Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/349 E. 2019/709 K. 26.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1055
KARAR NO: 2019/662

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/12/2017
KARAR TARİHİ: 16/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile davacı arasında çeşitli dönemlerde mal alım satımı nedeniyle ticari iş ilişkisi bulunmakta olup davalının davacı şirkete borcundan dolayı İstanbul …İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, borçlunun itirazı neticesinde takibin durduğunu, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20.sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takip tarihi itibarı ile ortada muaccel hale gelmiş bir borç veya temerrüd olgusu bulunmaması karşısında davacının davasının ve takip öncesi faiz taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine, davacı aleyhine %20 tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davacının davalı şirketten olan alacağının tahsili amacı ile başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine açılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
İstanbul …İcra Müdürlüğünün… esas sayılı takip dosyası getirtilerek incelendiğinde, davacı tarafından davalı aleyhine 4.103,96 TL asıl alacak, 286,46 TL işlemiş faiz ve 80 TL ihtarname gideri olmak üzere toplam 4.470,42 TL.nin tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi olunmuş, 03/01/2019 tarihinde dosyaya sunulan bilirkişi raporunda; tarafların 2016-2017 yılı ticari defterlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olduğu, mevcut tespitlere göre ticari defterlerin sahipleri lehine delil vasfı taşıdığı, davacının icra takibine konu ettiği ve cari hesaba dayanak teşkil eden faturaları ticari defterlerine usulüne uygun olarak kayıt ettiği, icra takip tarihi itibarı ile davalıya 49,49 TL borcu olduğu, davalının ibraz edilen ticari defterlerinde davacıya borcu ve alacağı olmadığı, davacı tarafın davalıdan 4.103,96 TL tutarında bedeli talep ettiği, ibraz edilen 2017 yılı ticari defter kayıtlarında tarafların birbirlerine fiyat farkı adı altında aynı faturayı tanzim ettikleri, davacı ticari defterlerinde 2016 yılında 2017 yılı devir alacağının 4.054,47 TL, davalının ise 2016-2017 yılına ait davacıya devir borcunun 4.103,96 TL olduğu, 2017 yılında davalının davacıya 25/02/2017 tarih… nolu 4.103,96 TL tutarlı faturayı tanzim ettiği, ilgili faturanın açıklama kısmında “fiyat farkı” yazdığı, faturanın tarafların ticari defterlerinde usulüne uygun olarak kayıtlı olduğu, daha sonra davacının aynı tutarda fatura tanzim ettiği, davalının da bu faturayı da kabul edip ticari defterlerine usulüne uygun olarak kayıt ettiği, devamında davacıya aynı tutarda aynı konuda iade faturası tanzim ettiği, 2017 yılında davacının davalıya 3 adet fatura karşılığı 12.311,88 TL fatura tanzim etmiş olup davalının bu faturaları ticari defter kayıtlarına aldığı, davalının da davacıya 2017 yılında 4 adet fatura karşılığı 16.415,84 TL fatura tanzim ettiği ve davalının bu faturaları ticari defter kayıtlarına aldığı, yanlız davacının davalı tarafından tanzim edilen 21/04/2017 tarih … nolu ve 4.103,96 TL tutarlı faturaya Beyoğlu 45.noterliğinde 28/04/2017 tarih ve… nolu yevmiye sayılı ihtarname ile itiraz ettiği, ilgili faturanın halen davacı kayıtlarında bulunduğu, halbuki fatura tebliğ alındıktan sonra ticari defter kayıtlarına ilişkilendirilmeyip doğrudan yasal yollardan itiraz edilmesi gerektiği, bu nedenle davacının delil olarak ibraz ettiği ticari defterlerde usul hatasından dolayı davalıya 49,49 TL borcu olduğu, davacının faturayı kayıtlarına almasaydı davacının davalıdan alacağı tutarın 4.054,47 TL olacağı, dava dosyasına sunulan 11/07/2017 tarihli mutabakat formuna göre davacının davalıdan 4.103,95 TL alacağı olduğu, davalı tarafa ait bölümde ise davalının 4.103,95 TL borcu olduğu, şirket kaşeleri üzerinde imza olduğu, ancak mutabakat formunun tacir olan şirketi temsil ve imzaya yetkisi olanlar tarafından veya yasal olarak vekil tayin edilmiş olanlar tarafından mı imzalandığına dair somut bilgi ve belge ibraz edilmediği, yine taraflar arasında borç ve alacakları ödenmesi hususunda tayin edilmiş bir gün ve sözleşmenin ibraz edilmediği gibi davacı tarafından davalıya yöntemine uygun ihtarname gönderilmediği, davacı davalıyı takip tarihinden önce temerrüde düşürmediğinden temerrüt şartlarının oluşmadığı, takip talebinmde talep edildiği gibi TTK md.1530.a göre faiz talep edilmesi için önce taraflarca kabul edilmiş usulüne uygun bir sözleşme ibraz edilmesi gerektiği, ancak bu tür bir sözleşmenin kendilerine ve dosyaya ibraz edilmediği, ibraz edilen bilgi ve belgelere göre davacının davalı aleyhine yaptığı icra takibinin ispata muhtaç olduğu, ancak mahkeme aksi kanatte ise davacının davalıdan 4.103,96 TL asıl alacağı olacağı, takipten önce temerrüt şartlarının oluşmadığı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ olunmuş, davacı vekili 16/01/2018 tarihli dilekçesiyle, davacı şirket tarafından itiraz edilen fatura için gerekli belgelerin 01/07/2018 tarihinde düzeltme yapılarak vergi dairesine verildiğini beyanla buna ilişkin belgeleri dosyaya ibraz etmiştir.
Dosya yeniden bilirkişiye tevdi edilerek davacı tarafça sunulan belgeler nazara alınarak ek rapor tanzimi istenmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 15/04/2019 tarihli ek raporda; kök rapordaki tespitleri tekrarla davacının düzeltme işlemini 01/07/2018 tarihinde yaptığı görülmekle beraber bu düzeltme kaydını taraf ile ilişkisi olmayan vergi idaresine karşı yaptığı, diğer bir ifade ile ticari muhasebe kayıtlarında gelir kaydettiği, bu aşamada yapılan işlemin davalı tarafa herhangi bir etkisi olmadığı, düzeltme kaydının faturanın tebliğ alındığından itibaren 8 günlük süre içinde ihtarane çekildiği tarihe kadar yapılmış olması gerektiği, diğer taraftan delil olarak ibraz edilen ticari defterlerde icra takip tarihi 07/11/2017 ve dava tarihi itibarı ile davacının davalıya 49,49 TL borcu olduğu, şu halde 01/07/2018 tarihinde yapılan düzeltme kaydının huzurdaki davada herhangi bir öneminin olmadığı belirtilmiştir.
Yapılan yargılama, davacının iddiaları, davalının beyanları, ibraz edilen deliller, icra dosyası, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu ibraz edilen bilirkişi kök ve ek raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirketin davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla İstanbul …İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası ile takip başlattığı, davalının süresi içinde takibe itirazı üzerine takibin durduğu, davacının yine süresi içinde işbu davayı açarak itirazın iptalini talep ettiği, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda; taraflarca sunulan ticari defter ve kayıtlara göre tarafların birbirlerine fiyat farkı adı altında aynı faturayı tanzim ettikleri, davalı tarafından davacıya tanzim edilen 25/02/2017 tarih ve 4.103,96 TL turarlı ilk iade faturasını davacının tebliğ aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde kanuna uygun yollardan davalıya iade etmesi gerekirken ticari defterlerine kayıt ettiği, devamında ise aynı mahiyette davalı adına iade faturası düzenlediği, taraflar arasında bu şekilde devam eden hukuka ve usule uygunsuz fatura alıp verme durumunun sonunda davalı tarafından davacı adına tanzim edilen 21/04/2017 tarih ve 4.103,96 TL tutarlı faturaya davacının ihtarname ile itiraz ettiği, yapmış olduğu itiraza rağmen davacının ilgili faturayı ticari defter kayıtlarına almış olup kayıtlarından çıkarmadığı, bu nedenle davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davalıya 49,49 TL borcu olduğunun tespit edildiği, davalının ibraz ettiği ticari defter ve kayıtlarına göre ise davacıya borcu ve alacağı olmadığı, her ne kadar davacı tarafından 11/07/2017 tarihli mutabakat formu dosyaya sunulmuş ise de, mutabakat formu incelendiğinde, davacının davalıdan 4.103,95 TL alacaklı, davalının ise aynı miktarda borçlu olduğunun anlaşıldığı, mutabakat formunda taraf şirketlerin sadece kaşe ve imzalarının bulunduğu, isim bulunmadığı, imzaların şirketi temsil veya imzaya yetkili kişiler tarafından ya da yasal olarak vekil tayin edilmiş olanlar tarafından imzalanıp imzalanmadığına dair dosyaya bilgi ve belge sunulmadığı, yine her ne kadar davacı tarafından 01/07/2018 tarihinde itiraz edilen fatura için düzeltme işlemi yapıldığı bildirilmiş ise de, işbu düzeltme işleminin faturanın tebliğ alındığı tarihten itibaren 8 günlük süre içinde ihtarname çekildiği tarihe kadar yapılması gerektiği, icra takip tarihi 07/11/2017, dava tarihi ise 05/12/2017 olup 01/07/2018 tarihinde yapılan düzeltme kaydının zamanında yapılmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 44,40 TL karar harcının peşin alınan 54,00 TL.den mahsubu ile 9,60 TL.nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 2.725,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza