Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/198 E. 2021/346 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/198 Esas
KARAR NO : 2021/346

DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 05/03/2018
KARAR TARİHİ : 22/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı … şirketi arasında 21/10/2015 tarihli bir taşıma sözleşmesi akdedildiğini, imzalanan sözleşmeye göre davalının Ankara’ya yapılacak gönderimlerde teslim süresi olarak 1 (bir) iş günü olarak kararlaştırıldığını ancak davalının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini gereği gibi ifa etmediğini ve kargoların zamanında alıcılara teslim edilmemesi sebebiyle müvekkili şirketin zarara uğradığını, şöyle ki 14/11/2017 tarihinde …A.Ş.’ye gönderilmek üzere davalıya teslim edilen kargoya ilişkin kendilerine ilk önce kaybolduğu ve tazmin sürecinin başlatıldığının bildirildiğini, bu bildirime ilişkin müvekkili şirketin sözleşmeden dolayı borç altında olduğu dava dışı …A.Ş.’ye ikinci kez gönderim sağlamak üzere davalı … şirketine 15/12/2018 tarihinde teslim edildiğini, 09/01/2018 tarihi itibariyle ilk gönderinin halen kayıp olduğuna ilişkin davalıyla mail yazışmalarının da bulunduğunu, kendileri tarafından zararın karşılanması bekleniyorken ve bu yönde bilgi verilmiş iken ilk kargo gönderisinin dava dışı şirkete teslim edildiği bilgisine edindiklerini, dava dışı …A.Ş tarafından ürünlere ikinci kez ihtiyaç duyulmadığından müvekkil davacı şirkete iadesinin gerçekleştiğini, davalının dikkatsiz davranışları nedeniyle müvekkilinin faiz / masraflar ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ithalat gümrükleme masrafları dahil olmak üzere 5.580,00-TL zarara uğradığını, işbu tutarın davalıdan tahsilini ve yargılama masrafları harçlar ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından 11/11/2017 tarihinde müvekkili şirkete taşınması için verilen kargonun önce …şubesine gönderildiğini ancak alıcı adresinin işbu dağıtım bölgesinde olmaması sebebiyle doğru dağıtım alanı içinde olan Orsan şubesine gönderildiğini ve 14/12/2017 tarihinde alıcı firmaya teslim edildiğini, müvekkiline teslim edilen kargoların önce bölgede yer alan aktarma merkezlerine indirilerek burada hasar – zayi – sayım gibi kontrollerinin yapıldığını ancak dağıtım merkezinde yapılan kontrollerde kargonun orada olmasına rağmen gözden kaçması üzerine bulunamadığını ve bu sebeple davacıya kargonun bulunması yönünde gerekli araştırmaların devam ettiği yönünde bilgi verildiğini, davacı tarafından beyan edilen müvekkili tarafından verilen bilgilendirmelerin kargonun kaybının kabulü anlamına değil müşteri talebinin değerlendirme aşamasında olduğuna ilişkin görülmesi gerektiğini, ayrıca …Konvansiyonu 20. Maddesi uyarınca 14/11/2017 tarihinde alıcıya teslim edilen kargoda 30 günlük süre aşılmadığından zayi olarak kabul edilemeyeceğini, yine davacı tarafından iddia edilen teslimatın gecikmesi nedeniyle kargolanan ürünün tekrar üretildiği, alıcı firma için tasarlanan özel ürünler olup olmadığının tespit edilmesinin gerektiğini ve bu sebeple zarara uğranıldığı hususunun ispatlanmasının gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle fatura bedelinin davacının satış rakamı olduğundan ürünün gerçek değerinin uzman bilirkişi tarafından yapılmasını, taşıyıcının sorumluluğunu düzenleyen TTK 880 ve TTK 882/3. Maddelerinin değerlendirmeye alınmasını bu bu hükümler doğrultusunda hesaplama yapılabileceğini, dava konusu kargonun müvekkili tarafından sağlıklı olarak teslim edilmesi ve ortada zayi olan ürün bulunmaması sebebiyle davanın reddini, aksi kanaat hasıl olması halinde müvekkili şirket hakkında sınırlı sorumluluk hükümlerinin uygulanmasını, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; … Sanayi A.Ş.’nin 25/03/2021 tarihli müzekkere cevabı ekinde 14/11/2017 ve 14/12/2017 tarihli fatura fotokopileri, davalı … vekilinin sunmuş olduğu03/04/2018 tarihli cevap dilekçesi ekinde kargo teslim nüshası, 21/10/2015 tanzim tarihli taşıma sözleşmesi fotokopisi, gönderinin cinsi miktarı ve bedelini gösterir fatura fotokopisi ve bir takım elektronik yazışmalar Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, kargo taşımacılığı uzmanı …ve mali müşavir bilirkişi …’a tevdii edilen dosyada tanzim olunan 28/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu kargo için davalı firma tarafından hazırlanmış olan raporda dava dışı … A.Ş.’ye gönderilecek kargo için “kayıp kargo” ibaresi yazıldığını dolayısıyla kargonun ilk etapta kayıp olduğu hususunun davalı tarafından da kabul edildiğini, her ne kadar ilgili kargonun daha sonra geç teslim edildiği belirlenmişse de davalı tarafından öncelikle kargonun kayıp olduğunun kabul edilmesi ve dolayısıyla davacının da kargonun kayıp olduğunu düşünerek aynı üründen 2. defa temin ederek kargo etmesi sebebiyle kargonun kayıp olduğunun kabul edilerek devam edilmesi gerektiğini, ikinci defa temin edilip kargolanan ürünün dava dışı … A.Ş. tarafından ihtiyaçları olmaması sebebiyle iade edildiğini, davacı tarafın ithal edilen bu ikinci ürünü satamaması sebebiyle maddi zarara uğradığını, MADDE 875-(1) “Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesini; kadar geçecek süre içinde eşyanın ziyamdan, hasarından veya teslim indeki gccikmeden doğan zararlardan sorumludur”, MADDE 879-(1) “Taşıyıcı a) Kendi adamlarının, b) Taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin, görevlerini yerme getirmeleri sırasındaki fiil vc ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur.” MADDE 880-(1) Taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen ziyamdan dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, bu tazminat, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanır. (2)Eşyanın hasara uğraması hâlinde, onun taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki hasarsız değer ile hasarlı değeri arasındaki fark tazmin edilir. Zararı azaltmak ve gidermek için yapılacak harcamaların birinci cümleye göre saptanacak değer farkın karşıladığı karine ufarak kabul edilir. (3)Eşyanın değeri piyasa fiyatına göre, bu yoksa aynı tür ve nitelikteki malların cari değerine göre tayin edilir. Eşya, taşımak üzere teslimden hemen önce satılmışsa satıcının faturasında taşıma giderleri mahsup edilerek gösterilen satış bedelinin piyasa fiyatı olduğu varsayılır” olarak belirtildiğini, taşıyıcı olarak davalının kargonun kayıp – geç teslim edilmesi nedeniyle davacının uğradığı zarardan sorumlu olduğunu, davalının davacıya KDV. hariç 5,785,96-TL borçlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
(3)Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, tarafların beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi dosya bilirkişi heyetine taşımacılık uzmanı …’de eklenmek suretiyle yeniden tevdii edilerek 15/12/2019 tarihinde tanzim olunan bilirkişi ek raporunda özetle; davalı tarafından yapılan itirazlara dosyaya sundukları raporun değerlendirme kısmında cevap verildiğini, dava konusu taşıma işinde taraflar arasında taşıma sözleşmesi ile taşıma sürelerinin belirlenmiş olması ve TTK.’un 874’ncü maddesinde sürenin de teslimde aşılmış olması nedeniyle davacının eşyasına zayi olduğu gözü ile bakmasında yasal hakkının olduğunu, bu nedenle geç teslim değil “‘zayi olan eşya” durumuna göre tazminatın belirlenmesi gerektiğini, davalının söz konusu olayda sorumlu bir taşımacı gibi davranmadığı tespit edildiği için sınırlı sorumluluktan yaralanma hakkını kullanamayacağını, davacının müşterisi tarafından kendisine iade edilen emtiayı tam olarak davalıya teslim etmesi koşulu ile davalıdan emtia bedeli olan 5.745,77-TL tazminat talep edebileceği yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; taşımacılık sözleşmesine aykırılıktan kaynaklı maddi tazminat davasıdır.
Tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; davacı, davalı tarafa dava dışı şirkete kargo vasıtasıyla ürün göndermiş ancak teslimin zamanında yapılmadığı ve davalı … şirketiyle yapılan haberleşme neticesiyle ürünün zayii olduğu kanaatiyle yeniden ürünü temin etmek suretiyle dava dışı şirkete ürünün gönderildiği, 5.580 TL zararın davalı taraftan karşılanmasını talep etmiştir.
Taşımacılık sözleşmesi gereği davacı tarafından kargoya verilen ürünün teslimatının zamanında yapılıp yapılmadığı, ürünün zayii olup olmadığı konusunda uyuşmazlık mevcuttur. TTK 873. Maddesi uyarınca: “
Taşıyıcı, eşyayı, kararlaştırılan sürede, bir süre kararlaştırılmamışsa şartlar dikkate alındığında özenli bir taşıyıcıya tanınabilecek makul bir süre içinde, teslim etmekle yükümlüdür. ” Taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereği ve dosya içerisinde mevcut hatlara göre illere teslim süresinde Ankara iline yapılacak teslimatın 1 iş gününde yapılacağı konusunda anlaşılmıştır. Davacı şirket tarafından Ankara ilinde teslim edilmesi gereken ürün, kargo şirketine 14/11/2017 tarihinde teslim edilmiş olduğuna göre 1 iş günü yani 15/11/2017 tarihinde kargonun Ankaradaki alıcıya teslim edilmesi gerekmektedir. Davalı tarafından sunulan ekran görüntülerine göre teslimin 30/11/2017 tarihli yazılı olduğu ve davalı bu tarihte teslimin yapıldığını iddia etmektedir. Ancak cevap dilekçesi ekindeki teslim nüshasında teslim eden tarafından yazılmış bir tarih mevcut olmayıp o gün başka kişilere yapılan imzalı diğer teslimatlarda 13/12/2017 tarihinin yazılı olduğu anlaşılmaktadır. Mahkememizce dava dışı …Sanayi A.Ş ye müzekkere yazılarak ürünlerin teslimi hakkında bilgi temin edilmiş, gelen cevapla gönderinin başka kişiye 30/11/2017 teslim edildiğine, ikinci gönderinin 14/12/2017 tarihinde gönderildiğine ilişkin cevap gelmiştir. Cevap dilekçesinde davalı ürünün önce Batıkent Şubesine gönderildiği bölgede dağıtımın sağlanmaması nedeniyle Orsan Şubeye gönderildiğini belirtilmesine göre, … Sanayi tarafından gelen cevapta ikinci gönderi olarak bahsedilenin ilk gönderi sonradan teslim edilebildiğinden ikinci ürün değil ilk ürünün ikinci teslimi anlamında kullanılabilceği, bilhassa davacı tarafından 2. Kez temin edilip gönderilen ürünün … tarafından 08/01/2018 tarihinde iade faturası kesildiği nazara alındığında…tarafından gelen cevapta bahsi geçen ikinci gönderi tabirinin ilk gönderi olduğu kanaatine varılmıştır. Ayrıca bahsi geçen teslimat tarihlerinin yazılı olduğu görsel çıktısında diğer ürünlerin 13/12/2017 teslim bilgisi yazılı olduğu da dikkate alınarak bu tarihlerin birbiriyle örtüştüğü ve gönderinin muhtemelen 13/12/2017 yahut 14/12/2017 tarihinde alıcıya teslim edildiği kanaatine ulaşılmıştır. Tüm bu bilgiler ışığında TTK 873. Maddesi uyarınca sözleşme ile kararlaştırılan süre olan teslimin yapılması gereken tarih olan 15/11/2017 tarihinde ürünün davalı … şirketi tarafından alıcıya teslim edilmediği tespit edilmiştir. Davalının beyanlarına itibar edilse dahi ürün teslim edilmiş olsa bile kararlaştırılan tarihten çok sonra (yaklaşık 1 ay) teslim edildiği kanaatine ulaşılmıştır. Öte yandan davacı taraf davalı ile iletişime geçtiği ve dosyaya sunulan yazışmalar ve belgelerle ürünün zayii olduğu bilgisine ulaşıldığından dava dışı şirkete 2. Kez ürün temin edildiğini, dava dışı … A.Ş’nin ise 2. Kez ürüne ihtiyaç duyulmadığından bahisle davacı şirkete ürünü iade ettiğini, kargonun karşı tarafa ulaşmasına rağmen davalı … şirketinin davacıya haber dahi vermediğini ileri sürmüştür. TTK 874. Maddesi uyarınca: “Eşya, taşıma süresini izleyen yirmi gün içinde teslim edilmezse, hak sahibi ona zayi olmuş gözüyle bakabilir. ” Somut olayda TTK 874. Maddesi uyarınca tesliminin 15/11/2017 tarihinde yapılması gereken kargonun muhtemel olarak 13/12/2017 tarihinde teslim edildiği dikkate alındığından davacı gönderen tarafından kanuni süre açısından en erken 04/12/2017 tarihinde zayi olduğuna kanaat edinilebilir. Dosya arasında mevcut mail yazışmalarında ise Ocak 2018 tarihinde halen ürünün kaybolmasından kaynaklı kargo şirketi tarafından araştırma yapıldığı anlaşılmaktadır.
Aynı yasanın Sorumluluk Sınırlarını düzenleyen 882/3 m. uyarınca taşıyıcının, taşıma süresinin aşılmasından doğan sorumluluğu, taşıma ücretinin üç katı ile sınırlıdır. TTK 886. uyarınca ise zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı veya 879 uncu maddede belirtilen kişiler, bu Kısımda öngörülen sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz. Bu durumda somut olayda davalı tarafça teslim alındığı sabit bulunan eşyanın davacıya teslim edilmemesinin makul kabul edilmesinde olanak bulunmaması, kargo yaklaşık 1 ay sonra teslim edilmesine rağmen yapılan yazışmalarda halen kargonun teslim edildiği bilgisi araştırılmaksızın ve davacıya bilgi dahi verilmemesi dikkate alındığında, dolayısıyla TTK 874. Maddesi gereği davacının gönderiye kaybolmuş gözüyle bakılabileceği, TTK 886. maddesi gereğince de davacının uğradığı zararın davalının pervazsızca davranışından kaynaklanması nedeniyle (Yargıtay 11. HD, E.2015/2815, K.2015/7806, T.05/06/2015; Yargıtay 11. HD, E.2015/10215, K.2015/13042) davalı şirketin TTK’nın 882. maddesindeki sorumluluk sınırlamasından faydalanamayacağı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen bu sebeplerle Türk Ticaret Kanunu’nun 875. maddesi uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın ziyaından veya hasarından doğan zararlardan sorumlu olduğu, kargonun geç teslimine ilişkin hükümlerin uygulanamayacağı, yukarıda bahsi geçene nedenlerle davalının pervasızca hareketlerinde sorumluluğu ve anılan yasa maddeleri gereğince kusurlu olduğu kabul edilmiş, o halde malın zayi olmasına ilişkin hükümlerin olayda uygulanması gerektiği ve o halde davalının davacının gerçek zararı ile sorumlu bulunması gerektiği sonucuna varılarak, zayi olan eşya nedeniyle davanın kabulü ile 5.580,00-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davanın KABULÜ ile; 5.580,00-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
(2)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 381,17-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 95,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 285,87-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
(3)Davacı tarafından ödenen 95,30-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
(4)Davacı tarafından yapılan; 35,90-TL başvuru harcı, 1.500,00-TL bilirkişi ücreti, 156,20-TL tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 1.692,10-TL yargılama masrafının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
(5)Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 4.080,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
(6)Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
(7)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/04/2021

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.