Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/28 E. 2022/265 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:… Esas
KARAR NO :2022/265

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:10/01/2018
KARAR TARİHİ:14/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …. İcra Müdürlüğünün … ve … Esas sayılı dosyaları ile müvekkili aleyhine iki adet icra takibi başlatıldığını ancak takip dayanağı çekler üzerindeki kaşe – yazı ve imzaların müvekkiline ait olmadığını, bu durumun bilirkişi nezdinde imza incelemesi yapıldığında da tespit edilebileceğini, davalı … diğer cirantalarla arasında herhangi bir ticari / hukuki bir ilişkinin söz konusu olmadığını, ispat külfetinin icra takibi başlatan davalıda olduğunu, imzaların müvekkiline ait olmadığından bahisle …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … ve … Esas sayalı dava dosyalarının açıldığını ancak ilgili dosyalarda henüz talepleri yönünde teminatlı veya teminatsız herhangi bir karar verilmediğini, müvekkili hakkında açılan icra takiplerinin devam ettiğini ve hal böyle iken ilerde telafisi imkansız zararların doğmasını önlemek için kaşe yazı ve imzaların müvekkiline ait olmayan dava konusu 30/05/2017 vadeli 50.000,00-TL bedelli ve 30/06/2017 vadeli 50.000,00-TL bedelli çeklerden dolayı davalıya borçlu olunmadığının tespiti ile çeklerin iptalini, davalının kötü niyetli davranışları nedeniyle %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yapılacak giderlerin ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde … bu davaya konu çeklerdeki imzanın kendisine ait olmadığından bahisle …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyaları ile borca ve imzaya itiraz davası açtığını ancak dosyaların sürüncemede kaldığı gerekçesi ile bu defa Sayın Mahkeme nezdinde çekteki imzaların kendisine ait olmadığı iddiası ile menfi tespit davası açtığını, davacı tarafın İcra Hukuk Mahkemesi nezdinde açmış olduğu dava tedbir talepli olup iddia edildiği gibi davacının haciz ve muhafaza tehdidi ile karşı karşıya olmadığını, kaldı ki davacı tarafın aynı gerekçelerle huzurdaki davadan önce ikame ettiği …. İcra Hukuk Mahkemesi dosyalarının da halen dersdest olduğunu, davacının huzurdaki davası mükerrer olduğundan derdestlik itirazlarının kabulü ile davanın usulden reddine karar verilmesini, dava görevli mahkemede açılmadığından ve davanın hukuki yarar dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesini, müvekkilinin davaya konu çekleri alacağına mahsuben takipteki diğer borçlu …’tan aldığını, davacı-borçlu tarafın “çekteki imzanın kendisine ait olmadığı” şeklindeki itirazlarının müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, müvekkilinin çekçe iyi niyetli 3.kişi konumunda bulunduğunu, müvekkilin sadece ciro silsilesinin düzgün olup olmadığını incelemekle yükümlü olup ciro silsilesi düzgün ve geçerli olduğu sürece TTK. ilgili maddeleri gereği ciro silsilesindeki imzaların sıhhatini inceleme zorunluluğunun bulunmadığını, arz olunan sebeplerle davanın reddini, davacı tarafın haksız ve kötü niyetle hareket etmiş olması sebebi ile %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, masraf ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … ve … Esas sayılı dosyaları (uyaptan), …. İcra Müdürlüğünden gönderilen … … şubesine ait … numaralı 30/06/2017 tarihli 50.000,00-TL bedelli çek aslı, …. İcra Hukuk Mahkemesinden gelen … … şubesine ait 6749184 numaralı 30/06/2017 tarihli 50.000,00-TL bedelli çek aslı, … Bankasından gelen müzekkere cevabında davacıya ait sözleşme, … Bankasından gelen müzekkere cevabında davacı tarafından imzalı 29/01/2013 tarihli dekont, …. Asliye Ticaret Mahkemesinden gelen … ticari müşteri sözleşmesi ve …. Noterliğinin vekalet aslı, davacı …’e ait Mahkememizde alınan imza örnekleri, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası (uyaptan), …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 03/02/2021 tarihli müzekkere cevabı ekinde dosyada alınan bilirkişi raporu ve duruşma zaptı, … … şubesi’nin 19/03/2021 tarihli müzekkere cevabı, …. İcra Müdürlüğünün … ve … Esas sayılı dosyaları, davalı vekili tarafından dosyaya sunulan 14/01/2022 tarihli bilirkişi raporuna beyan / itiraz dilekçesi, …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının gerekçeli karar evrakı ve kesinleşme şerhi, davacı vekili tarafından sunulan 06/04/2022 tarihli beyan dilekçesi Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, grafolog bilirkişi …’a tevdii edilen dosyada tanzim olunan 31/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davaya konu edilen iki adet çek aslının arka yüzünde bulunan şirket yetkilisi adına atfen kaşe izi üzerine atılmış 1. Ciro imzalarının mevcut mukayese imzalarına kıyasla davacı …’in eli ürünü olmadıkları yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; sahtecilik iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır.
…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı icra dosyası incelendiğinde; …. A.Ş. tarafından borçlu …’e karşı 54.130,56-TL ve … Esas sayılı icra dosyasında yine aynı taraflarca 54.880,67-TL üzerinden icra takibi yapıldığı anlaşılmıştır.
Dosya ATK Grafoloji Uzmanı bilirkişiye tevdi olunmuş, düzenlenen raporda; davaya konu çek asıllarının arka yüzündeki şirket yetkilisi adına atfen kaşe izi üzerine atılmış 1. Ciro imzalarının mukayese imzaları ile kıyaslandığında davacı …’in eli ürünü olmadıkları belirtilmiştir.
Yapılan yargılama, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça, davalı tarafından başlatılan …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı sayılı ve …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyalarında takibe konu iki ayrı çekte bulunan imzaların davacıya ait olmadığı ve davacının çeklerden kaynaklı davalı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığından bahisle menfi tespit davası açmıştır. Davaya ve takibe konu çekler incelendiğinde; … Bankası’na ait 30/05/2017 tarihli, keşidecisi … … Limited Şirketi, lehtarı … …, hamili… ve … San. A.Ş. olan 50.000,00-TL bedelli çek ve … Bankası’na ait 30/06/2017 tarihli, keşidecisi … … Limited Şirketi, lehtarı … …, hamili… ve … San. A.Ş. olan 50.000,00-TL bedelli çeklerde davacının lehtar 1. Ciranta olduğu, davalının ise çeklerin hamili olduğu anlaşılmıştır. Davalı taraf, davacının …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyaları ile borca ve imzaya itiraz davası açtığını ve dosyaların derdest olduğuna dair savunmalarda bulunmuş ise de; icra hukuk mahkemeleri dar yetkili mahkemeler olup bu mahkemelerce imza incelemesi yönünden verilen kararlar da maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediğinden mahkememizde açılan davanın menfi tespit davası olduğu dikkate alınarak icra mahkemelerinde açılan davalar sonucu verilecek kararlar mahkememiz açısından kesin hüküm teşkil etmeyeceğinden davalının bu yöndeki savunmalarına itibar edilmeyerek yargılamaya devam olunmuştur.
Senede karşı mutlak defiler, senet hamili olan herkese karşı ileri sürülebilir. Gerek doktrinde ve gerekse uygulamada “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekarlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması” “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”, “senedin zamanaşımına uğramış bulunması” vb. defiler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup, her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir. Borçlunun hamil/alacaklıya karşı senet metninde imzaya ilişkin iddiası mutlak def’idir. “Senetteki imzanın inkarı halinde, imzanın borçluya ait olduğunu ispat yükü belgeyi elinde bulunduran senet alacaklısına aittir. İmzada sahtecilik iddiası kambiyo senetlerinde mutlak defi olup, lehdar ve ciro yolu ile hamil olan cirantalara ve son hamile karşı ileri sürülebilir…” (Yargıtay 11. HD 2020/5093 E. 2021/5318 K.)
Somut olayda davacının imza itirazına binaen davacının imza örneklerinin bulunduğu kurumlardan gerekli evraklar celp edilmiş ve davaya konu çeklerin üzerinde imza incelemesi yaptırılmış, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu aldırılan ve mahkememizce de kabul ve itibar gören bilirkişi raporuna göre de, dava konusu çeklerdeki imzaların davacının elinin ürünü olmadığı tespit edilmiştir. Bu durumda çekte sahtecilik iddiası mutlak defi olarak herkese karşı sürülebileceğinden, ispat yükünün çekteki imzanın davacıya ait olduğunu iddia eden tarafa ait olacağı açık olup, davalı tarafça, senet altındaki imzanın davacıya ait olduğu kanıtlanamamıştır. Sonuç itibariyle kambiyo senetlerinin üzerindeki imzanın sahteliğinin mutlak defi olması ve davacı kendi imzasının sahteliğine dayandığından mutlak defi niteliğindeki iddiasını herkese karşı ileri sürülebileceği anlaşıldığından davaya konu çeklerdeki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığına dair bilirkişi tespiti karşısında, davacının davalıya davaya ve takibe konu çeklerden dolayı borçlu kabul edilemeyeceği kanaatine ulaşılmış ve davacının davasının kabulü ile …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında ve …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında ve dosyalara dayanak olan … Bankası’na ait 30/05/2017 tarihli, keşidecisi … … Limited Şirketi, lehtarı … …, hamili… ve … San. A.Ş. olan 50.000,00-TL bedelli çek ile … Bankası’na ait 30/06/2017 tarihli, keşidecisi … … Limited Şirketi, lehtarı … …, hamili… ve … San. A.Ş. olan 50.000,00-TL bedelli çekler yönünden davacı …’in davalı … San. A.Ş.’ye borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Öte yandan İİK 72/5. Maddesi uyarınca kötü niyet tazminatı talep edilmişse de; kötü niyet tazminatı için borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olma şartı aranmakta olup, davacı ile davalı arasında dava dışı başka cirantalar bulunduğundan davalının takibinde kötüniyetli olduğu hususu ispatlanamamış olup şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davanın KABULÜ İLE; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında ve …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında ve dosyalara dayanak olan … Bankası’na ait 30/05/2017 tarihli, keşidecisi … … Limited Şirketi, lehtarı … …, hamili… ve … San. A.Ş. olan 50.000,00-TL bedelli çek ile … Bankası’na ait 30/06/2017 tarihli, keşidecisi … … Limited Şirketi, lehtarı … …, hamili… ve … San. A.Ş. olan 50.000,00-TL bedelli çekler yönünden davacı …’in davalı … San. A.Ş.’ye borçlu olmadığının tespitine,
(2)Davacının İİK 72/5. maddesi uyarınca talep ettiği kötüniyet tazminat talebinin şartları oluşmadığından reddine,
(3)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 7.446,55-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.861,64-TL’nin harçtan mahsubu ile bakiye 5.584,91-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
(4)Davacı tarafından yapılan; 35,90-TL başvuru harcı, 1.861,64-TL peşin harç, 800,00-TL bilirkişi ücreti, 182,50-TL tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 2.880,04-TL yargılama masrafının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
(5)Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
(6)Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 14.306,07-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
(7)6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13)-(14) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
(8)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/04/2022

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.