Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/335 E. 2019/423 K. 21.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/335 Esas
KARAR NO: 2019/423

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/04/2018
KARAR TARİHİ: 21/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketinin… Bankası, … nolu 10/09/2016 tarihinde …’ da keşide edilen 10.000,00 TL bedelli çekin yetkili hamili olarak anılan çeki 18/08/2016 tarihinde davalı …Ş. …Şubesi’ ne ibraz tarihi geldiğinde banka tarafından tahsil edilmek üzere takasa verdiğini, davalı bankanın müvekkili şirketinin yasal hamili olduğu çeki takastan çıkararak 20/09/2016 tarihine kadar ibraz etmesi gerekirken bunu yapmadığını, ibraz tarihinin geçmesinin ardından davalı banka yetkikilerinin müvekkili şirketi ile iletişime geçerek çkin ibraz süresinin geçtiğini belirterek çekin müvekkili şirketçe geri alınmasının istediğini, müvekkili şirketi yetkilileri tarafından davalı bankanın çeki ibraz etmeme sebebi sorulduğunda ise ibrazın davalı banka çalışanları tarafından unutulduğu cevabını aldıklarını, müvekkili şirketinin iade aldığı çeki çalışanları aracılığı ile… Bankasına ibraz ettiğini, ancak ibraz süresi dolduğundan çekin… Bankası tarafından işlem yapılmayarak iade eildiğini, bilindiği üzere çeklerin tahsil amacı ile devamlı olarak çalışılan bankaya teslim edilmesinin yani takasa verilmesinin amacının çek beelinin banka tarafından tahsil edilerek müşterinin hesabına aktarılmasını sağladığını, bankanın amacı ise çeki tahsil ederek müşterinin hesabına yatırdığı bu çek bedelinin üzerinden belli bir ücreti hizmet bedeli olarak müşteriden tahsil ettiğini, müvekkili şirketi ile banka arasında müvekkili şirketi tarafıdan çekin takasa verilmesi ile birlikte kurulan bu sözmeşme türü bir vekalet akdi olduğunu, uygulmada takasa veren müşteri elindeki çekleri bankaya teslim ederken çekin arkasına müşterinin cirosunun alınmakta olduğunu, bu ciroyu müşterinin çekten doğan alacağını bankaya devretmek amacı ile yapmamakta, çekin kendi nam ve hesabına vekil olan banka tarafından tahsili amacı ile yaptığını, banka da bu ciroyu müşteinin vekili olarak ve müşterinin nam ve hesabına çeki tahsil etmek amacı ile yaptırdığından ve teslim aldığından bankanın çek borçlusu olan keşideciye karşı vekil hamil konumunda bulunduğunu, vekalet akdine göre vekilin en önemli borçlarının işi özenle görme borcu, sadakat borcu hesap verme borcu, talimatlara uyma borcu gibi borçlar olduğunu, özen gösterme borcu işinin basiretli bir tacir gibi görme, sadakat borcunun ise müvekilline zarar verici her türlü davranıştan kaçınma borcu oluğunu, davalı bankanın müvekkili şirketinin ahsil edilmesi amacı ile kendisine verdiği çekin ibraz süresini kaçırarak bu borçlarına ayrıkı davrandığını, müvekkili şirketinin zararına neden olduğunu, açıklanan nedenler ile davalarının kabulü ile 10.000,00 TL’ nin çekin ibraz tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili bankasının … Şubesi’ nin… hesap numaralı müşterisi olduğunu, davacının ümvekkili bankanın … Şubesi ile mevduat müşterisi ve kredi müşterisi olarak yoğun ilişkilerinin olduğunu, davacının müvekkili banka ile arasında genel kredi sözleşmeleri gereğince kredi ilişkisi kurulduğunu, davaya konu olan çekin müvekkili bankasının ikitelli şubesine davacı tarafından 18/08/2016 tarihinde ibraz tarihi geldiğinde tahsil edilmek üzere çek tevdii bordrosu ile teslim ettiğini, çekin ibraz için süresinin 20/09/2016 tarihinde dolduğunu, çekin keşide tarihinde ibraz edilmediğini, konu ile ilgili davacı tarafa bilgi verildiğini ve sonrasında çek aslının kendisine teslimedildiğini, çek ile ilgili olarak yasal işlemlere başlayıp sonuçlandırmadan müvekkili bankaya başvuru yapılmasının mümkün olmadığını, davacı tarafın bu çek ile ilgili olarak herhangi bir zarara uğramadığını, açılan davanın aşağıda arz ve izahına çalışılacak nedenlerle müvekkili bankaya husumet yöneltilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın reddinin gerektiğini, davacının ümvekkili bankasına dava açmadan çekin asıl sorumlusuna başvuruda bulunması gerektiğini, bu konuda gerekli incelemeyi yapmadığını, keşideciye karşı genel haciz yolu ile takip yapılmadığını, davacının ilende bu imkanlar varken alacağın tahsili için gerekli müracaatları yapmadan müvekkili bankasına karşı dava açmasının usulsüz olduğunu, açıklanan nedenler ile aliyhlerine açılmış bulunan ve haklı bir dayanağı bulunmayan davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin dvacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya bir bankacılık alanında uzman sektör bilirkişiye tevdii olunmuş, sunulan raporda özetle; davalı bankanın tahsil edilmek üzere davacı tarafından kendisine teslim edilen ve … şubesindeki … nolu hesap üzerine keşideli 10/09/2016 keşide tarihli ve 10.000 TL tutarındaki çeki 18/08/2016 tarihinde davalı … Bankası A.Ş.’ ye teslim ettiğini, ancak advalının çekin ibraz süresi olan süreler araısda bedelinin tahsili için muhatap bankaya ibraz etmediğini, çekin davalı banka tarafından süresi içerisinde takasa ibraz edilmemiş olması sebebi ile çekin kambiyo senedi vasfını kaybetmiş olduğundan davacının kambiyo hukuka dayalı olarak cirantalar düzenleyen ve diğer çek borçlularına karşı başvuru haklarını keybettiğini, ancak poliçe hakkında uygulanacak hükümlerine çekler hakkında da uygulanabileceğinden davalı tarafıdan süresi içeresinde ibraz edilmesi ihmal edilen çekin bu yönü itibari ile kambiyo senedi vasfına devam ettirdiği ve davacının alacağını kambiyo hukukuna özgü sebepsiz zenginleşme yolu ile takdiri Mahkememizde olmak üzere keşideciden talep etme ve dava açma hakkı bulunduğunu, ibraz süresi içerisinde keşidecinin hesabında çek bedeli kadar bir kaşılık bulunup bulunmadığının dosya kapsamından anlaşılmadığını, şayet süre boyunca hesapta çek bedelini karşılayacak miktarda bir karşılık mevcut ise ki bu takdirinde davalı gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek davacının alacağını zamanında tahsil etmesine ve zarara uğramasına kusurul davranışıya sebebiyet vermiş olacağından doğrudan sorumluluğunun oratya çıkacağı ve çek bedelinin talep doğrultusunda 03/10/2016 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı banka tarafından tanzim edilmesi gerektiğini, bu seçeneğin dışında, davacının davalı bankadan zararının giderilmesini isteyebilmesi için keşidecinin iflas etmesi tasfiye sonucu borçlarını ödeyemeyeceğinin anlaşılması hakkında yapılan takibin sonuçsuz kalması gibi hallerin mevcut olması ve bu urumların gerçekleşmesi ıspatlanması halinde de davacının takdiri Mahkememizde olmak üzere doğrudan davalı bankadan zararının giderilmesini isteyebileceği yönndeki tespit ve değerlendirmelerini rapor etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi;
Dava, …Bankası 10/09/2016 keşide tarihli, … nolu, 10.000,00-TL bedelli çeki tahsil için takasa verdiği çekin davalı …Ş tarafından süresinde (20/09/2012 tarihine kadar) ibraz etmemesinden kaynaklandığı iddia edilen zararın tazmini talebine ilişkin maddi tazminat davasıdır.
Böyle b,ir davada davacının zararından bahsedilebilmesi için öncelikle davacı çek hamilinin temel akidine müracaat etmesine veya TTK 732/1. Maddesine göre çekin keşidecisine karşı açılan sebepsiz zenginleşme davasına rağmen alacağını tahsil edememesi gerekir. Bu durumda dahi davalının sorumluluğu için çekin ibraz edilmesi gereken tarih itibarı ile çekin karşılığının bulunması ya da çekin ibraz edilmesi gereken tarih ile yukarıda yazılı olan yasal yollara başvuru tarihi arasında dava dışı müracaat borçlularının (temel akdi ilişkideki tarafın ya da keşideci) malvarlığının herhangi bir nedenle elden çıkmış olması gerekir.
Davacının yukarıda bahsedilen şekilde alacağını tahsil babında herhangi bir dava yada takip yoluna başvurmadığı davacı vekilinin beyanı ile sabit olduğundan diğer hususlarda araştırma yapılmaksızın sübut bulmayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Peşin alınan harçtan alınması gerekli 44,40 TL harcın mahsubu ile kalan 126,38 TL harcın kararın kesinleşmesine müetakip istek halinde sahibi davacıya iadesine,
3-Davacının yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Davalının yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-Davalı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT 13/2 maddesine göre tespit olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …
¸
“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”