinde satılıp satılmadığı hususunda bilgim yoktur, bildiğim kadarı ile davalı işyerinde daha öncesinde bahçe vardı, genellikle gençler cafe tarzında bira ağırlıklı çalışan bir işyeriydi, sonradan o bahçe kısmı dükkana ilave edildi, bu şekilde bir konsept değişikliği oldu, bira satışından ziyade meyhane tarzına geçildi ve rakı satışına ağırlık verildi, davalının haftalık ne kadar fıçı bira sattığı konusunda şuan için verebileceğim bilgiler yanıltıcı olabilir, çünkü hafta içi ve hafta sonu olmasına göre değişiklik gösterirdi, yine satışına göre ürün alımlarıda normaldi” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak dosya rapor tanzimi için bilirkişiye gönderilmiş, bilirkişiler SMMM …, … Bilirkişisi … ve Nitelikli Hesaplama Uzmanı …tarafından tanzim olunan 04/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda; geçmişe yönelik herhangi bir resim, işletmenin geçmişi ile ilgili bir tutanak vs.bulunmadığı için bahse konu yerin sözleşme tarihinde bar hali ile mi yoksa meyhane hali ile mi sözleşme yapıldığının anlaşılamadığını, sözleşme gereği işyerinde reklam ve logoların bulunmadığını, fıçı tesislerinin ve fıçı kulesinin keşif tarihinde işyerinde olmadığını, eğer bir konsept değişikliği varsa dosya içerisinde herhangi bir yazılı mutabakata rastlanılmadığını, davacı şirketin reklamlarının ve tanıtımlarının yapılmaması, hedef kitlenin değişmesine bundan dolayı da satışların azalmasına sebebiyet vereceğini, dosyadaki evraklar incelendiğinde davalının sözleşme maddelerine aykırı davrandığını, davalının sözleşme hükümlerine aykırı davranışlarının sözleşmenin feshine sebep olabileceğini, ancak dosya kapsamı içinde davacının sözleşmeyi feshettiğine ilişkin beyanını içeren davalıya yöneltilmiş herhangi bir bildirime rastlanmadığını, sözleşmenin feshine sebebiyet verilmesi halinde davacı tarafından yapılan ödemelerin ve maddi katkıların iade edilmesi ve kararlaştırılan 250.000ABD doları cezai şart miktarının davalı tarafından davacıya ödenip ödenmeyeceğinin takdirinin mahkemeye ait olduğun,u davacı tarafından 05/03/2013 tarihli 69161 nolu Bölgede yapılan satıştan gelir faaliyet payı açıklaması ile KDV toplamda 350.000TL fatura kestiğini, bu faturanın davacı tarafından davalı tarafa yapılan 07/03/2013 tarihli …Bankasından yapılan ödeme istinaden kesildiğini, söz konusu faturanın davalı tarafın 2013 yılı ticari defteri üzerinde yapılan incelemede ve davacı tarafından 07/03/2013 tarihinde yapılan ödemenin davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığını, söz konusu ödemenin geri talep edilip edilmeyeceği hususunun mahkemeye ait olduğunu, taraflar arasında akdedilen 01/03/2013 tarihli sözleşme ile davacı tarafın 03/03/2016 tarihli değişik iş rapor tarihine kadar davalı tarafa toplamda 190.703,84Litre satış olduğunu, davalı tarafın 03/03/2016 tarihli tespit raporundan sonra 773,20 litre satış yapıldığının tespit edildiğini belirtmişlerdir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, rapora karşı beyanlar dosyaya ibraz edilmiş, itirazlar doğrultusunda tanzim olunan 06/10/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda; bahse konu davalı işletmenin bulunduğu … ilçesi’nin İstanbul’un kültür sanat ve eğlence anlamında … ilçesi ile birlikte bir çok eğlence mekanı, bar vb.olduğu merkezlerden biri olduğunu, davalı işletmenin “…” ismi adı altında faaliyet gösteren işletme olduğunu, bira evlerinde genellikle 50lt fıçı biraların satıldığını, hesaplamanın 50 lt’lik fıçı biralar üzerinden yapıldığını, davalı işletmenin bulunduğu … barlar sokağın, Kadife sokak bira evlerinde yapılan araştırmada ortalamada hafta içi 1, 2 fıçı, hafta sonları ise 2, 3 fıçı bira satışının olduğunu, 1 fıçı biranın 50 lt olduğunu, ortalama aylık 40-50 fıçı bira satıldığını, bunun da 2.000-2.500 litre olduğunu, ortalama yıllık 500-600 fıçı bira satıldığını, bunun da yıllık olarak 25.000-30.000litre arasında satış yapıldığını, adreste yapılan incelemede işyerinin faal olduğunu, masalı meyhane şeklinde hizmet verdiğini, davalının işletmenin nevi değiştirip değiştirmediği hususunu ispatlanamadığı için sözleşmenin bu nedenle feshinin sözleşme ve dürüstlük kuralı gereğince yerinde olamayacağını, davalının pazarlama dağıtım ve satışını gerçekleştirdiği bira ürünlerinden 350.000litre miktarındaki ürünü müşteriye satmayı taahhüt ettiğini ve taahhüdün süre ile sınırlanmadığını, ancak sözleşmenin süresinin taahhüt edilen satış miktarının tamamlanması ile kendiliğinden sona ereceğinin kararlaştırıldığını, kök raporda belirtildiği üzere fesih tarihine kadar 03/03/2016 tarihli değişik iş rapor tarihine kadar davalı tarafa toplamda 190.703,84litre satış olduğunu, davalı tarafın 03/03/2016 tarihli tespit raporundan sonra 773,20 litre satış yapıldığının tespit edildiğini, buna göre sözleşmenin sona ermesi için 350.000litre satış bozucu şartının gerçekleşmediğini belirtmişlerdir.
Dava, alacağın tahsili amacıyla davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının savunmaları, tanzim olunan bilirkişi raporu, dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında 01/03/2013 tarihli açık satış sözleşmesinin imzalandığı, bu sözleşme kapsamında davalı tarafın işletmekte olduğu işyerinde şirketin pazarlama dağıtım ve satışını gerçekleştirdiği bira ürünlerinden 350.000litre miktarındaki ürünü müşteriye satmayı taahhüt ettiği, sözleşmenin 3.maddesine göre sözleşmede herhangi bir süre sınırlamasına bağlı olmaksızın işbu satış miktarının tamamlanması ile birlikte kendiliğinden sona ereceğinin düzenlendiği, sözleşmenin 7.maddesinde işleticinin, şirkete önceden bildirip yazılı onayını almadan sözleşme süresince faaliyet alanını ve nevini değiştiremeyeceği, işyerini başkasına devir ve temlik edemeyeceği, kiralayamayacağı ve yeni ortak alamayacağı veya ortak değiştiremeyeceği, işleticinin devir ve temlik kiralama ve yeni ortak alımı veya ortak değiştirme durumlarında en az 30 gün önceden şirkete yazılı bilgi vererek onayını almak ve işbu sözleşmedeki tüm şartları yeni şahıslara kabul ettirmek ve şirket ile yeni şahıs veya şahıslara ve onlarla birlikte aynı şartlarda akdin yapılmasını yemin etmekle yükümlü olduğu, sözleşmenin 21.maddesinde işbu sözleşmenin feshine sebebiyet verilmesi halinde TCMB tarafından uygulanan avans işlemlerindeki güncel faizi oranı üzerinden hesaplanacak faiz ile birlikte 250.000ABD doları cezai şartı ödemeyi koşulsuz, şartsız nakden veya defaten taahhüt ettiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, taraflar arasındaki sözleşmeden doğan davalının edimlerine aykırı davranışı sebebiyle davacı tarafından başlangıçta davalıya verilen katkı tutarının sözleşmenin 12.maddesi uyarınca iadesi ve yine davalının sözleşmeye aykırı davranışı sebebiyle tahsili gereken 250.000USD cezai şartın tahsili amacı ile davalı hakkında başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali noktasında toplandığı, davacı tarafından davalının işletmesinin bulunduğu yerin sözleşme tarihinde bar konseptinde iken daha sonra meyhane konseptine dönüştürüldüğünü ve sözleşme gereği davacı şirketten önceden yazılı izin almadıkça sözleşme süresinde hiçbir şekilde dekorasyon ve konsept üzerinde değişiklik yapılamayacağı belirterek davalının sözleşme edimlerine aykırı davrandığı iddia edilmiş, mahkememizce yaptırılan yerinde inceleme sonucu, davalı işletmenin … … Mahallesinde “…” ismi adı altında faaliyet gösterdiği, davalı işletmenin bulunduğu sokak ile … barlar sokağı arasında yapılan kıyaslamada davalı işletmenin bulunduğu sokağın barlar sokağına kadar yoğun ve işlet olmadığı fakat barlar sokağına yürüme mesafesinde olduğu, işyerinin faal olduğu, masalı meyhane şeklinde hizmet verdiği, açık alkollü içki satış belgesinde, vergi levhasına ve belediyenin işyeri açma ve çalışma ruhsatında firmanın ünvanının… Ltd olarak yer aldığı, işletmenin girişinde bar/alkollü ürün servis noktasında bulunan kapalı soğutucu içerisinde 12 adet şişe … ürünü bulunduğu, işletmenin girişinden merdiven ile çıkılan üst katın kullanılmadığı, bu kısımda dönem dönem müzik çalışmalarının yapıldığı, geçmişe yönelik herhangi bir resim, işletmenin geçmişi ile ilgili bir tutanak vs.bulunmadığı için bahse konu yerin sözleşme tarihinde bar hali ile mi yoksa meyhane hali ile mi sözleşme yapıldığının tespit edilemediği, davalı işletmenin nev’ini değiştirip değiştirmediği hususunun ispatlanamadığı kaldı ki taraflar arası nakledilen sözleşmenin 2. Maddesine davalının işletmekte olduğu iş yerine şirketin yetkilendirmiş olduğu bayii ve distribitör vasıtasıyla dağıtımını yaptığı birimlerinin tüketici taleplerine uygun düzenli ve süreklilik arz edecek şekilde satın alındığını, müşteri talebini karşılayacak şekilde etkin olarak bulundurmayı ve satmayı kabul ve taahhüt ettiği 3. maddesinde şirketin pazarlama dağıtım ve satışını gerçekleştirdiği, bira ürünlerinde 350 bin LT miktarındaki ürünü müşterilerine satmayı taahhüt ettiğini sözleşmeden herhangi bir süre sınırlaması bulunmadığı işbu satış miktarının tamamlanmasıyla birlikte kendiliğinden sona ereceğinin düzenlendiği 7. Maddede de işleticinin şirkete önceden bildirip yazılı onayını almadan sözleşme süresince faaliyet alanının yeminini değiştiremeyeceğini iş yerinin başkasına devir ve temlik edemeyeceğine düzenlenmiş bulunmaktadır. Görüldüğü üzere davacı ile davalı arasında aktedilen sözleşmeyi davalı davacı şirkete ait bira ürünün satmayı yükümlenmiştir. Bu bira ürünlerinin neler olduğu sınırlı olarak sayılmamıştır. Bu ürünler fıçı bira olabileceği gibi şişe bira da olabilecektir. Yapılan sözleşme münhasıran fıçı bira satışına yönelik bir sözleşme değildir. Gerek celp edilen vergi ve ruhsat kayırları gerekse sicil kayıtları incelendiğinde davalı şirketin sözleşmenin kurulduğu andan itibaren faaliyet alanını ve faaliyet türünü değiştirmediği görülmektedir. Bira için davalı şirkette konsept değişikliği yapıldığı varsayılsa dahi yani bar olarak işletilen mekanın meyhaneye çevrildiği varsayılsa dahi bu faaliyet nevinin değiştirildiği anlamına da gelmemektedir. Kaldı ki davacı tarafca bu konsept değişikliğinin sözleşmeden sonra yapılmış olduğu da ispatlanamamıştır. Davalı; sözleşmede süre sınırlaması bulunmaması sebebiyle belirtilen litre satış yükümlülüğünü şişe bira satışıyla da sağlayabilecek konumdadır. Nitekim mahkememizce de yaptırılan ve kabul gören bilirkişi raporuna göre davalı neredeyse davalının satmakla yükümlü olduğu litre satış miktarının üçte ikilik kısmı sattığı da yaptırılan incelemeden anlaşılmaktadır. Tüm bu hususlar dikkate alındığında için sözleşmenin bu nedenle feshinin sözleşme ve dürüstlük kuralı gereğince yerinde olmadığı, davalının pazarlama dağıtım ve satışını gerçekleştirdiği bira ürünlerinden 350.000litre miktarındaki ürünü müşteriye satmayı taahhüt ettiği ve taahhüdün süre ile sınırlanmadığı, ancak sözleşmenin süresinin taahhüt edilen satış miktarının tamamlanması ile kendiliğinden sona ereceğinin kararlaştırıldığı, taraflar arasında akdedilen 01/03/2013 tarihli sözleşme ile davacı tarafın 03/03/2016 tarihli değişik iş tespit rapor tarihine kadar davalı tarafa toplamda 190.703,84Litre, 03/03/2016 tespit tarihinden sonra 773,20 litre satış yapıldığı, buna göre sözleşmenin sona ermesi için 350.000litre satış bozucu şartının da gerçekleşmediği, bu doğrultuda davacının talep ettiği alacak tutarlarını davalıdan tahsili hususunda davacının haklılığını ispatlayamadığı anlaşılmakla, davacının davasının subut bulmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davacının davasının sübut bulmadığından REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 82.707,85TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30TL karar harcının peşin olarak alınan 17.221,61TLden mahsubu ile fazla alınan 17.162,31TLnin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 3.600,00TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/12/2021
Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI