Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/287 E. 2019/1099 K. 30.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/287
KARAR NO : 2019/1099

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/12/2017
KARAR TARİHİ : 30/12/2019

Malatya …Asliye Hukuk Mahkemesinin… esas, …karar sayılı 01/03/2018 tarihli yetkisizlik kararı üzerine Mahkememize tevzi edilen ve Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06/11/2017 tarihinde isminin… olduğunu belirten şahsın davacı şirketi ürün satın almak amacıyla aradığını ve davacı şirketten mail order yolu ile kablo satın almak istediğini belirttiğini, şahsın 16.700 TL’lik davalı bankaya ait kredi kartının bilgilerini içeren mail order formu gönderdiğini, 16.700 TL’lik çekim yapıldığını ve satın almış olduğu ürünlerin şahsa gönderildiğini, 14/11/2017 tarihinde adının …olduğunu söyleşen bir şahsın şirketi arayarak kabloların satın alındığı hesap sahibinin kendisi olduğunu, annesi adına ek kart çıkarttığını, böyle bir ürün almadığını, davalı bankaya başvurarak iade işlemini başlattığını belirttiğini, daha sonra davalı bankanın davacı şirketle iletişime geçerek satışı iptal ettiğini belirttiğini, söz konusu olay neticesinde davacı şirketin hesabına para girişinin engellendiğini, ancak kerdi kartı ile sorumluluk kart sahibinde ve davalı bankada olmasına rağmen davacıya karşı yapılan haksız eylem nedeniyle davacının zarara uğradığını, paranın iadesi için davalı bankaya …Noterliğinin 21/11/2017 tarih ve… yevmiye yasılı ihtarnamesi çekilmiş olup davalı bankanın söz konusu meblağı ödemediği gibi ihtarnameyede cevap vermediğini, bu nedenlerle kısmi dava olarak 500 TL’nin davacı şirketin hesabından çekildiği gün itibarı ile bankalara uygulanan en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte hüküm altına alınmasına, noter ihtarname bedeli olan 217,51 TL’nin hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı banka arasında imzalanmış ve geçerli olan üye işyeri sözleşmesi bulunmakta olup uyuşmazlığın da bu sözleşme kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 17.maddesi ile İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunun düzenlendiğini, bu nedenle dosyanın yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiklerini, dava konusu uyuşmazlığın bankacılık işlemlerinden kaynaklanması ve ayrıca davalı bankanın tacir sıfatı olması nedeniyle uyuşmazlığın ticaret mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, davacının işyerinde davalı bankanın müşterilerinden …’ın kredi kartı ile 06/10/2017 tarihinde 16.700 TL tutarında işlem gerçekleştirildiğini, kart hamili tarafından dilekçe ile 08/11/2017 ve 19/12/2017 tarihlerinde işleme itiraz edildiğini, somut olayda kredi kartı ile gerçekleşen harcamaya kart hamili tarafından itiraz edilmesi nedeniyle, davalı banka tarafından ilgili satış işlemine ilişkin olarak belgelerin gönderilmesi talebinin davacıya iletildiğini, davacı tarafından davalı bankaya harcama itirazı ile ilgili belgelerin gönderildiğini, ancak söz konusu belgelerin ve davacı tarafından verilen cevabi yazının kart hamilinin söz konusu işlemi gerçekleştirdiğini ispat eder nitelikte olmadığını, bu şekilde mail order yoluyla gerçekleşen harcamalar bakımından kart hamilinin harcamaya itiraz etmesi durumunda kartın fiziken işyerinde kullanıldığı kanıtlanamadığından harcama tutarından işyerinin sorumlu olduğunu, kart hamilinin itirazı üzerine davacı tarafından gönderilen belgelerin harcamanın kart hamili tarafından yapıldığını kanıtlayamaması nedeniyle harcama tutarının kart hamiline ödendiğini ve kart hamiline iade edilen tutarın üye işyeri sözleşmesi gereğince davacı hesabından tahsil edildiğini, davalı bankanın davaya konu uyuşmazlık bakımından kusurunun bulunmadığını, davalı bankanın üye işyeri sözleşmesinin 9.ve 13.maddesine uygun davrandığını, dava konusu işlemler mail order işlemler olup 5464 sayılı yasa gereğince davacının işlemler nedeniyle sorumlu olduğunu, dava konusu uyuşmazlıkla benzer nitelikteki uyuşmazlıkların yargılamaya konu olduğunu ve Yargıtayın benzer uyuşmazlıklar nedeniyle bankanın sorumlu olmadığına karar verdiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan kaynaklanan alacağın tahsili talebine ilişkindir.
Dosya bankacılık alanında uzman bilirkişiye tevdi olunmuş, düzenlenen 29/04/2018 tarihli raporda; kredi kartı ile yapılan işlemlerde kart hamili harcama işleminin kendisi tarafından yapılmadığı iddiasında ise bi itirazını harcamanın yapıldığı tarihten itibaren 120 gün içerisinde kart bankasına iletmek zorunda olduğu, harcama tarihinden itibaren 120 gün içinde itirazın kart bankasına iletilmemesi durumunda chargeback talebinin, uluslararası kart çıkaran kuruluşlara ilişkin kurallar çerçevesinde reddedildiği, mail order işleminin 06/11/2017 tarihinde yapıldığı, dava dışı kart sahibi …’ın ise davalı bankaya kart sahibi olarak işlemin kendileri tarafından gerçekleştirilmediği gerekçesiyle 08/11/2017 tarihli dilekçesini verdiği, dolayısı ile itiraz dilekçesinin yasal süre içinde verildiği, bunun üzerine davalı banka tarafından hem üye işyeri bankası hemde kart hamili bankası olarak davacıdan harcamaya ait tüm belgelerin istendiği, dava tarafından talep formu, slip ve fatura gönderildiği, uluslararası kurallara göre kart sahiplerinin itirazı halinde ispat ve belgelendirme sorumluluğunun işyerlerine ait olduğu, davacının dosyaya sunduğu faturanın okunur bir şekilde olmadığı, bilindiği gibi salt fatura düzenlenmesinin adına fatura düzenlenen kişiyi fatura düzenleyene karşı borçu duruma düşürmeyeceği, adına fatura düzenleyen kişinin borçlu sayılabilmesi için VUK.nun 230. Md.ne göre hazırlanmış faturayı, TTK.23/2.maddesi uyarınca usulüne uygun biçimde tebellüğ ettiği halde 8 gün içinde münderecatı hakkında itiraz etmemiş olması ya da fatura konusu mal veya hizmetin adına fatura düzenlenen kişi veya kuruma tesliminin belgelenmesi gerektiğini, bu iki teslim veya tebliğden bir varit olmadan düzenlenen faturanın borç doğurmayacağı, davacı tarafından kart sahibi …’a malları teslim ettiğine ilişkin herhangi bir teslim belgesi sunulmadığı, 5464 Sayılı Kanunun 18/11 maddesinde “üye işyeri 20 m.uyarınca harcama belgesi düzenlenmeksizin çeşitli iletişim araçları yoluyla veya sipariş formu vasıtasıyla işlem yapılmasına olanak sağlamak üzere kuracakları sistemlerin güvenli bir şekilde çalışmasını temin etmekle yükümlüdür.” denildiği ve 32.maddede de “kart numarası bildirilmek suretiyle üye işyerinden telefon, elektronik ortam, sipariş formu veya diğer iletişim araçları yoluyla yapılan işlemlerden doğacak anlaşmazlıklarda ispat yükü üye işyerine aittir” denildiği, bu yasal düzenlemelere göre satıcı konumunda bulunan davacının, internet üzerinden mail order yöntemiyle alışveriş yapan dava dışı … isimli kişinin kredi kartı sahibi olup olmadığını tespit ve teyit etmek ve alışverişe konu ürünlerin bu kapsamda ilgilisine teslimini ispat yükümlülüğü bulunduğu, dava konusu alışverişi gerçekleştiren dava dışı … isimli kişinin kredi kartı sahibi olmadığı gerçek kart sahibinin … isimli kişi olduğu ve alışverişe konu ürünlerin kredi kartı sahibine teslim edildiği hususunun davacı tarafından ispat edilemediğini belirtilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı ile davalı banka arasında üye işyeri sözleşmesi imzalanmıştır. Davacıya bu sözleşme ile mail order işlem yapma yetkisi tanınmıştır. Buna göre dava dışı … 06/11/2017 tarihinde davacı şirketi arayarak mail order formu göndermek suretiyle 16.700 TL’lik alışveriş yapmıştır. Kredi kartı ile yapılan işlemlerde harcamanın kendisine ait olmadığı iddiası ile yapılan itirazlarda itiraz süresinin, işlemin kredi kartına yansıma tarihinden itibaren 120 gün ile sınırlandırıldığı, dava dışı kredi kartı sahibi…’ın yapılan işleme 08/11/2017 tarihli dilekçe ile itiraz ettiği, yapılan itirazın yasal süresi içinde yapıldığı, itiraz üzerine davalı banka tarafından davacı işyerinden yapılan işleme ait bilgi ve belgelerin talep edildiği, gönderilen belgeler kapsamında davacı tarafından işlemin kart hamili tarafından gerçekleştirildiği ispatlanamadığından davalı bankanın işlem tutarını kart hamiline ödediği ve davacıdan da tahsil ettiği, 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunun 17/2. maddesinde “Üye işyerleri, mal ve hizmet bedeli karşılığını banka kartı veya kredi kartı ile ödemek isteyen kişilerin imza gerektiren işlemlerde imza kontrolünü yapmak, kartın tahrifata uğrayıp uğramadığını kontrol etmek ve üye işyeri anlaşması yapan kuruluşlarca kendilerine ulaştırılan bilgiler çerçevesinde kartın geçerliliğini tespit etmekle yükümlü olup, gerekli durumlarda kart üzerinde yer alan bilgilerle kimlik belgesi üzerinde yer alan bilgileri karşılaştırmak üzere geçerli bir kimlik belgesi ibrazını talep etmek ve harcama belgesi üzerindeki bilgilerle kredi kartı üzerindeki bilgileri karşılaştırarak kontrol etmekle yükümlüdür. Bu kontrollerin yapılmamasından doğan zararlardan üye işyerleri sorumludur.” 18/son maddesinde ise “Üye işyerleri, 20. madde uyarınca harcama belgesi düzenlenmeksizin çeşitli iletişim araçları yoluyla veya sipariş formu vasıtasıyla işlem yapılmasına olanak sağlamak üzere kuracakları sistemlerin güvenli bir şekilde çalışmasını temin etmekle yükümlüdür.”aynı kanunun 32/1. maddesinde “Kart numarası bildirilmek suretiyle üye işyerinden telefon, elektronik ortam, sipariş formu veya diğer iletişim araçları yoluyla yapılan işlemlerden doğacak anlaşmazlıklarda ispat yükü üye işyerine aittir.” şeklinde yasal düzenleme yapılmıştır. Buna göre üye işyeri olan davacının ilgili yasal düzenlemeler ve bankacılık uygulama ve teammülerine göre üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemiş olduğu, ayrıca sipariş edilen malların kart hamiline teslim edildiğine ilişkin teslim belgesinin bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 44,40 TL karar harcından peşin alınan 31,40 TL’nin mahsubu ile 13,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 717,51 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı okunup usulüne uygun anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır