Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/211 E. 2022/403 K. 27.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/211 Esas
KARAR NO :2022/403

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:08/03/2018
KARAR TARİHİ:27/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12/10/2016 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketine Zorunlu Trafik Sigortası ile sigortalı bulunan … plakalı polis aracının kontrolünü kaybederek, motorsiklet sürücüsü davacı …’a çarpması sonucu, davacının malul kaldığını, davalı sigorta şirketinin zorunlu mali mesuliyet poliçesi uyarınca sorumluluğunun bulunduğunu ve davacıda oluşan zararı karşılamakla yükümlü olduğunu, bu kaza sonrasında davacının … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi gördüğünü ayrıca davacıya ait … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden alınmış 21/07/2017 tarih ve 3246 sayılı sağlık kurulu raporunun bulunduğunu, vücut fonksiyon kaybının %23 olarak belirlendiğini, bu sebeple davacının beden gücü kayıp oranının belirlenerek ilgili tutarın ve bakıcı giderine ilişkin taleplerininde davalıdan tahsilinin gerektiğini beyanla kazaya bağlı olarak davacının sağlık durumunda meydana gelen maluliyet göz önüne alınarak davacının tedavi süresince bakıcı gözetiminde olması ve iş göremezlik durumunun bilirkişi marifetiyle tespitini ve buna ilişkin tazminatın tespitini, Borçlar Kanunu 76. maddesi uyarınca ya da TTK 1427/2 uyarınca avans ödemesine karar verilmesini, davacıda oluşan cismani zarar nedeniyle oluşacak maddi tazminat nedeniyle, sürekli ve geçici maluliyet dönemine ilişkin tazminat tutarının, bakıcı giderinin fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, öncelikle 6100 sayılı Yasa’nın 107. maddesine göre belirlenecek maddi tazminatın sigorta şirketi açısından temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı olduğunu, açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından, davacının talebi neticesinde hasar dosyası açıldığını ve taraflarına iletilen evraklar kapsamında dosyanın aktüere gönderildiğini ve ödenmesi lazım gelen tazminat miktarlarının hesaplatıldığını, aktüer tarafından hesaplanan tazminat miktarı olan 4.683,25-TL’nin 30/05/2017 tarihinde, 9.230,39-TL’nin ise 03/11/2017 tarihinde ödendiğini, aktüer tarafından yapılan hesaplamanın, somut duruma ve hukuka uygun olduğunu, poliçe teminatlarının, azami limiti ifade ettiğini, işbu teminatın aşılamayacağını veya mükerrer olarak ödenmesinin düşünülemeyeceğini, sorumluluğunu ödemiş olan davalı sigorta şirketinin başkaca bir sorumluluğu kalmadığını, söz konusu poliçenin 01/06/2015 tarihinden sonra akdedildiğini, 01.06.2015 tarihinde yeni genel şartların yürürlüğe girdiğini, genel şartların C/11 ve C/12 kısmında 01.06.2015 tarihinden akdedilmiş poliçeler için yeni genel şartların uygulanacağının hüküm altına alındığını, yeni genel şart hükümlerinin uygulanmasının zorunlu olduğunu, sürekli sakatlık oranının belirlenmesi ile sürekli sakatlık tazminatı ile sürekli sakatlık oranının belirlenmesinden sonra ortaya çıkacak bakıcı giderlerinin sürekli sakatlık teminat kapsamına alındığını, bu sebeple sürekli sakatlık tazminatı ile sürekli sakatlık oranının alınmasından sonra ortaya çıkan bakıcı tazminatı sürekli sakatlık teminat limiti ile sınırlı olduğunu, kaza tarihindeki sürekli sakatlık teminat limitinin 250.000,00-TL olduğunu, yargılama neticesinde davacının sürekli sakatlığının tespiti ile sürekli sakatlık oranının belirlenmesinden sonra bakıcı giderlerinin tespiti sonrası ödenecek azami tazminatın 250.000,00-TL’yi geçemeyeceğini, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A/5B bendi uyarınca geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı gideri taleplerinden davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığını, davacının bağlı bulunduğu sosyal güvenlik kurumu tespil edilerek, mükerrer ödemeyi ve haksız zenginleşmeyi önlemek için kurum tarafından davacıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği ile maluliyet nedeni ile bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin sorulması gerektiğini, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini beyanla davanın reddini, temerrüde düşmemiş ve dava açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan davalı şirket aleyhine vekalet ücreti, yargılama giderleri ve faize karar verilmemesini, kabul anlamına gelmemesi kaydıyla aleyhe hüküm kurulması halinde ise poliçe limiti ve sigortalının kusur oranı dikkate alınarak hüküm kurulması gerekliliğini, reddedilen kısım için ise yargılama ücreti ve ücreti vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; kaza tespit tutanakları, trafik kayıtları, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyası, kusur taporu, nüfus kaydı, maluliyet raporu, sigorta poliçesi, hasar dosyası ve hastane kayıtları mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Dosya İstanbul ATK. 2. İhtisas Kurulu’na gönderilerek davacının 12/10/2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle tespiti halinde 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlik Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde iş göremezlik oranı araştırılarak rapor düzenlenmesi talep edilmiş, düzenlenen 22/05/2020 tarih ve 6559 karar sayılı raporu ile; … oğlu, 1959 doğumlu …’ın 12/10/2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmeliği dikkate alındığında; Kas-İskelet Sistemi, Alt ekstremiteye ait sorunlar, Periferik Sinir zedelenmesi, Tablo 3.11, topuk hareket kısıtlılığna bağlı alt ekstremite özürlülük oranı, inversiyon, %5(beş), Tablo 3.11’e göre %5 olup, Balthazard formülü ile %9.75 olup Tablo 3.2’ye göre; kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %5 (yüzdebeş) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 18 (onsekiz) aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
(3)Dosya İstanbul ATK. 2. İhtisas Kurulu’na gönderilerek davacının 12/10/2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle maluliyet oranı araştırılarak rapor düzenlenmesi talep edilmiş, düzenlenen 07/04/2021 tarih ve 6513 karar sayılı raporu ile; … oğlu, 1959 doğumlu, …’ın 12/10/2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması nedeniyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak: Gr 1 XII (32a………1)A %5, Gr 1 XII (18Ba…….5)A %9, Balthazard formülüne göre 13.55, E cetveline göre %17.2 (yüzdeonyedinoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 18 (onsekiz) aya kadar uzayabileceği, 03.08.2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Malüliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğinin, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin sadece Ek-1 bölümünü içerdiği, Ek-3 ve diğer cetvelleri ve meslek grupları bölümünü içermediğinden, sadece çalışma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğine ilişkin olduğu (hangi hastalık ve arızaların beden çalışma gücünün en az %60’ının kaybına neden olacağı), bu nedenle bu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceği belirtilmiştir.
(4)Dosya davaya konu kaza nedeniyle kusur oranının tespiti için İstanbul ATK. Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmiş, düzenlenen 17/09/2021 tarih ve 2021/98554 sayılı rapor ile, sürücü …’ın sevk ve idaresindeki araç ile tramvay yolu üzerinde seyir halinde iken, olay mahalli yaya yoluna yaklaştığında mevcut hızını azaltıp her an tedbir alabilecek şekilde seyrini sürdürmesi gerekirken bu hususlara riayet etmediğinden kusurlu olduğu, davacı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki elektrikli bisiklet ile yaya yolu üzerinde son derece dikkatli olması, tramvay yolunu kontrol etmesi gerekirken bu hususa riayet etmemiş, tramvay yolunu kontrol etmeden bisiklet üzerinde yolun karşısına geçmeye çalıştığı sırada, tamvay yolu üzerinde seyretmekte olan sürücü … idaresindeki araç ile çarpışmış olduğu olayda kusurlu olduğu, sonuç olarak; sürücü …’ın %50 (yüzde elli) oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’ın %50 (yüzde elli) oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
(5)Dosya İstanbul ATK. 2. İhtisas Kurulu’na gönderilerek davacının12/10/2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle davacının yaralanmaya bağlı tedavisinin ne kadar sürdüğü, tedavinin bitimi tarihinden sonra devam eden iyileşme süreci içerisinde bakıcı ihtiyacının olup olmadığı, bakıcı ihtiyacı varsa bakıcı ihtiyacının sürekli olup olmadığı ve bakım süresinin ne kadar olduğu hususlarının araştırılarak rapor düzenlenmesi talep edilmiş, düzenlenen 27/08/2021 tarih ve 14611 karar sayılı raporu ile; … oğlu, 1959 doğumlu, …’ın 12/10/2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması nedeniyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği 15. Madde kapsamında; iyileşme (işgöremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 18 (onsekiz) aya kadar uzayabileceği, başka birinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, iyileşme (işgöremezlik) süresi içerisinde 2 (iki) ay bir başkasının yardımına gereksinim duyabileceği belirtilmiştir.
(6)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, Aktüerya Hesap Uzmanı … ve Sigorta Uzmanı …’e tevdii edilen dosyada tanzim olunan 06/04/2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; dava dışı …’ın sevk ve idaresinde olan … plakalı aracın, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından 14/12/2015 – 14/12/2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … nolu “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası” ile sigortalı olduğu, uyuşmazlık konusu kazanın 12/10/2016 tarihinde meydana geldiği, kaza tarihi itibariyle … nolu poliçe yürürlükte olduğundan davalı şirketin poliçe genel şartları ile bağlı olarak zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı sunma yükümlülüğünün mevcut olduğu, bu kapsamda Davalı … Sigorta’nın, kaza tarihi itibarı ile … plakalı araç için … nolu poliçe ile zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı vermesi nedeniyle, dava dışı Seyrani’nin %50 kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davacının uğradığı maddi zarardan sorumlu olduğu, Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 17/07/2020 tarihli, 2019/40 Esas, 2019/40 Karar sayılı iptal kararı dikkate alınarak Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında kabul ettiği Prograsif Rant Hesaplama yöntemlerine göre hesaplama yapıldığı, her ne kadar daha önceleri Yargıtay’ın yerleşik içtihatları bakiye ömür süresi için PMF 1931 Tablosu esas alınarak hesaplama yapılması gerektiği yönünde ise de; Yargıtay 17. HD. 2020/2598 E. sayılı dosyasından verdiği 2021/34 K. nolu ve 14/01/2021 günlü ilamında özetle; “…Dairemizce de 2020 Aralık ayı itibariyle tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 Tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.” denilmekle işbu raporda davacının yaşam süresinin TRH 2010-ERKEK tablosu esas alınarak belirlendiği, davacının olay tarihinden itibaren 18 aylık geçici iş görmezlik süresi boyunca %100 oranında malul sayıldığının; devam eden dönemde ise %5 oranında sürekli malul kaldığının kabulü ile hesaplama yapıldığı, 25.12.2021 tarihli ve 31700 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7349 sayılı “Gelir Vergisi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 3/b maddesi ile “Asgari Geçim İndirimi” kaldırıldığından, davacı …’ın emeklilik tarihi kabul edilen 01.01.2020 tarihi ile 31.12.2021 tarihleri arasındaki işlemiş emeklilik/pasif devresi için “Asgari Geçim İndirimi” tenzil edilmiş net asgari ücret, 01.01.2022 tarihini takip eden emeklilik/pasif devresi için ise 7349 nolu Kanun kapsamında bilinen son net asgari ücret (2022 yılı için; 4.253,40-TL aylık net asgari ücret x 12 ay = 51.040,80-TL yıllık net asgari ücret) esas alınarak hesaplama yapıldığı, öncelikle ödeme tarihi (03/11/2017) verilerine göre yapılan hesaplamaya göre; … Sigorta tarafından, davacı … için yapılan maluliyete ilişkin tazminat ödemesinin yetersiz olduğu, iş bu rapor tarihindeki verilere göre yapılan güncel hesaplamaya göre; davacı …’ın meslekte kazanma gücü / efor kaybına ait toplam bakiye maddi zararının 14.876,19-TL olduğu, dosyada “Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre belirlenen bakıcı gideri süresinin yer almadığı, ATK’nın 27/08/2021 tarihli raporu kapsamında belirlenen 2 ay esas alınarak bakıcı gideri hesabının yapıldığı, buna göre davacı …’ın bakıcı giderine ait maddi zararının 1.647,00-TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazası nedeniyle uğranılan cismani zarar nedeniyle açılan maddi tazminat davasıdır.
Davalı vekili 18/05/2022 tarihli beyan dilekçesi ile, işbu davada, davacının maddi tazminata ilişkin talebi ile ilgili olarak davacı taraf ile sulh olunduğunu ve sulh çerçevesinde davacı taraf vekili Av. …’a asıl alacak ve ferileri ile birlikte toplam 27.055,43-TL ibraname mukabilinde ödendiğini, işbu ödeme ile maddi tazminat yönünden davalı şirket ve sigortalı ile sigortalı araç sürücüsü yönünden davacı tarafın davadan feragat ettiğini, davacı taraf ile sulhen anlaşmaya varılarak ödeme yapıldığından maddi tazminat taleplerine ilişkin olarak davalı şirket hakkında dava konusuz kaldığından “karar verilmesine mahal olmadığına”, davalı şirket tarafından yargılama gideri ve vekalet ücreti talep edilmediğinden bu konuda lehlerine hüküm kurulmasına yer olmadığına, vekalet ücreti sulh dahilinde ödendiğinden karar verilmesine mahal olmadığına, dava masrafları da sulh dahilinde ödendiğinden yapılan dava harç ve masrafların davacı uhdesinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 27/05/2022 tarihli beyan dilekçesi ile, davada, davalı taraf ile yapılan görüşmeler neticesinde sulh olunduğunu, davalı sigorta şirketinin trafik poliçesi uyarınca maddi tazminat nedeniyle üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirdiğini, tarafların maddi tazminatların fer’ileri ile birlikte ödenmesi sonucunda davanın konusuz kalacağı hususunda karşılıklı olarak anlaştıklarını, anlaşmaya istinaden tüm ödemeler yapıldığından bu nedenle huzurda açılan maddi tazminat istekli davanın konusuz kaldığını, varılan anlaşma kapsamında davalı sigorta şirketi ile maddi tazminat yönünden asıl alacak, yargılama gideri, vekalet ücreti yönünden anlaşmaya varıldığından karşılıklı olarak tarafların birbirinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmeyeceğini ve bu nedenlerle de huzurdaki davanın konusuz kalacağı hususunda anlaşmaya varıldığından ve anlaşma uyarınca tüm ödemeler de yapıldığından dolayı dava konusuz kaldığını beyanla karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep etmiştir.
Yapılan yargılama neticesinde; 6100 sayılı HMK’nın 315. maddesi “Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.” hükmü haizdir. Sulh, mahkemenin bir hükmüne gerek kalmaksızın davaya son veren usuli bir sözleşme olduğu ve HMK 314. maddesi uyarınca sulh hükmün kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği düzenlenmiştir. Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir. Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.
6100 Sayılı HMK’nın 74. Maddesinde davaya vekalette özel yetki verilmesi gereken haller sayılmıştır. Buna göre bir davada müvekkil tarafından vekile açıkça yetki verilmemişse, vekil sulh olamaz. Somut olayda davada karşı tarafla sulh olduğunu bildiren davacı vekilinin vekaletnamesinde sulhe ilişkin özel yetkinin bulunduğu, davacı ile davalının dava dışında sulh olduklarının anlaşıldığı, davacı vekili 27/05/2022 tarihli beyan dilekçesi ile sigorta şirketinden alacaklarını tahsil ettiklerini bildirdiği, tarafların sulh olmaları ve uyuşmazlık konusunun bu surette ortadan kalkmış olması nedeniyle dava konusuz kaldığından sulh sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına, talep gibi taraflar leh/aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiş olup aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Taraflarca sulh olunduğu, dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
(2)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90-TL harçtan mahsubu ile bakiye 44,80-TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
(3)Talep gibi taraflar adına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
(4)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
(5)Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
(6)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/05/2022

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.