Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/407 E. 2018/662 K. 16.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARARIDIR
ESAS NO : 2018/407 Esas
KARAR NO : 2018/662
DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/05/2018
KARAR TARİHİ : 16/05/2018
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde; davacı aleyhine …bank T.A.Ş.tarafından İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, daha sonra söz konusu alacağın …Noterliğinin 23/09/2008 tarih,… yevmiye sayılı temlik sözleşmesi ile … A.Ş,ye devredildiğini, … A.Ş.nin ise daha sonra …ile birleştiğini, takip ile davacının …bank T.A.Ş…. şubesi ile 10/05/2007 kullandırma tarihi ile 5.000 TL tüketici kredisi sözleşmesi imzaladığı, bu sözleşme şartlarını yerine getirmediğinden bahisle icra takibine başlandığı ve takip çıkışının 5.605,80 TL olduğunun bildirildiği, ancak davacının böyle bir borcu bulunmadığını, davacının 2006-2007 yılları arasında kimliğini kaybettiğini, bu hususta İstanbul C.Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası ile şikayette bulunduğunu, savcılık dosyasında yaptırılan incelemede de başkaca kurumlarda davacı adına imzalanan sözleşmelerin altındaki imzaların davacıya ait olmadığı hususunun net bir şekilde ortaya çıktığını, davacının böyle bir sözleşme imzalamadığını ve böyle bir kredi kullanmadığını, bu nedenlerle öncelikle davacının maddi durumu dava masraflarını karşılamaya yeterli olmadığından adli yardım taleplerinin kabulü ile İstanbul …İcra Müdürlüğü dosyasının dava sonuna kadar tedbiren teminatsız olarak durdurulmasına, davacının davalıya icra müdürlüğü dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, davalının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşıldı.
Dava niteliği itibariyle haksız fiile dayalı Menfi tespit davasıdır.
Davacının …bank T.A.Ş’ den böyle bir kredi kullanmadığı, herhangi bir sözleşme imzalamadığı, 2006-2007 yılları arasında kimliğini kaybettiği, davacı adına imzalanan sözleşmelerin davacıya ait olmadığından bahisle menfi tespite ilişkin iş bu davayı açmıştır. Bu haliyle uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişki “haksız fiilden” kaynaklanmaktadır.
Davalı ile sözleşmeyi akdeden davacı değil, davacının imzasını taklit ederek imza atan 3.kişilerin olduğunun anlaşılması karşısında taraflar arasında bir sözleşme ilişkisinin varlığından söz edilemeyeceği açıktır. (HGK’nun 17.02.2010 tarihli ve 2010/4-61Esas ve 2010/84 Karar sayılı ilamı)
Kaldı ki, davacı ile davalı arasında da ticari nitelikte bir hukuki ilişki de bulunmamaktadır. (bu yöndeki T.C. YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI 21/10/2015 tarih ESAS NO : 2014/18629 KARAR NO: 2015/16259 kararında da görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu Tüketici Mahkemelerinin görev alanında kalmadığı belirtilmiştir.)
HMK’nın 114. Maddesi hükmünde, dava şartları düzenlenmiş olup 114/1-c maddesinde “mahkemenin görevli olması”ndan açık bir şekilde bahsedilmiştir. HMK’nın 115. Maddesi düzenlemesine göre; “mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.. Mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Yasal düzenleme kapsamında dava şartlarının yargılamanın her aşamasında aşamasında değerlendirilmesinin gerekli olduğu, boşuna zaman ve masraf kaybına neden olunmaması gözetilerek yargılamanın sürüncemede kalmaması ve hızlandırılması, usul ekonomisi ilkesi gereğince dava şartı olan görev değerlendirilmiştir. Görev dava şartı noksanlığı giderilebilecek bir husus olmadığından eksikliğin tamamlanması amacı ile davacıya süre verilmesi mümkün olmamıştır.
Açıklanan gerekçe ile mahkememizin davaya bakma görevi bulunmadığı, görevli ve yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirlenmekle HMK’nın 115. Maddesi düzenlemesinde dava şartlarının yargılamanın her aşamasında resen değerlendirilebileceği usul kuralı dikkate alınarak, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir.
Dosya incelendi
Araştırılacak başkaca bir husus kalmadığı anlaşıldı.
HÜKÜM :Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davanın görev yönünden reddi ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, talep halinde dosyanın görevli mahkeme olan İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
2-HMK 20. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içersinde taraflardan biri tarafından görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmesi halinde dosyanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, taraflarca süresi içersinde gönderme talebinde bulunulmadığı takdirde davanın açılmamış sayılabileceğinin ihtarına,
3-Yargılama, harç ve masrafların görevli mahkemece dikkate alınmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi.
Katip …
Hakim …
¸