Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/230 E. 2021/169 K. 08.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/230
KARAR NO:2021/169

DAVA:Sigorta (Yangın Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:14/03/2018
KARAR TARİHİ:08/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Yangın Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıya ait ve davalı … şirketince … Ticari Yangın Sigorta Poliçesi, Makine kırılması sigorta poliçesi ve 3.şahıs Mali Mesuliyet … Risk Poliçeleri ile sigortalanan … Köyü/… mevkiinde bulunan hidroelektrik santralinin (… HES) gördüğü hasar sonucu zarara uğrayan davacının tazminat taleplerinin talepte bulunulan sigorta şirketince karşılanmadığını ve davacının büyük miktarda zarara uğradığını, 01/03/2016 tarihinde oluşan yıldırım düşmesi hadisesi neticesinde üç adet tribünün acil stop etmesi sonrasında geliştiği tahmin edilen sigortalı kıymetlerde hasar oluştuğunu, sigortacının onu hasar ile ilgili tüm talepleri tazmin ile mükellef olduğunu, sigortalı işletmenin geçici kabul ile yasa, yönetmelik, şartname ve nizamnamelere uygunluğu teyit edilmiş olup hem … risk poliçesi hemde devamında ticari risk poliçesinin davalı şirketçe tanzim edildiğini, oldukça katı ve disiplinli kurallara bağlanmış HES süreçlerinde devletin en yetkin kurumları tarafından onaylanmış ve faaliyetine izin verilmiş işletme için tek kereye mahsus ve harici sebeplerle gerçekleşmiş zararın sigortacı tarafından red edilmesi için öncelikle bu yetkin kurumların lisanslama ve kabul standartlarının yanlış-hatalı olduğu yönünde bir tespit yapılması gerektiğini ki sigortacının böyle bir tespit ve iddia çabasına da girmediğini, tüm bunların yanında sigortacının sözleşme öncesi ve devamı sırasında yeterli bilgilendirme ve aydınlatmayı yapmadığı için hem tüm poliçe teminatından hem de varsa doğmuş-doğacak başka zararların da tazmininden poliçe teminatı ile bağlı bulunmaksızın sorumlu olduğunu, bölgede hasardan hemen önce Ocak-Mart arası yoğun kar yağışları olduğunu ve bunun da hidro sistemde yoğunlaşma ve debi artışlarına sebep olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları ile munzam zarar kaynaklı talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulü ile maddi hasar bedeli ve KDV’si, kar kaybı zararı ve KDV’si, Bina-eklenti vs.yapı hasar bedeli ve KDV’sine ilişkin zarar talepleri bulunmakla uğranılan zarar nedeniyle HMK.107 hükümleri gereğince belirlenecek tazminat haklarına olay tarihi itibarı ile ticari temerrüt-avans faiziyle tahsil edilerek şimdilik 1.000 TL’nin davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; hasar talebine konu rizikonun 01/03/2016 tarihinde gerçekleştiğini, dava konusu istemin zaman aşımına uğradığını, taraflar arasındaki Ticari Yangın Sigortası Kapsamındaki hak ve alacaklar üzerinde … AŞ. … şubesinin rehinli alacaklı sıfatı ile hak sahibi olup davacının rehinli alacaklının muvafakati olmaksızın dava açma hakkı bulunmadığını, bu nedenle davanın öncelikle husumet yönünden reddi gerektiğini, belirsiz alacak davasının koşulları bulunmadığından ve belirsiz alacak davası açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddini talep ettiklerini, davalı şirket tarafından davacıya ait tesisin … Ticari Yangın Sigorta Poliçesi ile 05/06/2015-05/06/2016 tarihleri arasında sigorta kapsamına alındığını, sigorta öncesi davacıya sigortaya ilişkin teklifler ve bilgilendirme formlarının sunulduğunu, bu teklif ve formlar üzerinde de davacı şirketin Yönetim Kurulu Başkanı ve münferit yetki sahibi …’ın imzası bulunduğunu, poliçenin tarafların mutabakatı dairesinde ve sigortalının taleplerini karşılar şekilde düzenlendiğini, öncelikle davacı işletmeye ait davalı şirket tarafından düzenlenmiş … Risk Poliçesi olmadığını, davacı işletmede meydana gelen hasara ilişkin davalı şirkete 03/03/2016 tarihinde ihbarda bulunulduğunu, alınan ekspertiz raporu ile işletmenin bulunduğu bölgede herhangi bir heyelan tespit edilemediği, sigortalı işletmede meydana gelen hasarların tamamının uzman görüşüne göre hatalı imalat ve proje nedeni ile zaman içerisinde meydana gelen oturma ve malzeme çözülmeleri olduğu, hasarların işletmenin bulunduğu arazinin kendi yapısı nedeniyle taşıdığı risklerden dolayı değil arazi üzerine kusurlu, fen ve sanat kuralları dikkate alınmadan yapılan imalatların, imalat aşamasında oluşan dolgularında gerek kullanım, gerekse doğal nedenlerden oluşan akma ve çözülmelerin zamanla ortaya çıkmasından dolayı meydana geldiği, tüm bu değerlendirmeler neticesinde meydana gelen hasarların ekli poliçe ve teminat altına alınan risklerden herhangi birine bağlı gerçekleşmediğinin tespit edildiğini, anılan talebin sigorta teminat kapsamı dışında kalması nedeniyle hasarın reddedildiği hususunun sigortalıya 26/08/2016 tarihli yazı ile bildirildiğini, sigorta şirketinin temerrüdü olabilmesi için hasarın ödenebilir hale gelmesi gerektiğini, olay tarihi itibarı ile temerrüdün oluşmasının söz konusu olmadığını, TTK 1427, 1446-1447 maddeleri ile sigorta genel şartları B.8 maddesi uyarınca temerrüdün en erken eksper raporunun düzenlendiği 02/07/2016 tarihini takip eden bir ayın sonu olan 02/08/2016 tarihi olabileceğini, bu nedenlerle davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında akdedilen … Ticari Yangın Poliçesi kapsamında davacıya ait tesiste oluşan zararın tazmini talebinden ibarettir.
… Genel Müdürlüğü …Bölge Müdürlüğünün 28/09/2018 tarihli cevabi yazısı ile, … ili … ilçesine bağlı … Köyünde meteoroloji istasyonları olmadığından en yakın … istasyonlarına ait 2015, 2016, 2017 yıllarının günlük toplam yağış, aylık toplam yağış ve aylık toplam yağış ortalaması(2009-2017) verileri gönderilmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak inşaat mühendisi, elektrik mühendisi ve jeoloji mühendisi eşliğinde … ilçesi … köyünde kurulu olduğu bildirilen hidroelektrik santralinde keşif yapılarak 01/03/2016 tarihinde yıldırım düşmesi neticesinde hasara uğradığı iddia edilen … Trapes kanalı, … iletim kanalı, yükleme havuzu-santral binası ulaşım yolu, santral binası-regulatör 1 arası dereyolu ve dere yatağındaki ve 3 adet elektrik direğindeki hasarın/zararın miktar olarak tespit edilmesinin, ayrıca dosya içinde yer alan meteoroloji genel müdürlüğüne ait yağış bilgisi verileri de incelenerek nihai taktir mahkemeye bırakılmak suretiyle meydana geldiği iddia edilen zarar ile yıldırım düşmesi/yağışlar arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığını tespiti ile rapor tanzimi istenmiş; ….Asliye Hukuk Mahkemesinin … talimat sayılı dosyası ile 21/02/2020 tarihinde mahallinde keşif yapılmış, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 13/03/2020 tarihli raporda; hasar gören yapıların toplam bedelinin 567.835.00 TL olduğu, davacı iddiaları doğrultusunda … HES işletmesine ait Taşma savağı, Taşma savağı Trapez Kanalı (açık şut kanalı) iletim kanalı, üç adet elektrik direği, yükleme havuzu, santral binası ulaşım yollarından meydana gelmiş olan tüm hasarların başlıca nedenlerinin imalatların yapım aşmasında genel olarak dolgu ve gevşek yamaç molozu zemin üzerine oturtulmuş olmasından kaynaklandığı, ayrıca Taşma savağı ve sel geçiti borularından gelen suların dereye kadar güvenli bir şekilde iletilmediği, açık trapez kanalının, yeterince uzun ve mühendislik kriterlerine göre uygun bir şekilde yapılmadığı, trapez şut kanalından çıkan suların düşüm noktasındaki gevşek dolgu zemin üzerine akıtıldığı ve enerji kırıcı havuz ve kaya vb uygun bir sanat yapılarının kullanılmadığı, eğimin yüksek gevşek ve duraysız zeminlerde açık trapez kanal yerine cebri boruların tercih edilmediği, mevcut servis yol güzergâhları dolgu zemin üzerinden geçirildiği ve iletim hattındaki şevlerin çok dik ve dike yakın bir şekilde kesildiği ve palyelerin yeterince kullanılmadığı enerji nakil hatlarının çoğu hâlihazırdaki diğer tesisler gibi sağlam olmayan dolgu üzerine inşa edildiği vb, hatalı imalat kusurlarından kaynaklı suni hasarların oluştuğu ve meydana geldiği, taşma savağı trapez kanalının dolgu zemin üzerine yapılması uygulamada çok dik bir eğimde açık ve sığ kanalın indirilmesi enerji kırıcı havuzu ve kaya vb uygun sanat yapılarının kullanılmaması sonucu trapez kanalının çıkış şut kısmındaki gevşek ve dolgu zemin oyarak tabandan savak üst kotuna kadar oyulmaların devam ettiği ve trapez kanalının uç kısmının kopmasına neden olduğu ve bağlantılı taşma savağının ise oturmasına ve çökmesine yakın ve civarında çatlak ve yarıkların oluşumuna neden olarak ve kullanılmaz hale geldiği, taşma savağı iletim hattı ile taşma savağı ve trapez kanalının bulunduğu alanda şevlerin çok dik kesildiği ve iletim hattının geçtiği güzergâhtaki yamaç topuk kısmında şev eğimlerine bağlı olarak akma ve kaymalar düzlemlerin gözlendiği kazı çalışmasında elde edilen dolgu malzemenin yeterli kalitede olmayışı ve üzerinde geçirilen servis yollarını zemin stabilizasyonunun sağlanmamış olması nedeniyle yol güzergâhlarının geçtiği yamaç topuk kısımlarında zamanla oyulmaların çatlamaların ve yarılmaların meydana geldiği, niza konusu … HES’e ait Taşma savağı, Taşma savağı Trapez Kanalı, Taşma savağı iletim kanalı, Yükleme havuzu, Santral binası ulaşım yolu, Santral binası Regulatör-1 arası dere yolu ve 3 adet elektrik direği yerlerinin yakın ve civarında doğal yollarla oluşan ve gelişen aktif ya da pasif heyelanlara ait akma ve kayma düzlemlerine rastlanılmadığı, meydana gelen hasarların tümü HES alanında gelişigüzel suni yapılan kusurlu imalatlar sonucu oluşan lokal hasarlardan ibaret olduğu doğal kendiliğinden oluşan afet kapsamı niteliğindeki doğal olaylardan kaynaklanmadığı, ayrıca niza konulu HES’e ait sanat yapıları üzerinde meydana gelen hasarların tümü hatalı imalatlar ile işletmenin içinde bulunduğu jeomorfolojik yapı riski nedeniyle önem arz eden fen ve sanat kuralları dikkate alınmadan inşa edilen yapıların gevşek dolgu zemin üzerine oturtulması sonucu zamana bağlı olarak sonradan gerçekleşen hasarlardan olduğu, davacı iddiaları doğrultusunda dosya içeriğindeki meteorolojik verilere göre 2016 yılındaki aştrı yağış miktarının diğer yıllara göre normal sınırların altında kaldığı gözlenmiştir. Dolayısıyla referans aralığı için alınan okuma değerleri farklı miktarda yağışın HES alanına çok farklı miktarda düşmüş olması söz konusu olamayacağı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ olunmuş, rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri dosyaya sunulmuştur.
Dosya sigortacı bilirkişiye tevdii edilerek, meydana gelen olay nedeniyle hasara uğradığı iddia edilen etmiadaki zararın talimat bilirkişi raporu, tarafların iddia ve savunmaları kapsamında poliçe kapsamında/limitinde bulunup bulunmadığı hususunda rapor tanzimi istenmiş, düzenlenen 06/11/2020 tarihli raporda; davaya konu sigorta poliçesinde yer alan dain’i mürtehin kaydı bakımından husumet konusunda takdirin mahkemeye ait olduğu, dosyada mevcut tespitler kapsamıda sigortacılık bakımından dava konusu rizikonun poliçe teminatı altında olduğundan bahsedilemeyeceği, taktir mahkemeye ait olmak üzere söz konusu zarardan sigorta şirketinin sorumluluğu bulunduğuna kanaat getirilmesi halinde, poliçede yer alan muafiyet koşulunun uygulanabileceği belirtilmiştir.
… …/… … Şubesinin 06/01/2021 tarihli cevabi yazısı ile, mahkememiz dosyası için 05/06/2015 tarih …, … nolu poliçeler kapsamında banka muvafakatinin verilmesinin uygun bulunduğu belirtilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, mahallinde yapılan keşif, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davalı … tarafından davacıya ait Hidroelektrik santrali 05/06/2015-05/06/2016 tarihleri arasında olmak üzere … Ticari Yangın Sigorta Poliçesi ile teminat altına alınmış olup, davacı 01/03/2016 tarihinde oluşan yıldırım düşmesi hadisesi nedeniyle sigortalı kıymetlerde hasar meydana geldiği iddiası ile sigorta şirketinden zararının tazminini talep etmektedir. Teknik bilirkişiler tarafından mahallinde yapılan keşif ve incelemeler neticesinde; meydana gelen hasarların HES alanında gelişigüzel suni yapılan kusurlu imalatlar sonucu oluşan lokal hasarlardan ibaret olduğu, doğal kendiliğinden oluşan afet kapsamı niteliğindeki doğal olaylardan kaynaklanmadığı, hasarların hatalı imalatlar ile işletmenin içinde bulunduğu jeomorfolojik yapı riski nedeniyle önem arz eden fen ve sanat kuralları dikkate alınmadan inşa edilen yapıların gevşek dolgu zemin üzerine oturtulması sonucu zamana bağlı olarak sonradan gerçekleşen hasarlardan olduğu, dosya kapsamındaki meteorolojik verilerek göre 2016 yılındaki aşırı yağış miktarının diğer yıllara göre normal sınırların altında kaldığı, dolayısı ile referans aralığı için alınan okuma değerlerinin farklı miktarda yağışın HES alanına çok farklı miktarda düşmüş olmasının söz konusu olamayacağı tespit edilmiş olup teknik bilirkişi tarafından yapılan inceleme ve tespitlere dosya kapsamıyla uyumlu ve sunulan delillerle irtibatlandırılmış olduğundan mahkememizce de itibar edilmiştir. Yapılan tespitler kapsamında dava konusu hasarların zemine uygun yapılmayan ayıplı inşaat nedeniyle zaman içerisinde meydana geldiği ve poliçe teminatı harici olduğu değerlendirilmekle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereği alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 35,90 TL harcın düşümü ile bakiye 23,40 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 1.000,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır