Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/338 E. 2019/340 K. 06.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/338
KARAR NO : 2019/340
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 28/05/2014
KARAR TARİHİ: 06/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının davacıdan yemek aldığını ve karşılığını da ödemediğini, ödenmeyen yemek bedelleri ile ilgili olarak davalı yana 29.06.2013 tarihli 2.073,60 TL bedelli yemek faturası ve 31.05.2013 tarihli 2.162,70 TL bedelli yemek faturası kesildiğini ve bu faturaların davalıya 03.07.2013 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı tarafından tebliğ alınan faturalara itiraz edilmemesi üzerine fatura muhteviyatlarının TTK hükümleri gereği kesinleştiğini, davalı fatura bedellerini ödemediğinden İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, davalının itirazı nedeniyle takibin durdurulduğunu, tarafların serbest iradeleri ile sözlü bir hizmet sözleşmesi akdettiklerini ve bu sözleşme gereğince davacının üzerine düşen edimi eksiksiz ve en iyi şekilde yerine getirdiğini, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin T.C.Merkez Bankasının reeskont işlerinde uyguladığı ticari avans faizi ile birlikte devamına, davalının %20.den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Dava dilekçesi davalıya usulüne uygun olarak tebliğ olunmuş, davalı tarafından süresi içinde cevap dilekçesi ibraz edilmemiş, davalı vekili 04/11/2014 tarihli celsede; davayı kabul etmediklerini, davanın reddini istediklerini, fatura üzerindeki teslim alan imzasını kabul etmediklerini, kendilerinin çalışanı olmadığını, bilgisinin bulunmadığını, faturadan daval ile haberdar olduklarını beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda 12/05/2016 tarihinde davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin takip ödeme emrindeki şartlarla devamına, şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı takdirine yer olmadığına karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2016/15565 esas, 2018/218 karar sayılı, 30/01/2018 tarihli ilamı ile; fatura göndermenin ve teslim almanın tek başına akdi ilişkiyi ispatlamaya yetmeyeceği gözetilmeksizin ispat yükünün tayininde yanılgıya düşüldüğünden hükmün bozulmasına karar verilmiş, yeniden yapılan yargılamada davacı vekili karara karşı direnme kararı verilmesini, davalı vekili ise bozma ilamına uyulmasını talep etmiş, mahkememizce usul ve yasaya uygun görülen Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Taraf vekillerine bozma ilamı kapsamında beyan ve delillerini dosyaya bildirmeleri için süre verilmiş, davalı vekili 22/11/2018 tarihli dilekçesiyle; söz konusu faturaların davalı şirket defterlerinde kayıtlı olmadığı gibi usulüne uygun olarak fatura tebliğinin de söz konusu olmadığını, faturaların davalı şirket tarafından tebliğ alınmadığını, fatura üzerindeki imzanın davalı şirket ve/veya yetkilisi ile bir ilgisinin bulunmadığını, usulsüz bir şekilde fatura tanzim edildiğini ve davalı şirketin borçlandırılmaya çalışıldığını, davacıdan herhangi bir yemek hizmeti alınmadığını, faturaları tebliğ aldığı iddia edilen kişinin davalı şirketin çalışanı yada yetkilisi olmadığının dosya kapsamında SGK kayıtları ile sabit olduğunu, ayrıca kabul anlamına gelmemekle birlikte söz konusu faturalar üzerinde ‘kontrol edilecek’ şeklinde ibare ile tebliğ alındığını, bununda tebliğ alan kişinin yetkili olmadığını gösterdiğini, aynı kişinin icra takibini tebliğ almasının davalı şirket çalışanı ve/veya sorumlusu olduğu anlamına gelmediğini, tebliğ mazbatasında imzası olan kişinin davalı şirketin daimi çalışanı sıfatına haiz olmadığı, bu nedenle tebligat kanununda sayılan tebliğ almaya yetkili kişiler arasında görülemeceği nazara alınarak davanın reddi gerektiğini, sadece fatura tanzim etmiş olmanın içeriğinin de doğru ve haklı olduğu anlamına gelmediğini, Yargıtay bozma ilamı ile açıkça ispat yükünün davacı tarafta olduğunun belirtildiğini, bu nedenlerle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili tarafından verilen süre içinde dosyaya herhangi bir beyan sunulmamış, 22/11/2018 tarihli dilekçe ile delil listesi sunulmuş, davacı vekili 28/03/2019 tarihli celsede; davaya konu edilen takip doyasında ödeme emrini tebliğ alan personelin davalı şirketinde sigortasız olarak çalıştırıldığına ilişkin kuruma şikayette bulunduklarını, şikayetin dosyaya celbine karar verilmesini talep etmiş, mahkememizce söz konusu şikayetin dava dosyası ile doğrudan bir ilgisinin bulunmaması ve söz konusu şikayetin bu aşamada dosyaya herhangi bir yenilik katmayacağının anlaşılmasından dolayı davacı vekilinin talebinin reddine karar verilmiştir.
Dava; faturaya dayalı takibe yönelik itirazın iptali talebinden ibarettir.
Tüm dosya kapsamı Yargıtay bozma ilamı ile birlikte değerlendirildiğinde; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile davaya konu edilen faturaların davacı ticari defterlerinde işlendiği, buna karşın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı belirlenmiştir. Ancak fatura tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz ve davacı defterlerinde davalı yanın borçlu görülmesi başlı başına davacının alacaklı olduğunu göstermez. Davacı faturaları davalıya usulüne uygun olarak tebliğ – teslim ettiğini veya fatura bedeline konu hizmet ediminin – mal tesliminin yerine getirildiği ve karşı tarafa verildiğini yazılı delille ispatlamak zorundadır.Ancak somut olayda davacı ispat külfetini yerine getirmemiştir. Bu nedenlerle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereği alınması gereken 44,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 72,35 TL’den mahsubu ile bakiye 27,95 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 2.725 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 290 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Yargıtay Temyiz Yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …