Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/21 E. 2019/1033 K. 18.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/21 Esas
KARAR NO : 2019/1033

DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/01/2018
KARAR TARİHİ : 18/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının eczacılık sektöründe hizmet verdiğini, davacının davalı banka nezdindeki mevduat hesaplarında yıllık yaklaşık 3.000.000 Euro işlem hacmi mevcut olduğunu, davacının davalı banka nezdinde sıklıkla talimat ile havale, eft işlemleri yaptığını, gelen talimatların doğru olup olmadığının kontrol edilmesi amacı ile davacının davalı banka tarafından aranarak sözlü teyit alındığını, davalı bankanın 28/11/2017 tarihinde davacının hiçbir bilgisi ve rızası olmasızın ve davacının hiçbir ticari ilişki içinde bulunmadığı, davacının hiçbir ticari ilişkisi bulunmayan bir şirket tarafından davacıya ait imzanın ve kaşenin kopyalanması suretiyle oluşturulan EPT talimat mailinin davalı bankaya gönderildiğini, bu talimatta …Şti’ne 150.000 Euro’nun gönderilmesi talebinin yer aldığını, işbu mailin davacı tarafından gönderilen bir mail olmadığını, böyle bir talimattan davacı şirketin haberi olmadığını, davalı banka yetkilileri tarafından talimatın doğruluğunu teyit etmek için davacı şirketle herhangi bir şekilde iletişime geçmediğini, davalı banka yetkililerinin bu şirketin eft talep isteğini bahsi geçen tarihte davacıya ait hesapta yeterli para bulunmaması sebebi ile gerçekleştiremediğini, yine davacıya hesapta yeterli para bulunmadığı bilgisini de vermediklerini, bu olaydan 13 gün sonra 11/12/2017 tarihinde davalı bankaya yine aynı sahte imza ve kaşenin bulunduğu 70.000 Euro’nun …Şti’ne ödenmesini içeren bir talimat maili daha geldiğini, bu sefer davalı banka yetkililerinin bu şirketin hesabına parayı yatırdıklarını, davacının banka yetkilileri tarafından gerçekleştirilen dava konusu hukuka aykırı durumu hesaplarını kontrol ederken fark ettiğini, akabinde banka yetkililerine haber vermesine rağmen banka tarafından herhangi bir açıklama yapılmadığını, bunun üzerine davacı banka tarafından davalı bankaya …Noterliği’nin 26/12/2017 tarih ve…yevmiye sayılı ihtarnamesinin gönderildiğini, davalı banka tarafından gönderilen cevabi ihtarnamede havale işleminin yazılı talimat ile yapıldığı, ancak iki talimat süresi arasında yazılı teyit/bildirim yapıldığının iddia edildiğini, davacı ile yapılan herhangi bir yazılı teyitleşme olmadığını, yine 70.000 Euro’nun gönderildiği bilgisinin dahi verilmediğini, mevduat hesap sözleşmesi gereği parayı elinde bulunduran ve güven kurumu olan davalı bankanın en hafif kusurdan dahi sorumlu olduğunu, özen yükümlülüğüne aykırı davranışı sebebiyle zarara neden olan davalı bankanın, davacının zararını tazminden haksız olarak kaçındığını, anılan nedenlerle davacıya ait hesaptan başka bir şirket hesabına hukuka aykırı bir şekilde transfer edilen 70.000 Euro’nun karar aşamasında geçerli Euro Kuru üzerinden hesaplanacak değerin 11/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davalı bankaya başvurarak tüzel kişi müşteri sabit bilgileri başlığını taşıyan belgeyi doldurarak kaşe ve imza ile hesap açtırdığını, bu belgede …Şti’nin sahibi ve yetkilisi olan … e-posta adresi olarak …@….com’u gösterdiğini ve bankayla iletişimin bu yolla yapılacağını beyan ettiğini, davacı şirket ile davalı banka arasında Bankacılık Hizmetleri Çerçeve Sözleşmesi imzalandığını, davacının kendi ifadesiyle sıklıkla talimat ile havale, eft işlemleri, para transferi yaptığını, bu işlemlerin tamamının davacı şirketin sahibi ve tek yetkilisi olarak kendisine ait mail adresi ile yaptığını, dava konusu olaydan önce aynı mailden talimat vererek işlemler talep ettiğini, davalı banka tarafından talep edilen işlemlerin gerçekleştirildiğini, davacının haberi ve izni olmadan davalı bankanın davacıya ait 70.000 Euro’yu dava dışı bir şirkete havale ettiği iddiasının doğru olmadığını, 28/11/2017 tarihinde davacı şirketin kaşe ve imzasını taşıyan efte talimatının her zaman gelen talimatlar gibi davacı şirketin sahibi olduğu mail adresinden davalı bankaya gönderildiğini, davalı banka tarafından bu talimatta yazılan şirketin hesabına 70.0000 Euro gönderildiğini, davacının bilgisi dışında bir mail gönderilmiş ise davacı şirketin sahibi ve yetkilisinin mailine nasıl girildiğinin araştırılması gerektiğini, bunun sorumlusunun davalı banka olamayacağını, davalı banka tarafından müşterisinin aranmadığı iddiasının doğru olmadığını, 05/12/2017 tarihinde 150.000 Euro talimatının bankaya geldiğini ve hesap bakiyesi müsait olmadığından o talimatı yerine getirmediğini, davacı yetkilisi ile telefon görüşmesi yapıldığını ve hesap bakiyesinin müsait olmadığının bildirildiğini, hesap bakiyesi miktarı söylendikten sonra 70.000 Euro bedellin talimatın bankaya gönderildiğini, bunların davacı şirketin yetkilisinin bilgisi doğrultusunda gerçekleştiğini, firma yetkilisinin yazılı firma talimatlarını ekleyerek ilettiği e posta adresinin güvenliğinin kendisine ait olduğunu, kendisi tarafından gönderilmediği iddia edilen işlemlerle aynı gün veya sonrasında kendisinin kabul ettiği işlemler ve diğer yazışmaların yine aynı e posta adresinden ulaştığını, davalı bankanın herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, anılan nedenlerle davacının haksız ve dayanaksız davasının reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davacı şirket yetkililerinin talimatı olmadan davalı banka tarafından yapılan havale ve eft işlemleri sebebiyle davacı şirketin uğramış olduğu zararın tazmini bakımından açılan tazminat davasıdır.
Mahkememizce davalı banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, davacı tarafından daha önce gönderilen maillerle davaya konu havale işlemi olan 70.000 Euro’luk işlemle ve mailler arasında farklılık bulunup bulunmadığı, davalı tarafından davacının mail adresinden gönderildiği iddia edilen söz konusu talimatın gerçekten davacıya ait mail adresinden gönderilip gönderilmediğinin tespit ile söz konusu havale yada eft işleminde banka görevlilerinin kusurunun bulunup bulunmadığı, yine davacı şirket yetkilisinin herhangi bir kusurunun bulunup bulunmadığı hususunun tespiti bakımından rapor aldırılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak E.Banka Müdürü …, Bilişim ve Ekonomi Uzman… ve Dr.Öğr.Üyesi … tayin edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda; davacının tüm talimat işlemlerinde aynı e-mail adresinin (…@….com) kullanıldığı, davalı bankanın mahkemeye sunmuş olduğu belgelerin incelenmesi sırasında davacının tüm mail yazışmalarında “…” şeklinde adını yazmış olmasına karşın sadece dava konusu talimat ile ilgili mailde “…” olarak adını yazmış olduğunun görüldüğü, dava dosyası içinde 70.000 Euro’nun gönderildiği dava dışı …Şti ile davacının herhangi bir ticari ilişkisinin olup olmadığına ilişkin bir bilgi ve belgeye rastlanmadığı, davalı bankanın şüpheli işlemlere ilişkin davacıya telefon yolu yada başka bir yol ile ulaşıp bildirimde bulunup bulunmadığına ilişkin bir belge yada kayda rastlanılmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Aldırılan bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraflarca rapora beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuş olup, aldırılan bilirkişi raporunun mahkememizce hüküm kurmaya elverişli bulunmadığı anlaşılmakla, yeniden davacı şirket kayıtları ile davalı banka kayıtları üzerinde inceleme yapılmak suret ile özellikle taraflar arasındaki ihtilafa konu olan 70.000 €’nun gönderilmesine ilişkin mail kayıtlarının davacı şirket maili üzerinden gönderilip gönderilmediği, davacı şirketin mail bilgilerinin hacklenmesi sureti ile bu talimat işleminin verilip verilmediği, söz konusu talimat davacı şirket maili yada şirket bilgisayarları üzerinde verilmiş ise davacının söz konusu mailin gönderilmesinde müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı, müterafik kusur varsa kusur oranlarının tespiti ile davacı şirket tarafından söz konusu işlemin fark edilmesinden sonra davalı bankaya yapılan bildirim sonrası ilgili banka tarafından paranın gönderildiği …Şti’nin hesabına bloke konulup konulmadığı, söz konusu bedelin ilgili şirket tarafından çekilip çekilmediği, çekilmiş ise hangi tarihte çekildiği, davacı şirket tarafından yapılan bildirimden önce mi sonra mı çekildiği, ayrıca davacı şirket ile dava dışı … Şti arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, bu hususta davacının dava dışı şirkete borçlu olup olmadığı, davaya konu olan bu 70.000 €’luk gönderimden önce davacı şirket bünyesinde aynı şekilde 150.000 € paranın EFT yapılmasına yönelik herhangi bir talimatın bulunup bulunmadığı, gerek 150.000 €’luk EFT istemi yönünden gerekse davaya konu 70.000 €’nun gönderilmesi sırasında davalı banka yetkilileri tarafından davacı şirket yetkililerinden sözlü olarak onay alınıp alınmadığı hususlarında inceleme yaptırılarak rapor aldırılmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti olarak Bankacı Operasyon Yöneticisi …, Mali Müşavir … ve Bilgisayar Mühendisi … tayin edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda; inceleme günü olan 20/05/2019 günü saat 14:00’da mahkeme kaleminde taraf vekillerinin gözetiminde davacı vekilinin inceleme için getirmiş oludğu bilgisayar üzerinde gözle yapılan taramada, bilgisayara uzaktan erişim, uzak masaüstü, trojan, virüs, vb.vasıtasıyla izinsiz/yetkisiz erişim, bilgileri ele geçirme vb.sağlandığına dair herhangi bir izne rastlanmadığı, ayrıca bilgisayarda davacının e-posta “gönderilmiş öğeler”inde dava konusu e-postanın yer almadığı, “silinmiş öğeler” klasörü içerisinde de ilgili e-postanın yer almadığı, taraflar arasındaki ihtilafa konu olan 70.000 Euro’nun gönderilmesine ilişkin e-posta kayıtları incelendiğinde talimatın davacı şirket e-posta adresi üzerinden gönderildiği, madde 1’de belirtildiği üzere e-postanın gönderildiği iddia edilen bilgisayarda ele geçirme yöntemi kullanılarak ilgili e-postanın gönderildiğine dair herhangi bir ize rastlanmadığı, dava konusu 70.000 Euro tutarındaki para transferinden önce davacı şirket yetkilisinin e-posta adresinden 150.000 Euro tutarında paranın eft yapılmasına yönelik bir talimat bulunduğu, davacı firma yetkilisinin yahoo.com isimli sitede açmış olduğu oturumlarla ilgili bilgiler kontrol edildiğinde 26/11/2017 ve 05/12/2017 tarihlerinde …’dan oturum açtığı, bir başka oturum bilgisinde ise 4 saatlik zaman farkıyla … ve İran’da farklı oturumlar açtığının görüldüğü, bu bilgilerden firma yetkilisinin e-posta kullanıcı hesabıyla…, …vb.kullanarak farklı bir yerde (…) oturum açmış olabileceği, kullanıcı bilgilerinin paylaşılması sonucu bir başka kişinin aynı şekilde VPN, Proxy vb.uygulamalarla oturum açmış olabileceği, kullanıcı bilgilerinin ele geçirilmesi sonucu bahsedilen yöntemler veya direkt o bölgede bulunan bir kişinin oturum açıp ilgili e-postaları göndermiş olabileceğinin değerlendirildiği, bu 3 durumdan herhangi birinin gerçekleşmiş olabileceği, fakat yapılan incelemelerde bu durumları destekleyen herhangi bir kanıta rastlanmadığı, davacı firma yetkilisinin e-posta gönderimlerinde kullandığı imzasının “…” olarak görüldüğü, davaya konu e-postada imzasında “…” ifadesinin yer aldığı, dava konusu olmayan 16/06/2017 08:38 tarihli yine davalı banka yetkilisine gönderilen e-postada imzasında “…” ibaresinin yer aldığı, davacı firma yetkilisinin e-posta erişim bilgilerini kendisi korumak ve kollamak zorunda olduğu, e-posta hesabının başka kişi veya kişilerce farklı cihazlarda oturum açılarak kullanılıp kullanılmadığının tespitinin teknik olarak mümkün olmadığı, dosyada mübrez bilgi ve belgeler ışığında taraflar arasındaki sürekli iş ilişkisinin tesisini müteakiben benimsenen ve süregelen iletişim ve teyit şekli göz önünde bulundurularak 70.000 Euro tutarlı transfer talimatının e-posta üzerinden davalı bankaya iletilmesi, taraflar arasında iletişim kurulması, ıslak imza ve talimat aslı aranmaksızın e-posta üzerinden iletilen talimata istinaden işlemin yapılmasının davacı şirket yetkilisinin hesap açılışı esnasında belirlediği iletişim seçimine, iletişim adresine, taraflar arasında akdedilen Bankacılık Hizmetleri Çerçeve Sözleşmesinin Faks Talimatları Başlıklı 21.maddesine uygun olarak gerçekleştiği ve davalı bankanın imza kontrolü ve teyit hususunda asgari objektif özen yükümlülüğünü yerine getirdiğinin kabul edilebileceğini, davacı şirket yetkilisinin kişisel bilgisayarının e-posta adresi ve kullanımını sağlayan şifrelerinin çevresindeki üçüncü kişilerce öğrenilmiş olması ihtimali sebebiyle de hukuk alanının korunmasından davalı bankanın sorumlu olmayacağı, bu noktada davalı bankanın davacı şirket ve/veya yetkilisine karşı kusuru ve zarar sorumluluğu da olmayacağı, bu bağlamda davalı bankanın davacı yana ödemekle yükümlü olduğu bir bedelin bulunmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Yapılan yargılama, davacının iddiaları, davalının beyanları, ibraz edilen deliller, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucu ibraz edilen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, davacı şirketin hesabının şirketin rızası dışında 70.000Euronun dava dışı … Şti isimli bir şirkete bilgi dışında para gönderildiğinden bahisle söz konusu zararın tahsili istemine yöneliktir. Dosya ile ilgili mahkememizce 2 adet bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, söz konusu teknik incelemelerde davacıya ait hesaptan dava dışı … Şti isimli hesaba para gönderilmesi hususunda önce 28/11/2017 tarihinde 150.000Euroluk havale gönderilmesi için talimat verildiği, ancak hesabın mümkün olmaması sebebi ile söz konusu talimat işleminin gerçekleştirilemediği, daha sonra 05/12/2017 tarihinde aynı meblağ yeniden 150.000Euroluk EFT ile ilgili teyit istendiği, banka çalışanı… tarafından hesabın müsait olmadığının bildirildiği, daha sonra huzurdaki davanın konusunu teşkil eden 11/12/2017 tarihinde yine davacıya ait mailden davalı bankanın 11/12/2017 tarihinde 70.000Euroluk havalenin yapılmasının talimatının verildiği, buna yönelik swift mesajının gönderildiği, daha sonra saat 15:52’de davacının mail adresinden havalenin yapılıp yapılmadığının teyidinin istendiği, aynı mailden havale talimatının yapıldığı bilgisinin saat 17:00’de banka yetkilisi tarafından ilgili mail adresine bildirildiği, davalı banka tarafından mahkemeye sunulan belgelerin incelenmesi sırasında mail yazışmalarında davacı şirket yetkilisinin … ismini kullandığı, davaya konu maile ilişkin talimat yazısında ise ismin … olarak yazıldığı, özellikle ikinci bilirkişi raporunda bilgisayar uzmanına yaptırılan teknik incelemede mail talimatlarının davacıya ait mail adresinden gönderildiğinin tespit edildiği, ancak söz konusu gönderinin davacı vekilinin inceleme için getirdiği bilgisayarda gönderilmiş öğelerde dava konusu e postanın yer almadığı, silinmiş öğelerde de ilgili postanın yer almadığı, davacı firma yetkilisinin ….com isimli sitede 26/11/2017 ve 05/12/2017 tarihlerinde …’dan oturum açtığı, bir başka oturum bilgisinde ise 4 saatlik zaman farkı ile … ve İran’da farklı oturumlar açtığı, dolayısıyla söz konusu işlemlerin 3 şekilde gerçekleştirilmiş olabileceği, bunların;
*Firma yetkilisinin e posta kullanıcı hesabı ile…, … vb kullanarak farklı bir yerde (…) oturum açmış olabileceği,
*Kullanıcı bilgilerinin paylaşılması sonucu bir başka kişinin aynı şekilde …, … vb uygulamalarla oturum açmış olabileceği,
*Kullanıcı bilgilerinin ele geçirilmesi (hacking, vb yöntemlerle) sonucu yukarıda bahsedilen yöntemler veya direkt o bölgede (…) bulunan bir kişinin oturum açıp ilgili e postaları göndermiş olabileceği değerlendirilmiştir. Bu 3 durumdan herhangi birinin gerçekleşmiş olabileceği fakat yapılan incelemelerde bu durumları destekleyen herhangi bir kanıta rastlanmadığı belirtilmiştir. Söz konusu mail talimatının hangi suretle yatırılırsa yatırılsın davalı bankanın güven kurumu olması ve internet dolandırıcılığının ve bu şekilde sahte işlemler yapılmasının önüne geçilmesi için bir takım güvenlik tedbirlerini alması gerekmektedir . Önemle belirtmek gerekir ki, meydana gelen olayda taraflara ait kusur durumunu irdelemek ve takdir etmek münhasıran mahkemenin yetkisi ve takdirindedir. Bu kapsamda bilirkişi heyeti tarafından yaptırılan teknik incelemelerin yapılmış oluşu, ancak farklı değerlendirmeler ile davalı bankaya süregelen iletişim ve teyit şekli göz önünde bulundurularak 70.000Euro tutarlı transfer talimatını davacının mailden geldiğinden bahisle ıslak imza ve talimat aslı aranmaksızın e posta üzerinden iletilen talimata istinaden işlemin yapıldığı, bunun şirket yetkilisinin hesap açılışı esnasında belirlediği, iletişim seçimi, iletişim adresi ve taraflar arasında akdedilen bankacılık hizmetleri çerçeve sözleşmesinin faks talimatları başlıklı 21.maddesine uygun olarak gerçekleştiği ve bankanın imza kontrolü ve teyit hususunda asgari objektif özen yükümlülüğünü yerine getirdiğinin kabul edilebileceği gerekçesiyle kusur izafesine gerek olmadığı şeklinde görüş belirtilmiş ise de, davalı bankanın güven kurumu olduğu, internet dolandırıcılığı ve sahte işlemler için gerekli alınabilecek tüm önlemleri alması gerektiği, esasen taraflar arasında akdedilen 21.maddede faks talimatlarının düzenlendiği, oysa havale ve eftnin sadece mail ile gönderilen talimata istinaden yapıldığı, davacının mailine 4 saat gibi kısa bir süre içinde farklı ülkelerden giriş yapılıp oturum açıldığının sabit olduğu, davalı bankanın kendisine gelen bu mailleri davacı şirket tarafından gönderildiğine ilişkin gerekli teyitlerin alınmadığı, ilgili teyitler alınmaksızın ve maillerin gerçekten davacıdan gelip gelmediğinin tespit edilmeksizin söz konusu bedelin gönderilmesinde davalı bankanın kusurunun bulunduğu, özellikle ilgili hesapta daha önce iki kez 150.000Euro gönderilmesi hususunda talimatlar gelmiş olmasına rağmen ve davacı şirketin hesabının müsait olmaması sebebiyle ödenmediği dikkate alındığında, söz konusu işlemlerden davalı banka yetkililerinin şüphe duyması gerektiği, esasen bu şekilde yapılacak havale ve eft işlemleri gibi işlemlerden bankanın müşterinin cep telefonuna şifre gönderme ve bu şifrenin verilmesi suretiyle havale ve eft işlemlerine onay verme şeklinde basit bir işlemle alabileceği bir güvenlik önlemi ile bu tarz işlemlerin önüne geçebileceği, yada sözleşmede düzenlendiği şekli ile davalı bankanın başlangıçta cep telefonu bilgisi verilen davacı şirket yetkilisinden sözlü teyit alması ve bu sözlü teyidi gerekirse ses kaydı ile ispatlaması gibi işlemlerle de bu şekildeki dolandırıcılık işlemlerinin önüne geçebileceği, ancak davalı bankanın hem sözleşmede düzenlenen uyarı kontrol yöntemlerini yerine getirmemiş oluşu, sözleşmede düzenlenmemiş bir şekilde mail adresinden gelen bilgilerle işlem yapması (sözleşmenin 21.maddesi faks talimatlarına ilişkin olup, mail aracılığıyla gönderilen talimatlar faks talimatı olarak nitelendirilememektedir), sözlü teyit almaması sebepleri ile kusurlu olduğu, ayrıca diğer pek çok bankanın yapmış olduğu gibi cep telefonuna gelen şifrenin girilmesi vb.güvenlik önlemlerini almaması sebebiyle kusurlu olduğu, bu nedenle özellikle ikinci bilirkişi kurulunun davalı bankanın kusurlu bulunmadığına yönelik görüşüne itibar edilmemiş, davacının uğramış olduğu zarardan davalı bankanın kusurlu olması sebebiyle sorumlu olduğu değerlendirilerek, davanın kabulune karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile, 70.000 €’nun 03/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı kanunun 4a.maddesi uyarınca Euro cinsine kamu bankalarının uyguladığı en yüksek 1 yıllık mevduat faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereği alınması gereken 21.517,65 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 5.379,42 TL’nin mahsubu ile bakiye 16.138,23 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 5.379,42 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 24.850,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 4.456,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

“5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”