Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/343 E. 2019/1012 K. 16.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/191
KARAR NO : 2019/1049

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 21/04/2017
KARAR TARİHİ : 23/12/2019

İstanbul …Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas ve karar sayılı, 16/11/2017 tarihli görevsizlik kararı üzerine Mahkememize tevzi edilen ve Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıya ait … plakalı aracın … idaresindeyken davalı …’in kullandığı, davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı aracın kavşaklarda geçiş hakkını ihlal etmesi nedeniyle davacının aracına çarpması sonucu aracın hasara uğradığını, davacının Yunanistan’da yaşaması nedeniyle aracı kendi servisinde yaptırmak üzere Yunanistan’a götürdüğünü, burada uzman tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna göre toplam 6.245,12 Euro zararın olduğunun tespit edildiğini, söz konusu kazanın aracın ekonomik değerinde önemli bir kayba yol açtığı gibi davacının işlerininde belirli bir süre aksamasına neden olduğunu, aracın tamir süresince de davacının araçtan yararlanamayacağını bununda davacının fiili zararlar yanında belirli değer kaybından dolayı zararına neden olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalılardan araçta meydana gelen hasar için şimdilik 1.000 TL ve değer kaybı için şimdilik 500 TL tazminatın olay tarihi olan 23/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı …’e ait araca ihtayati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı … A.Ş.vekili cevap dilekçesinde özetle; Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Sözleşmesine dayalı uyuşmazlıkların TTK.nun 1483 vd.maddelerine göre çözümleneceğini, bu durumda uyuşmazlığın Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, bu nedenle davanın görevsizlik nedeniyle reddedilmesini ve dosyanın görevli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep ettiklerini, davacının davadan önce şirketlerine başvuru yapmamış olup şirketlerine usulüne uygun başvuru yapmadan dava açamayacağını, dava şartı yerine getirilmediğinden davanın reddini talep ettiklerini, dava tarihi itibarı ile talep edilen tazminatlar zamanaşımına uğradığından davanın zamanaşımı nedeniyle reddini talep ettiklerini, davalı sigorta şirketinin maddi tazminat talepleri açısından poliçe limitleri dahilinde ve sigortalı aracın kusuru oranında davacının zararlarını gidermekle yükümlü olduğunu, öncelikle kazaya karışan araçların kusurunun belirlenmesini talep ettiklerini, talep edeline hasar miktarının fahiş olduğunu ve aracın ikinci el değerini bile geçtiğini, araçta oluştuğu idda edilen değer kaybının tazmini talebinin ZMSS Genel Şartları gereği sigorta teminatı kapsamı dışında olduğunu, tazminata kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesi talebinin hukuka aykırı olduğunu, davalı şirketin temerrüdü için davacı tarafından davalı şirkete gerekli belgelerle birlikte başvuruda bulunulması, bu başvurudan sonraki 8 gün içinde davalı şirket tarafından ödeme yapılmaması gerektiğini, davacıya tazminat ödenmesine karar verilmesi halinde ödenecek tazminata dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın İpsala ilçesi, … Beldesi kavşağında meydana geldiğini, ayrıca davalının İpsala ilçesine bağlı … köyünde ikamet ettiğini, HMK.6.madde uyarınca davalı hakkında açılacak davalarda ikametgahının bulunduğu İspsala Mahkemeleri yetkili olup öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, kusur ve hasar tespiti yapıldıktan sonra davacının var ise alacağı için sigortaya müracaat etmesi, sigortanın karşılamadığı miktar bakımından davalıya başvurması gerekirken müteselsil sorumluluktan bahisle birlikte dava açmasının hukuka aykırı olduğunu, olayda müteselsil sorumluluktan bahsedilemeyeceğini, kazaya sebep olan ve asıl kusurlu olanın çok süratli olarak kavşağa giren davacı olduğunu, davacının yaptırdığı tespitine kazadan 2 ay sonra yapılmış olup tespite konu raporun davalıya tebliğ edilmediğini, tespitin nasıl yapıldığı belli olmadığı gibi Türk Hukuk Sistemince kabul edilebilir bir tespit olup olmadığının da belli olmadığını, raporu kabul etmediklerini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; kusurlu eylem neticesinde meydana gelen trafik kazası neticesinde araçta oluşan değer kaybı ve hasar bedeli toplamının araç sürücüsü ve poliçe teminatı kapsamında sigorta şirketinden tazmini istemine ilişkindir.
Davalı sigorta şirketinden poliçe sureti getirtilmiş, davadan önce başvuru yapılmadığından hasar dosyası açılmadığı bildirilmiştir.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinin 25/03/2019 tarihli cevabi yazısı ile …plaka sayılı aracın poliçe ve hasar bilgisinin bulunamadığı bildirilmiştir.
Davacı vekili 18/07/2018 tarihli dilekçesiyle davalı sigorta şirketine yaptığı başvuraya ilişkin gerekli bilgi ve belgeleri, dava dilekçesine ekli bilirkişi raporu ve faturaların tercümesi ile kaza ilişkin fotoğrafları dosyaya ibraz etmiştir.
Dosya kusur-hasar-zarar uzmanı bilirkişi ile sigortacı bilirkişiden oluşan bilikişi heyetine tevdi olunmuş, düzenlenen 08/10/2018 tarihli raporda; davalı tarafa sigortalı araç sürücüsü …’in yönetimindeki… plaka sayılı araç ile İpsala istikameti yol bölümünden gelerek orta ayırıcı arasındaki kısmı kullanarak kontrolsüz şekilde Keşan istikameti yol bölümüne girdiği, kendisine hitap eden mevcut “DUR” trafik işaret levhasını ve bölünmüş yolda düz seyir halinde olan davacı sürücü yönetimindeki aracın uzaklık ve hızını dikkate almadığı, …plaka sayılı otomobilin sol yan kısmına tedbirsizçe çarparak, olayın meydana gelmesine sebebiyet verdiği, olay mahallinin yerleşim yeri dışı olduğu hususu da dikkate alındığında dikkatsiz ve özensiz davranışlarından dolayı olayda %100 oranında kusurlu olduğu, davacı taraf sürücüsü …yönetimindeki …plaka sayılı otomobilin orta ayırıcı ile bölünmüş yolda İpsala istikametinden Keşan istikametine seyir halinde iken olay yeri kavşak mahallinden geçiş yaptığı sırada otomobilinin sol yan muhtelif kısımlarına, istikametine göre sol taraftaki orta ada arasındaki kısmı kullanarak Keşan istikameti yol çıkan davalı sürücü yönetimindeki… plaka sayılı otomobilin ön kısmı ile çarpması sonucu karıştığı olayda “DUR” trafik işaret levhasının konumu ve olay mahallinin yerleşim yeri dışı olduğu hususu da dikkate alındığında kusursuz olduğu, davacı tarafa ait araçta meydana gelen toplam hasar tutarının kaza tarihi itibarı ile KDV dahil 18.516,78 TL olabileceği, dava konusu aracın geçmiş hasarları ile ilgili TRAMER detayı bulunmadığından değer kaybı ile ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, hesaplanan hasar bedelinden davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, davalı sigorta şirketinin azami 29.000 TL’sına kadar sorumlu tutulabileceği, buna göre hesaplanan zarar bedelinin tamamının poliçe limiti dahilinde olduğu, davalı sigorta şirketinin dava tarihinde, davalı …’in ise kaza tarihinde temerrüde düştüğü belirtilmiştir.
Davacı vekili 19/11/2019 tarihli ıslah dilekçesiyle araçta meydana gelen zarar için talep ettikleri alacak miktarını 1.000 TL’den 18.516,78 TL’ye yükselttiklerini, bu nedenle araçta meydana gelen hasar ilişkin tazminat taleplerinin 18.516,78 TL üzerinden, değer kaybı taleplerinin ise 500 TL üzerinden kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
Dosya içeriğindeki delillerle ve olayın meydana geliş şekli dahilinde bilirkişi tarafından yapılan teknik analiz neticesinde de belirtildiği üzere,… plaka sayılı araç sürücüsü davalı …’in kazanın oluşumunda tamamen kusurlu kabul edilmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Bu bağlamda davacıya ait araçta meydana gelen hasar bedelinden kusur nispetinde haksız fiili işleyen sıfatıyla davalı sürücünün ve ZMMS poliçesi kapsamında davalı sigorta şirketinin 6098 Sayılı TBK 49, 6102 Sayılı TTK 1401 ve 1409. maddeleri uyarınca sorumlu tutulmaları gerektiği esastır. Bilirkişi raporu dahilinde; aracın özellikleri, kazanın meydana geliş şekli, araçta oluşan hasarın mahiyeti ve yurtdışı tamir ile rayiç bedelleri dikkate alınmak suretiyle hasara ilişkin yapılan masrafın piyasa rayiciyle uyumlu olduğu belirtildiğinden 18.516,78 TL’nin davalı sürücü yönünden kaza, sigorta şirketi yönünden ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline dair karar verilmesi gerekmiş, öte yandan değer kaybı değerlendirmesi yapılabilmesi için aracın hasar geçmişinin bilinmesi gerektiği ancak dosya kapsamında buna ilişkin bir bilgi ve belge bulunmadığından değer kaybına ilişkin talebin reddine karar verilerek neticeden aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,
18.516,78 TL hasar bedelinin davalı … A.ş. Yönünden dava tarihinden, davalı … yönünden kaza tarihi olan 23/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşteriken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
2-Davacının değer kaybına ilişkin talebinin sübut bulmadığından REDDİNE,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 1.264,88 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40 + ıslah harcı 299,15 TL olmak üzere toplam 330,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 934,33 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan; 366,55 TL harç, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti, 250 TL tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 1.816,55 TL yargılama masrafından davanın kabul reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 1.768,78 TL’sinin davalılardandan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen miktar itibarı ile AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalılar duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, red edilen miktar itibariyle AAÜT uyarınca hesaplanan 500 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
7-Davalılar tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır