Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/291 E. 2020/358 K. 29.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/291
KARAR NO : 2020/358

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 03/11/2017
KARAR TARİHİ : 29/06/2020

İstanbul …Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas, … karar, 28/12/2017 tarihli görevsizlik kararı üzerine Mahkememize gönderilen ve Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket nezdinde … adresindeki işyerinin 06/07/2016-2017 tarihleri arasında İşyeri Ekstra Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigortalı işyerinin 24/11/2016 tarihinde davalıya ait şehir şebeke borusunun patlaması sonucu akan suların sızması ile hasara uğradığını, yaptırılan ekspetriz raporu sonucu tespit edilen toplam 19.852,38 TL hasar tazminatının 31/03/2017 tarihinde sigortalı hesabına ödendiğini ve davacı şirketin sigortalının haklarına halef olduğunu, davacı tarafından tamamen davalıdan kaynaklı zararın tazmini için davalıya başvurulduğunu ancak ödeme yapılmadığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 19.852 TL’nin 31/03/2017 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; olayın hizmet kusuruna dayalı olup davanın tam yargı davası olarak idari yargıda açılması gerektiğini, davalı idarenin olayda kastı, kusuru, ihmali bulunmadığı gibi zararla davalı idare arasında bir illiyet bağının kurulmasının da mümkün olmadığını, olayın meydana gelmesinde davalı idarenin dahlinin söz konusu olmadığını, davaya konu hasarın meydana geldiği işyerinin kot olarak yol seviyesinin altında kaldığı ve projeye aykırı kullanım olduğu ve yine davacının sigortalısının yer altı ve yer üstü sularına karşı izolasyon ile ilgili gerekli tedbirleri almadığını, işyerindeki emtiaların usulüne uygun istiflenip istiflenmediğinin de araştırılması gerektiğini, ayrıca davacının sigortalısının hasarın oluşmasında kusuru olup olmadığı hususunun bilirkişi marifetiyle tespiti ile tazminata hükmedildiği taktirde BK.gereğince sigortalının kusuru oranında tazminatın tenkisi yoluna gidilmesi gerektiğini, davada talep edilen hasar bedelinin fahiş olduğunu, tazminata ödeme tarihinden itibaren faiz istenmesinin hukuka aykırı olduğunu, idarenin temerrüdü söz konusu olmadığından ancak dava tarihinden sonrası için faiz istenebileceğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
… Belediye Başkanlığından hasara uğrayan taşınmaza ait tapu malik bilgileri ve imar durum bilgilerini içerir Plan ve Proje Müdürlüğü yazısı, davacı … şirketinden sigorta poliçesi ve hasar dosyasının bir örneği gönderilmiştir.
Dosya inşaat mühendisi ve sigorta eksperi bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetine tevdi olunmuş, düzenlenen 24/12/2018 tarihli raporda;07/03/2017 tarihli Dahili Su Hasarı Ekspertiz Raporu’ nda; “… sokağın kesiştiği köşede bulunan bodrum, zemin ve 3 normal katlı köşe konumlu, 153 kapı numaralı zemin kat görünümlü bodrum katı ile 2189 sokağa cepheli 2 kapı nolu binanın bodrum katı olmak üzere iki ayrı binanın içeriden bağlantılı olarak bodrum katlarında bulunan …caddesinden girişli olarak …, tabela namıyla faaliyet gösterdiği, hadisenin 24/11/2016 tarihinde 2189 sokaktan geçen … ana temiz, su tesisat şebeke borusunun patlaması nedeniyle, 2189 sokağa bakan pencereden ve mutfak giderlerinden işyerine sirayet eden sular neticesinde meydana gelmiş olduğu, hadiseyi farkettikten sonra durumu …’ ye bildirdikleri, …’ den gelen elemanlar tarafından yolda iş makinesi ile kazı yapılarak temiz su tesisat borusunun tamiratına başlanılmış olduğu, 25/11/2016 tarihinde yerinde yapılan inceleme sırasında 2189 sokakta 2 kapı numaralı binanın ön tarafında yolda … tarafından iş makinesi ile kazı yapılmak suretiyle …’ ye ait ana şebeke temiz su tesisat borusunun tamiratına devam edildiği,” hususlarının yer aldığı, bodrum katta çevre sularının toplandığı bir rogar ve bu suyu ana kanala tahliye edecek cebri bir pompa sisteminin kurulmuş olması gerektiği, su basman kotu altında kalan taşınmazlara ait Yapı Kullanma İzin Belgesinin olup olmadığı ve bu taşınmazların proje ve eklerine uygun inşaa edilip edilmediğinin ve ayrıca İşyeri Açma Ruhsatı alma koşullarının usulüne uygun olup olmadığı tespitinin açısından … Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’ nden hu taşınmaza ait son tarihli Yapı Kullanma İzin Belgesi ve Projesinin talep edilmesinin gerektiği, halihazır taşınmazdaki olası bir uygunsuzluğun tespiti mcvcut olursa yerel yönetimin de sorumluluk payı olacağı, su basman kotu altında kalan dava konusu taşınmaz ile ilgili su baskınına karşı tedbirlerin alınıp alınmadığına dair sigorta firma yetkilileri tarafından da sorumlu belediyede araştırma yapılmış olması gerektiği, sonuç olarak hasarının değerlendirilmesinde; ekspertiz raporu içeriğinden anlaşılacağı üzere sigortalı firma yetkililerinden temin edilen talep listesinde belirtilen tutarlar dikkate alınarak kdv hariç şekilde emtia hasarı ile ilgili talep, %50 sovtaj düşümlü olarak 10 adet yatak odası dolabı ile ilgili talep, olay mahallinde bulunan 2 adet dolap hasarı olarak, tencere takımı ile ilgili talep ise ambalaj hasarı olarak hesap edilmiş olduğu, sigorta firma yetkililerinden emtialara ait herhangi bir alış faturası ile hasar tarihi itibarıyla işyerinde mevcut envanter kayıt listesinin temin edilememiş olduğu, bu nedenle emtia teminatı ile ilgili eksik/aşkın sigorta konusunda herhangi bir çalışma yapılamamış olduğu, sovtaj düşümlü emtia hasar toplamının 17.309,58 TL, dekorasyon hasarı toplamının ise 2.542,80 TL olmak üzere toplam hasarın 19.852,38 TL olduğu tespit edildiği ve bu belirlenen hasar bedeli ile günümüzün piyasa koşulları değerlendirilip hesaplandığında uyumlu olduğu belirtilmiştir.
… Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nden dava konusu adreste yer alan taşınmaza ait yapı kullanma izin belgesinin olup olmadığı, var ise onaylı örneğinin ayrıca söz konusu taşınmazın proje ve eklerinin uygun inşaa edilip edilmediğinin ve söz konusu işyerinin açma ruhsatı alma koşullarını taşıyıp taşımadığı sorularak söz konusu belgelerin onaylı örnekleri talep edilmiş, verilen cevabi yazıda yapılan incelemelerde imar işlem dosyasına rastlanmadığı bildirilmiştir.
Dosya yeniden ek rapor için bilirkişiye heyetine tevdi olunmuş, düzenlenen 17/02/2020 tarihli ek raporda; ilgili belediye tarafından elde edilemeyen bilgiler nedeniyle “Su basman kotu altında kalan taşınmazlara ait Yapı Kullanma İzin Belgesinin olup olmadığı ve bu taşınmazların proje ve eklerine uygun inşaa edilip edilmediğinin ve ayrıca İşyeri Açma Ruhsatı alma koşullarının usulüne uygun olup olmadığı” tespitinin yapılamadığı, “su basman kotu altında kalan dava konusu taşınmaz ile ilgili su baskınına karşı tedbirlerin alınıp alınmadığına” dair sigorta firma yetkilileri tarafından da sorumlu belediyede araştırma yapılmadığı, bahsi geçen ve kök raporda belirtilen belgelerin dava dosyasında olmadığından dolayı kusur oranı dağılımı yapılamadığı, kusur dağılımının yapılabilmesi için imar işlem dosyası, Yapı Kullanma İzin Belgesi, İşyeri Açma Ruhsat belgelerinin ibrazı sonunda kusur oranının belirlenebileceği, dosya içeriğindeki bilgi ve belgeler doğrultusunda kusur oranlan tespitinin mümkün olamayacağı belirtilmiştir.
Dava işyeri sigortasından kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Bilindiği gibi kusur sorumluluğu kişinin kusuruyla, zarara neden olmuşsa onu yani o zararı giderme yükümlülüğünde olması hali olarak belirtilebilir. Bu tür sorumluluklar kusuruyla zarara sebebiyet vermekten söz edilir. Kusurun yanında uygun illiyet bağı ve hukuka aykırılık ögelerinin de bulunması gerekir. 6098 sayılı TBK’nun 49. Maddesine göre kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür denilmektedir. Dolayısıyla haksız fiil nedeniyle sorumlulukta 4 unsur olan, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağının bulunması gerekir. Haksız fiille bir başkasına zarar veren kimse ancak kusurluysa bu zararı tazmin ile yükümlüdür. Kusur, hukukumuzda kast veya ihmal olmak üzere 2’ye ayrılır. Hukuka aykırı sonucun istenmesi halinde kasttan söz edilir. Hukuka aykırı sonuç istenmemiş fakat şartların gerektirdiği tedbirler alınmamak, dikkat ve özen gösterilmemek suretiyle haksız sonucun doğmasına sebep olunmuşsa ihmalin varlığı kabul edilir. İlliyet bağı ise gerçekleşen zararla sorumluluğu doğuran olay veya davranış arasındaki sebep sonuç ilişkisidir. Yani, meydana gelen zarar o fiilin sonucunda hasıl olmuş olmalıdır. Bu ilkelerden hareketle dava konusu bu olay akabinde alınan ekspertiz raporu ile, davacı sigortalısına ait işyerinin yan sokağından geçen davalı idareye ait ana temiz su tesisat şebeke borusunun patlaması nedeniyle söz konusu sokağa bakan pencereden ve mutfak giderlerinden işyerine sirayet eden sular nedeniyle davacının sigortalısına ait emtiaların ve dekorasyon nitelikli laminant parke döşeme kaplamasının hasarlandığı, durumun davalı idareye bildirilmesi neticesinde davalı idare elemanları tarafından yolda iş makinesi ile kazı yapılarak temiz su tesisat borusunun tamiratına başlanmış olduğu anlaşılmaktadır.
BK’nın 58. maddesi “bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazadaki kusurundan dolayı mesul olur” hükmünü içermektedir. Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, BK’nın anılan maddesindeki sorumluluk objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan “ağırlaştırılmış” bir kusursuz sorumluluk halidir. Bu sorumlulukta zarar gören, yapı malikinin, yani davalı …’ nin kusurunu kanıtlamak zorunda değildir. Yapı maliki de, kusurun bulunmadığı savunmasının ötesinde uygun illiyet bağının kesildiğini kanıtlamalıdır. Kusursuz sorumlulukta illiyet bağının kesilmesi için zarar görenin ağır kusurunun olması veya üçüncü bir kişinin illiyet bağını kesebilecek nitelikte ağır kusurunun olması veya zararlandırıcı sonucun meydana gelmesinde ön görülmeyen bir halin bulunması gerekmektedir. Ancak imal olunan şey malikinin ek kusuru varsa , illiyet bağının kesilmesi malikin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz , davalıya ait ana temiz su tesisat şebeke borusu da imal olunan şey kavramına dahil olup davalı … bu boruların kötü yapılmasından veya muhafazasından kaynaklanan zarardan kusursuz sorumlu olacaktır.
Her ne kadar davalı idare tarafından zarara perde duvarından sızan suyun neden olduğu iddia edilmiş ise de ekspertiz raporunda suyun pencereden ve mutfak giderlerinden girdiğinin tespit edilmiş olduğu, bu haliyle izolasyan yapılmış olsa bile zararın önüne geçilemeyeceği, davalı idare tarafından zararın perde duvarından sızan suyun neden olduğuna ilişkin somut delil sunulmamış olduğu dikkate alınarak ayrıca kusur tespitinde sonuç olarak hakimin takdir hakkının bulunduğu(emsal karar için bknz Yargıtay 17.HD’nin 2018/4580 E., 2019/2378 K. Sayılı kararı), alınan bilirkişi raporu ile ekspertiz raporu ile belirlenen toplam hasar bedelinin günümüz piyasa koşulları değerlendirildiğinde uyumlu olduğu belirtilmekle birlikte müterafik kusur; aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir. Bu minvalde davacının sigortalısının kendi kusurlu ve özensiz davranışıyla zararı önleyici ya da azaltıcı tedbirleri almadığından müterafik kusurlu olduğu kabul edilmekle davacı tarafça talep edilen 19.852,00 TL zarardan %20 oranında indirim yapılarak davanın kısmen kabulü ile davalının kusur oranına göre 15.882,00 TL’nin ödeme nedeniyle rücu hakkının doğduğu 31/03/2017 tarihinden itibaren davanın konusuna ve tarafların sıfatına göre yasal faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalının kusur oranına göre takdiren 15.882,00 TL’nin ödeme nedeniyle rücu hakkının doğduğu 31/03/2017 tarihinden itibaren davanın konusuna ve tarafların sıfatına göre yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 1.084,89 TL nispi karar harcından peşin alınan 339,03 TL nin mahsubu ile bakiye 745,86 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 628,83 TL harç, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 192,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 2.320,83 TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.856,71 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 76,00 TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 15,20 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 3.400,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 3.400,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider/delil avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır