Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/166 E. 2021/976 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/166 Esas
KARAR NO:2021/976

DAVA:Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ :21/02/2018
KARAR TARİHİ:09/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 02/01/2018 tarihinde müvekkili …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı motosikleti ile seyir halinde iken park halinde bulunan … plakalı aracın bir anda sürücünün bulunduğu kapıyı açması nedeniyle müvekkilinin kapıya çarparak ağır bir şekilde yaralandığını, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle davalı …’nın … numaralı zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı bulunduğunu ve dolayısıyla müvekkilinde meydana gelen daimi sakatlık zararından davalı … şirketinin mesul olduğunu, dava ikame edilmeden önce her ne kadar davalı … şirketine başvuru yapılmış ise de kendilerine şu aşamada ödeme yapılamayacağının bildirildiğini, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte belirsiz 3.500,00-TL daimi maluliyet tazminatının davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete davacı tarafından yapılan başvurunun eksik belgeler ile yapılmış olması nedeniyle öncelikle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddini, davacının taleplerini dayandırdığı daimi sakatlık halinin henüz tespit edilememiş olduğu ve tedavi süreci henüz bitmediğinden daimi olarak malul kalıp kalmayacağı hususunun da bilinemeyeceğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limitleri ile sınırlı olup davaya konu kazaya karışan tarafların kusur oranına göre hüküm kurulması gerektiğini, öncelikle dosyanın maluliyet ve kusur yönünden incelenmesi için Adli Tıp Kurumu’na, ardından aktüer bir bilirkişiye tevdii edilmesini, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini ve aleyhine herhangi bir faize hükmedilmemesi gerektiğini, izah edilen ve re’sen dikkate alınacak sebeplerle davanın reddini, davanın açılmasında müvekkili şirketin bir kusurunun bulunmaması nedeniyle yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; davalı vekili tarafından sunulan 05/04/2018 tarihli dilekçe ekinde …/0 sayılı ZMMS poliçesi ve … sayılı hasar dosyası, … İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün 14/03/2019 tarihli müzekkere cevabı, … İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün 14/03/2019 tarihli müzekkere cevabı, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nün 22/03/2019 tarihli müzekkere cevabı, … Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen tedavi evrakları, Adli Tıp Kurulu raporuna itiraz dilekçeleri, davacı vekilinin 09/06/2021 tarihli talep arttırım dilekçesi, SGK. Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 02/11/2021 tarihli müzekkere cevabı ekinde hizmet döküm cetveli Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Davacının kusur oranın tespiti amacıyla İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilmiş olup, 28/08/2020 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; dava dışı sürücü …’in sağ şerit üzerinde park edip sol gerisindeki araç trafiğini kontrol etmeden aracın şoför kapısını açması nedeniyle meydana gelen kazada %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu, davacı sürücü …’ ün ise kusursuz olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
(3)Davacının maluliyet oranın tespiti amacıyla İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş olup, 11/09/2020 tarihinde düzenlenen raporunda özetle; 22/10/1977 doğumlu …’ün 02/01/2018 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanmasının 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflaması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerini kapsamında; Kas-İskelet Sistemi Üst Ekstremite Şekil 2.6: %2, Şekil 2.7 %2+%2, Tablo 2.3e göre: %4, Alt ekstremiteye ait sorunlar, eklem hareket açıklığı, ayak bileği hareket kısıtlılığı Tablo 3.4’e göre ; %4 Balthazard formülüne göre %7.84 olduğuna göre; kişinin tüm vücut engellilik oranının %8 (yüzdesekiz) olduğu ve iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
(4)Davacının maluliyet oranın tespiti amacıyla İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş olup, 23/12/2020 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; 22/10/1977 doğumlu …’ün 02/01/2018 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanmasının 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1(bir) kabul olunarak; Gr1 VIII (2Aa……..20) A % 24 x1/4 = %6, Gr1 XII (32a………1)A % 5 ile Balthazard formülüne göre; %10,7 E cetveline göre % 11.1 (yüzdeonbirnoktabir) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı ve iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
(4)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, aktüerya hesaplama uzmanı bilirkişi … ve sigorta uzmanı …’e tevdii edilen dosyada tanzim olunan 22/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; zarar görenlerin yaşam süreleri TRH tablosu ve 23/12/2020 tarihli ATK. raporuna göre aktüeryal hesaplama yapıldığında malulün aylık net geliri bilinen dönem ve aktif dönem için AGİ dahil asgari ücret – pasif dönem için ise AGİ hariç asgari ücret olarak hesaplamaya dahil edildiğini, malulün geçici iş göremezlik dönemine ilişkin aylık net geliri 02/01/2018 – 02/10/2018 tarihleri arasındaki geçici iş göremezlik dönemine ilişkin olarak alınmış olup (Toplam geçici iş göremezlik tazminatı) x (%100) x (%100) = Hak edilmiş geçici iş göremezlik tutarının 14.588,39-TL olduğunu, işlemiş döneme ilişkin aylık net gelirin 02/10/2018 – 27/04/2021 tarihleri arasında AGİ dahil net asgari ücret tutarı olarak alınmış olup (Toplam işlemiş dönem tutarı) x (%11,1 maluliyet oranı) x (%100 kusur oranı) = Hak edilmiş işlemiş dönem tutarının 7.629,99-TL olduğunu, aktif döneme ilişkin aylık net gelirin hesap tarihi itibariyle açıklanan AGİ dahil net asgari ücret tutarı olarak alınmış olup Hak edilmiş aktif dönem tutarı = (Toplam aktif dönem tutarı) x (%11,1 maluliyet oranı) x (%100 kusur oranı) 60.225,58-TL olduğunu, pasif döneme ilişkin aylık net gelirin hesap tarihi itibariyle açıklanan AGİ hariç net asgari ücret tutarı olarak alınmış olup Hak edilmiş aktif dönem tutarı = (Toplam pasif dönem tutarı) x (%11,1 maluliyet oranı) x (%100 kusur oranı) 51.100,65-TL olmak üzere toplam 133.544,62-TL olduğunu, zarar görenlerin yaşam süreleri TRH tablosu ve 11/09/2020 tarihli ATK. raporuna göre aktüeryal hesaplama yapıldığında malulün geçici iş göremezlik dönemine ilişkin aylık net geliri 02/01/2018 – 02/10/2018 tarihleri arasındaki geçici iş göremezlik dönemine ilişkin olarak alınmış olup (Toplam geçici iş göremezlik tazminatı) x (%100) x (%100) = Hak edilmiş geçici iş göremezlik tutarının 14.588,39-TL olduğunu, işlemiş döneme ilişkin aylık net gelirin 02/10/2018 – 27/04/2021 tarihleri arasında AGİ dahil net asgari ücret tutarı olarak alınmış olup (Toplam işlemiş dönem tutarı) x (%8 maluliyet oranı) x (%100 kusur oranı) = Hak edilmiş işlemiş dönem tutarının 5.499,10-TL olduğunu, aktif döneme ilişkin aylık net gelirin hesap tarihi itibariyle açıklanan AGİ dahil net asgari ücret tutarı olarak alınmış olup Hak edilmiş aktif dönem tutarı = (Toplam aktif dönem tutarı) x (%8 maluliyet oranı) x (%100 kusur oranı) 43.405,82-TL olduğunu, pasif döneme ilişkin aylık net gelirin hesap tarihi itibariyle açıklanan AGİ hariç net asgari ücret tutarı olarak alınmış olup Hak edilmiş aktif dönem tutarı = (Toplam pasif dönem tutarı) x (%8 maluliyet oranı) x (%100 kusur oranı) 36.829,30-TL olmak üzere toplam 100.322,61-TL olduğunu, davacı vekili tarafından davalı şirkete başvuru yapıldığı belirtilmişse de sağlık kurulu raporu dahil olmak üzere sigorta şirketine eksiksiz evrakla müracaat edildiğine dair dosyada mübrez bir belge bulunmadığından sigorta şirketinin 21/02/2018 dava tarihi itibarıyla temerrüde düştüğü sonucuna ulaşıldığını, olay tarihini kapsayan KTK. Zorunlu Mali Sorumluluk poliçesindeki sakatlanma ve ölüm için kişi başına limitinin 360.000,00-TL olması nedeniyle davacının davalı şirketten talep edebileceği toplam tazminatın limit dahilinde olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazası nedeniyle uğranılan cismani zarar nedeniyle açılan maddi tazminat davasıdır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49/1.maddesi uyarınca; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler. Hakim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir. Davacının uğradığı haksız fiil neticesinde maruz kalabileceği bedensel zarar aynı yasanın 54.maddesinde sayılmıştır. Bunlar; 1. Tedavi giderleri, 2. Kazanç kaybı, 3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, 4.Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplardır.
Davacının maluliyet oranının belirlenmesi için dosya mahkememizce ATK’ya gönderilmiş ATK’dan alınan 11/09/2020 tarihli raporda; 02/01/2018 tarihinde gerçekleşen kazada Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri çerçevesinde değerlendirme yapılarak davacının engellilik oranının %8 olduğunu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir. ATK’dan alınan 23/12/2020 tarihli raporda Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik hükümleri çerçevesinde davacının %11.1 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş olduğu ve iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir. Davaya konu kazanın gerçekleştiği tarih olan 02/01/2018 tarihinde; 01/06/2015- 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri uygulanacağından mahkememizce bu yönetmeliğe göre %8 engellilik oranına itibar edilmiştir. Kazanın meydana gelmesinde kusur oranının belirlendiği ATK raporunda ise; dava dışı sürücü …’in sevk ve idaresindeki araçla sağ şerit üzerinde park edip sol gerisindeki araç trafiğini kontrol etmeden aracın Şoför kapısını açtığı esnada orta şerit üzerinde seyreden davacı sürücü idaresindeki motosikletin seyir durumunu tehlikeye düşürdüğünden %100 oranında kusurlu olduğu, davacı …’ün ise kusursuz olduğu tespit edilmiştir.
Davaya konu olayda davacı TBK’nın haksız fiil hükümlerine göre kazaya karışan aracın sigorta şirketinden maddi tazminat talep ettiği anlaşılmaktadır. KTK 85/son maddesinde, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” düzenlemesine yer verilmiştir. Davalı … şirketinin zarardan sorumlu tutulabilmesi için kazaya karışan sigortaladığı aracın sürücüsünün kazada kusuru olmalıdır. O halde sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlıdır. Zira, kanunun emredici hükmü gereği sigortacı, işletene düşen hukuki sorumluluğu teminat altına aldığına göre, ancak işletenin sorumlu olduğu oranda zarardan sorumlu olacaktır. İşletene hukuken yükletilemeyen zarardan, onun sorumluluğunu teminat altına alan sigortacının sorumlu tutulması da mümkün değildir. Bu bilgiler doğrultusunda; kazanın kazaya karışan aracın ZMSS poliçe dönemi içerisinde gerçekleştiği, sigorta şirketince sigortalı araç bakımından teminat sunulduğu, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, kazaya sebep olan aracın dava dışı sürücünün kusurlu olduğu ve sorumluluğu nispetinde sigorta şirketinin davacının zararlarından sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Mahkememizce aktüerya bilirkişisinden TRH 2010 yaşam tablosu esas alınarak Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca %8 engellilik oranı ve 9 ay iyileşme süresi olduğu tespit edilen ATK raporu dikkate alınarak hesaplama ile hazırlanan raporda; davacının hak edilmiş geçici iş göremezlik tutarı 14.588,39 -TL, hak edilmiş işlenmiş dönem tutarı 5.499,10-TL, hak edilmiş aktif dönem tutarı olan 43.405,82 TL, hak edilmiş pasif dönem tutarı 36.829,30-TL olmak üzere toplam zararının 100.322,61-TL olduğu tespit edilmiştir. Davacı vekili tarafından sunulan ıslah dilekçesi ile 130.044,62 TL talep ettiği ve bu bedel üzerinden ıslah harcı yatırıldığı, ancak yapılan hesaplamada davacının Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca yapılan hesaplama ile toplam 100.322,61 TL maddi zararının bulunduğu ve bu zararı davalı … şirketinden tahsil edebileceği kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ayrıca dosya içerisinde mevcut belgelerden sigorta şirketinin davacının dava açılmadan önceki başvurusuna 06/02/2018 tarihinde yanıt verdiği anlaşıldığından; 100.322,61 TL maddi tazminata, 8 iş günü sonrası olan 17/02/2018 temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesine ve kazaya konu davalının sigortacısı olduğu aracın kullanım amacının hususi olduğu, ticari olmadığı anlaşıldığından temerrüt tarihinden itibaren avans faizi değil yasal faiz işletilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE; 100.322,61-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 17/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
(2)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 6.853,03-TL karar ve ilam harcından (59,78-TL peşin harç + 2.220,83-TL tamamlama harcı olmak üzere) peşin alınan 2.280,61-TL’nin harçtan mahsubu ile bakiye 4.572,42-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
(3)Davacı tarafından yatırılan 2.280,61-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
(4)Davacı tarafından yapılan; 35,90-TL başvuru harcı, 1.700,00-TL bilirkişi ücreti, 286,00-TL tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 2.021,90-TL yargılama masrafından davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 1.518,91-TL yargılama masrafının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
(5)Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 13.480,65-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
(6)Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
(7)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/12/2021

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.